16 Eylül 2011
Sayı: SİKB 2011/35

 Kızıl Bayrak'tan
Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin saldırı cephesini dağıtmak için…
“Arap Baharı”nı “Karakış”a çevirme hamlesi
Türkiye-İsrail ilişkisinde kriz
Sınır ötesi sinyalleri
Metal işçileri kıdem tazminatı hakkı için sokakta!
MİB MYK Eylül Ayı Toplantısı Sonuçları
İşçi sağlığı ve güvenliği için mücadeleye!...
“Can güvenliği,
iş güvencesi istiyoruz!” 
“Biz kazanacağız!”
Emekliler sokağa çıkıyor
Baskı ve sürgünler protesto edildi
KHK saldırısı ve
TMMOB’nin ataleti üzerine
Yeni dönem ve
partinin yüklenme alanları
Partinin düşünen önderleri ve savaşan neferleri önünde saygıyla eğiliyoruz
12 Eylül: Karşı-devrim devam ediyor /2
- Volkan Yaraşır
12 Eylül eylemlerle lanetlendi.
Üniversite har(A)çlarına zam cambazlığı
Gençliğin kayıt dönemi faaliyetlerinden
Mısır’da saflar netleşirken
mücadele keskinleşiyor
Filistin Yönetimi 20 Eylül’de
tek taraflı devlet ilan edecek
Dört bir yanda grev dalgası
Petrol-İş’te tüzük değişikliği
Gerze’ye kitlesel destek
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mücadele Postası

 

Sefaköy’de Yılmaz Güney anması

Devrimci sanatçı Yılmaz Güney ölümünün 27. yılında Sefaköy İşçi Kültür Evi’nde 10 Eylül günü gerçekleştirilen bir etkinlikle anıldı.

Yılmaz Güney şahsında devrimci sanatçılar anısına gerçekleştirilen saygı duruşuyla başlayan etkinlikte açılışın ardından Sefaköy İşçi Kültür Evi adına bir konuşma gerçekleştirildi. “Yeni bir dünya yeni bir kültür” mücadelesinin 10 yıldır sürdürüldüğünü belirten kültür evi çalışanı bu mücadelenin Yılmaz Güney ve diğer devrimci sanatçılardan devralınan mirasla güçlendiğini ifade etti. Devrimci sanatçılarımızı anmanın ancak bu mücadele içerisinde anlamlı olacağının ifade edildiği konuşma mücadele çağrısıyla son buldu.

Yılmaz Güney’in hayatını konu alan sinevizyon gösterisiyle devam eden etkinlik boyunca Yılmaz Güney’in konuşmalarından ve filmlerinden kesitler de sunuldu. Anma programında Kürt halkına yönelik baskı ve saldırılara ve kurtuluşun devrim ve sosyalizmde olduğuna da değinildi. Konuşmanın ardından ise devrimci sanatçının Kürt ulusal sorununun sınıfsal bir bakışla ve ortak mücadeleyle çözülebileceğini ifade ettiği bir konuşması izlendi.

Kültür evi çalışanlarının hazırladığı şiir dinletisinin ardından ise söz Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu’na verildi. BDSP adına yapılan konuşmada Yılmaz Güney’in ölüm yıldönümünün 12 Eylül askeri faşist darbesinin yıldönümünün hemen öncesine denk geldiği hatırlatılarak Yılmaz Güney’i anmanın aynı zamanda bugün hala süren 12 Eylül rejimine karşı mücadele etmek olduğu vurgulandı. Bugün sermaye iktidarının saldırılarının kıdem tazminatının gasbı gibi biçimlerde devam ettiği söylenerek tek kurtuluşumuzun örgütlü mücadelede ve devrimde olduğu ifade edildi.

Etkinlik Yılmaz Güney’in mücadele çağrısı yaptığı bir konuşmayla son buldu.

Kızıl Bayrak / Küçükçekmece


 


Halkın Günlüğü toplatıldı

Devrimci-sosyalist basın yayın organlarına yönelik baskı ve sansür uygulamaları 12 Eylül’ün 31. yılında tüm hızıyla sürüyor. Son olarak, Halkın Günlüğü Gazetesi’nin 10-20 Eylül 2011 tarihli 18. sayısı çıktığı gün toplatılarak, gazete hakkında 1 ay yayın durudurma “cezası” verildi.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından verilen kararda, Gazetede yer alan Maoist Komünist Partisi (MKP) ve Halk Kurtuluş Ordusu (HKO) ile ilgili haber ve açıklamalar gerekçe gösterilerek ‘Yasadışı silahlı terör örgütü propagandası’ yapıldığı iddiası ile böylesi bir karar alındığı belirtildi. Söz konusu kararda Halkın Günlüğü’nün 1 ay kapatılması, 10-20 Eylül 2011 tarihli tüm nüshalarına el konulması, dağıtımının engellenmesi ibareleri yer alıyor.



“Kaybetmeler devlet politikası”

Cumartesi Anneleri İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirdikleri eylemlerle kayıplarının faillerin bulunmasını istedi.


İstanbul

Cumartesi Anneleri Galatasaray Meydanı’nda 337. kez toplandılar. Eylemde 12 Eylül 1994’te gözaltına alınarak kaybedilen Kenan Bilgin’in dosyası açıklandı.

Cemil Kırbayır’ın kız kardeşi Fatma Kırbayır ve gözaltında kaybedilen Tolga Baykal Ceylan’ın annesi Kadriye Ceylan gerçekleştirdikleri konuşmalarda AKP hükümetinin faillerin yargılanması için hiçbir şey yapmadığını söylediler.

Kenan Bilgin’in ağabeyi İrfan Bilgin ise 16 yıldır adalet arayışını sürdürdüklerini ifade ederek kaybetmenin bir devlet politikası olduğunu söyledi. Annelerin taşıdığı fotoğrafları göstererek “Bu fotoğraflar bizim onurumuzdur, kimliğimizdir. Onlar için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

Basın açıklamasını gerçekleştiren Gülseren Yoleri, 10 kişinin Bilgin’i Terörle Mücadele Şubesi’nde gördüklerine dair tanıklık ettiğini, dönemin Ankara Cumhuriyet Savcısı Selahattin Kemaloğlu’nun ise AİHM’ye verdiği ifadesinde Kenan Bilgin’in gözaltında kaybedildiğinden emin olduğunu söylediğini belirtti. AİHM’nin Türkiye’yi oybirliği ile mahkum ettiğini fakat evletin hala Bilgin’in gözaltına alındığını inkar ettiğini ifade etti.


Ankara

Diyarbakır’dan ve İstanbul’dan gelen Barış ve Cumartesi Anneleri Yüksel Caddesi’nden, 12 Eylül Utanç Müzesi’nin bulunduğu Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne zılgıtlarla yürüdü.

Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun’un konuşmasıyla devam eden eylemde Tosun, Başbakan Erdoğan’ın “bizim zamanımızda kayıp yaşanmamıştır” açıklamasına yanıt verdi. “Uğur Kaymaz 13 yaşında kimin zamanında yok edildi, Ceylan Önkol’un vücudunu kim paramparça etti, panzerin altında küçücük beden kimin zamanında yok edildi” dedi.

Hasan Ocak, Mehmet Çakıcı, Nurettin Yedigül ve Cemil Kırbayır’ın Murat Yıldız yakınlarının da konuşmalar yaptığı eylemde 12 Eylül Utanç Müzesi’ne yürüyen anneler, bir süre oturma eylemi yaptılar. Ardından müzeye girerek 12 Eylül’de katledilenlerin fotoğraflarının bulunduğu alanda saygı duruşu gerçekleştirdiler.



İşçiyiz biz

Yağmur çamur demeden

Sokakları süpürürüz biz

Çünkü işçiyiz biz

Gümbür gümbür geliriz biz

Çünkü işçiyiz biz

Soğuk sıcak dinlemeyiz biz

Çünkü işçiyiz biz

Toz toprak dinlemeyiz biz

Çünkü işçiyiz biz

Taşeron istemeyiz biz

Çünkü işçiyiz biz

Aslanlar gibi geliriz

Çünkü işçiyiz biz

Taşerona son veririz biz

Genel-İş üyesi bir işçi / Mersin