16 Eylül 2011
Sayı: SİKB 2011/35

 Kızıl Bayrak'tan
Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin saldırı cephesini dağıtmak için…
“Arap Baharı”nı “Karakış”a çevirme hamlesi
Türkiye-İsrail ilişkisinde kriz
Sınır ötesi sinyalleri
Metal işçileri kıdem tazminatı hakkı için sokakta!
MİB MYK Eylül Ayı Toplantısı Sonuçları
İşçi sağlığı ve güvenliği için mücadeleye!...
“Can güvenliği,
iş güvencesi istiyoruz!” 
“Biz kazanacağız!”
Emekliler sokağa çıkıyor
Baskı ve sürgünler protesto edildi
KHK saldırısı ve
TMMOB’nin ataleti üzerine
Yeni dönem ve
partinin yüklenme alanları
Partinin düşünen önderleri ve savaşan neferleri önünde saygıyla eğiliyoruz
12 Eylül: Karşı-devrim devam ediyor /2
- Volkan Yaraşır
12 Eylül eylemlerle lanetlendi.
Üniversite har(A)çlarına zam cambazlığı
Gençliğin kayıt dönemi faaliyetlerinden
Mısır’da saflar netleşirken
mücadele keskinleşiyor
Filistin Yönetimi 20 Eylül’de
tek taraflı devlet ilan edecek
Dört bir yanda grev dalgası
Petrol-İş’te tüzük değişikliği
Gerze’ye kitlesel destek
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Baskı ve sürgünler protesto edildi

Balcalı Hastanesi’nde Dev Sağlık-İş, SES ve Adana Tabip Odası tarafından yapılan eylemle sağlık emekçilerine yönelik baskılar protesto edildi.

Basın metnini okuyan SES Şube Başkanı Muzaffer Yüksel, sağlıkta dönüşüm programıyla birlikte artan özelleştirmelere ve hak kayıplarına değinerek, sağlık çalışanlarına yönelik baskıları kınadı.

Açıklamada; KESK ve ona bağlı sendikalar ile sendikamız SES’e karşı saldırılar AKP döneminde daha da artmıştır. Başından beri sendikamız üye ve kadrolarına yönelik baskı, sürgün, soruşturma ve gözaltılar belirgin bir biçimde artmıştır. Üye ve yöneticilerimiz işyerlerinde MOBBİNG’e varan baskılar, geçici görevlendirmeler, ek ödemelerimizden kesintiler, görev tanımında yer almayan görevleri yapmaya zorlamalar, sürgünler, soruşturma ve cezalarla karşı karşıya kalmaktadır. Demokrasi mücadelesi içinde olmaktan kaynaklı olarak da gözaltılar, hatta tutuklamalar yaşanmaktadır. Halen bir şube başkanımız, bir eski MYK üyemiz, bir şube yöneticimiz, bir eski şube yöneticimiz ve bir üyemiz uydurma gerekçelerle tutukludur” denildi.

Ayrıca Adana’da ÇÜ. Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesinde, “İnsan ihale ile çalıştırılamaz” diyerek yasa dışı ihalelere karşı direnen Dev Sağlık-İş Sendikası Merkez Yöneticisi, Çukurova Bölge Başkanı ile birlikte 25 sağlık işçinin gözaltına alınması ve sonrasında bu eyleme destek veren SES üyelerinin görev yerlerinin değiştirilmesi teşhir edildi.

Yanısıra Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde dört aylık mücadele sonucunda işine dönen taşeron işçisi Muhsin Asilkan’ın, sendikal faaliyetlerde bulunduğu için, küçük bir tartışma neticesinde disiplin suçu işlediği kabul edilerek işine son verildiği belirtildi.

Kadrolaşmaya son verilmesi, uygulanan baskı, sürgün, soruşturma ve cezalardan vazgeçilmesi, tutuklu üye ve yöneticilerinin derhal serbest bırakılması için çağrıda bulunuldu. Mücadelenin her şeye rağmen devam edeceği vurgulandı.

Kızıl Bayrak / Adana

 

 

 

Sağlıkta dönüşüme tepki

SES Kocaeli Şubesi’nin üyeleri, hükümetin sağlıkta dönüşüm programı uygulamasını protesto etti.

Yürüyüşle İzmit Seka Devlet Hastanesi Merkez Semt Polikliniği’ne kadar gelen SES üyeleri, burada bir basın açıklaması yaptı.

SES Kocaeli Şube Başkanı Murat Harata, hükümetin, Dünya Bankası programı olan Sağlıkta Dönüşüm Programı uygulamasının yasal zeminini oluşturmaya çalıştığını söyledi.  Günümüze kadar geçen sürede sağlıkta dönüşüm uygulamasında sağlık kurumlarının büyük ölçüde özelleştiğini belirterek şunları söyledi: “Sosyal hizmeti tasfiye çalışmaları başlatıldı. Sosyal güvenlik hak olması bir yana emekliliğe ulaşmak hayal haline geldi”

Harata, Sağlık Bakanlığı Teşkilat Kanunu’nda değişiklik ve işleyiş ilkeleri ile ilgili olarak hazırlanmış Kanun Hükmünde Kararnameler ile Sağlık Bakanlığı’nın sağlık hizmeti üretme ve hak sahiplerine sunma görevinden çıkarılarak, düzenleyici ve denetleyici bakanlık haline getirileceğini belirtti.

Açıklamanın devamında “Mobbing” uygulamasının da yaygınlaştığını, son örneğin Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşandığını söyledi.


Hastanelerde şiddete protesto

Sağlık emekçileri Göztepe Eğitim Araştırma Hastanesi önünde gerçekleştirdikleri basın açıklamasıyla hekimlere yönelik şiddeti protesto ettiler.

7 Eylül günü bir asistan hekimin acil serviste bir hasta yakını tarafından silahla tehdit edilmesi ve ertesi gün gastroenteroloji servisinde çalışan hemşirenin hasta yakınlarının sözlü hakaretine uğrayarak darp edilmesi üzerine yapılan eylemde siyasetçilerin sağlık emekçilerine yönelik tutumu eleştirildi.

Popülist söylemlerle sağlık ortamında yaşanan her türlü aksaklık, yoğunluk ve yorgunluğun kaynağının sağlık çalışanları gibi gösterildiğine dikkat çekilen açıklamada şunlar söylendi: “Bu tür olaylar ne yazık ki neredeyse hemen her gün ve her sağlık kurumunda yaşanır oldu. Sıradanlaştırılan ve tüm sorumluluğu o anda sağlık hizmeti sunarken şiddete maruz kalan hekimde, hemşirede yani sağlık hizmeti sunan çalışanda görülen bu şiddet eğiliminin nerelerden kaynaklandığını ve nasıl meşrulaştığını çok iyi biliyoruz.
 Siyasilerin popülist demeçleri, hekimlere ve sağlık çalışanlarına karşı saygısız ve hürmetsiz söylemleri, saldırganları ne yazık ki cesaretlendirmektedir”.

Sağlık politikalarını gerektiği gibi düzenlemeden, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının temel güvenlikleri sağlanmadan, sağlıkta yaşanan sorunların sorumlusunu hekimler ve sağlık çalışanları gibi göstermekten vazgeçmeden şiddetin durmayacağının söylendiği açıklamada tüm hastanelerde sağlık çalışanlarının can güvenliğinin sağlanması gerektiği dile getirildi.

 

 

İthal doktor dönemi

AKP hükümeti yeni bir kararname saldırısına daha hazırlanıyor. Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan kararname taslağı ile ithal doktorun yolu açılıyor. Daha önce gündeme getirildiğinde sağlık emekçilerinin büyük tepkisine neden olan ve bu nedenle Cumhurbaşkanı Sezer tarafından veto edilen uygulama böylelikle hayata geçirilecek.

Düzenlemeye göre Sağlık Bakanlığı merkez ve taşra kadrolarında, ihtiyaca ve işin özelliğine göre, vatandaşlık şartı aramaksızın yabancı uzman görevlendirebilecek. Son şekli henüz verilmeyen taslakta değişikliğe gidilmezse, Sağlık Bakanlığı, ihtiyaç bulunan alanlarda yabancıları da hastanelerde doktor olarak çalıştırabilecek.

Düzenlemede sözleşmeli çalışmanın da genel bir uygulama haline getirilmesi planlanıyor. Buna göre bakanlık ve bağlı kurumlarının merkez teşkilatında görev yapacak personel, il ve ilçe sağlık müdür ve yardımcıları ile buralardaki uzmanlar sözleşmeli çalıştırılacak. Sözleşmelerin süresi 2 yıldan 4 yıla kadar olabilecek. Süre bitiminde sözleşme kendiliğinden sora erecek. Sözleşmesi sona erenlerin performansları “yeterli görülenlerle” yeniden sözleşme yapılabilecek.

AKP hükümeti böylelikle sağlık emekçileri üzerindeki baskıyı arttırmayı, böylelikle de güvencesiz ve ucuz işgücü yaratmayı amaçlıyor.