23 Eylül 2011
Sayı: SİKB 2011/36

 Kızıl Bayrak'tan
Emperyalizmin savaş ve saldırganlık cephesine demir attılar!
Emperyalizme uşaklık için sınırları aştılar!…
“Radar İsrail’in güvenliği için!”
Kürt halkına yönelik baskı ve terör artarak sürüyor
“Kıdem tazminatı güvencemizdir!”
Ümraniye’de “Kıdem tazminatı
hakkı” forumu
19 Eylül ve TMMOB
Alaattin Karadağ davasında 5. duruşmaya giderken
“Cezaevlerinde işkence, saldırı, keyfi uygulamalara son verilmelidir”
Zor dönemin bilinçli,
inançlı ve soluklu
devrimcileri
Ulucanlar direnişi 12. yılında.
Ulucanlar’da katledilen Habip Gül ve Ümit Altıntaş’ın avukatı İbrahim Ergün’le konuştuk
Ulucanlar’da devrimci tutsak,
fabrikada direnişçi işçi!
Gizli zamma tepki!.
Devrimci mücadeleyi
yükseltelim!.
Yüzbinler bağımsız
Filistin için yürüdü
Atina çalkalanıyor
Şili’de sınıf mücadelesi
ve olanaklar
“Şili’nin en büyük yüreği” Neruda kavgamızda yaşıyor!
Şarlatan davasında 2. duruşma
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kürt halkına yönelik baskı ve terör artarak sürüyor…

Devlet terörüne karşı
dayanışmayı yükseltelim!

Sermaye devleti Kürt halkına yönelik baskı ve terörü tırmandırıyor. ABD emperyalizminin onayı ile düzenlenen hava harekatlarında Güney Kürdistan bombalanırken sivil halkın yaşam alanları da tahrip edildi. Türk devleti bir yandan da kara harekatına yönelik diplomatik görüşme trafiğini yoğunlaştırdı. Tüm bu gelişmelere Kürt halkına yönelik baskı, gözaltı ve tutuklama terörü eşlik etti.

Fakat bu saldırganlık karşısında Kürt halkının direnişi de büyüyor. Canlı kalkan eylemlerinin ardından yoğunlaşan sokak gösterileri sürüyor. Koyu baskı ve teröre rağmen Kürt emekçileri sokaklara çıkmaya devam ediyor.

Devlet baskı ve terörü tırmandırıyor

Açılım adıyla yürüttüğü tasfiye politikası iflas eden AKP hükümeti emperyalizmin desteğinde geleneksel inkar ve imha politikasına sarıldı. Kürt halkına yönelik baskı ve şiddete, katliamlara, yargısız infazlara devam etti. Kürt hareketini etkisizleştirmek için baskı ve terörü tırmandırıyor. Askeri, siyasi, psikolojik terör aygıtlarını tahkim ediyor. PKK’nin tasfiyesi stratejisinin Kürt halkı tarafından direnişle karşılandığını gördükçe daha fazla saldırganlaşıyor. Bu nedenle Irak Kürdistan’ına yönelik yeni hava ve kara operasyonlarına hazırlanıyor, Kürt halkının örgütlü güçlerine yönelik kitlesel tutuklamalara, katliamlara hız veriyor. Zira bir bütün olarak sömürgeci sermaye düzeni Kürt halkını tasfiye etmeden PKK’yi tasfiye edemeyeceği bilinciyle hareket ediyor. Düzen bekçilerinin korkularının ve saldırganlıklarının temel nedeni budur.

Tayyip Erdoğan’ın “Ramazan bayramı’ndan sonra barış farklı olacak, iyi niyet beklemesinler” açıklamasının ardından Kürt halkına yönelik baskılar yoğunlaştı. Onlarca operasyon düzenlendi. Dördü çocuk sekiz kişi katledildi. Yüzlerce kişi gözaltına alındı. 145 Kürt emekçisi tutuklama terörüne maruz kaldı.

AKP şefinin açıklamalarının ardından askeri operasyonlar da arttı. Irak Kürdistan’ına yönelik hava operasyonlarında onlarca Kürt emekçisi katledildi. Kürt halkının operasyonlara karşı sınırda gerçekleştirdiği canlı kalkan eylemlerine yönelik olarak devlet terörde sınır tanımadı. Eyleme katılan Yıldırım Ayhan polisler tarafından katledildi.

Baskılar ve devlet teröründen Abdullah Öcalan ve BDP de payını aldı. BDP’ye yönelik operasyonlarda 133 kişi gözaltına alındı. 62 kişi tutuklama terörüne maruz kaldı. Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit uygulaması devam ettirildi. Bu nedenle Öcalan haftalardır avukatlarıyla görüşemiyor.

KCK tutuklamaları, Kürt halkının iradesini hiçe sayarak milletvekilliklerinin düşürülmesi, eylemsizlik sürerken Kürt halkına yönelik tutuklama terörü PKK’yi tasfiye hedefiyle bağlantılı girişimler olarak kayıtlara geçti. Genel seçimler öncesinde PKK ile görüşmeleri sürdüren AKP’nin asıl amacının, seçimi kazasız-belasız atlatmak ve PKK’yi oyalamak olduğunu son gelişmeler kanıtladı.

Yukarıda özetlediğimiz baskı ve terör tablosu, sermaye düzeninin Kürt halkının en ufak taleplerini bile karşılamayacağını gösteriyor. Dahası son süreçte yaşananlar sermaye düzeninin önümüzdeki dönemde de bu çok yönlü saldırılara hız vereceğinin, Kürt halkının mücadelesini bastırmak için her türlü kirli yöntemi kullanacağının açık kanıtlarıdır.

Kürt halkı direniyor

Ulusal özgürlük taleplerinden vazgeçmediği için Kürt halkı yalnız bugün değil, sermaye devletinin tarihi boyunca sistematik baskılara maruz kalmıştır. Kürt halkı bombalanmış, katledilmiş, yargısız infazların, gözaltında kayıpların hedefinde olmuştur. Bu nedenle bugüne kadar onbinlerce Kürt talepleri için mücadele ettiğinden dolayı katledilmiştir.

Kürt halkına yönelik sergilenen bu sınırsız devlet terörü, düzenin Kürt sorunu üzerinden yaşadığı çözümsüzlüğün açık göstergesidir. Bu politikalar her seferinde Kürt halkının mücadele barikatlarına çarpıp tuz-buz olmaktadır.

Öyle ki bugün de gözaltı, tutuklama ve katliamlara yönelik Kürt halkının tepkisi büyüyor. Baskı ve katliamlara rağmen Kürt halkının mücadelesiyle Kürdistan sokakları ısınıyor. Her gün binlerce Kürt emekçisi devlet terörünü protesto ediyor.

Kürt halkı baskılara boyun eğmiyor. Büyüyen direniş çizgisi, Kürt halkını teslim almaya yönelik devlet politikalarının geçersizliğini gösteriyor. Baskı ve terörün hiçbir işe yaramadığını ispatlıyor. Öte yandan Kürt halkının mücadelesini boğmaya yönelik karşı devrim cephesinde yeni gelişmeler yaşanmaktadır.

Kürt halkıyla eylemli dayanışmaya!

Ulusal eşitlik ve özgürlük uğruna direnen Kürt halkının mücadelesi, düzen güçleri tarafından şovenizmi azdırmak için kullanılıyor. Amerikancı sömürgeci sermaye devletinin imha ve inkarla karılmış zorbalığına karşı direnen Kürt halkının mücadelesi haklı ve meşrudur. Kürt halkı saldırılar karşısında bu haklı ve onurlu mücadelesinde yalnız kalmamalıdır.

Kürt halkına yönelik saldırıların arttığı böylesi bir dönemde komünistler ve ilerici devrimci güçlere önemli sorumluluklar düşmektedir. En temel görev, Kürt halkının haklı ve meşru taleplerini işçi sınıfı ve emekçilere kararlılıkla anlatabilmektir. İşçi sınıfı ve emekçileri Kürt halkının meşru mücadelesiyle eylemli dayanışma içine sokmanın olanaklarını sonuna kadar zorlamaktır. Bu eylemli dayanışma şovenizmin işçi sınıfı üzerindeki etkisini sınırlamaya, “işçilerin birliği, halkların kardeşliği” bilincini güçlendirmeye de hizmet edecektir.

Tüm bu alanlarda yol alınabildiği ölçüde, düzeninin Kürt halkına yönelik saldırıları boşa çıkarılabilinir. Böylesi bir gelişme aynı zamanda devrim ve sosyalizm mücadelesine de ivme kazandıracaktır.

 

 

6 ayda bin 356 BDP’li tutuklandı

BDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, BDP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.

Beştaş, son bir haftadır örgütlerine yönelik ciddi bir operasyon başlatıldığını söyleyerek “Yargının bağımsız olmadığı bizzat bu operasyonlarla ortaya çıkmıştır. Çünkü bizzat yürütmenin başı, Başbakan’ın talimatlarıyla yargı, operasyon başlatmıştır” dedi.

Yaşanan gözaltı ve tutuklamaların 90’lı yıllardan daha beter olduğuna dikkat çekerek 14 Nisan 2009 tarihinden beri 3 binden fazla Kürt siyasetçinin tutuklandığını, son 6 ay hariç 192 bin kişinin TMK, TCK’daki “örgüt üyeliği” ve “örgüte yardım yataklıktan” yargılandığını söyledi.

Bölge cezaevlerinden diğer cezaevlerine yönelik bir sevkiyat yapıldığı bilgisini veren Beştaş şunları söyledi: “Bizim şu an dan itibaren hakkında dava açılmayan, Belediye Başkanı, İl Başkanı, İl Genel Meclis üyemiz, yöneticimiz yoktur. Komisyon üyelerimize kadar bütün üyelerimiz ve yöneticilerimiz hakkında bazen onlarca yıl ceza ile davalar açılıyor. 9 belediye başkanımız, 6 milletvekilimiz cezaevinde. 40-45 belediye meclis üyemiz tutuklu”

Son 6 ayda bin 356 üye, yönetici ve seçilmişlerinin tutuklandığını dile getirerek bunun dehşet verici olduğunu vurguladı.