28 Ekim 2011
Sayı: SİKB 2011/41

 Kızıl Bayrak'tan
“Milli birlik-bütünlük” değil, mücadeleyi ve dayanışmayı
büyütme zamanı!
Özgürlük için direnen
halklar kazanacak!
Deprem değil devlet öldürüyor!
Deprem bir kez kapitalizm her gün öldürür!
Faşist kudurganlığa karşı devrimci direniş!
“Bir başka ulusu ezen her ulus,
kendisini zincire vurur”- H. Eylül
Kirli savaş için birleştiler
25 Sefer oldu zafer olmadı
Gençliğin 6 Kasım hazırlıklarından
Genç komünistler III. Ümit Altıntaş Gençlik Kampı’nda buluştu
Tarihsel dönem ve devrimci parti
İzmir’de kıdem tazminatı forumu
DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası TİS Uzmanı İrfan Kaygısız: “Kıdem tazminatı cephe savaşıdır”
Bir Çel-Mer işçisinden Birleşik Metal Gebze Genel Kurulu üzerine
BEDAŞ işçilerinden yürüyüş
Grevsiz sendika yasası ve KESK’in tutumu üzerine
Tunus’ta seçimlerin galibi dinci parti oldu
“İşgal et” eylemlerinepolis terörü
Yunanistan’da eylemlere
‘sol içi çatışma’ gölgesi
Her şeye rağmen umut insanda!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Bir Çel-Mer işçisinden Birleşik Metal Gebze Genel Kurulu üzerine...

“Sendikaları sınıf mevzisi haline getirmek için direnişe devam!”

Günümüz Türkiyesi’nde çalışanların yaşam koşullarının her geçen gün daha da zorlaştığı şu günlerde patronların saldırılarının ardı arkası kesilmiyor. İşçiler de böylesi zor şartlarda işsiz kalma, yani aç kalma tehlikesini göze alarak hak arama mücadelesine girip gizli olarak sendikalara üye oluyorlar. Sendikacılar da oturdukları yerde önce işi ağırdan alıp nasihatlerle üye olmaya gelecek işçilerin çoğunluk olup olmadığını, sendikanın getirmiş olduğu kurallara harfiyen uymaları gerektiği gibi konularda ahkam keserek üye olacak işçileri daha en başta kontrollerine alıyorlar. Düşünebiliyor musunuz, işçi tüm geleceğini tehlike atıyor, işten çıkarılmayı bile göze alıyor, yani hayat olanaklarının kurumasını göze alıyor, fakat sendikacılık yaptığını zanneden günümüz sendika görevlileri ise oturdukları rahat koltuk ve konforlarından taviz vermeden sadece talimat veriyorlar.

İşte ben de 2010 yılı ortalarında Gebze’de metal fabrikasında sendikaya üye olup işten çıkartılan ve direniş yaşamış bir işçiyim. Metal sektöründe Türk Metal, Çelik-İş ve Birleşik Metal sendikaları var. Bunların ilk ikisi zaten herkes tarafından az çok bilinen patron yanlısı sendikalardır. Birleşik Metal Sendikası ise diğerlerine oranla daha iyidir. Geçmişinde ve geleneğinde ‘80 öncesine dayanan mücadeleci ve işçilerden yana diye bilinir. Fakat bizimle birlikte 2011 yılı içersinde Gebze bölgesinde yaşanmış ve hala devam eden direniş yerlerinde yapmış oldukları çalışma ve almış oldukları tutumları ile aslında diğerlerinden tek farklarının ‘sol gösterip sağ vurmaları’ olduğunu anlamış oldum.

Neden böyle diyorum? Çünkü bu son bir iki yıl içerisindeki direniş alanlarındaki, özellikle de devrimci ve ilerici güçlere karşı tutumları tam bir rezalet örneğidir. Bunu en son Gebze Şube Birleşik Metal Genel Kurulu’ndaki özelde Metal İşçileri Birliği’ne yönelik tutumları ile görmüş olduk. Bu tutumun Legrand direnişçilerine de gösterilmiştir. Legrand’da sözleşme sürecinden sonra patron-temcilci-şube yönetinin anlaşmalı tezgahını bozan iki kadın işçiyi işten çıkarmaya kadar götüren süreçleri ve çeşitli entrikaları ile yalnız bırakmaları gibi uygulamaları sadece Genel Kurul alanında değil öncesinde de görmüştük.

Direnişlerini dört günlük işgalle taçlandıran Çel-Mer işçilerinin sürecinde de benzer tutum ve davranışları gördük, yaşadık. İşgal sürecinin sonunda bölgenin Mülki amirleri, patron, sendika ­yönetimi, vali, kaymakam, belediye başkanı, bölge çalışma müdürlüğü anlaşması ile protokol imzalanmıştır. Bu protokolde öncü işçiler kurban edilmiştir. Daha sonraki süreçte patron bu anlaşmaya uymayarak öncüsüz kalan işçileri zaman içersinde korkutup sindirmiştir. Bu süreçte sendika yönetiminin işçilere “gidin patron ile anlaşıp istifa edin, daha sonra biz sizi üye yaparız” diyecek kadar alçaklaşıp patron ve aracılar ile ‘rakı, balık sofralarında’ işçileri satmışlardır.

Genel Kurul’a gelince;

Sendika Başkanı tam bir babacan edasıyla kendisine ve yönetimine karşı yapılan eleştirileri kürsüden güya yanıtladı. Ayrıca içeri alınmayan devrimci işçileri hedef göstermiş, yalan ve sahtekârca konuşmalarla genel kurula damgasını vurmuştur.

Eski yönetimin listesi delegeleri kapıda “direnişçi işçiler kurula gelip burayı karıştıracaklar” karalama propagandasını alttan alta yaymışlardır.

Yeni yönetim listesindeki delegeler ise salonda şovdan başka bir şey yapmamışlardır. Niye böyle diyorum? Çünkü yönetim listesindeki sözde sol liste içerisinde TKP, EMEP (ve hatta sendika yönetiminden çok zarar gören UİD-DER ) gibi reformistler de kendilerince Genel Kurul’a çok az bir süre kala, yani kendilerine yer bulamayınca böylesi bir yola girişip bir oyunun parçası olmuşlardır. Samimi ve dürüst davranmamışlardır. Çünkü bunca rezillik yaşanırken o süre boyunca -az çok yönetimdeki güçleri doğrultusunda- suskun kalmışlar veya ortak olmuşlardır. Ve hatta kapıda içeri alınmayan devrimcileri ve direnişçi işçileri sahiplenmek adına kıllarını kıpırdatmamışlardır.

Son olarak da kapıdan içeri alınmayan gerçek devrimci dostları da eleştirmeden geçemeyeceğim. Bu süreçte tanıdığım kadarıyla hep ön açıcı olmaya çalıştılar, önemli katkılar sundular, ancak yine de hem direnişlerdeki hem de genel kuruldaki tutumları pasif ve cılız kalmıştır. Her ne olursa olsun Genel Kurul salonuna girmeleri ve bu oyunu bozmaları gerekiyordu.

Sendikalar işçilerin gerçek örgütleri ve mevzileri olana kadar direnişe devam.

İşten atılan bir Çel-Mer işçisi


 

Eskişehir’de cansız genel kurul

Birleşik Metal-İş Sendikası Eskişehir Şube 2. Olağan Genel Kurulu 23 Ekim günü Pandora Düğün Salonu’nda gerçekleştirildi. Cansız ve coşkusuz bir atmosferde gerçekleşen genel kurulda kürsü konuk konuşmaları ve başkanlar dışında neredeyse kullanılmadı. Seçimlerde, mevcut şube başkanı Bayram Kavak başkanlığındaki liste tekrar yönetime seçildi.

Slayt gösterisi ile başlayan genel kurulda divan başkanlığına Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu getirildi.

Genel kurulun açılış konuşmasını yapan Serdaroğlu, son günlerde yaşanan olaylara ve ırkçı saldırılara dikkat çekti. Serdaroğlu, Türkiye’nin acı günler geçirdiğini belirtti.

Abdullah Gül’ün, yaşanan asker ölümlerinden sonra ‘intikam’ isteyen cümlelerini eleştiren Serdaroğlu, genç insanların savaşta ölmemesini söylerken bu savaşın 30 yıldır sürdüğünü ve sadece silahlanma yarışı yapan emperyalistlerin bundan yararlandığını ifade etti.

Serdaroğlu, işçileri anayasa tartışmalarına, sahte yasalara, kıdem tazminatının gaspına, esnek istihdama, Ulusal İstihdam Projesi’ne karşı mücadeleye çağırdı.

Genel kurulda konuk konuşmaları bölümünde kürsüyü Eğitim-Sen, Emekli-Sen, EHD, Kristal-İş, EHP, EMEP, ESP temsilcileri kullandı.

Bu bölümde şubenin yaptığı çalışmalara dair delegeler söz almadı. Çalışma raporunun oylanmasının ardından Demisaş delegesi Hasan Korkmaz konuşma yaptı. Kıdem tazminatına sahip çıkma çağrısı yapan Korkmaz işçileri birlik olmaya ve yapılan eylemlerin altını doldurmaya çağırdı. Bu bölümde Hapalki temsilcisi de söz aldı. Son olarak söz alan Birleşik Metal-İş Eskişehir Şube başkanı Bayram Kavak, genel kurulda yaşanan tablonun heyecansız ve coşkusuz olmasında bazı iç sorunların rol oynadığını fakat seçimlerden sonra kimsenin bu konuyu fabrikalara taşımaması gerektiğini belirtti. Konuşmada ayrıca, Eskişehir Şube’yi Eskişehir ve Bilecik Şube olarak ikiye ayırma hedefi de dile getirildi.

Kongrede Bayram Kavak başkanlığındaki liste tekrar yönetime seçildi.

Genel kuruldan notlar:

- Sınıf mücadelesinin esamesinin bile okunmadığı heyecansız ve çoşkusuz geçen genel kurul boyunca birkaç defa “İnadına sendika inadına DİSK!” ve “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!” sloganları atıldı.

- Genel kuruldaki coşkusuzluk yönetim kurulunda yapılan koltuk tartışmalarından kaynaklandı.

- Genel kurulda ne merkeze ne de yereldeki yönetime eleştiri yaptıı. Kürsü başkanlar dışında neredeyse hiç kullanılmadı.

- Genel kurulda Yeni Dünya İçin Çağrı bildiri ve dergi dağıtımı gerçekleştirdi.

Kızıl Bayrak / Eskişehir

 

 

 

 

ÇİMSATAŞ’a bülten dağıtımı

Mersin’de 21 Ekim günü Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu ÇİMSATAŞ fabrikasına Metal İşçileri Bülteni’nin Ekim sayısı dağıtıldı. Metal işçilerinin ilgi gösterdiği dağıtım sonrası servisler hareket etmeden önce işçilerle sohbet edildi. Fabrikanın ve metal sektörünün genel durumu, geçmiş TİS deneyimleri, AKP döneminde yaşanan hak gaspları ile ilgili konuşmalar yapıldı. Devrimci sınıf faaliyeti Mersin’de güçlenerek sürecek.

Kızıl Bayrak / Mersin