9 Mart 2012
Sayı: SYKB 2012/10

 Kızıl Bayrak'tan
Devrimci baharda “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” şiarını yükseltelim!.
Emperyalist saldırganlığa,
faşist baskı ve teröre karşı...
Baskıya, sömürüye ve köleliğe karşı isyan ateşlerini yakalım!..
4+4+4 modeli etrafında
AKP-TÜSİAD çatışması
Adıyaman’da Aleviler’e ait evlerin işaretlendiği ortaya çıktı
Son sözü her zaman
direnenler söyler!
Küçüğüm ama yaşadım dünyanın acısını, büyüdüm unutmadım hiçbirini!
MEPA’da direniş başladı
Hey Tekstil’de
eylemler sürüyor!.
Kayseri CEHA’da ayak oyunları...
Sağlık hakkı
mücadelesi büyüyecek!
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu Mart Ayı Toplantısı
“3 milyon taşeron
işçisinin sesiyiz!”
“Kadrolu işçiler taşeron işçilerine sahip çıkmalı!”
Almanya’da uyarı grevleri
Eylem ve direnişler
dört bir yanda
Emperyalist savaş ve kadın
BDSP’nin devrimci 8 Mart çalışmaları
Coşkulu emekçi
kadın etkinlikleri
İzmir’de 8 Mart eylemi
8 Mart çağrıları
Ekim Gençliği’nin kampanya çalışmalarından
Beytepe faşizme karşı yürüdü
Hüseyin Yoldaş’a devrim sözümüz var
Hüseyin Hocamız sınıf mücadelesinin barikatlarında yaşayacak
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu Mart Ayı Toplantısı

Değerlendirme ve kararlar

Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu (MİB MYK) Mart ayı toplantısını gerçekleştirdi. Toplantının gündeminde şu başlıklar yer aldı:

- Ulusal İstihdam Stratejisi saldırısı

- Bosch’ta sendika değiştirme süreci

- 2012-14 MESS Grup TİS süreci

- Sektörel ve yerel gündemler

- Birliğin örgütlenme sorunları

- Bülten

- Ulusal İstihdam Stratejisi saldırısı

1. İşçi sınıfına yönelik ağır ve kapsamlı bir saldırı stratejisi olan “Ulusal İstihdam Stratejisi” geçtiğimiz günlerde taslak haline getirilerek sendikaların önüne sürüldü. Böylelikle sermaye ve hükümetinin bu kapsamlı saldırıyı yürürlüğe sokmaktaki kararlılığı bir kez daha görüldü. Bu hamlenin sendika konfederasyonlarının genel kurullarının arkasından gelmesi ise aylar öncesinden yaptığımız öngörüyü doğruladı. Sermaye ve hükümeti genel kurullarda yolu düzleyerek harekete geçtiler. Şu haliyle saldırının önündeki tek engel işçi sınıfının bu saldırılar karşısındaki öfkesidir. Sermaye ve suç ortakları esas olarak bu öfkenin patlamasından korkmakta, tüm hazırlıklarını da işçi sınıfının direncini tümden kırmak üzerine yapmaktadır. MİB MYK bu değerlendirmeden hareketle işçi sınıfını bu kapsamlı saldırı konusunda uyarmakta ve mücadele hazırlıklarını güçlendirmeye çağırmaktadır.

2. Bu kapsamda saldırının içeriği ve yakıcılığı konusunda yapılacak aydınlatma çalışmasının hayati öneminin altının bir kez daha çizmek istiyoruz. Çünkü sermaye ve uşakları konuyla kafa karışıklığı yaratmak için yoğun bir bilgi kirliliği yaratıyor, arsızca çarpıtma kampanyaları örgütlüyor. İşte bunun için kesintisiz, sistematik ve yoğun bir aydınlatma çalışmasını bıkmadan usanmadan örgütlemeliyiz. Bu amaçla bülten, broşür, ozalit gibi yaygın seslenme araçlarını yanısıra, kitle toplantıları örgütlemeyi de ihmal etmemeliyiz. Ya da başka bir açıdan, başka gündemlerle yapılan kitle toplantıları ve eylemlere bu konuyu taşımalıyız.

3. Şu haliyle saldırıya karşı mücadele görevi, bahar sürecinin özel bir gündemi haline gelmiş bulunmaktadır. Özellikle de 1 Mayıs’ın. 1 Mayıs işçi sınıfının bu saldırıya karşı yanıtı olmalıdır. Bu da demektir ki, ön sürecinden başlayarak 1 Mayıs’a yönelik hazırlıklarımızı bu yanıtı örgütlemek amacına bağlamalıyız. 1 Mayıs çağrılarımızda bunu gözetmeli, 1 Mayıs alanında işçi sınıfının bu saldırıya boyun eğmeyeceğini, geçit vermeyeceğini göstermeliyiz. Öyle ki bu, 1 Mayıs saldırı stratejisine karşı mücadelede anlamlı bir çıkış, daha güçlü mücadeleler için güçlü bir dayanak olabilsin.

- Bosch’ta sendika değiştirme süreci

Geçtiğimiz MESS Grup TİS sürecinde Türk Metal çetesine karşı öfkesini gösteren Bosch işçileri, bu çeteyi başlarından atmak üzere başlattıkları örgütlenme sürecini tamamlamak üzereler. Şu haliyle süreç büyük ölçüde olgunlaşmış durumdadır ve Birleşik Metal’e geçmek üzere yapılacak hamle için gün sayılmaktadır. Eğer büyük bir aksilik veya son anda süreci baltalayacak bir hamle yaşanmazsa Bosch işçileri tarihi önemi büyük bu adımı atarak işçi sınıfı tarihine adlarını yazdıracaklar. Zira Bosch işçilerinin başarması halinde bu, 12 Eylül darbesiyle kurulan düzenin yıkılmasının önünü açacaktır. İşçi sınıfının öncü gücü metal işçileri Türk Metal prangasından kurtulmak yolunda büyük bir adım atacak, böylelikle bu çürümüş işbirlikçi çetenin saltanatının çökertilmesi mümkün hale gelecektir. Öyle ki Bosch işçilerinin cüretli adımları daha şimdiden Türk Metal çetesinin elinde bulunan birçok fabrikada anlamlı etkiler yaratmış, ileri ve öncü işçilerde bu çeteyi yıkma inancı ve iradesini güçlendirmiştir. Başarıya ulaşması halinde ise, bu sürecin daha yoğun ve daha çarpıcı boyutlar kazanacağı da kesindir. Çünkü Bosch işçileri diğer sınıf bölüklerine örnek olacak, bu yoldaki girişimleri çoğaltacaktır.

MYK bu düşüncelerle, başta metal işçileri olmak üzere tüm işçi sınıfını Bosch işçilerinin bu girişimine tüm gücüyle destek olmaya, Bosch işçisinin davasını kendi davası bilerek davranmaya çağırmaktadır. Ayrıca süreçle ilgili olarak şu görevlerin altını çizmektedir:

1. Öncelikle Bosch’daki örgütlenme sürecine tam destek verilmelidir. Bu amaçla alandaki güçlerimiz ellerinden gelen tüm çabayı göstermeli, fabrikadaki örgütlenme çalışmalarına tüm enerjileriyle katılmalıdırlar. Bosch işçisinin bilinçlenmesi, örgütlenmesi, gelecek karşı saldırılara karşı eğitilmesi ve saldırıların göğüslenmesinde Birlik bileşenleri aktif biçimde yerlerini almalıdırlar.

2. MYK sendika değiştirmenin teknik bir işlem olmanın ötesine geçerek sınıf hareketinin bilinç-örgütlülük ve mücadele kapasitesinin büyütülmesi yolunda kesin sonuçlar doğurması bakımından işçilerin bağımsız komitelerde örgütlenmesinin kritik önemini vurgulamaktadır. Bundan dolayı ilk olarak Bosch işçilerini ve Bosch işçilerini izleyebilecek diğer sınıf bölüklerini acilen bağımsız komitelerde ve öncü işçi platformlarında birleşmeye çağırmaktadır.

3. Sürecin tüm sonuçlarına ulaştırılması, yani Türk Metal çetesinin elindeki diğer fabrikalara yayılması en önemli görevlerin başında gelmektedir. Bu Bosch etkisini yaymak demektir. Çeteyi çökertmek hedefiyle Bosch’ta atılacak adım hızla Türk Metal’in örgütlü olduğu fabrikalardan başlayarak diğer sınıf bölüklerine duyurulmalı, anlatılmalı ve kavratılmalıdır. Bu amaçla şimdiden ve süreç tamamlandıktan sonra yoğunlaşmak üzere yaygın bir seslenme çalışması demektir. MYK bu hedef doğrultusunda kullanılmak üzere bildiri, ozalit vb. gibi araçları hazırlayacaktır.

4. Bosch etkisini yaymak aynı zamanda maddi olanakların olduğu fabrikalarda yeni Bosch’lar yaratmak üzere somut bir örgütlenme çalışmasına başlamak anlamına gelmektedir. Bu anlayışla tüm Birlik bileşenleri ellerindeki imkanları değerlendirmek üzere somut bir planlama yapmalı, hızla süreci örgütlemek üzere girişimlere başlamalıdırlar. Unutmamak gerekir ki örgütlenme süreçleri tamamlanmasa dahi, Bosch’un etkisiyle hedef fabrikalarda kurulacak bir komite dahi daha sonra uygun koşullarda harekete geçmek üzere ileri bir kazanım olacaktır.

- 2012-14 MESS Grup TİS süreci

100 bini aşkın metal işçisi başta olmak üzere tüm işçi sınıfını bir biçimde etkileyecek olan MESS grup TİS sürecine girilmiş bulunuyor. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde yetki için başvuruların yapılmasıyla süreç resmen başlayacak. Ancak Bosch’la birlikte süreç şu durumda fiilen başlamış bulunmaktadır. Öyle ki Bosch’ta olacaklar sürecin tüm bir seyrini belirleyecektir. Bosch işçilerinin başarması durumunda metal işçileri sürece bir adım önde girecek, MESS-Türk Metal düzeninin bozulması için çok önemli bir başlangıç yapılacak, haliyle beklentiler ve hedefler büyüyecektir. Elbette MESS-Türk Metal ittifakı da düzenin bozulmaması için direnecek, bu amaçla hem çeşitli manevraları hem de saldırıları gündeme getireceklerdir. Bundan dolayı da süreç son derece çetin geçecektir. İşte bunun için Bosch sürecini aynı zamanda TİS sürecinin önemli ve belirleyici bir ilk aşaması olarak değerlendirmeliyiz. Mücadele ve örgütlenme perspektiflerimizi bu temelde oluşturmalıyız.

2. TİS sürecinin diğer aşaması sözleşme taslaklarının oluşturulma aşamasıdır. Taleplerin belirleneceği bu aşama, sürecin tüm bir gidişatını da belirleyecektir. Çünkü uğruna mücadele verilebilecek-bedel ödenebilecek bir TİS taslağı olmadan metal işçilerini bu süreçte aktif mücadeleye katmanın olanağı yoktur. Ancak böyle bir taslağın oluşturulması da esas olarak metal işçilerinin aktif katılımına bağlıdır. Bu da haliyle ileri ve öncü metal işçilerinin temel görevlerinden biridir. Sendikaların ne yaptığından bağımsız olarak etkin bir kitle çalışmasıyla temel talepleri belirlemek, bu talepleri metal işçisinin iradesi olarak sendika yönetimlerine dayatmak, olmadığında hesap sormak bu kapsamda yapılacakların genel çerçevesidir. Özelde ise Birleşik Metal Sendikası tarafından kurulacak TİS kurullarında aktif biçimde yer alarak bu zeminleri biçimsel olmaktan çıkarmalı. Ayrıca bu tür örgütlenmelerin olmadığı yerde sürecin gidişatını tayin edecek olan fabrika komitelerini kurmalıyız.

Bu genel çerçeveye bağlı olarak zamana yayılarak da olsa TİS taleplerinin belirleneceği işçi toplantılarını örgütleyecek, bu aynı süreçte ise anket, bildiri vb. gibi araçları kullanacağız. Her yerelin somut durumuna bağlı olarak temel amaca hizmet edecek araç ve biçimleri üretmesi ve bunları etkin biçimde kullanması özellikle önemlidir.

- Sektörel ve yerel gündemler

Bu başlık altında yukarıda tartışılan ana gündemlerin dışında sektördeki mevcut tablo üzerine değerlendirmelerde bulunulmuştur.

Sektörde göze çarpan en önemli gelişmelerden birisi işten atmalardaki belirgin çoğalmadır. Bunun temel nedeni özellikle otomotiv sektöründe olduğu gibi üretimdeki kısmi daralmanın faturasının işçi sınıfına çıkarılmış olmasıdır. Halihazırda işbirlikçi sendikaların suskunlukla geçiştirdiği bu işçi kıyımları güvencesizliğin ve esnekliğin dolaysız sonucudur ve işçi sınıfının örgütlü mücadeleyi büyütme ihtiyacının ne denli yakıcı olduğunu göstermektedir. Önceki ana gündem başlıkları altında ifade edilen mücadele görevlerinin ne denli hayati olduğu buradan bakıldığında da görülmektedir.

Gündem başlığı altında ayrıca çeşitli yerellerde fabrikalarda yaşanan örgütlenme ve mücadele süreçleri tartışılmış, mümkün olduğunca somut çalışma ve müdahale önerileri oluşturulmaya çalışılmıştır.

- Birliğin örgütlenme sorunları

Geçtiğimiz haftalarda yapılan Birlik genel toplantısında yapılan tartışmalarda öne çıkan temel noktalardan birisi Birlik örgütlenmesinin güçlendirilmesi ve yerel zeminlerinin işletilmesiydi. Toplantıda yapılan anlatımlardan birçok yerelde bu yönde adımların atıldığı görülmüştür. Birlik çalışmasının geleceği ve etkinliği bakımından kritik bir önem taşıyan bu adımların süreklileştirilmesi, zeminlerimizin güçlendirilmesi temel önemde bir görevdir. MYK bu görevin altını çizmektedir.

- Bülten

Bültenin Mart ayı sayısı değerlendirilmiş, Nisan sayısı için de planlama yapılmıştır. (…)

Metal İşçileri Birliği

Merkezi Yürütme Kurulu

7 Mart 2012

 

 

 

MİB’e tahammülsüzlük

Metal İşçileri Birliği (MİB) çalışanları, Tuzla Deri Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu bulunan Adöksan isimli döküm fabrikasına 7 Mart günü bildiri dağıtımı gerçekleştirdi. İşten atma saldırıları yaşanan fabrikaya “İşten atmalara karşı mücadeleye!” başlıklı bildirileri dağıtan MİB çalışanlarına fiziki ve sözlü engelleme girişimi boşa düşürüldü.

Personel müdürü fabrikaya dağıtıma gelen sınıf devrimcilerine sözlü olarak sataştı ve bildirileri dağıttırmayacağına dönük tehditler savurdu. Bir önceki gün saat 18.00’de yapılan dağıtımda eline geçen bildiriye dayanarak, bildirinin fabrikayı karalamaya yönelik olduğunu iddia etti. Bildiriyi dağıttırmayacağını ve polisi çağıracağını söyledi. Sınıf devrimcileri, dağıtımı yapacaklarını ve buna kimsenin engel olamayacağını kararlılıkla belirttiler.

Gündüz ve akşam vardiyasında çalışan işçilerin servislerinin gelmesi üzerine dağıtım başlatıldı. İşçilerin sınıf devrimcilerini sahiplenmesi ve bildirileri alması personel müdürünün daha da çirkefleşmesine neden oldu. İşçilere “Almayın o bildirileri, atın yere” diyerek bağırdı. Bunun üzerine sınıf devrimcileri ajitasyon konuşmalarıyla, içeride yapılan baskılara ve işten atmalara karşı birlik çağrısı yaptılar. Personel müdürünün sınıfsal kimliğini de teşhir ederek tehditlerini ve engelleme girişimlerini boşa düşürdüler. İşçilerin büyük kısmı bildirileri alıp müdürün önünden geçtiler.

07.30-15.30 vardiyasının çıkış yapmaya başlaması üzerine birkaç işçiyi yanına alan müdür, sınıf devrimcilerine saldırmalarını söyledi. Yapılan konuşmalar ile işçilere sınıfsal kimlikleri hatırlatılarak durmaları gereken yerin patronların yanı değil işçilerin yanı olduğu vurgulandı. Engelleme ve fiziki saldırı girişimleri işçilerin duyarlılığı ve sınıf devrimcilerinin kararlılığı sayesinde boşa düşürüldü.

07.30-15.30 vardiyasından çıkan işçilerin bir kısmı bildiriyi müdürün karşısında okuyup en güzel cevabı vermiş oldular. Sınıf devrimcilerini, bütün çabalarına rağmen engelleyemeyen müdür ise işçilerin sınıf kinini arttırmış oldu. Geçtiğimiz hafta toplam 14 işçi keyfi gerekçelerle işten çıkarılmıştı.

Kızıl Bayrak / Tuzla