1 Haziran 2012
Sayı: SYKB 2012/22

 Kızıl Bayrak'tan
15-16 Haziran’ın direniş kararlığıyla
sermaye saldırılarını püskürtmeye!
Gerici-faşist rejimin son icraati
grev yasağı
Dizginsiz polis terörü sürüyor!
Roboski için inkar ve baskı sürüyor
19 Aralık’taki organize katliam mahkemelerde aklanıyor!
23 Mayıs grevi üzerine
Toplu sözleşme oyunundan
sefalet zammı çıktı
"İşyerlerine dönmeliyiz!”
Güngör Otomotiv’de
patron-Türk Metali işbirliği
TOGO’da direniş
dayanışmayla sürüyor
Kıdem hakkı için direniş!
3. ART direnişi başladı
Alkış ve tezahüratlar eşliğinde tırmanan gericilik!
Dinci-gerici AKP’nin saldırıları bitmiyor...
Sömürü, eşitsizlik, şiddet, tecavüz...
Tahrir’in direniş geleneği sürüyor!
Almanya’da metal işkolunda TİS sonuçlandı
“Kore işçi sınıfıyla omuz omuzayız!”
Suriye kıskacı daraltılıyor
Gençlik sokakları terketmiyor!
“Anti-kapitalist Müslüman Gençler” üzerine
DLB Mayıs şehitlerini andı
HES karşıtlığı ‘terör suçu!’
“Taşeronlaştırma durdurulsun!”
15-16 Haziran ruhunu yaratan
bir mevzi: Alpagut işgali
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Almanya’da metal işkolunda TİS sonuçlandı…

Çağdaş köleliğe devam!

Almanya’da toplam 3,6 milyon metal işçisini kapsayan 2012 Toplu İş Sözleşmesi (TİS) geçtiğimiz hafta sonuçlandı. TİS sonuçlarını değerlendiren IG-Metall Başkanı Berthold Huber şunları söyledi:
“Bu toplu iş sözleşmesi, çok başarılı bir toplu iş sözleşmesi oldu. Biz üç talebimizle masaya oturmuştuk ve ulaştığımız başarıyla hedeflediğimiz bir çalışma toplumunu sağlamakta önemli bir başarı elde ettik.”
Bu arada, IGM Başkanı, TİS görüşmelerinin 17 saat sürdüğünü belirterek, görüşmelerin çok zorlu geçtiğini ancak bu zor görevin üstesinden gelmeyi başardıklarını belirtmeyi de ihmal etmedi.
TİS için Baden-Württemberg eyaleti pilot bölge seçilmişti. Buradaki IGM eyalet yönetimi, TİS sonuçlarını “Baden-Württemberg’de toplu iş sözleşmesi: Yüzde 4,3 ücret artışı” diye duyurdu.
Metal İşverenleri Birliği (Gesamtmetall) Başkanı Martin Kannegiesser, TİS sürecinde yaptığı bir açıklamada şunları söylemişti: “Çıraklara devlet memuru muamelesi yapmayacağız. Kiralık işçilerle ilgili sorunu ise sendika, işçileri kiralayan firmalarla çözmeli, bizle değil.” IG-Metall şeflerine anlaşma yapmak için adres olarak kiralık firmaları göstermişti. IG Metall Sendikası bürokratları, Metal İşverenleri Birliği (Gesamtmetall) Başkanı Martin Kannegiesser’in nasihatına uyarak işçi kiralayan firmaların işveren örgütleri BAP ve IGZ ile 22 Mayıs günü metal işkolundaki firmalara kiralanan işçileri kapsayan bir sözleşmeyi imzaladı. Yapılan bu anlaşmayı değerlendiren Metal İşverenleri Birliği (Gesamtmetall) Başkanı Martin Kannegiesser, “ bu sözleşmeyle işçi kiralamanın da kendine özgü bir işkolu olduğu sendika tarafından kabul edilmiştir” diyerek memnuniyetini dile getirdi.
Federal Çalışma Bakanı Ursula von der Leyen ise, “bu örnek sözleşmenin en kısa zamanda kiralık işçi çalıştıran diğer bütün işkollarında üstlenilmesini talep ediyorum” diyerek imzalanan anlaşmayı selamladı. Bu arada kölelik anlaşmasının yaygınlaştırılacağının sinyalini vermeyi de ihmal etmedi.

Talepler, yalanlar ve gerçekler!

IG-Metall 2012 TİS görüşmelerinde esas olarak üç talep ileri sürdü. Taleplerin ilki, çırakların eğitimi bittikten sonra kadrolu olarak işe alınması.
İkinci talep, taşeron işçilik denilen çağdaş kölelik uygulamasının ıslah edilmesi ve bunun kurala bağlanması.
Üçüncüsü ise, ücretlerin yüzde 6,5 arttırılması, sözleşme süresinin ise 1 yıl olarak belirlenmesi.
Varılan anlaşmada, çırakların lehine bir değişiklik sağlanmadı. Tam tersine, yapılan eklerle patrona daha geniş bir hareket alanı yaratıldı. Zira, yapılan bu “ekler” kapitalist işletmenin “ihtiyaç”larını esas alıyor. Zaten patronlar şimdiye kadar çıraklık eğitimini tamamlayanlardan “ihtiyaç“ duyduğu kadarını işe alıyordu. Yani, anlaşmaya eklenen “kişisel nedenler” gibi gerekçeler metal patronlarının işini daha da kolaylaştırdı. Böylece metal patronları bundan sonra meslek eğitimini tamamlayan genç işçiler üzerinde sınırsız denebilecek bir tasarrufa sahip olacaktır. Rahatlıkla keyfi uygulamalara başvurabilecektir. Sözgelimi, eskiden hiç değilse genç işçileri bir yıllığına işe alma zorunluluğu vardı. Yapılan bu yeni düzenleme ile bu mecburiyet ortadan kaldırıldı.
IGM kiralık işçilerle ilgili olarak “daha fazla söz hakkı ve adil ücret” talep ediyordu. Bu konuda da ortada herhangi bir kazanımdan sözedilemez.
IGM bürokratları bir modern barbarlık sistemi olan taşeron sistemini yasaklamayı değil, bu alanda bazı iyileştirmeler yapılmasını ileri sürdüler. Ne var ki, bu kadarını dahi başaramadılar. Yapılan ek yeni düzenlemelerle bu uygulama aç gözlü metal patronları için daha kârlı ve cazip hale getirildi.
Taşeron işçilerin işe alınmasında şimdiye kadar yetkili olan sendikaydı. Bu anlaşma ile birlikte “ortak karar verme” adına sendika bu sorumluluktan kurtarıldı! Bunun yerine hiçbir yaptırım gücü olmayan ve grev çağrısı dahi yapamayan işyeri temsilcisi “ortak karar vermede” yetkili hale getirildi. Böylece metal patronlarının elleri daha da güçlendi.
Bununla da kalınmadı. Yapılan bu anlaşmaya “eğer TİS veya işyeri temelinde yapılan gönüllü bir sözleşmeden dolayı işletmenin dış işgücü ile sağladığı esneklik sınırlanıyorsa, bu iç işgüçlerinin esnekliği ile telafi edilir” maddesi eklenerek esnek çalışma uygulamasının daha yaygın hale getirilmesi sağlandı.
Ücretlerin yüzde 6,5 artırılması, sözleşme süresinin ise 1 sene olarak belirlenmesi talebiyle masaya oturan IG Metall bürokratları, “yüzde 4,3 ücret artışı sağlandı” şeklinde açıklama yapıyorlar. Birincisi ileri sürülen ücret artışı talebi bir yıllık süre içindi. Ancak yapılan anlaşma 13 aylık süre için yapılmıştır. Doğru bir hesaplamayla (4,3:13 x 12= 3,96) yapılan bu ücret artışının 4,3 yerine 3,96 olduğu görülecektir.
İkinci olarak bugüne kadar toplu sözleşmeden farklı bir uygulama devreye sokuldu. Bugüne kadar sendikanın onayı gerekiyordu ancak bundan sonra fabrika temsilciliğinin onayı ile TİS’ler delinebilecek.

2012 TİS’i yeni bir satış sözleşmesidir!

IGM’in kaşarlanmış Başkanı Berthold Huber başta olmak üzere, sendika yöneticilerinin yaptıkları tüm açıklamalar tümüyle yalandır. Ortada hiçbir kazanım yoktur. Tam tersine, bu anlaşma çerçevesinde yapılan yeni düzenlemelerle işçiler ellerindeki kazanımları dahi yitirmişlerdir. Taşeron işçilik denen çağdaş kölelik uygulamasının bu sözleşme ile kalıcı hale getirilmesi, bu kayıpların en başında gelmektedir.
Kısacası, nereden bakılırsa bakılsın, metal işkolunda imzalanan bu sözleşme yeni bir satış sözleşmesidir. Bu sözleşmenin kazanımlarla sonuçlandığı yönlü açıklamalar gerçek değildir. IGM Başkanı ve yöneticileri bir kez daha metal işçilerine ihanet etmişlerdir.
2012 TİS’i Almanya işçi sınıfının mücadele tarihinde kölelik koşullarının bizzat sendika tarafından kalıcılaştırılıp yaygınlaştırılmasının miladı olarak anılacaktır. Öyle ki, işçi sınıfı yitirdiği hakları geri almak için bundan böyle daha zorlu bir mücadele yürütmek zorunda kalacaktır. Bu anlaşmaya imza atan sendika bürokratları ise hep lanetle anılacaklardır.
Taşeron işçilik uygulamasının tümden yasaklanması, meslek yapan işçilerin eğitiminin tamamlanmasından sonra çalıştığı fabrikada koşulsuz olarak kadrolu işçi yapılması, insanca yaşamaya yeten bir ücret için mücadele güncel önemini korumaktadır.
Daha önce olduğu gibi bedelleri de göze alarak, sermaye sınıfı ile dişe diş bir kavgadan başka bir yol yoktur. Sınıfa karşı sınıf politikası tek doğru ve kazandırıcı politikadır.

Kızıl Bayrak / Almanya

 

 

 

 

HP 27 bin kişiyi işten atıyor

Dünyanın en büyük kişisel bilgisayar (PC) üreticisi Hewlett-Packard (HP), 2014’ün sonuna kadar 27 bin kişinin işine son verecek.

Şirket, “iş gücünde yapılacak yüzde 8’lik kesintinin, yıllık maliyetleri de 3,5 milyar dolar düşüreceğini” belirterek, işçi kıyımını gerekçelendirmeye çalıştı. HP’nin, 20 bini İngiltere’de olmak üzere, dünya çapında 350 bin çalışanı var.

Firma sözcüsü, kesintilerin hangi birimlerde olacağını açıklamadı ancak kesintiden etkilenmeyecek bölüm bulunmadığını belirtti.