6 Temmuz 2012
Sayı: SYKB 2012/27

 Kızıl Bayrak'tan
İçerde faşist baskı ve teröre, dışarda saldırganlık ve savaşa karşı; Birleşik-militan bir kitle hareketi!.
KCK davasında keyfiyet ve saldırı
Savaş çığırtkanlığı
düzen medyası eliyle büyütülüyor
Makyaj tazeleme operasyonu:
“Terör mahkemeleri”
Katliamcı devletten
hesap sorma çağrısı
BDSP’den 2 Temmuz
eylem ve etkinlikleri..
4+4+4 yasasına yönelik tepkiler sürüyor
İş cinayetleri
Temmuz’da da sürüyor
Havayolu direnişinde
sorunlar ve görevler
Birleşik Metal’de
temsilciler kurulu
Kristal-İş Sendikası TİS Dairesi Müdürü Can Şafak ile
MESS Grup TİS süreci üzerine.
İşçi sınıfı hareketinin
tablosu üzerine
Mısır’da dinci-gerici aday
cumhurbaşkanı oldu
20. AB Zirvesi gerçekleştirildi
General Motor’un Opel saldırısı
ve kaçırılan direniş fırsatı
Her kıtada eylem, direniş!.
Lefkoşa Belediyesi’nde işgal!..
İşçilerin birliği, halkların kardeşliği için;
3-4-5 Ağustos’ta
9. Mamak Kültür-Sanat Festivali’nde buluşuyoruz!.
Ya sendika girecek ya kepenkler inecek!.
Samsun’da rant dönüşümü can aldı
ekimgencligi.net yayında...
Bir savaşın kirliliği çocukları ne kadar hedef aldığıyla anlaşılır!.
Rüzgar eken fırtına biçer!.
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

4+4+4 yasasına yönelik tepkiler sürüyor...

Gerici-piyasacı eğitim sistemine karşı mücadeleye!

4+4+4 eğitim sistemine geçiş doğrultusunda AKP hükümeti hazırlıklarını hızlandırıyor. Okulların tümü yeni sistem çerçevesinde yeniden düzenleniyor. Hangi öğrencinin, hangi okulda okuyacağına dair belirsizlik ise hala sürüyor.

4+4+4 eğitim modeline yönelik eleştiriler ve tepkiler artarak devam ediyor. Eğitim emekçileri yeni sistemin içeriği konusunda kaygılarını dile getiriyorlar. Ortaya çıkan belirsizliğe ve kesintili eğitime karşı öğrenci velilerinin de tepkisi artıyor. Kesintisiz 8 yıllık eğitimin devamı talebi doğrultusunda tepkilerini ortaya koyan velileri ve eğitim emekçilerini yok sayan dinci-gerici AKP hükümeti ise 4+4+4 sistemi konusunda ısrarını sürdürüyor.

4+4+4 neler getiriyor?

4+4+4 ile ilköğretimin tümüyle paralı hale getirilmesinin önündeki engeller kaldırıldı. Böylece temel eğitimin ticarileştirilmesinin önündeki yasal engeller temizlendi. Parasız eğitimin, eğitimin her kademesinde ortadan kaldırılması hedefi doğrultusunda AKP hükümeti elini güçlendirdi.

Zorunlu kademelendirmenin ilk aşamasında öğrencilerin tümü aynı eğitimi alırken ikinci kademeden itibaren ise “mesleğe yönlendirme” adı altında 10 yaşındaki çocukların seçmeli derslere yönlendirilmesi planlanıyor.

4+4+4’ten önceki 8 yıllık temel eğitim sisteminde 5. sınıfı okutan tüm öğretmenler norm fazlası oldukları için Milli Eğitim Bakanlığı’nın keyfiyetine göre başka görevlerde görevlendirilebilecekler.

5 yaşındaki çocuğun hayal ve gerçeği birbirinden ayırmakta güçlük çekebileceğine dair bilimsel saptamalar ortada olduğu halde AKP hükümeti bilimsel gerçeklere gözünü kapatıyor. Daha önceki 8 yıllık eğitim sisteminde eğitime başlamada en alt limit 72 ay iken, 4+4+4 eğitim sisteminde eğitime başlamada alt limit 60 aya indiriliyor.

4+4+4 eğitim sistemi ile “mesleki eğitim” adı altında çocuk işçiliğine onay veriliyor. Aynı zamanda kapitalistler meslek okulları açmaları karşılığında ödüllendiriliyor. Kapitalistlere öğrenci başına belli bir miktar paranın bütçeden verilmesinin yolu açılıyor. Böylece sermayeye yeni bir rant kapısı açılıyor.

Eğitimin kademeli ve kesintili hale getirilmesi ile emeğin daha da değersizleştirilmesinin önü açılıyor. Bu doğrultuda dört yıllık eğitim sonrasında özellikle de erkek öğrenciler çıraklık eğitimi adı altında işgücü piyasasına sürüleceklerdir. Tam da bu yasanın çıkmasından sonra çıraklık yaşının 11’e düşürülmesi çocukların ucuz ve niteliksiz işgücü olarak sermayenin emrine verilmek istendiğinin en açık göstergesidir.

4+4+4 eğitim sistemi ile öğrencilerin dört yıllık ilk kademeden sonra okuldan alınmalarının yolu açılmaktadır. Bu durumda okullaşma oranında ciddi düşüşler yaşanacaktır. Okul dışı, “açık öğretim” sistemi kız çocuklarını daha fazla etkileyecek, çocuk yaşta evliliklerde büyük bir artışa yol açacaktır.

Daha önce dershaneleri ortadan kaldırmaktan bahseden AKP hükümeti 4+4+4 sistemi ile öğrencilerin dershaneye gidiş yaşının daha da düşmesinin önünü açıyor. Birinci kademeden ikinci ve üçüncü kademeye yönelen çocuklar daha iyi bir okula yerleşmek için dershanelere yöneleceklerdir. Özel ders alan çocuk sayısı da artacaktır. Böylece eğitimin metalaştırılmasının en rafine örneği olan dershane tekelleri için yeni ve daha büyük bir kazanç kapısı açılacaktır. Ayrıca her veli çocuğunu dershaneye gönderemeyeceği için eğitimde var olan fırsat eşitsizliği daha da büyüyecektir.

4+4+4 eğitim sistemi ile AİHM ve Danıştay’ın kararlarına rağmen zorunlu din derslerini kaldırmayan AKP hükümeti, zorunlu din dersinin yanına seçmeli din dersini de ekliyor. Bütün okullarda ikinci kademede Arapça, Fıkıh ve Kuran dersleri konularak temel eğitimde fiilen imam hatip modeline geçilmek isteniyor. Böylece AKP hükümeti “dindar gençlik” hedefini gerçekleştirmek istiyor.

4+4+4 eğitim sistemi aynı zamanda kapitalistler için büyük fırsatlar sunuyor. Zira bu sistemle veliler ve öğrenciler müşteriye dönüştürülüyor. Eğitimin her kademesinde kapitalistlerin aldığı pay maksimize ediliyor. Eğitim sermayenin ve dinci partinin hedefleri doğrultusunda yeniden düzenleniyor.

Piyasacı-gerici eğitime dur demek için mücadeleye!

Genelde kapitalistlerin, özelde ise AKP hükümetinin beklentilerine yanıt vermek için yasalaştırılan 4+4+4 eğitim sistemine karşı mücadelenin önemi yadsınamaz. İşçi ve emekçiler eğitim hakkından herkesin eşit yararlanması, anadilde eğitimin önünün açılması, eğitimin kapitalistlerin aşırı kar hırsına ve dinci partinin siyasal hedeflerine göre değil, bilimsel veriler ve toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda düzenlenmesi için mücadele ateşini büyütmelidirler. İşçi ve emekçiler zorunlu din dersi uygulamasına son verilmesi, farklı din ve kültürlere yönelik ayrımcılığın son bulması taleplerine sahip çıkmalıdırlar. Ayrıca demokratik, laik ve bilimsel eğitimin önündeki engellerin kalkması yolunda mücadeleyi yükseltmelidirler.

Tüm sorunların olduğu gibi, eğitim sisteminde dünden bugüne yaşanan ve 4+4+4 eğitim sistemi ile ayyuka çıkan sorunların kaynağı da burjuvazinin sınıf iktidarıdır. Bu sorunların kalıcı çözümünün yolu burjuvazinin sınıf iktidarına karşı verilecek devrimci sınıf mücadelesinden geçmektedir.


 

 

Veliler 4+4+4’e öfkeli

İstanbul’un çeşitli semtlerinde bulunan okullardan biraraya gelen veliler 4 Temmuz günü İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yürüyüş yaptı.

Gazetemize konuşan veliler, 4+4+4’e tepkilerini dile getirdi.

Hatice Remziye (Öğrenci velisi): Torunlarım için, çocuklarımın geleceği için yürüyorum. AKP tüm ülkeyi karanlığa götürüyor. Buna karşı yürüyorum. Öncelikle geleceğimiz için yürüyoruz.
Okulumuz merkezi bir okul ve dört mahalleye hizmet veriyor. Bir tarafına yeni okul yapıldı. Küçük iki katlı bir yer yapıldı. Burayı İmam Hatip’e veriyorlar. Ortasına paravan koyacaklarını veya tel çekeceklerini söylüyorlar. Çocukları birbirlerinden ayıracaklarını söylüyorlar. İmam Hatip yapılan bütün okullar merkezi okullardı. Bizim bölgemiz demokrat bir bölge olduğu ve AKP’ye oy çıkmadığı için bu bölgeyi seçti. Türkiye genelinde 450 okul seçildi ve İmam Hatip yapılmak isteniyor.
Fiilen baskı uyguluyorlar. Kaymakamlığa imzalar götürüldü ama bu imzalar kabul edilmedi. Uygulamayı zorla hayata geçiriyorlar. Üzerimizde büyük bir baskı var. Bu mücadelemizi kazanana kadar aynı şekilde sürdüreceğiz.

Hatice Akçay (Öğrenci velisi): Kızım da aynı okulda okuyor. “En iyi okul, yakın olan okuldur” sloganıyla çıktı ortaya. Biz de e-kayıt sistemiyle çocuğumuzu okula gönderdik. Kızım 2. sınıfa yeni geçti ve şimdi öğreniyoruz ki okul İmam Hatip yapılmış. Peki ben çocuğumu nereye göndereceğim? 4+4 şimdi okul. 9 yaşındaki çocuğumu 5 kilometre ötedeki başka bir okula nasıl göndereyim? Beni mağdur ediyorlar. Okul gerekiyorsa ve ihtiyaç varsa devlet yeni okul yapsın. Veliler olarak bir sürü masraf yaptık. Okulumuzun İmam Hatip’e dönüştürüldüğünü internet üzerinden öğrendik. Sonuna kadar buradayız. Tüm velileri yanımızda bekliyoruz. Çağdaş bir eğitim istiyorsak herkes burada olmalı.

Erdal Altıntaş (Öğrenci velisi): Zekeriya Güçer İlköğretim Okulu’nda iki çocuğum okuyor. İlk tepkimizi, Kartal Kaymakamlığı’na 1500 kişiyle birlikte yürüyerek gösterdik. Basına da yansıdı bu eylem. Çağdaş eğitim için bu uygulamaya izin vermeyeceğiz. Sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu bir ihtiyaç değildir. Çünkü bizim 2 kilometre yakınımızda Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi var. Altında Çağrı Marketleri var. Oraya ortaokul kısmını yapıp güzel bir şekilde devam ettirebilirlerdi. Oradaki okula bir şey söylemiyoruz. Mahallemizdeki üç okulu onlara vermeyeceğiz. Hiçbirimizin görüşleri alınmadı. Kartal Kaymakamı Nuh Mete Beyefendi siyasi bir partinin yöneticisi gibi, mülki amir olduğunu unutarak “okulunuzu siz bulun kirasını da siz ödeyin” diyor. Biz o okulun dolabını, akıllı tahtasını biz veliler yaptık. Fatih projesiyle şöyle yaptık böyle yaptık demekli olmuyor. Gelsin bize sorsunlar. Devlet hiçbir zaman bize vermedi, biz kendimiz aldık. Bizi zorladılar. Oturduğumuz bölge Alevilerin yoğun olarak oturduğu bir bölge. Hatta dalga geçer gibi okulun adının, dalga geçer gibi Hacı Bektaşi Veli İmam Hatip Lisesi olacağı söyleniyor. Zaten Başbakan, dindar bir nesil yetiştirmek için ilk adımları atıyor. Doktor, avukat, savcı da olsa İmam Hatip’ten mezun olsun. Her şeyin, kendi istekleri yönünde olmasını istiyorlar.
Velilerin hepsi bu sorunla yüzleşecekler. Birlikten kuvvet doğar. Biz okulumuzu vermeyeceğiz. Herkesi yanımızda görmek istiyoruz. Biz okulumuzu vermeyeceğiz.