26 Temmuz 2013
Sayı: KB 2013/30

 Kızıl Bayrak'tan
AKP’nin kanlı politikaları ve tasfiyeci çözüm süreci
Dış politikada iflasın bedeli halklara ödetiliyor!
Faşist devlet terörüne direnmek meşrudur!
Devrim için örgütlenmeyen
geleceği kazanamaz!
“Sokakta, kavgada ve mücadelede olacağız!” - Av. Zeycan Balcı Şimşek
“Baskıya karşı direnmek haktır!”
Gezi tutsaklarıyla dayanışma eylemleri
Gençlikten korkuyorlar!
İşçi grevleri dalgası büyüyor...
Kazanımın yolu sokakta, mücadelede!
İşçi eylem ve direnişleri
İSDEMİR’de grev sürüyor!
Metalde grev dalgası
Gezi Direnişi’nin deneyimleri ışığında
emekçi kadın çalışmamızı güçlendirelim!
Çözüm sandıkta değil devrimde! - M. Yılmaz
Gezi Parkı Direnişi’nden ayaklanmaya... - 3 - Volkan Yaraşır

Akkapı: Gezi Direnişi’nin
öne çıkardığı bir mevzii...

Forumlarda mücadele kararlılığı
Mücadele birleştiriyor!
Suriye’de yıkıcı savaş ve emperyalist tehditler
Ekim Gençliği Yaz Kampı’ndan...
Devrimin gençleri...
Gezi tutsağı öğrencilerden mektup...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi eylem ve direnişleri

 

Enerji Sen sokakta, hak kavgasında”

Enerji Sen üyesi BEDAŞ işçileri, işçi kıyımına ve hak gasplarına karşı yürüyüş gerçekleştirdi.

BEDAŞ’ın özelleştirilmesi nedeni ile işten çıkartmalarla yüzyüze kalan işçiler 23 Temmuz’da eylemdeydi. Eylemde yaptıkları açıklamayla işçiler, hakları ve gelecekleri için mücadeleye hazır olduklarını belirttiler.

Taksim Meydanı’nın Talimhane girişinde toplanan BEDAŞ işçileri ve destekçiler, yapılan yürüyüşle BEDAŞ Genel Müdürlüğü önüne ulaştı. BEDAŞ’a bakılarak bir dakikalık durma eylemi yapıldı. Durma eyleminin ardından basın açıklaması okundu. Açıklamayı okuyan Enerji-Sen Genel Merkez yöneticisi Mustafa Bozali, işten atma saldırıları karşısında başta iş güvencesi olmak üzere tüm taleplerinin karşılanmasını istedi. Bu talepler karşılanmadığı oranda fiili-meşru eylemler yapacaklarını belirtti.

Kazova işçilerine destek

Kazova işçilerinin çarşamba yürüyüşüne bu hafta, İTÜ Asistan Dayanışması ve Tatavla Dayanışması destek verdi.

Şişli Cami önünde toplanılarak fabrika önündeki direniş çadırına sloganlarla yürüyüş yapıldı. Çadır önüne gelindiğinde, Kazova işçilerinden Bülent Ünal, kısa bir konuşma yaptı. Ünal, haklarını alabilmek için mücadele ettiklerini, kendi haklarını çalan patronları için bir şey yapmayan polislerin, kendilerini sürekli olarak baskı altına almaya çalıştığını ifade etti. Polislerin her çarşamba eyleminde gelerek etrafı ablukaya aldığını belirtti. Polislerin haciz için gelen avukatlarla fabrikaya girdiğini söyledi. Haklarını alıncaya kadar mücadeleyi sürdüreceklerini vurgulayan Ünal, sözü destek için gelenlere bıraktı.

İTÜ Asistan Dayanışması’ndan Seçil Ercan ve Tatavla Dayanışması’ndan Coşkun Bahadır Ökçü konuşma yaparak direnen işçilerin yanında olduklarını belirttiler.

Sarıgazi Bölge Hastanesi’nde işten çıkarma

Sarıgazi Bölge Hastanesi’nde psikolojik baskı, fazla mesai ve çalışma koşullarının ağır olmasına karşı tepki gösterdiği için işten atılan Esin Uluşan hastane önünde bir basın açıklaması yaparak, direnişe geçeceğini bildirdi.

Sarıgazi Merkez’de destek için gelen kitleyle, buradan hastane önüne kadar yapılan yürüyüşün ardından bir açıklama yapıldı. Hastane önünde açıklama yapan Esin Uluşan, 2007’den itibaren burada çalıştığını ifade ederek, bu süreçte yaşadığı baskı ve sıkıntıları anlattı. Kendisine dayatılan evrakları imzalamadığı için atıldığını ifade eden Ulaşan, “kendin ayrıldın” diyerek tazminatının da verilmediğini belirtti. Açıklamanın ardından bir saatlik oturma eylemi yapıldı.

THY’de mahkeme kararı uygulansın!

Hava-İş Sendikası 23 Temmuz’da yaptığı eylemle, Mahkeme kararlarının uygulanmasını istedi.

Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde yapılan basın açıklamasına, grevci işçilerin yanı sıra birçok sendika yöneticisi ve kitle örgütü de destek verdi.

Eylemde, Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin bir konuşma yaptı. Ayçin, hem atılan işçiler için hem de başlayan grevle ilgili alınan mahkeme kararlarının ve bilirkişi raporlarının uygulanmadığını belirterek, sorumluları eleştirdi.

Yetkililere mahkeme kararlarının hayata geçirilmesi çağrısı yapan Ayçin, THY yönetimini de masaya oturmaya ve talepleri karşılamaya çağırdı.

Mücadeleden geri adım atmayacaklarını ifade eden Ayçin, her türlü saldırı ve baskıyı hesap ettiklerini ve mücadelenin başında bedel ödemeyi göze aldıklarını ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.

 

 

 

 

Türk-İş’le hükümet kamuda anlaştı!

 

Türk-iş yönetimi kamu TİS’lerinde işçilerin taleplerinden taviz vererek hükümetle anlaştı. Kamuda çalışan yüzbinlerce işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde zam oranında anlaşıldı.

Kamu işçilerini ‘temsil eden’ Türk-İş ve AKP hükümeti arasında yapılan toplu sözleşme görüşmesinde anlaşma sağlandığı açıklandı. Anlaşmaya göre 200 bin civarındaki kamu işçisine ilk ve ikinci 6 ay için yüzde 4’er zam yapılacak.

Sermaye hükümeti AKP’nin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Faruk Çelik tarafından açıklanan anlaşmaya göre, ilk 6 ay için yüzde 4, ikinci 6 ay için yüzde 4, üçüncü ve dördüncü 6 aylar için ise yüzde 3 fark verileceği bildirdi.

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu da, anlaşma için “Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri görüşmelerinde anlaşma sağladık” dedi.

Fakat “anlaşma sağlanan” zam oranı, kamu işçilerine dayatılan sefaleti gözler önüne seriyor. Zira hükümet teklifinde sadece %1 oranında bir artış söz konusu. Buna karşılık Türk-İş’in ilk görüşmeye oturduğunda talepleri arasında olan yüzde 10 zam, sosyal yardım ve yemek parasının artırılması konusunun nasıl bağıtlandığı açıklanmış değil. Bu da alışılagelen işçiden yana taviz vererek anlaşma geleneğinin sürdüğünü gösteriyor.

DİSK’ten anlaşmaya tepki:
İşçi sınıfının değil, iktidarın geleceği düşünülüyor”

DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Sekreter Arzu Çerkezoğlu, Türk-İş’in imzalamış olduğu Kamu Toplu İş Sözleşmeleri’ne ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı.

Yapılan açıklamada, 185 bin kamu işçisini kapsayan 2013 yılı Toplu İş Sözleşmelerinde Türk-İş ile hükümet arasında imzalanan anlaşmanın, kamu emekçileri ve işçi sınıfı açısından hayal kırıklığı yarattığı belirtiliyor.

Açıklama şu sözlerle devam etti: “ Türk-İş yönetimi sokaktan kaçarak hem iktidarı rahatlatmayı hem de işçilerin hakkına hukukuna karşı yapılan saldırılara imza atmayı tercih etmiştir. Bu tercih bazı konfederasyonlar ile girilen yandaşlık yarışının bir yansımasıdır.”

 
§