28 Mart 2014
Sayi: KB 2014/13

Direnişin kalesi kuşatılmaya çalışılıyor
Türk ordusu cihatçı çeteleri korumak için saldırdı
Newroz aynasında
“çözüm süreci”nin akıbeti
Yanıtımız “Yeni Greif’ler örgütlemek,
yeni Ekimler yaratmak” olacak!
Batıkent’te sınıf devrimcilerine
faşist saldırı!
AKP: “Ustalık döneminde” bir çöküşün hikayesi
“Tweet miweet anlamaz o!”
“İlk hedef biber gazının yasaklanması!”
Düzen solunun seçim rezaleti sürüyor
Feniş işçilerinden Ankara’daki görüşmelere dair açıklama
Türk Metal Erdemir’de AKP’ye çalışıyor
Sendikalı olmak işten çıkarılma nedeni
Dünden bugüne kadın işçiler direniyor
Gençliğin devrimci birliğini yaratmanın
politik-örgütsel koşulları
Budak ve ortaklarının ihanet dosyası-2
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu Budak!
“Birileri gidecekse, o da Amerikan sermayedarıdır!”
Greif işçileri: “İşten atma kararı yok hükmünde”
Ankara’da coşkulu
“İşgal, grev, direniş!” forumu!
“Direnişimizin ruhunu Ankara’ya taşıdık”
Greif İşçileriyle Dayanışma Komiteleri yayılıyor
Greif’le dayanışma ve devrimci seçim faaliyetleri
Greif direniş günlüğü
Arap Birliği Zirvesi sona erdi
Dünyada milyonlar sokaklarda, yollarda, meydanlarda…
Berkin’e sözümüz var
“Başı öne eğilmedi!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İlk hedef biber gazının yasaklanması!”

 

Biber Gazı Yasaklansın İnisiyatifi’nden Selin Top ile polis şiddetinin değişmez aracı olan biber gazına karşı yürütülen mücadele üzerine konuştuk...

- Biber gazı polis şiddetinin değişmez unsuru haline geldi. Siz de buna karşı Biber Gazı Yasaklansın İnisiyatifi olarak yan yana geldiniz. İnisiyatifin kuruluş sürecini anlatabilir misiniz?

- Biber gazı, cop, TOMA, ters kelepçe, plastik mermi vs. bunların hepsi kolluğun sokaklarda üzerimizde kullandıkları işkence araçları aslında. Şu anda kampanyamız biber gazının yasaklanması üzerinden sürmekte, ama temelinde biz kolluğun tüm bu işkence araçlarının yasaklanmasını istiyoruz.

Biber gazı bir kimyasal silah. Buna ek olarak son dönemlerde de özellikle ateşli silah şeklinde de kullanılıyor. Yani bedenimizde yarattığı/yaratacağı akut/kronik etkilerin yanısıra artık ateşli silah olarak kullanılarak da ölümlere yaralanmalara sebep oluyor. Ne yazık ki yaşadığımız coğrafya bu silaha oldukça aşikar. Egemenler, gücünü sarsabilecek hareketlere karşı kolluk güçlerini hunharca kitlelerin üzerine salmakta. Bu kimyasal silah yıllarca Kürtler, devrimciler, demokratik hak talepleriyle sokaklara çıkanlara karşı azgınca kullanılmıştır. Geçtiğimiz yıl Haziran Direnişi ile bu işkence toplumsallaşmış, adeta buna maruz kalmayan kimse kalmamıştır. Evde, okulda, işte, hastanede, sokaklarda, parklarda… Nerede, kim, ne yapıyor olduğunuzdan bağımsız olarak bu gaza bir şekilde maruz kalıyorsunuz. Ne yazık ki bu direniş süresince birçok sokak hayvanı ölmüş, onlarca arkadaşımız gözünü kaybetmiş, buna maruz kalan hemen herkes psikolojik travmaya uğramış, Abdullah Cömert, Ahmet Atakan, Berkin Elvan hayatlarını kaybetmiştir. Buna bir de iş cinayetlerini ekleyebiliriz: Serdar Kadakal, İrfan Tuna çalıştıkları işyerlerinde, öyle ki geçtiğimiz günlerde de Dersim’de bir polisin biber gazının tetiklemesi ile kalp krizi geçirmiş ve hayatlarını kaybetmişlerdir. Şu anda da aklımız Silvan’da, 10 yaşında başından gaz kapsülü ile yaralanan Mehmet Ezer’de. Umuyoruz ki iyi haberlerini alırız.

Biber Gazı Yasaklansın İnisiyatifi bu ölümlere, yaralanmalara, travmalara “artık yeter” demek için bir araya geldi. En temel insan hakkı olan kendini ifade edebilme özgürlüğünün ihlalini durdurabilmek için bir araya geldi.

Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak bu konuda çok değerli uzmanlara ve çok değerli çalışmalar yapan, alanda sürekli emek veren dostlara bir çağrı yaptık. İlk çağrı ile Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Eczacı Odası, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Çağdaş Hukukçular Derneği ve Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği bir araya geldi ve ilk etapta biber gazı başta olmak üzere polisin zor kullanım araçları ile ilgili dezenformasyonu ortadan kaldırmak ve konuyla ilgili bilimsel, toplumsal veriyi buna maruz kalan tüm toplumla paylaşmak, sonrasında da bu konuya herkesle birlikte kafa yormak için bir sempozyum forum düzenledik. Bu sempozyumdaki sunumların hepsi internet sitemizde paylaşılacak.

Sempozyum forumdan çıkan deklarasyon ile tüm kurumlara, demokratik kitle örgütlerine, emek ve meslek örgütlerine, partilere bir çağrı daha yaptık ve bu çağrıya birçok örgüt cevap verdi. “Biber gazı yasaklansın” diyen tüm örgütlerden hala imzalar aldığımızı ve beklediğimizi de ayrıca belirtmek isterim.

- Biber gazının tehlikesi ortada. Fakat yine de yapılan açıklamalarla bu inkar ediliyor. Bu konuda kitlelerin yeterince bilgilendirilmediği de ortada. İnisiyatif bu konuda ne yapmayı düşünüyor?

- Devlet erkanından “biber gazı organiktir” diyen oldu, “biber gazı zararsızdır” diyen oldu. Biz de bilimsel gerçekliklere ve tarihsel yaşanmışlıklara dayanarak diyoruz ki “biber gazı ölümcüldür”! Kimyasal bir silahtır, bir işkence yöntemidir.

Biber gazı kullanımının kitlelerce normal karşılanmasına dur demek istiyoruz. Başlı başına kolluğun “müdahale” etmesi, ne kendi yarattıkları burjuva hukuka uygun ne de evrensel olarak kabul edilmiş insan haklarına. Öncelikle bunun bu kadar azgınca kullanılmasının, topluma dönük bir tehdit olduğunu belirtmek istiyoruz. Biber gazı kullanımının işkence olduğunun altını çizmek çok önemli. Bu konuda panel, forumlar planlanacak. Park, mahalle forumlarında da konu tekrar anlatılacak. Sosyal medyadan, internet sayfamızdan paylaşımlarla toplumsal hafızayı diri tutmak için yitirdiklerimiz, yaşananlar ve konu üzerine bilgiler paylaşılacak. Her ay rapor açıklayacağız. Basından derleyebildiğimiz kadarıyla kolluk güçleri o ay içerisinde kaç müdahalede bulunmuş, bu kimyasal silaha ne sıklıkla maruz kalmışız, nasıl etkilenmişiz. Ve bu açıklamayı takiben her ay bir bileşenimizle biber gazı neden yasaklanmalıdır sorusunun cevabını vereceğiz. Mesela bu ay İstanbul Veteriner Hekimler Odası ve Gezi Şehitleri ve Gazileri Platformu yaptı bu açıklamayı. Biber gazının yasaklanmasına dönük videolar çekip bunları paylaşacağız. Etkinlikler düzenleyeceğiz. Ve yeni bileşenlerimizle her ay düzenli yapacağımız toplantılardan ne kararlar çıkarsa bu şekilde bir mücadele hattı öreceğiz.

- İnisiyatif olarak kampanya da başlattınız. Kampanyayı biraz açabilir misiniz? Hedefleri nelerdir, nasıl bir çalışma yürütülecek vb...

- İlk hedef biber gazının yasaklanması. Bununla beraber bunun dünyada örnekleri de var. İspanya’da gözünü kaybedenlerin mücadelesi sonucu plastik mermi yasaklandı mesela. Bahreyn’de uluslararası bir kampanya ile Bahreyn’e biber gazı satışı yapan Güney Kore’ye baskı yapıldı ve şu anda satışlar bir süre durdurulmuş durumda. Bunun devamında da daha geniş çerçevede kolluğun tüm zor kullanım araçlarının yasaklanması, toplumsal olaylarda görevli kolluk güçlerinin gerçek mermi taşıyan silahlar kullanmaması, bugüne değin işlenen suçların failleri ve azmettiricilerinin yargılanması. Toplum olarak yitirdiğimiz (yitirtilen) adalet duygusunu ancak bu şekilde yeniden kazanmak mümkün olacak.

Kampanyanın bir ayağı bir yandan kitleleri bu konuda sürekli diri tutmak. Bununla ilgili yapılacakları sıraladık. Her ay açıklanacak raporu önemsiyoruz bu anlamda. Buna ek olarak da konunun tüm paydaşlarını, örgütleri, kişileri, buna maruz kalan herkesi bir araya getirecek bir birleşik mücadele hattı örmek. Bir imza kampanyası da başlatacağız, bunlar meclise gidecek. Bir yandan da etkinlikler, eylemliliklerle güçlendirilecek. Hak sokakta kazanılır.

Diğer yandan uluslararası bir kampanya için inisiyatif bileşenleri bağlantılarını bilgilendirecek.

Biz bu işi buna maruz kalan, kalmış, kalacak olan herkesle sürdürmek istiyoruz. Bu toplumsal bir sorun ve dur demediğimiz sürece, bir işkence yöntemi olduğunu unutup normalleştirdiğimiz sürece can yakmaya devam edecek. Kolektif bir akılla, omuz omuza bir mücadele ile bu işkenceye dur diyebiliriz.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 
§