27 Şubat 2015
Sayı: KB 2015/08

Kitlelerin devrimci isyanı engel tanımaz!
Sermayenin yasa ve yasaklarına karşı fiili-meşru mücadeleye!
İç Güvenlik Paketi'ne karşı emekçiler sokağa çıktı
Faşist zorbalığa karşı eller şaltere!
Türkiye’nin “eğit-donat” hevesi
‘Kahramanlık destanı’nda IŞİD parmağı
Türk-İş hava boşaltıyor
Yol-İş Genel Kurulu ve gösterdikleri
Haribo’da taşeron sistemi
Polis devleti için grev yasağı
Maltepe’de işgale polis saldırısı
Kamu Emekçileri Forumu işleyiş ve ilkelerini belirledi
Kadın sorunu tarihsel ve toplumsal bir sorundur - H.Fırat
Kürt hareketinin kısır döngüsü ve devrimci çıkış
Troyka'nın paketi Syriza'nın zaferi mi?
Almanya: Refah toplumu masalının sonu
Ev içi emek tartışmaları üzerine
'Kadınlar Özgecan için sokakta'
AKP sorunu çözdü
Üniversitelerde faşist terör!
DLB: 9-13 Mart Berkin Elvan Haftası
Liseli gençlik deneyim kazanıyor
Türkiye'de ol(ama)mak
Nadejda Krupskaya geleceğe ışık tutuyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sermayenin yasa ve yasaklarına karşı fiili-meşru mücadeleye!

 

Adına “İç Güvenlik Paketi” denen faşist baskı ve zorbalık yasası ile ilgili meclis görüşmeleri sürüyor. Mecliste bu yasasının içeriğine uygun bir şekilde, AKP vekillerinin zorbalığı altında yasa görüşmeleri yapılıyor. HDP ve CHP’li vekiller AKP’nin saldırgan vekilleri tarafından darp edildiler. Mecliste sert tartışmalar, kavgalar sürse de, çeşitli şekillerde protestolar yürütülse de maddeler meclisten geçmeye başladı.

Bir kez daha sokak muhalefeti güçlü olmadığında meclisteki “protesto”ların sonuç üretmediğini, meclisin sorunların çözümü konusunda gerçek adres olmadığını görmüş olduk. Arkasında kitlesel eylemsel süreçleri içermediği oranda meclis koltuklarından ne kadar “sert” muhalefet yürütülse de netice değişmemektedir.

İç Güvenlik Paketi ile polis rejimi uygulamalarının ve devlet terörünün dozunun artacağı ve kapsamının genişleyeceği ortadadır. Bu açıdan yasaya devrimci ve sol güçler dışında avukat örgütlerinden, sendikalara, meslek örgütlerine kadar geniş bir kesim karşı çıkarak tepki gösteriyor. Hatta düzen partilerinden CHP ve MHP bile yasanın meclisten geçirilmesine karşı olduğunu söylüyor.

Böylesi faşist bir yasaya karşı sokağa çıkmak önemli ve gereklidir. Ancak basın açıklamaları ve diğer pasif eylem biçimleriyle bu yasaya karşı konulamayacağı da bir başka gerçektir. Ve belli bir zaman sonra da böylesi eylemler aynılaşmakta, bu katılımlarına da yansımaktadır. Neticede bu tarz eylemler sonucu değiştirmeye yetmemekte, yasa maddeleri de bir bir geçmektedir. Böylesi sıkıyönetim yasalarının değiştirilmesi için toplumsal muhalefetin fiili-meşru ve militan bir mücadele çizgisinde olması gerekmektedir.

Fiili-meşru ve militan bir mücadele çizgisinden uzak reformist-liberal anlayışların pratikleri ise meclisteki muhalefete bel bağlamaktır. Bu anlayışların yaptıkları sokak eylemleri meclisteki muhalefete destek adına örgütlenmektedir. Oysa tam tersi bir şekilde sokakta ve mümkünse üretim alanlarında eylemsel süreçler örülmelidir. Ancak bu şekilde meclisteki bir muhalefetin anlamı ve etkisi olabilir.

Bu siyasal anlayışların sendikal alana yansımasına bakıldığında sendikaların ve meslek odalarının tabanlarının dahi bu eylemlerde olmadığı görülmektedir. Bundan kaynaklı eylemlerin kitlesel ayağı eksik kalmaktadır. Meclis muhalefetine fazla bel bağlanınca kitle çalışmasına da ihtiyaç duyulmamaktadır.

Mevcut durumda işçi ve emekçi kitlelerin, medya üzerinden yürütülen gerici propagandanın da etkisiyle, böylesi yasaları ilgisiz karşıladığı görülmektedir. Oysa aynı zaman diliminde on binlerce insan Özgecan’ın katli sonrasında kadın katliamlarına karşı sokağa çıkabilmektedir. Yüzü işçi ve emekçilere dönük bir aydınlatma/bilinçlendirme çalışması yapılmadığında bu netice kaçınılmaz olarak yaşanmaktadır. Bu açıdan işçi sınıfı ve emekçilerin her türden saldırıya karşı bilinçlendirilmesinin ve örgütlenmesinin önemi ortadadır.

Fabrikalarda, üretim alanlarında işçi ve emekçilerin bilinçlenmeleri, örgütlenmeleri ve sokağa inmeleri sağlanmadan, fiili, meşru ve militan bir mücadele yürütülmeden ne haklar ve özgürlükler korunabilir ne de yenileri elde edilebilir.

 

 

 

 

Sıkıyönetim yasasının hedefinde sokak var!

 

AKP’nin ‘Özgürlükleri koruma yasası’, ilerici, devrimci ve muhalif kesimlerin ise ‘sıkıyönetim’ veya ‘faşist baskı ve terör yasası’ olarak adlandırdıkları İç Güvenlik Paketi'nin TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri sürüyor.

Görüşmelerde şimdiye kadar 26 madde kabul edilirken kabul edilen maddeler arasında faşist baskı ve terörü arttıracak, polisin yetkilerini genişletecek önemli maddeler bulunuyor.

Genel kurulda, “Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” için AKP’li vekiller tam kadro mesai yapıyor.

HDP’li milletvekilleri ise meclis oturumlarında yasa tasarısına karşı çeşitli eylemler gerçekleştirdi. Mecliste oturma eylemi yapan HDP’li vekiller, İç Güvenlik Paketi’nde puşi takmanın suç sayılmasını ve İstanbul’da puşi takan üç gencin “kuvvetli suç şüphesi” gerekçesiyle tutuklanmasını puşi takarak protesto ettiler.

HDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu ve Muş Milletvekili Demir Çelik ise, kürsüdeki konuşmaları esnasında ağızlarını siyah bantla kapatarak paketi protesto etti.

Görüşmelerde şimdiye kadar kabul edilen maddeler arasında şunlar bulunuyor:

- Toplumda infial yaratan; öldürme, kasten yaralama, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, kaçakçılık, fuhuş, hırsızlık, yağma, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti gibi suçlarda, suçüstü halleriyle sınırlı olmak kaydıyla kişi hakkında, mülki amirlerce belirlenecek kolluk amirlerince 24 saate kadar, şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar sırasında ve toplu olarak işlenen suçlarda 48 saate kadar gözaltına alma kararı verilebilmesi,

- Toplantı ve gösteri yürüyüşüne yasaklanan silah, molotofkokteyli, demir bilye ve sapanla katılanların tutuklanabilmesi,

- Valinin, lüzumu halinde, kolluk amir ve memurlarına suç faillerinin bulunması için gereken emirleri verebilmesi

 
§