25 Aralık 2015
Sayı: SYKB 2015/01 (48)

Zorbalığa karşı direniş, gelecek için mücadele!
Baskı ve zorbalığa karşı birleşik mücadeleye!
Kürtler cephesinden 2015 yılı...
Kürt halkıyla dayanışma seferberliğine!
Kürdistan’da saldırılara karşı direniş büyüyor
Geçici gerilim son buldu
Kamu alanında yeni saldırılar ve görevler
2015 fiili direnişlerle geçti
Sınıf çalışmasının sorunları üzerine
Tekstil işçisi sefalet koşullarına mahkûm değildir
“Adliye işçilerinin onurlu direnişini destekliyoruz!”
NATO: Bir saldırı, savaş ve iç savaş örgütü - 3 - H. Fırat
Sermaye devletinin dış politika sefaleti
Avrupa’da Kürt halkıyla dayanışma
İsrail Filistinlilere yönelik saldırılarına ara vermiyor
“Siz neden ölmediniz?” mesajı
19 Aralık Katliamı eylemlerle lanetlendi
Sınıf devrimcilerinden 19 Aralık anmaları
Erbay ve Öter Gazi’de uğurlandı!
“Çeyiz hesabı”ndan sömürü ve soygun çıktı!
Gözaltında, cezaevlerinde cinsel şiddet artıyor
Yaşar Nezihe Bükülmez
DGB İstanbul İl Meclisi toplandı
Gençlerin önünde iki seçenek var
“Ölmeyi bildiğimiz sürece özgürlük yok olmaz!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Gözaltında, cezaevlerinde cinsel şiddet artıyor...


Özellikle 7 Haziran seçimlerinin ardından AKP iktidarı eliyle devlet terörünün arttırılması sonucu ilerici, devrimci, yurtsever kadınlar da baskı ve şiddet ile karşı karşıya kaldılar. Kadınlara yönelik cinsel şiddet de artarak devam ediyor.

HDP milletvekili Çağlar Demirel’in artan cinsel taciz ve şiddet üzerinden Meclis’e sunduğu araştırma önergesinde son dönemde yaşanan kimi örnekler de yer aldı.

Muş’un Varto ilçesinde katledilen Kevser Eltürk’ün (Ekin Wan) cesedinin çıplak bir şekilde teşhir edilmesi, Adana’da gözaltında cinsel şiddete uğrayan Figen Şahin’in çekilen çıplak fotoğraflarının sosyal medyada paylaşılmakla tehdit edilmesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde gözaltına alınan Z.İ.’nin emniyette iç çamaşırlarına kadar soyulduktan sonra işkenceye uğraması, 6 Eylül’de gözaltına alınan Şükran Yıldız’ın Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde Eylül ayından bu yana gözaltına alınan kadınlara sistematik olarak cinsel işkence uygulandığını anlattığı mektubu, Kasım’da Diyarbakır Bismil’de gözaltına alınan Gülizar Akad’ın uğradığı cinsel işkence ve tehditler, son süreçte yaşananların sadece bir kısmı...

Gözaltılarda kadınların cinsel kimliğine yönelik saldırıların son örneği ise Mersin Üniversitesi’nde yaşandı. Mersin Üniversitesi’nde 11 Aralık’ta faşistlerin provakasyonu sonucu yaşanan çatışmada gözaltına alınan kadın öğrenciler, fiziksel şiddetin yanı sıra, cinsiyetçi küfür ve hakaretlere maruz kaldılar. Öğrenciler adına basına bilgi veren Dilay Güç ve Demet Vural, polislerin küfür ve hakaretlerin yanı sıra, kadın öğrencileri “özel bir yere götürmekle” tehdit ettiklerini, kafalarına silah dayıp “sıkayım mı” diye bağırdıklarını söylediler.

Cezaevlerinde de kadınlara yönelik cinsel baskı ve saldırılar devam ediyor. Ağustos ayında Sincan Kapalı Kadın Cezaevi’ne getirilen Diyarbakır’ın Sur Belediye Eşbaşkanı Fatma Şık Barut ve Silvan Belediyesi Eşbaşkanı Yüksel Bodakçı’nın “ince arama” adı altında “zorla çıplak arama” işkencesine maruz kalması örnek gösterilebilir.

Yine JİNHA’nın haberine göre, Van Kapalı M Tipi Cezaevi’nde de kadınlar üzerinde baskı uygulanıyor. Daha öncesinde sadece erkeklerin kaldığı, yakın dönemde kadınlara da koğuşun ayrıldığı cezaevinde kadın tutsaklar birçok sorun yaşıyor. Koğuş aramaları kurum müdürlerinin yanı sıra, erkek gardiyan ve askerler tarafından yapılıyor. Aynı zamanda kadınlar, sağlık sorunları ile karşı karşıya kalıyorlar. Regl sorunu yaşayan kadın tutsaklar, gebelik testine zorlanıyor. Ciddi sağlık sorunu yaşayan tutsaklar, sevk esnasında sözlü tacizlere maruz kaldıkları için hastanelere gitmek istemiyor. Yaşadıklarını mektup yoluyla aileleri ile paylaşan tutsaklara ise kınama cezası veriliyor.

 

 

 

 

“Ne çok öldük, yaşamak için…”

 

Kürdistan’ın dört bir yanı yangın yeri… Kendi kendilerini yönetebildikleri, daha eşit ve özgür bir toplumda yaşamak için Kürt halkı direnişini büyütüyor. Sur’da, Cîzîre’de, Nusaybin’de, Silopi’de bu direniş, sokağa çıkma yasağı adı altında katliamlarla bitirilmek isteniyor.

Tankların, topların, kurşunların gölgesi, anne karnındaki bebeklerin, çocukların, gençlerin, kadınların da üzerine düşüyor, düşürülüyor…

Sokağa çıkma yasağının sürdüğü ve her gün katliam haberlerinin geldiği Cîzîre’de, 8 aylık hamile olan 32 yaşındaki Güler Yanalak kurşunların hedefi oldu. Daha doğmamış bebeği, karnında, kurşunla katledildi. Cudi mahallesinde ise askerlerin açtığı ateş sonucu 40 yaşındaki Zeynep Yılmaz öldürüldü. İki çocuk annesi Cahide Çıkal da yine Türk sermaye devletinin yürüttüğü kirli savaşın hedefi oldu.

Sokağa çıkma yasağı ilan edilen Mardin’in Nusaybin ilçesinde yasağın olmadığı Gırnavas Mahallesi’nde yaşayan 4 çocuk annesi 39 yaşındaki Emire Gök katledildi. Gök, yaşanan zulmün, katliamların, kirli savaşın son bulması için sokağa çıktığı sırada katledildi.

Yasağın ve katliamların devam ettiği, evlerin tarandığı, tankların, topların kol gezdiği bir başka ilçe de Silopi. Nuh Mahallesi’nde evleri tarayan devletin kolluk güçleri, 11 çocuk annesi Taybet İnan’ı katletti.

Kürdistan’ı kana bulayan devletin askerleri, polisleri tarafından evlerin tarandığı, “katliamlara son” diye sokaklara çıkan halkın üzerine doğrudan ateş açıldığı, bebeklerin anne karnında katledildiği kirli bir savaş bu. Ve bu savaşta katiller ordusu, Taybet’in, Güler’in, Cahide’nin, Emire’nin, Zeynep’in, Ekin Wan’ın, Selamet’in kanlarında boğulacak.

 

 

 

 


Trabzon’da kadın cinayeti

 

Sermaye düzeninin teşvik ettiği ve adeta ödüllendirdiği kadın cinayetlerine Trabzon’da bir yenisi daha eklendi.

Nuray Berber isimli 43 yaşındaki kadın, 21 Aralık’ta 1 No’lu Erdoğdu Mahallesi Şafak Sokak’ta bulunan evine gelen eski eşi Dursun Öksüz tarafından vurularak öldürüldü.

“Gece geç saatlere kadar dışarıda gezdiği” bahanesiyle Berber’i öldüren Öksüz, ertesi sabah yakalanarak gözaltına alındı.

 
§