01 Ocak 2016
Sayı: KB 2016/01

Düzenin açmazları derinleşiyor
İstikrar arayışına yeni model: “Başkanlık”
Örgütlü bir halk!
Kürdistan’da imha savaşına karşı direniş sürüyor
Düzenin AKP’si, AKP’nin düzeni!
Dincisi milliyetçi, milliyetçisi dincidir
İşçinin cebi hep delik!
Tek çıkar yol mücadele!
Otomotiv sektörü 2015’te rekor kırmış
Yol-İş Kayseri 1 No'lu Şube Genel Kurulu…
TKİP V. Kongresi toplandı!
Suudi rejiminin savaş kundakçılığı
Emperyalizmin kirli silahı: Mezhep savaşları
ABD’den İran’a yaptırım hazırlığı
Yalan tarihin yalancı aktarıcıları
Avrupa Devrimci Gençlik Birliği Kampı başarıyla gerçekleştirildi
Berkin’den Kürt illerine katleden devlettir!
Devrimci basın taraf olmayı sürdürecek
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Yol-İş Kayseri 1 No'lu Şube Genel Kurulu…

 

Yol-İş Kayseri 1 No'lu Şube Genel Kurulu’nda ortaya çıkan tablo, karayolu işçileri arasında büyük bir heyecan yarattı. Zira 2 Ocak’ta yapılan Genel Kurul’da 23 yıldır sendikada saltanatını sürdüren Adem Özokutan ve ekibinin saltanatı yıkıldı. Sendikada ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı yaklaşım ve türlü dalaverelerle yönetimde kalmayı başaran Adem Özokutan ve şürekası bu defa ağır bir yenilgi aldı. Muhalefet seçimi kazandı.

2 Ocak’ı ortaya çıkaran süreç yıllardır öncü işçilerin sürdürdüğü sistematik mücadelenin ürünüdür. Keza sınıf devrimcileri yıllardır bıkmadan, usanmadan, karayolu işçilerinin hakları ve geleceği için mücadele eder hale gelmesi için çalışma yürüttüler. Karayollarında öncü potansiyeli açığa çıkarmada da bu sürekliliği ve istikrarı olan çalışma etkili oldu.

Karayolları 6. Bölge’de özelleştirmeye, taşeronlaştırmaya, esnek, kuralsız çalıştırılmaya karşı mücadelenin her noktasında öncü işçiler rol oynadılar. Sendika ağalarının bütün engellemelerine ve tüm itirazlarına rağmen taşeron işçilerinin sendikaya üye olabilecekleri konusunda kesintisiz bir aydınlatma faaliyeti yürüttüler. Bu çerçevede 2004 yılından itibaren karayolları 6. Bölge’de çalışan taşeron işçilerini bilgilendirmek için onlarca toplantı düzenlediler. Öncü karayolu işçileri, taşeron işçilerinin Yol-İş’e üye olmalarının önünde hiçbir engel olmadığını döne döne anlattılar.

Öncü karayolu işçileri tüm zorluklara rağmen karayollarını bir ur gibi sarmış olan taşeron köleliğine ve karayolu işçilerine yönelik ekonomik ve sosyal yıkım politikalarına karşı mücadeleyi büyütmek, bu mücadelenin öznesi olacak karayolu işçilerini aydınlatmak için çeşitli araç ve yöntemleri sistemli bir şekilde kullandılar. Bu araçlardan birisi de Karayolu İşçi Bülteni’ydi. Ayrıca sempozyumlar, kurultaylar vb. etkinlikler de karayolu işçilerinin birliğini güçlendirme temelinde düzenlendi.

Sendika ağaları bu çalışmalara dönük olarak öncü işçileri hayalcilikle suçladılar, taşeron işçilerinin sendikaya üye olamayacağını ifade ettiler. Ancak Yol-İş bürokratları profesyonellikleri tehlikeye düşünce yaklaşık 9000 taşeron işçisini sendika üyeliğine layık gördüler.

Yürütülen çalışmadan rahatsız olan Adem Özokutan ve şürekası da boş durmadı. Karayolu bölge yönetiminin desteğini de alan yönetim, öncü işçilerin yıllarca sürgünlere maruz kalması türünden kirli icraatların altına imza attılar. Onların tek derdi, sürgün politikasıyla karayolu işçisinin yüreğindeki korkuyu büyütmekti. Sendika ağalarını sürgün politikasına iten şey saltanatlarının yıkılmasından duydukları korkuydu.

Yol-İş Genel Başkanı daha önceki Genel Kurul’da yaptığı konuşmada öncü işçi Yusuf Erdinç’e yönelik saldırgan ifadeler kullanmıştı. Öncü işçileri hedef göstermişti. İşi çanak yalayıcılarını provoke edip saldırtmaya kadar vardırmıştı. 2 Ocak’taki Genel Kurul’da da Ramazan Ağar benzer ifadeler kullandı.

Yol-İş Genel Merkezi mahkeme kararıyla yenilenen seçimde de, seçimden önceki süreçlerde de hep Adem Özokutan ve şürekasına omuz vermişti. Kayseri Pınarbaşı Şubesi'nde delege seçimlerinde yapılan usulsüzlüklere omuz vermiş, mahkeme kararıyla tescillenen usulsüzlüklere göz yummuştu. Güya seçimi kazanan muhalefet delegeleri müteahhitlerden destek almışlardı. Yıllardır müteahhit firmalarını üzmeme politikasına dört elle sarılan Yol-İş yönetiminin böylesi bir gerekçeyi ortaya koyarak delege seçimlerini iptal etmesi abesle iştigaldi. Bu komik gerekçenin altında imzası olanlar dönemin Yol-İş Şube ve Yol-İş Genel Merkez yönetimleriydi.

Pınarbaşı Şubesi delege seçimlerinin haksız, hukuksuz iptaline dayanan yanlış hesap mahkemeden döndü. Mahkemenin tespit ettiği kayyum, Genel Kurul’un 2 Ocak’ta yenilenmesine karar verdi. Yapılan Genel Kurul’da karayolu işçisinin başındaki bela defedildi.

Artık yeni bir dönem başlıyor. Yeni yönetim söz, yetki ve karara dair tüm süreçlerde karayolu işçisinin inisiyatifini öne çıkaran bir yaklaşım sergilediği koşullarda Karayolları Kayseri Bölge’de çalışan işçilerin birliği pekişecek, mücadele azmi artacaktır. Bunun için de Karayolları 6. Bölge sınırları içindeki her işyerinde taban örgütlülüklerinin oluşturulması, toplu sözleşme vb. her süreçte karayolu işçilerinin inisiyatifinin esas alınması yaşamsal önemdedir.

Karayollarında yaşanan özelleştirme ve taşeronlaştırmanın son bulması için fiili meşru mücadelenin büyütülmesi yeni yönetimin en büyük görevlerinden biridir. Taşeron işçilerinin kadroya geçmesiyle berber karayollarında 3 skala uygulamasına karşı eşit işe eşit ücret mücadelesini büyütmek için, açlık sınırının altında olan asgari ücretin insanca yaşanılabilir bir düzeye yükseltilmesi, işçi ve emekçilerin toplumsal sorunların çözümünden yana taraflaştırılması konusunda da yeni yönetim enerjik bir çaba ortaya koymalıdır.

Sadece seçimi kazanmak yetmez, karayolu işçisinin geleceğini karartan, sendika ağalarının tüm ayrıcalıklarını ortadan kaldıran bir tutum içinde olmak gerekir. Bunun için ne yapılması gerektiği ortadadır. Sendikada var olan işleyişe rağmen yeni yönetimde yer alan yöneticilerin işçi maaşından fazla olan tüm ayrıcalıkları reddetmeleri son derece önemlidir. Sendika aidatları oldukça yüksektir. Bu aidatların makul bir düzeye çekilmesi için mücadele etmek gerekir. Sendikanın gelir ve gider kalemleri her ay düzenli olarak üyelerin bilgisine sunulmalı ve sendika üyesi işçilerin denetimine açılmalıdır.

Sendikal işleyişte işçi demokrasisi hakim kılınmalıdır. İşçinin sözü, yetkisi ve kararları her aşamada belirleyici olmalıdır. Yol-İş’te temsilciler sendika yönetimi tarafından atanmakta ve doğası gereği sendika yönetimi tarafından atanan temsilciler kendilerini sadece ve sadece sendika yönetimine karşı sorumlu hissetmektedir. Bu düzen yıkılmalı en kısa zamanda tüm işyerlerinde sandık kurulmalı işyeri temsilcileri karayolu işçisinin oylarıyla belirlenmelidir.

Karayolu işçileri kaderlerini, geleceklerini hiç kimseye teslim etmemelidirler. İşçi gücünü yönetim kademesindeki yöneticilerden değil, kendi birliğinden alır. Karayolu işçisi örgütlü birliğini büyüttükçe, yeni yönetimin olası yanlışlıklarına da anında müdahale edebilir. Karayolu işçileri birleşen işçilerin yenilmezliği bilinciyle hareket etmelidir. İşçi sınıfının dünya ve Türkiye’deki şanlı direnişlerinin, 15-16 Haziranların, Kavellerin, Greiflerin, metal direnişlerinin gösterdiği yoldan yürümelidir.

Yol-İş Kayseri 1 No'lu Şube üyesi öncü işçiler

 
§