18 Mart 2016
Sayı: KB 2016/11

Ya barbarlık içinde çöküş, ya sosyalizm!
Halkların birleşik devrimci direnişini büyütelim!
Kürt halkıyla dayanışmayı güçlendirelim!
Ellerimize geçen yeryüzü nimetlerini toplayabilmek için, zihinlerimize pranga vuruluyor
“Yeni Türkiye”, “yeni anayasa” ve çürümüş eski düzen!
Anayasa tartışmaları...
Kamuda çalışanlara kadro “müjdesi” yalanı çöktü!
Kölelik yasası “işsizliğe çözüm olacak” yalanı
Tekstil Grup TİS süreci ve İnci Plastik işçilerinin tutumu üzerine
İşçiler neden suskun?
Partinin sınıf çalışması, deneyimler ve sorunlar
Paris Komünü 145 yaşında
Suriye’de “kırmızı çizgiler”
Fransa’da 9 Mart grevi, Avrupa’da büyüyen sınıf ve kitle hareketleri
DGB ve DLB mücadele çağrılarını sürdürüyor
Beyazıt’ta katliamlar lanetlendi
Gazi Katliamı 21. yılında lanetlendi
2016 8 Mart’ı: Baskı ve yasaklara karşı direniş!
EKİM 300. sayıda!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kürt halkıyla dayanışmayı güçlendirelim!

 

Kürt halkına yönelik imha operasyonları ve baskılar hız kesmeden devam ediyor. Sermaye devleti Cizre’de, Sur’da, Silopi’de gerçekleştirdiği kıyımdan sonra Yüksekova, Şırnak ve Nusaybin’de 20 bin asker ve polisin katıldığı operasyonlar gerçekleştirmek için harekete geçti. Yüksekova’da sokağa çıkma yasağı ilan edilmesiyle birlikte öğretmenler izine gönderildi. Eğitime ara verilen Yüksekova’daki bazı okullara özel eğitimli askerler ve polisler yerleştirildi. Ancak Yüksekova’da sokağa çıkma yasağından önce de İlçe Tümen Komutanlığı ve Efeler Taburu’ndan Cumhuriyet ile Güngör mahallelerine havan toplarıyla bombardıman yapıldığı, zırhlı araçlardan mahallelere ateş açıldığı belirtildi. Yine Yüksekova Devlet Hastanesi’nin ise adeta askeri karargâha çevrildiği, tedavileri devam eden hastaların dahi 2 gün önceden hastaneden apar topar çıkarıldığı ifade edildi. Operasyon öncesinde Yüksekova’dan göç başlamıştı. Operasyonun daha ilk gününden itibaren ölüm haberleri de gelmeye başladı.

Nusaybin’de ise 13 Mart gecesi başlayacak olan yasak öncesinde çarşı merkezinde bulunan üç yolda zırhlı araçlar halkı taradı. Saldırıda Adem Çetin ve ismi öğrenilemeyen 2 kişi ağır yaralandı. Şırnak’ta halkın yaklaşık yüzde 70’nin şehri terk ettiği ifade edildi. Diyarbakır Bağlar ilçesinde Kaynartepe mahallesinde yasak ilan edilmesinden sonra halk apar topar bölgeden çıkmaya çalışırken, zırhlı araçlardan halka küfür edildiği belirtildi.

Devlet yetkililerin “Sur’da operasyon bitmiştir” açıklamasından sonra 20’nin üzerinde kişi katledildi. Bu katledilenlerin arasında bir evde enkaz altında kalan ve çıkmak istediklerini belirterek HDP’lilerden yardım isteyen ancak katledilen 7 kişide bulunmaktadır.

Bölge illerinde sokağa çıkma yasakları ve bombalamalar sonucu Kürt halkı kıyımdan geçirilerek zorunlu göçlere maruz bırakılırken, ülkenin diğer yerlerinde ise baskılar devam ediyor. Özgür Gündem gazetesine Newroz haberi nedeniyle “örgüt propagandası” soruşturması açıldı, çalışanlarının basın kartları iptal edildi. Gözaltı ve tutuklama saldırıları ise hız kesmeden sürüyor. Son olarak aralarında avukatların da olduğu pek çok kişi gözaltına alındı. Öte yandan “Barış” istedikleri için 3 akademisyen tutuklandı. Bölge illerinde resmi sokağa çıkma yasakları uygulanırken, ülkenin her yerinde sokağa çıkanlara yönelik yoğun bir devlet terörü estirilmektedir. Bu baskıcı tabloya Ankara’daki bombalı eylem gerekçe gösterilerek getirilen Newroz yasakları eşlik etmiş oldu.

Türk sermaye devletinin başta Kürt halkına yönelik giriştiği imha savaşına ve ilerici, devrimci tüm muhalif güçlere yönelik uyguladığı devlet terörüne karşı durmak için birleşik mücadeleyi büyütmek gereklidir. Katliamlara, operasyonlara, sokağa çıkma yasaklarına sessiz kalınmamalı, Kürt halkıyla dayanışma güçlendirilmelidir.

 

 

 

 

Bombalı saldırı’ bahanesiyle Newroz hedef gösterildi

 

Kürt halkının haklı taleplerine azgınca saldıran Türk sermaye devleti, Newroz eylemlerine saldırmak için çok yönlü bir hazırlık içerisinde. 13 Mart’ta Ankara’da patlayan bomba da, Newroz eylemlerinin yasaklanmasının dayanağı haline getirildi. Newroz eylemleri şimdiden hedef gösterildi, saldırının altyapısı hazırlandı.

ABD büyükelçiliği Türkiye’deki kendi vatandaşlarını 11 Mart’ta patlamanın olduğu bölgeye gitmemeleri için uyarmıştı. Şimdi bu uyarıyı 20 Mart için net olarak tarih vererek yaptı. ABD’nin bu sözde “istihbarat”ı ise doğrudan Newroz’la ilişkilendirilerek saldırıya zemin oluşturulmaya çalışıldı. “Terör saldırısı” uyarısı diye basına yansıyan notta “Nevruz’un hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle olayların artabileceği” ifadeleri kullanılarak adeta bu eylemler de hedef gösterildi.

“Güvenlik zafiyeti” işçi ve emekçilere, direnenlere

Tam 20 Mart günü AKP’nin bir mitingi Ankara’da olsaydı, AKP mitingi kendisi ertelemezse, asla yasaklanmazdı. Demek oluyor ki sermaye devleti kendi partilerinin mitinglerinde hiçbir zaman o ünlü “güvenlik zafiyeti”ni göstermezken, muhalif güçlerin yaptığı eylemlerde patlamanın olduğu yerlerde hiç polis olmayacağı denli “zafiyet” gösteriyor!

Sözün özü, Newroz eylemleri, eyleme katılanların güvenliği için değil, faşizme biat etmeyip eyleme çıkanlara saldırmak için yasaklandı. Kürt halkı özellikle Kürdistan’da sokağa çıkma yasaklarının sürdüğü yerlerde de, belki milyonlar olamayacak, ama Newroz’u mutlaka kutlayacak.

 

 

 

 

Kürt halkı abluka altında

 

Kürdistan’da Cizre, Sur başta olmak üzere birçok kentte katliamlara yol açan Türk sermaye devletinin saldırılarının ardı arkası kesilmiyor. “Operasyonların bittiği” iddia edilen Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nde 13 Mart günü, kendilerinden haber alınmayan 3’ü yaralı 7 kişi, katliam timlerinin saldırısında yaşamını yitirdi. 7 kişi arasında bulunan Mahsun Gürkan, Tahir Elçi’nin katledildiği sokaktaki YDG-H’lı gençlerden biriydi. Gürkan’ın cenazesi paletli zırhlı araç ile ezildi.

Öte yandan İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın “operasyon yapılacak” açıklamasının ardından Yüksekova’daki öğretmenlerin 14 Mart’tan itibaren “idari izinli” sayılacağı duyuruldu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın gönderdiği yazıyla da ilçedeki okullar boşaltılarak özel tim tarafından buralarda karakollar kuruldu.

14 Mart’ı 15 Mart’a bağlayan gece ise Diyarbakır’ın Bağlar semtinde Sur’daki saldırıları protesto eden gençlere polis saldırdı. Saldırı sonucu 2 genç polisin açtığı ateşle katledildi.

16 Mart günü ise ilçede bulunan Cumhuriyet Mahallesi, Alay Komutanlığı ve Efeler Taburu’ndan yoğun bombardımana tutuldu, bombalanan yerlerde yaklaşık 200 kişinin bulunduğu öğrenildi.

 
§