18 Mart 2016
Sayı: KB 2016/11

Ya barbarlık içinde çöküş, ya sosyalizm!
Halkların birleşik devrimci direnişini büyütelim!
Kürt halkıyla dayanışmayı güçlendirelim!
Ellerimize geçen yeryüzü nimetlerini toplayabilmek için, zihinlerimize pranga vuruluyor
“Yeni Türkiye”, “yeni anayasa” ve çürümüş eski düzen!
Anayasa tartışmaları...
Kamuda çalışanlara kadro “müjdesi” yalanı çöktü!
Kölelik yasası “işsizliğe çözüm olacak” yalanı
Tekstil Grup TİS süreci ve İnci Plastik işçilerinin tutumu üzerine
İşçiler neden suskun?
Partinin sınıf çalışması, deneyimler ve sorunlar
Paris Komünü 145 yaşında
Suriye’de “kırmızı çizgiler”
Fransa’da 9 Mart grevi, Avrupa’da büyüyen sınıf ve kitle hareketleri
DGB ve DLB mücadele çağrılarını sürdürüyor
Beyazıt’ta katliamlar lanetlendi
Gazi Katliamı 21. yılında lanetlendi
2016 8 Mart’ı: Baskı ve yasaklara karşı direniş!
EKİM 300. sayıda!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Beyazıt’ta katliamlar lanetlendi

 

Beyazıt ve Halepçe katliamlarının yıldönümü olan 16 Mart günü İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde eylem yapıldı. Saat 13:00’te katliamı yaşayanların da aralarında olduğu ‘78’liler Girişimi “Halepçe katliamı insanlık suçudur!”, “16 Mart katliamı unutulmaz!” sloganlarıyla beklerken İstanbul Üniversitesi Merkez Kampüs’ten çıkan öğrenciler de Beyazıt Marşı ve sloganlarla Eczacılık Fakültesi önüne geldi. Buraya gelindiğinde 16 Mart 1978 günü Beyazıt’ta katledilenlerin isimleri sayılarak “Yaşıyor!” denildi. Sonrasında ‘78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can bir konuşma yaptı.

“Katliamları yapanlar IŞİD’i kuranlar”

Can, 12 Eylül askeri faşist darbesinin amaçlarından birinin de eski ve yeni kuşağı birbirinden koparmak olduğunu söyledi. O dönemlerde bütün okullarda polis desteği ile silahlı faşist saldırıların gerçekleştiğini söyleyen Can, yine aynı dönem gerçekleşen Çorum, Maraş gibi katliamlara değindi. Bu katliamları yapanların bugün IŞİD’i yaratanlar olduğuna dikkat çeken Can, aynı zihniyet ve kişilerin bugün Cizre, Sur gibi Kürt kentlerinde bu katliamları devam ettirdiğine dikkat çekti. Beyazıt Katliamı'yla ilgili davanın zaman aşımına uğradığına ve katillerin cezalandırılmadığına değinen Can, failleri gençliğin cezalandıracağını ve bu faşistlerin “geleceğin hayvanat bahçesine konacağını” söyledi.

‘78’liler Girişimi’nden Bülent Uluer ise Beyazıt Meydanı’nın hep siyasi bir meydan olduğunu söyleyerek “Tarihin en acı olaylarının yaşandığı bir yerde bulunmaktayız” dedi. “Katillerin ismini tarih yazmayacak” diyen Uluer, “Kahrolsun faşizm, yaşasın mücadelemiz!” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

“Katliamlar kirli savaş ve baskılarla sürüyor”

Konuşmalardan sonra Üniversite Öğrencileri imzalı basın açıklamasını Nurseli Gözüaçık okudu. Açıklamada 1978 Beyazıt, 1988 Halepçe, 1995 Gazi katliamlarına ve Diyarbakır, Suruç, Ankara katliamlarına değinildi. “Ülkede Kürt illerinde katliam sürerken Ortadoğu’da savaş, iktidar tarafından körükleniyor. En son Ankara’da patlayan bombanın sorumlusu, bombalardan beslenen iktidardır” denilen açıklamanın devamında AKP’nin katliamlar geleneğini sürdürdüğüne dikkat çekildi. İktidarın Beyazıt Katliamı'nın faillerini mahkemelerde akladığının, Halepçe Katliamı'nı Kürt kentlerinde yürüttüğü kirli savaşla sürdürdüğünün ve IŞİD destekçisi olduğunun altı çizildi. Üniversitelerin ÖGB ve polislerle karakol haline getirildiği, son olarak 3 akademisyenin tutuklandığı üzerinde duruldu. Açıklama şu ifadelerle bitirildi: “Erdoğan’ın faşist-gerici politikalarına karşı katliamların hesabını sorarak eşitliği, özgürlüğü, bilimi, halkların kardeşliğini savunacağız ve üniversitelerimizi teslim etmeyeceğiz.”

Anma Eczacılık Fakültesi önüne karanfiller konularak sonlandırıldı

Polis saldırı fırsatı kolladı

Açıklamanın ardından topluca Merkez Kampüs’e girmek isteyen öğrenciler esnaf kapısında çevik kuvvet ve sivil polis ablukasıyla karşılaştı. “Öğrenci olmayanların giremeyeceği” dayatmasında bulunan ÖGB’ler herkesi tek tek içeri alarak öğrenci kimliği kontrolü yaptı. Kapıdaki sivil polisler de kimi öğrencilere GBT yaptılar. Eylem öncesinde de öğle saatlerinde, eylemi izlemek için gelen Beyazıt Postası muhabiri araması olduğu gerekçesiyle gözaltına alınmış ancak Vatan’daki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde araması olmadığı ortaya çıktığından serbest bırakılmıştı.

Eylem boyunca “Beyazıt faşizme mezar olacak!”, “Beyazıt goristan ji bo faşistan!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Halepçe’yi unutma unutturma!” sloganları atıldı.

 

 

 

 

Bu kan denizinin ufkundan kızıl bir güneş doğacak!”

 

Her yeni güne patlamalarla, katliamlarla, kıyıya vuran cesetlerle uyanıyoruz. Yaşam alanlarımız hapishanelere çevriliyor, baskıyla susturulmaya çalışılıyoruz. Gericilikle, terör demagojileriyle uyutulmaya, boyun eğdirilmeye çalışılıyoruz.

13 Mart günü yine Ankara’nın göbeğinde bir bomba daha patladı. Sermaye devletinin açıklamalarına göre 34 ölü 100’ün üzerinde yaralı var. ve bizler katilleri tanıyoruz. Çünkü bombayı kim patlatmış olursa olsun asıl sorumlular savaş ve saldırganlık politikalarını sürdüren, kendi sefil çıkarları için Kürt illerini, Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmekten geri durmayan, gerici çeteleri besleyen, Ege Denizi’nde kıyıya vuran çocuk cesetleri üzerinden AB ile para pazarlığına oturanlardır.

Her katliamın ardından yayın yasağı koyan, “Katil devlet hesap verecek!” sloganını yasaklayanlardır. Cizre’de, Nusaybin’de, Sur’da Kürt halkını imhaya girişenler, Cerattepe’de doğanın talanına girişenlerdir. Renault işçilerine saldıranlar, üniversitelerimizi ablukaya alanlardır.

Katliamlara son vermenin, akan kanı durdurmanın, bu ablukayı dağıtmanın tek yolu bu sömürü düzeninin yıkılmasından geçmektedir.

Devrimci Gençlik Birliği olarak tüm gençliğe çağrımızdır. Düzene karşı devrim mücadelesinde yerimizi alalım. Gelecek yürüyüşümüzü omuz omuza sürdürelim.

Sokağa, eyleme, özgürleşmeye!

Devrimci Gençlik Birliği
14 Mart 2016

 

 

 

 

Katledilen iki ODTÜ’lü anıldı

 

ODTÜ’lü öğrenciler 13 Mart patlamasında kaybettikleri Ozancan Akkuş ve Berkay Baş isimli arkadaşlarını andılar. 14 Mart günü 6. yurdun önünden başlayarak yurtları dolaşan öğrenciler, “Ozancan Akkuş ölümsüzdür!”, “Berkay Baş ölümsüzdür!”, “Katliamlar ülkesi olmayacağız!” sloganlarını attılar. Yapılan konuşmalarda saldırıların AKP’nin yürüttüğü savaş politikalarının bir sonucu olduğu vurgulandı. Anma saygı duruşuyla sonlandırıldı.

15 Mart günü ise ODTÜ’de kitlesel bir anma gerçekleştirildi. Rektörlüğün düzenlediği anmada, Ozan Can Akkuş ve Berkay Baş’ı anmak için toplanan ODTÜ öğrencileri, anma programı başlamadan önce “Ölüm değil, yaşam istiyoruz!”, “Saray savaş, ODTÜ barış istiyor!” sloganları attılar.

Anmada ilk olarak yapılan saygı duruşunun sonrasında konuşmalara geçildi. Berkay ve Ozan Can’ın arkadaşları da son olarak söz alıp düşüncelerini ifade ettiler. Anma boyunca yapılan konuşmalarda Türkiye’nin içine sürüklendiği kirli savaş ortamı da protesto edildi. Konuşmaların ardından ise katledilen ODTÜ’lülerin fotoğraflarının altına temsili olarak karanfiller bırakıldı.

 
§