17 Haziran 2016
Sayı: KB 2016/23

Sınıfa karşı sınıf!
İletişim alanına kirli savaş ayarı!
Katiller, tetikçiler devlet güvencesinde
Yaşam alanlarımız ranta kurban!
Açlık sınırındaki ücretle gelir vergisinde basamak atlamak!
“Dayanışmayı büyütmemiz ve birlik kurmamız gerekiyor”
Sahte güzellik algısı ve sömürü üzerinden büyüyen AVON!
"Metal Fırtınanın yolundan 2017’ye hazırlanıyoruz!"
15-16 Haziran etkinlikleri
15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi'ne dair - 3
“Mücadelemize devam edeceğiz!”
LYS karşıtı şenlikler gerçekleştirildi
Karanlığa karşı geleceğiz ve değişecek dünya!
Liselerde protestolar sürüyor: “Hep birlikte sırtımızı dönelim”
Piyasacı eğitimi durduralım!
İngiltere’de Brexit Referandumu ve kapitalizmin korkusu
Venezuela’da Amerikancı sağın referandum hamlesi
Rakka-Menbiç operasyonu ve Kürt halkını bekleyen tehlikeler
14 Haziran’da Fransa’da milyonlar sokaklardaydı
“Karanlığın en zifiri olduğu an, aydınlığa en yakın olan anıdır!”
Clara Zetkin proleter kadınların devrim mücadelesinde yaşayacak
Enternasyonal proleter edebiyatın usta kalemi: Maksim Gorki
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Venezuela’da Amerikancı sağın referandum hamlesi...

Bolivarcı yönetim saldırı ve provokasyonlara karşı direniyor!

 

Amerikancı sağın İşçi Partili Brezilya Devlet Başkanı’nı yasal kılıfa uydurulmuş bir darbe ile devirmesi, CIA güdümlü Venezuela sağını motive etmiş görünüyor. Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’yu devirmek için harekete geçen sağcıların kullanmaya çalıştıkları araç, yeni bir referandum.

17 yıllık histeri

Chavez’in ölümünden sonra Maduro liderliğinde yola devam eden Bolivarcı hareket, 1999’dan beri hem emperyalistlerin hem küstah Venezuela burjuvazisini temsil eden sağcı koalisyonun provokatif saldırılarıyla cebelleşiyor. Bu dönemde sayısız seçim veya referandum yapıldı, askeri darbe tezgahlandı, petrol üretimi sabote edildi, medya savaşıyla yıpratma kampanyaları düzenlendi...

Yıllardır devam eden bu fütursuz saldırılar dizisi işçi sınıfı, emekçiler ve sol/sosyalist hareketlerin Bolivarcı yönetimle aktif dayanışma içinde olması sayesinde püskürtüldü. Ancak geçen yılın Aralık ayında yapılan seçimleri kazanan sağcı/Amerikancı koalisyonun pervasızlığı artmaya başladı. 17 yıldan beri histerik bir ruh haliyle yönetimi ele geçirmek için kanlı/kirli yöntemlere başvuran sağcı koalisyon, parlamento çoğunluğunu ele geçirdiği anda Maduro’yu azlederek Devlet Başkanlığı mevzisini ele geçirme saldırılarını da hızlandırdı.

Gerekçe referandum, hedef Maduro

Geçmişte referandum yoluyla Chavez’i devrime girişimleri fiyaskoyla sonuçlanan sağcı koalisyon, bu defa Maduro’yu safdışı edebilmek için aynı yolu deniyor. Maduro yönetiminin görevde kalıp kalmayacağının oylanacağı bir referandum düzenlenmesi talebiyle imza kampanyası başlatan sağcı koalisyon, imza dilekçesini Mayıs ayında Ulusal Seçim Konseyi’ne (USK) sunmuştu.

Konuyla ilgili açıklama yapan USK Başkanı Tibisay Lucena, dilekçenin hukuki geçerliliği olup olmadığını tespit etmek için 20-24 Haziran tarihleri arasında 200 bin imzacının parmak izlerinin inceleneceğini söyledi. Lucena ülkede şiddet kullanılan protestoların olması halinde sürecin “derhal” durdurulacağını da kaydetti. Toplanan 1 milyon 800 bin imzanın 600 bininin geçersiz olduğunu geçen günlerde açıklayan USK dilekçeye olumlu yanıt verse bile, referandumun gerçekleşebilmesi için muhalefetin 4 milyon imza daha toplaması gerekecek.

Referandum aracını kullanarak Maduro’yu devirmek isteyen sağcı koalisyon bu amaçla medyada yalan kampanya, temel ihtiyaç maddelerini pazardan çekme, sokak gösterileri, dış müdahale için zemin hazırlama gibi kirli yöntemlere de başvuruyor. Ne pahasına olursa olsun Maduro’yu safdışı etmek için çırpınan sağcı koalisyon, emekçilerin Bolivarcı yönetim döneminde sağladıkları kazanımları gasp etmek için sabırsızlanıyor.

Maduro: bu yıl referandum olmayacak

Amerikancı muhalefetin referandum hamlesine tepki gösteren Maduro, Anayasa Mahkemesi’nden sürecin iptalini talep edeceğini açıkladı. Başkent Caracas’ta toplanan kalabalığa seslenişinde muhalefeti sahtekarlıkla suçlayan Maduro, “Muhalefet ülkeyi ateşe vermek istiyor ama başaramıyor. Eğer şartlar yerine getirilirse, referandum gelecek yıl yapılır, şartların yerine getirilmediği takdirde ise referandum olmayacak, nokta” diye konuştu.

Maduro’nun açıklamalarına tepki gösteren sağcı muhalefetle suç ortakları, gerilimi tırmandırmaya devam ediyor. Bu arada referandum tartışmalarına katılan Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) Başkanı Luis Amargo, Maduro’nun Venezuela halkına ihanet ettiğini iddia ederek Amerikancı sağın yardımına koştu. Bu sataşmaya da sert bir yanıt veren Maduro, Amargo’nun CIA ajanı olduğunu belirterek, gerici saldırılara karşı direnme eğilimini sergilemekte tereddüt etmedi.

Çatışmaların seyrini emekçilerin tutumu belirleyecek

1999’da işbaşına gelen Chavez liderliğindeki Bolivarcı hareket emekçilerin-yoksulların yaşam standartlarını yükseltmek için ciddi bir çaba sarf etti. Nitekim çalışma yaşamı, beslenme, barınma, eğitim, sağlık gibi önemli alanlarda kayda değer gelişmeler sağlandı. Bu kazanımlar, petrol zengini ülkenin kaynaklarının bir kısmını emekçiler lehine harcamasıyla sağlandı.

Milyonların yıllara yayılan mücadelesinin seçim sandıklarında yankı bulmasıyla yönetime gelen Bolivarcı hareket, samimi bir şekilde emekçiler için çalıştı. Fakat aynı dönemde anayasaya bağlılığını da ilan eden Chavez/Maduro yönetimi kapitalist üretim ilişkilerine, özel mülkiyete, ücretli kölelik düzenine ise dokunmadı. Bu da hareketin belli bir sınıra gelip dayanmasını kaçınılmaz kıldı.

Emperyalizme sırtını dayayan burjuvazi bu sürede zayıflamadığı gibi her araçla küstahça Bolivarcı yönetime saldırdı. Ekonomiyi sabote ederek Maduro yönetimini zorda bırakan burjuvazi, Maduro’yu safdışı bırakma zamanının geldiğini var sayıyor. Referandum hamlesi, bu varsayımı hayata geçirme hamlesinden başka bir şey değildir.

Bu saldırıya karşı Bolivarcı yönetim elbette teslim bayrağını çekmiş değil. Maduro’nun duruşu direnme eğiliminin güçlü olduğunu gösterdi. Burjuvazi ile emperyalistlerin daha saldırgan, daha pervasız olacakları hesaba katıldığında, Venezuela sol/sosyalist hareketi ile işçi ve emekçilerin bu çatışmada ortaya koyacakları tutum belirleyici olacaktır.

CIA’nın planladığı askeri darbeyi bile püskürten emekçi kitlelerin direnişini bir kez daha seferber etmek mümkün olursa, sağcı koalisyonun saldırısı püskürtülebilir. Bunun gerçekleşmediği koşullarda ise, Bolivarcı yönetimin yıkılması kaçınılmaz görünüyor. Hal böyleyken %200’lerde seyreden enflasyonun faturasını ödeyen emekçilerin Maduro yönetimini eskisi gibi militanca savunmaları zor görünüyor. Bununla birlikte kazanımlarından kolay vazgeçmeleri de kolay değil. Her halükarda Venezuela’da sınıf çatışmalarının sertleşmesi kaçınılmaz.

Bolivarcı hareketin kapitalist ilişkilere dokunmadan ‘21 Yüzyıl sosyalizmini inşa etme’ ütopyası miadını doldurmuş görünüyor. Bu aşamadan sonra işçi sınıfıyla emekçiler için temel sorun anti-emperyalist/anti-kapitalist devrimci bir program etrafında birleşip mücadeleyi yükseltebilmektir.

 
§