24 Haziran 2016
Sayı: KB 2016/24

“Kabadayı”lıktan “yaranma”ya…
Kıdem tazminatı tartışmalarında sona gelindi
Taşeron işçisine kadro yalanı
AVON yönetimi direnişçilerle görüşmedi
Maden havzalarından yükselen ses: “Birlik!”
Altherm Klima’da direniş sürüyor
Tarım işçileri için ölüm sezonu
Kapitalizm işçi kanıyla besleniyor
İşgal, grev, direniş!
Eğitim Sen üyesi 650 öğretmen soruşturmalık
“Bizden alınan hakkın geri verilmesi için buradayız”
“Zaferi kazanıncaya kadar davamızın arkasındayız!”
Bizim ışığımız, onların karanlığı
Liseliler karanlığa ve gericiliğe karşı ses çıkarıyorlar
Sömürüye ve gericiliğe teslim olmayacağız!
Polis genç kadını tandırda yakmaya çalıştı
Terör demagojisi ve insan olabilmek
AKP hükümeti HDP’li belediyelere saldırıyor!
NATO zirvesi ve büyüyen savaş tehlikesi
Avrupa’da yeni saldırı dalgası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Zaferi kazanıncaya kadar davamızın arkasındayız!”

 

Sendikaya üye oldukları için Avcılar Belediyesi tarafından işten atılan ve direnişe başlayan kadın işçilerle örgütlenme ve direniş süreçleri hakkında konuştuk.

- Sizler on günü aşkın süredir direniştesiniz. Bize işten atılma sürecinizi anlatır mısınız?

Tülay Opuz: Sendikaya üye olduk diye ayın dokuzunda işten çıkarıldık, neredeyse 15 gün oldu. Sendika yasal bir haktır, herkesin hakkı vardır sendikaya üye olmaya.

İşten atıldığımız gün 2’ye 5 kala falandı, bize “otoparka gelin” dediler, neden diye sorduk, “aşağıya gideceksiniz” dediler. Dedik herhalde patronun yanına gideceğiz. Gittiğimde zaten arkadaşlarım da gelmişti. Biz geldiğimizde “işiniz feshedildi” dediler sadece, başka bir neden söylemediler yani.

Senem Torhan: Daha önce sorgu odalarına çekildiğimizden dolayı bizim aklımıza sorgu odaları geldi. İlk etapta biz onu düşündük. Zaten yedimiz de sendikaya üyeyiz. Bize sadece “arkadaşlar işinize son verildi, bu günden itibaren işe gelmiyorsunuz” dendi. “Neden?” diye sorduğumuzda da hiçbir açıklama yapılmadı bize.

Tülay Opuz: Diğer arkadaşlarımızın da hepsi sendikaya üye ama biz direnişe (çadıra) gittiğimiz için 7 arkadaş, direnişte bulunduğumuz, kendimizi gösterdiğimiz için hiçbir sebep olmadan işimiz feshedildi.

Sabriye Şahin: Biz kandırıldık başka bir şey yok. Başkan yardımcısıyla görüşmeye geldik. Bir yerlere telefon açtı “biz bu bayanlar işten atılmayacak demedik mi size, bayanlara karışılmayacak demedik mi” falan dedi. “Tamam yarın gidersiniz, iş başı yapın” dedi. Sabah gittik işe, hemen orada bize onbaşı “iş başı yapmayın” dedi. Biz de iş elbiselerimizi giydik, buraya (direniş çadırına) geldik. 1 saat sonra bize elbiselerinizi çıkarın dediler biz de “çıkarmayacağız” dedik. Telefon açıldı “eğer elbiseleri bize geri getirmezseniz maaşınız yatmaz, geri getirin” dendi. Sonra gittik tekrar paydos saatinde oraya, orada ayakkabılarımız vardı, eşyalarımız vardı onları almaya gittiğimiz zaman başladılar gene “elbiseleri çıkarın” demeye.

Tülay Opuz: “İşimizi vermiyorsunuz, biz de elbiseleri vermiyoruz, cesaretin varsa gel al” dedik tabi ki bir şey diyemedi.

Senem Torhan: Biz öyle deyince bir şey diyemediler “tamam bir daha girmeyin buraya” dediler. Adeta kovulduk yani oradan. Şöyle bir şey var, Handan Toprak diyordu ki “benimle beraber geldiniz benimle beraber gideceksiniz” biz ondan önce gittik. Madem biz buradaysak o orada neden oturuyor? Direniş çadırımızda ona da yer var, o da buyursun gelsin. Bayanlara bu kadar değer veriyorsa biz direniş çadırındayız, o da yanımıza gelsin.

- Kadın bir belediye başkanı ve kendisine demokratım diyen, Haziran Direnişi'ne destek veren bir belediye başkanı, sendikalaştıkları için işçileri işten atıyor, bununla beraber kadın işçileri de işten atıyor. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Senem Torhan: Handan Hanım Gezi’de doktorluk, Avcılar’da patronluk taslıyor maalesef...

Tülay Opuz: Sadece sabır, başka yapacak bir şeyimiz yok. Bekliyoruz, yetki günü gelsin işte günü gelince gereken neyse yapılır.

Senem Torhan: Bir çok tehditler alıyoruz, sıkıştırılıyoruz ama biz bu tehditlere meydan bırakmayacağız. Hep birlikte bu direnişi sonuna kadar devam ettireceğiz ve başaracağız. Buna inanıyorum ben. Sendikalı olarak işimize de geri döneceğiz.

- Sizler öncü işçiler olduğunuz için işten atıldınız. Direnişte 7 kadınsınız. Biraz örgütlenme sürecinizi de anlatır mısınız?

Senem Torhan: Biz nasıl örgütlendik? Bizim şartlarımız çok ağırdır. Çok zor koşullar altında çalışıyorduk. Soyunma odamız yok, kendimize ait bir lavabomuz yok. Bir esnafa, bir yere lavaboya gittiğimiz zaman çöp topluyor diye bakılıyordu bize. En basit örnek, bir sigarayı merdiven boşluklarında gizli gizli içiyorduk. 15 dakika sadece bir çay molamız vardı. 16. dakikada hemen bize “savunma yazın” diye şeyler söyleniyordu. Bir sigara içtiğimiz zaman, su içtiğimiz zaman bizi fotoğraflıyorlardı. Tehdit ediyorlardı “çıkışınız verilecek savunmanızı hazırlayın” diye. O kadar çok şey yaşadık ki. Biz de daha rahat koşullar altında çalışmak için sendikalı olmak istedik. Bu da bizim en doğal hakkımız. Bütün arkadaşlar toplandık, örgütlendik ve Allah’ın izniyle de sendikalı olarak işe döneceğiz. Ben buna inanıyorum.

- Bundan sonrası için nasıl planlarınız var? Ne düşünüyorsunuz?

Tülay Opuz: Bu şekilde devam edeceğiz. Biz hakkımızı istiyoruz başka bir şey istemiyoruz. Düzenimizi istiyoruz, düzenimizi bozdular şu anda.

Sabriye Şahin: Düzenimizi istiyoruz ama sendikalı olarak.

Tülay Opuz: Tabi buradaki arkadaşlarımızdan 1 tanesi dahi işe dönmediği zaman biz de dönmeyiz. Ya hep beraber ya hiç. O şekilde kararlıyız sonuna kadar.

Senem Torhan: Burada hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için. Direnişimiz 1 ay da sürer, 2 ay da sürer, 1 yıl da sürebilir. Yani biz zaferi kazanıncaya kadar davamızın arkasındayız. 1 kişi kalıncaya kadar yine buradayız, yine buradayız diyorum. Özellikle dikkatleri çeken şey bir bayan belediye başkanı hem cinslerine nasıl böyle bir şey yapabiliyor? Çıkıp açıklamasını yapsın bize.

- Demek ki patron olunca kadın dayanışması diye bir şey kalmıyor...

Senem Torhan: Her zaman üstüne bastıra bastıra söylüyorum Gezi’de doktorluk Avcılar’da patronluk yapıyor hanımefendi. Bizi Barış Manço Kültür Merkezi'ne topladı, bizimle konuştu, biz alkışladık. Bizi resmen kandırdı yani. O kadar insanın, 600-700 kişinin gözünün içine baka baka Handan Toprak yalan konuşmuş.

Tülay Opuz: Bayan desteğini kesti yani. Bayan dayanışması diye bir şey yok onda. Gülüyorsak hep beraber ağlıyorsak hep beraber tek dileğimiz tek isteğimiz bu. Kadın dayanışması bu değildir, birininin gülüp birinin ağlaması değildir. Biz burada ne kadar mağduruz, çocuklarımızla buradayız. Benim çocuğum her gün burada, değer mi yani? Evine ekmek götüren arkadaşlarımız var, borcu olan arkadaşlarımız var, değer mi yani?

- Bir yandan da sizin gibi kölece çalışma koşullarına maruz kalan işçi-emekçi kadınlara da örnek oluyorsunuz. Onlara söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Senem Torhan: Onları da desteğe bekliyoruz. Her zaman bizimle beraber olsunlar. Bizler her zaman bayanların yanındayız, sonuna kadar. Tek yürek, tek bilek olalım. Bu taşeronu aradan kaldıralım, bitirelim diyorum. Sendikalı olmak bence çok güzel.

Kızıl Bayrak / Avcılar


 
§