24 Haziran 2016
Sayı: KB 2016/24

“Kabadayı”lıktan “yaranma”ya…
Kıdem tazminatı tartışmalarında sona gelindi
Taşeron işçisine kadro yalanı
AVON yönetimi direnişçilerle görüşmedi
Maden havzalarından yükselen ses: “Birlik!”
Altherm Klima’da direniş sürüyor
Tarım işçileri için ölüm sezonu
Kapitalizm işçi kanıyla besleniyor
İşgal, grev, direniş!
Eğitim Sen üyesi 650 öğretmen soruşturmalık
“Bizden alınan hakkın geri verilmesi için buradayız”
“Zaferi kazanıncaya kadar davamızın arkasındayız!”
Bizim ışığımız, onların karanlığı
Liseliler karanlığa ve gericiliğe karşı ses çıkarıyorlar
Sömürüye ve gericiliğe teslim olmayacağız!
Polis genç kadını tandırda yakmaya çalıştı
Terör demagojisi ve insan olabilmek
AKP hükümeti HDP’li belediyelere saldırıyor!
NATO zirvesi ve büyüyen savaş tehlikesi
Avrupa’da yeni saldırı dalgası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Bizim ışığımız, onların karanlığı

 

Eğitimin değişen piyasa koşullarına uygun hale getirilmesi, paralı eğitimin yaygınlaştırılması, çıraklık yaşının düşürülerek eğitimin ilk aşamalarında çocuk işçiliğin yaygınlaştırılması, dini eğitimin yoğunlaştırılarak yarının uysal, itaatkar işçilerinin yaratılması hedefiyle gündeme getirilen 4+4+4 sistemi 30 Mart 2012 yılında kabul edilmişti.

4+4+4 eğitim modeliyle birlikte 72 ay öncesinde çocuklar zorla okula başlatılmış ve okuma-yazma öğrenmeleri daha da zorlaşmıştı. “Seçmeli dersler” adı altında dinsel içerikli zorunlu paket dersler verilmiş ve kız-erkek öğrenciler arasında birbirine yabancılaşma, birbirini eşit görmeme eğilimleri derinleştirilmişti.

4+4+4 eğitim modeliyle birlikte okulların piyasa koşullarına daha hızlı dönüşümü sağlandı. Dershaneden bozma temel liseler açıldı. Özel okullara devlet eliyle teşvikler yağdı. TEOG sınavlarında başarılı olamayanlar ya da özel liselere verecek parası olamayanlar “staj” adı altında işçilik yapılan meslek liselerine, pek çoğu da imam-hatip liselerine mahkum edildi.

4+4+4’le birlikte özel okul öncesi eğitim kurumlarında %34,8, özel ilkokullarda yüzde %40, özel ortaokullarda %72, özel liselerde % 182, 9 artışın yaşanması, eğitimde piyasanın temel alınmasının sonuçları olarak karşımıza çıkıyor.

Sermaye düzeninin gündeminde şimdi de 3+3+3+4 denilen ve okula başlama yaşının 4’e düşürüldüğü, ilk bölüm olarak 0+1+2, 3 yıl ilkokul; 3 yıl ortaokul ve 4 yıl da lise öğrenimi olarak düzenlenecek bir üst eğitim modeli gündemde.

Bu eğitim modelinde devlet okullarındaki anaokulları kaldırılacak, bunun yerine “ilkokula hazırlık” adı altında “erken çocukluk okulları” işleyecek ve bu okullar özel teşebbüse bırakılacak. Halihazırda eğitim kurumları ile iç içe geçmiş bulunan dini vakıfar, cemaatler ve tarikatlar bu alandaki etkinliğini daha da yaygınlaştırabilecek. Yani yeni Ensar Vakıfları kapıda...

Eğitimle ilgili 3+3+3+4 şimdi kamuoyu gündemine girse de, bu süreç yılardır işletiliyor.

Bilindiği gibi 7 Nisan 2012 yılında Kuran Kursları Yönetmeliği değiştirilmiş ve yeni düzenlemede Kuran kursları MEB’den alınarak Diyanet'e verilmişti. Bu kurslar için ilköğretimi bitirme koşulu da kaldırılmıştı. Devamında, ilkokulu bitiren öğrenciler için velinin izniyle yatılı Kuran kurslarına kayıt yaptırmaya dönük düzenlemeler hayata geçirildi. Diyanet “Okul öncesi dini eğitim projesi” üzerinden 3-6 yaş çocuk grupları için dini kreşler uygulaması başlattı. Bu proje 2013-2014 eğitim-öğretim yılında 10 ilde uygulamaya geçti ve giderek yaygınlaştı. Rize eski İl Müftüsü Yusuf Doğan’ın sarfettiği sözler, bu adımlarla varılmak istenen hedefleri özetler niteliktedir: “İstenilen kıvamda yeni bir toplumun inşa edilmesi noktasında, bu faaliyet geleceğe çok güzel bir ışık tutacak ve geleceği daha hayırlı bir şekilde inşa edecektir.”

Sermaye kendi geleceğine ışık tutmak için bizim ışığımızı, bizim geleceğimizi söndürüyor. Bunun için de tıpkı 4+4+4 gibi, 3+3+3+4 plan ve projelerini ortaya koyuyor.

Bu karanlığa sırtımızı dönmeli ve aydınlık bir gelecek için mücadeleyi büyütmeliyiz. Bir yandan bu önümüze getirilen ve geleceğimizi karartmayı hedefleyen gerici-piyasacı eğitim modellerini teşhir etmeli, bu açıdan toplum çapında bir bilinç açıklığı yaratmalı ve çürümüş düzenin çürümüş eğitim sistemine karşı “eşit, bilimsel, parasız, anadilde eğitim” talebini öne çıkarmalıyız.

Geçim sıkıntısı nedeniyle çalışmak zorunda kalan ve çocuklarına bakacak zamanı ve parası olamayan emekçilere dayatılan bu karanlık politikaları boşa çıkartmak için sosyalizmin aydınlığına yüzümüzü dönelim.

S. Gül

 

 

 

 

 

Mücadele sesleri çarpıtılıyor

 

Liselerde dinci-gericiliğin egemen kılınmaya çalışılmasına karşı, liselerde yükselen mücadele çağrıları, sermaye devleti tarafından çarpıtılmaya çalışılıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı, il milli eğitim müdürlüklerine gönderdiği yazıda, dinci-gericiliğin karanlığına karşı mücadele çağrısı yapan lise bildirilerinin öğrenciler veya veliler tarafından hazırlanmadığını, “bazı siyasi çevreler tarafından organize edildiğini” öne sürdü. Bakanlık, okul adına bildiri yayınlamanın “suç” olduğunu iddia ederek, bir yandan da aba altından sopa gösterdi.

16 Haziran’da il milli eğitim müdürlüklerine gönderilen, resmi yazıda şu ifadeler yer aldı:

“Öğrenci ve veli adı kullanılmadan basında yer alan bu bildirilerin öğrenci ve veli kaynaklı olmaktan çok bazı siyasi çevreler ve STK’lar tarafından organize edildiği anlaşılmaktadır. İzin alınmadan öğrenciler ve kurumsal kimliğini kullanarak okullar üzerinden bu mahiyette siyasi içerikli bildiri yayınlanması suçtur. Okul yönetimi ve öğretmenlerin taraf olmadığı bir konuda okul adının geçmesi, niyetin provokatif ve öğrencilerin istismarına yönelik olduğunu açıkça göstermektedir. Öğrencilerimizin bu tarz eylemlerin içine çekilmek istenmelerinin iyi niyetli girişimler olmadığı görülmektedir.”



 


3 enç intihar etti

 

Adana, Siirt ve Antep’te 3 liseli genç intihar etti. 19 Haziran akşamı Adana Çukurova ilçesi Güzelyalı Mahallesi’nde 17 yaşındaki liseli genç Emre Ögelge, ailesi evde yokken 11. kattan atlayarak intihar etti. Ögelge’nin cenazesi Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi’nin morguna kaldırıldı.

Siirt’in Tınaztepe Mahallesi’nde ise 16 yaşındaki S.K. kendisini evin banyosunda asarak intihar etti. Uzun süre kendisinden haber alamayan ailesinin durumu fark etmesiyle Siirt Devlet Hastanesi’ne kaldırılan S.K, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Antep’te 16 yaşındaki liseli C.B. Seyrantepe Mahallesi’ndei TOKİ Konutları C Blok’un 6. katından atlayarak intihar etti. C.B.’nin cenazesi Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

 

 

 

 

Hukuk öğrencilerinden yaz okulu eylemi

 

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Hukuk Fakültesi öğrencileri, fakültelerinde yaz okulu açılmamasına tepki gösterdi. 21 Haziran günü fakülte önünde basın açıklamasını yapan Yasin Dursun, “Dekanın hukukçu bile olmadığı Hukuk Fakültesi dekanlığınca keyfi bir uygulamayla yaz okulu hakkımız gasp edilmiştir” dedi. Yaz okulu haklarının olduğunu ve bu konunun takipçisi olacakları vurgulayan Dursun, aynı zamanda yaz okulu açılmayacağının yaklaşık 2 gün önce açıklanması nedeniyle diğer okulların da başvuru tarihleri geçtiği için mağdur olduklarını dile getirdi.

Ayrıca fakültelerinde dekan vekili olarak görev yapan ve hukukçu olmayan rektör yardımcısı Ercüment Çiftçi’nin, yaz okulu açmak isteyen hocaların bulunmasına rağmen geçen hafta yapılan toplantı sonucu yaz okulu yapılmamasına karar vererek keyfi davrandığının altı çizildi. Ardından 1 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.

 
§