19 Ağustos 2016
Sayı: KB 2016/31

Tek yol direniş, tek yol devrim!
Dinci iktidarın dış politikada çöküşten çıkış arayışı
AKP’nin karanlık planları ve devrimci sorumluluklar
İşçi sınıfı anti-emperyalist mücadelede onurlu yerini almalıdır
“Ya darbe başarılı olsaydı?”
Devlet Mezarlığı’nda yatan bir darbeci: Kenan Evren
Düzen demokrasisi
Hacı Bektaş-ı Veli’yi Anma törenlerinin gösterdikleri!
Özgür Gündem’e kapatma saldırısı ve polis baskını
Kirli savaşa ilişkin torba yasa
TKİP V. Kongresi sunumlarından... - Kamu emekçileri hareketi
Tofaş’taki kıyımla açığa çıkan gerçekler!
OHAL’de işçiler hakları ve gelecekleri için direniyor
Kot taşlama işçileri Silikozis’le katlediliyor
Filler tepişir çimenler ezilir
Tekstil sektöründe kadın işçilerin durumu
Meslek liseleri sömürünün “amiral gemisi” olacak!
Almanya’da yeni saldırı yasaları hazırlığı: Gerçek hedef ilerici ve devrimci güçlerdir
İspanya’nın kızıl çiçeği: Federico Garcia Lorca!
Onurlu sanatçının yeri işçi sınıfının mücadele saflarıdır
Sacco ve Vanzetti’nin zaferi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kot taşlama işçileri Silikozis’le katlediliyor

 

Kot kumlama/taşlama işçileri ağır çalışma koşulları, bu koşullarda solumak zorunda kaldıkları tozlu hava nedeniyle Silikozis hastalığına mahkum edilerek adeta ölüme terk ediliyor. Patronların maliyet olarak görüp almadıkları iş güvenliği önlemlerinin yanı sıra hastalığın zamanında ve doğru teşhis edilememesi de işçilerin katledilmesine yol açıyor.

Son olarak 27 yaşındaki Necat Demir, 2000 yılında çalışmaya başladığı atölyede yakalandığı Silikozis hastalığı nedeniyle tedavi gördüğü Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Böylece Silikozis hastalığından hayatını kaybettiği bilinenlerin sayısı 67’ye yükseldi.

Taşlıçay köyünde en az 16 kişi yaşamını yitirdi

Demir’in İstanbul’a geldiği Bingöl’ün Taşlıçay köyünde ise bugüne kadar en az 16 işçi Silikozis hastalığı nedeniyle katledildi. 30’a yakın Silikozis hastasının bulunduğu köyde geçtiğimiz ay da Ramazan Aydar aynı nedenle yaşamını yitirmişti. Taşlıçay’da Silikozis hastalığının bilançosuna dair Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi tarafından sunulan veriler ise işçilerin adeta ölüme terk edildiğini gözler önüne seriyor. 300 haneli Taşlıçay köyünde neredeyse her evde bir Silikozis hastası olduğu dikkat çekiyor. Yanlış teşhis ya da hastalığın bilincine varılamaması dolayısıyla bu sayının çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.

Türkiye genelinde Silikozis bilançosu

Çalışma Bakanlığı’nın istatistiklerinde, 5-10 bin işçinin kot taşlama işinde çalıştırıldığı ve 2-3 aylık bir sürede bu hastalığa yakalanma riski olduğu belirtilirken hastanelerdeki Silikozis hastalarının sayısı da durumun ağırlığını ortaya seriyor.

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi, Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne bu yıl içerisinde 100’ü aşkın Silikozis hastasının geldiği belirtildi. Ayrıca çok sayıda işçinin Sinop, Tokat, Bingöl, Siirt, Erzurum, Yozgat, Zonguldak ve Çorum’da kot taşlama işinde çalışırken akciğerleri iflas ettiği için memleketlerine dönmek zorunda kaldığı kaydedildi.

 

 

 

 

Soma’da bilirkişi raporu: Bakanlıklar ve kamu görevlileri kusurlu!

 

13 Mayıs 2014 tarihinde resmi rakamlara göre 301 maden işçisinin Soma’da katledilmesiyle ilgili mahkemeye “yetiştirilemeyen” bilirkişi raporu 6 Ağustos’ta tamamlandı. Bilirkişi raporunda kamuoyu tarafından da bilinen gerçekler bir kez daha ortaya serilirken; önlenebilecek bu olayın “olumsuz ocak alt yapı uygulamaları nedeniyle facia boyutuna ulaştığı” yer aldı.

AKP’li bakanların sorumluluklarını kabul etmemelerine karşın raporda Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın da ihmali ve kusuru olduğu yer aldı.

Raporda teknik koşullara ilişkin; gaz maskelerinin ocaktan kaçmaya olanak tanımadığı, maden içi etkin haberleşme ve alarm sistemi olmadığı, üretim zorlaması, acil durum planının olmaması gibi eksikliklere dikkat çekildi.

Raporda ilgili kamu görevlilerinin ve denetim yapmakla yükümlü bakanlıkların görevlerini gerektiği şekilde yapmadıkları da belirtilirken “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı (İTKB) denetlemeleri yüzeysel kalmış, gerektiği şekilde yapılmamıştır” ifadelerine yer verildi.

Enerji Bakanlığı’nın sorumluluğu ise şu tespitle ortaya kondu: “2010 yılından itibaren ocağın işletme projesini incelemek ve denetlemekle yükümlü olan ve T.K.İ kanalıyla onay veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) görevinin gereklerini tam olarak yerine getirmemiştir.”

Raporda ayrıca şu ifadeler yer aldı: “Genel olarak kömür havzalarının yönetimi-denetimi ve özelde de kömür ocaklarında iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı eksiklikleri ve yetersizlikleri nedeniyle Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ihmali ve kusuru vardır.”

 

 

 

 

Devrimci sınıf faaliyetleri devam ediyor

 

Sınıf devrimcileri devrimci bir sınıf hareketi yaratmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Çerkezköy yolundaki Colin’s fabrikasına dönük ağırlıkla uzun çalışma saatlerini konu alan broşürler işçi servis noktalarında dağıtılmıştı. Yanı sıra aynı broşürler DEV TEKSTİL’e üye işçilerin soyunma dolaplarına da koyularak daha fazla Colin’s işçisine ulaştırıldı. Çok sınırlı da olsa broşürlerin duvara işçiler tarafından yapıştırılması dikkat çekti.

Bu dağıtımların ardından Colin’s yönetimi üç gün işçileri mesaiye bırakmadı. Ayrıca yönetimin işçilere daha sevecen yaklaşımlar sergilemeye çalıştığı gözlemlendi. Broşürün ardından işçilerin Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne yaptıkları şikâyetlerden dolayı teftişe gelineceğini söyleyen yönetim, işçilere ne demeleri gerektiğini tembihledi.

Öte yandan, Colin’s işçileri başta olmak üzere diğer işçilerin yoğun kullandığı servis duraklarına “Tekstil işçisi köle olma!” DEV TEKSTİL imzalı yazılamalar yapıldı.

Çorlu’da Metal İşçileri Bülteni’nin son sayısı metal işçilerine ulaştırıldı. Başta Türk Metal çetesinin örgütlü olduğu Hema, Arçelik, B/S/H, Trakya Döküm’le, Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu SİO ve örgütsüz fabrikalardan işçilere metal işçilerinin sesi taşındı.

İşçiler bülteni ilgi ile karşıladılar. MİB’li işçilerden edindiğimiz bilgiye göre fabrikalarda işçiler bülteni elden ele dolaştırıp okuyup tartıştılar.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) Küçükçekmece’de işçi ve emekçilere mücadele çağrısını sürdürdü. Yenibosna Zafer Mahallesi, Şahintepe, Sefaköy merkez ve Halkalı fabrikalar caddesinde “Nasıl bir demokrasi için mücadele etmeliyiz?” başlıklı duvar gazeteleri yaygın olarak yapıldı. Duvar gazeteleri Gaziosmanpaşa’da da kullanıldı.

 
§