7 Nisan 2017
Sayı: KB 2017/14

AKP iktidarının faşist dikta dayatmasını püskürtelim!
Sandıkta ‘Hayır’ı, sokakta mücadeleyi örgütleyelim!
Sermayenin gözü 17 Nisan’da!
Kamu kaynakları ‘Evet’in hizmetinde!
İhraç Kurultayı’ndan yansıyanlar
Bağımsız-Sen, DİSK Tekstil’e katılma/birleşme kararı aldı
Tarihe düşülen not
Bürokratik kasta karşı taban örgütlülükleri ve fiili-meşru mücadele
Patronlar kazanıyor, işçiler kaybediyor
Sermayenin karanlığına karşı tek seçenek yeni Ekimler’dir!
Kadınların eşitlik mücadelesi ve kadın işgücünün özgürleşmesi
Çürümüş, tükenmiş, kokuşmuş bu düzene HAYIR!
Fırtınalı dönemlere gençliğin enerjisi ile hazırlanalım
300 OSB’de 300 teknik kolej
Ya işçi sınıfıyla birlikte kazanacağız ya da yok olacağız!
Fırat Kalkanı harekatı sona erdirildi
Suriye’de değişen güçler dengesi ve güncel gelişmeler
Hapishanelerde gerçek yasa sınıf mücadelesidir
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

300 OSB’de 300 teknik kolej

 

9 Nisan’da “‘Böyle gelmiş’, böyle gitmez! Meslek Liseliler Birliği’ni kuruyoruz” kurultayı gerçekleştirilecek. Meslek liselilerin mücadele aracı olan birliğini ilan etmeye az bir süre kaldı. Bu süre zarfında geçtiğimiz hafta Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda “OSB´lerde ‘mesleki ve teknik Anadolu liseleri’ kurulmasına” ilişkin protokol imzalandı. Protokol, Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve Bilim, Sanayi? ve Teknoloji? Bakanı Faruk Özlü tarafından imzalandı. Sermayenin mesleki ve teknik eğitime verdiği önemi biliyoruz. Yıllarca hazırlanan strateji planları, sermayedarlar ile yapılan anlaşmalar, bakanlıklar arasındaki ilişkiler ve sermaye devletinin bu yanıyla çok planlı gittiğini söyleyebiliriz. Bu planlar doğrultusunda, siyasi krizlerin elverdiğince işletilen projeler allanıp, pullanıyor.

Protokolün kapsamı “Böyle gelmiş”

Protokolün kapsamında OSB’lerde mesleki ve teknik eğitim veren liseleri çoğaltmak, sermayenin bu alanda yaptığı yatırımı çoğaltmak, nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılamak yer alıyor. Mesleki ve Teknik eğitim strateji raporunda 2018 yılına dek hesaplanan adımların en önemlisi imzalanan protokol ile hayata geçiyor. Daha öncesinde Ankara Sanayi Odası tarafından prototipi uygulanan projelerin daha kapsamlısı karşımızda durmaktadır. Ankara Sanayi Odası’nın Teknik Koleji bu eksende açılan okullardan ilkini oluşturuyor. Her OSB’ye bir teknik kolej hedefi var protokolün. Sayıca hedeflerini belirtirsek; “300 OSB içinde, en az 300 teknik kolej.”

İsmet Yılmaz, yaptığı konuşmada, meslek eğitimini memleket meselesi gördüklerini, nitelikli meslek eğitimi vermeyi amaçladıklarını belirterek; “Organize sanayi bölgelerindeki okulların sayısını, öğrencilerin sayısını ve verilen eğitimin niteliğini arttırmak istiyoruz” dedi. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşsizler, çalışacak iş yeri bulamamaktan şikâyetçi, işverenler de çalıştıracak işçi bulamamaktan şikâyetçi. Bizim görevimiz, iş arayanla işçi arayanın niteliklerini uyumlu hale getirmek. Bundan dolayı organize sanayi bölgelerindeki teknik okulları sektörün ihtiyacına göre yönlendirerek, eğitime hazır hale getirmek istiyoruz.” Organize sanayi bölgelerinin içinde 26, dışında ise 7 tane özel sektör tarafından açılmış, toplam 33 mesleki ve teknik eğitim okulu bulunmakta. Bu okullara devlet okullarındaki öğrencilerin maliyetinin 1,5 katını geçmemek üzere, 4 bin 200 lira ile 6 bin 600 lira arasında değişen oranlarda destek sunulacak.

Bilim, Sanayi? ve Teknoloji? Bakanı Faruk Özlü’nün projeye ilişkin söyledikleri ise tam anlamıyla sömürünün tanımını yapmaktadır: “OSB´lerde var olan sektörlere yönelik atölye ve laboratuvar öğretmenlerine işbaşı eğitimleri vereceğiz. Öğrencilerimize, OSB´lerdeki işletmelerde beceri eğitimi ve staj imkânları sağlayacağız. OSB´lerdeki mevcut çalışanlara yönelik meslek geliştirme ve uyum kursları açacağız. OSB´lerde teknik kolej yaptırılması ve açılacak olan teknik kolejlerin bina yapım işlerinin krediyle desteklenmesini sağlayacağız. Teknik kolejlerde icra edilecek teorik ve pratik eğitim programları sayesinde, nitelikli ara elemanlar yetiştireceğiz.”

***

Kapitalizmin yarattığı işsizliği OSB’lerde açılan özel mesleki ve teknik liseler çözemez. Yapılan anlaşma ucuz iş gücünü arttırmak, sermayenin ihtiyaç duyduğu nitelikte işçi yetiştirmek ve sermayeye sunulan teşviği adlandırmak anlamına gelmektedir. Bu da meslek liselilerin daha fazla sömürülmesinden başka bir şey ifade etmemektedir. Zira OSB’lerde açılan özel mesleki ve teknik liselerde hem atölye üretimleri sermayenin doğrudan istediği biçimde olacaktır hem de mesleki ve teknik eğitim özelleştirilecektir.

 

 

 

 

Kapitalist sistemde eğitim

 

Kapitalist sistemde “eğitim” yalnızca sermayenin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde, bir kar kapısı olarak görülüyor. Her yanıyla çürümüş olan sistemin sürdürülebilirliğine göre planlamalar yapılıyor. Bu doğrultuda kreşlerden, liselere, üniversitelere kadar eğitim sürekli olarak değişiyor ve gittikçe daha da niteliksiz bir hal alıyor. İşçi ve emekçi çocuklarına geleceğin sömürülecek ucuz iş gücü olarak bakılıyor ve ancak bu nitelikte eğitim veriliyor. Yasalarla “herkesin eşit olduğu, eğitim almaya hakkı olduğu” söylemi ile yaratılan algı ise biz işçi ve emekçilerin, gençliğin gözünde somut karşılığını asla bulmuyor. Çünkü biz yasalarda tanımlanmış bu eşitliğin ve mücadelelerle kazanılmış sınırlı hakların bile uygulanmadığını ve kapitalist sistem hüküm sürdükçe kolayca uygulanamayacağını biliyoruz. Sermaye devletinin son yıllarda “dinci-gerici” bir nesil yaratmak için yaptığı gerici düzenlemeler de bu gerçekliği bir kez daha gözler önüne seriyor.

“Dindar ve kindar” bir nesil yaratma planıyla yola çıkan AKP iktidarının 4+4+4 ile gündeme getirdiği sistem değişiklikleri, bugün tüm okulların dinci-gerici eğitim müfredatı ile eğitim vermesine, ortaokuldan liseye neredeyse tüm okulların imam hatiplere dönüştürülmesine, üniversitelerin açıkça ticarethane gibi çalışmasına kadar sürdürülüyor. Eğitimi tarikatlara devreden, devlet yurtlarını tarikat yurtlarına çeviren, işçi ve emekçi çocuklarını buralara mahkum eden iktidar gençliği “geleceksizleştiren” bir politika izliyor. Bu politikaların sonucunu ise Ensar Vakfı’ndaki tecavüzler, Aladağ’daki yurt yangını, meslek liselilerin iş cinayetlerinde katledilmesi ve sınavdan düşük not aldığı için intihar eden gençler üzerinden görüyoruz.

Bütün bunların yanında devlet gençliğin dinamizmini bu çürümüş sistemde boğmaya çalışıyor. Dinci-gerici politikaların yanı sıra neredeyse her yıl liselere, üniversitelere geçişte eğitim sisteminde değişiklikler yapılıyor. “Sıra arkadaşına küs” ile başlayan sınav hazırlık süreçlerinde gençlik, insani değerlerden uzak, adeta bir yarış atı gibi yetiştiriliyor. Rekabetçi ve yalnızca bir sonraki adıma (ortaokuldan liseye, liseden üniversiteye) odaklı bireyler yaratılıyor.

Geçtiğimiz günlerde Rize Pazar ilçesinde bir fen lisesinde bir liseli sıra arkadaşını boğazından bıçaklayarak öldürdü, ardından ise intihar girişiminde bulundu. Sisteme göre “başarısı tescilli” bu lisede yaşananlar çürümüş sistemin “suretini” gösteriyor.

Kapitalist sistemin eğitimdeki bütün bu icraatlarına baktıktan sonra bir çıkış örneğini görmek içinse insanlığın en şanlı deneyimine, Sovyetler’e bakmak gerekiyor. Sovyetler’de uygulanan sosyalist eğitim sisteminde “Eğitim yaşamın tüm alanını kapsayıcı niteliktedir. Nasıl kapitalistler, eğitimi kendi hükümdarlıklarını sürdürebilmek için önemli görmüşlerse, komünistler de, sınıfsız bir toplumun mimarlarının yetişmesini önemli görmüşlerdir. Sosyalizmde eğitim, sömürüsüz bir geleceğe giden yolda bir araçtır.” (Liselilerin Sesi, Şubat 2015)

Kuşkusuz ki bu çürümüş düzen ve onun tüm aygıtları bir bir sökülüp atılacaktır. Ancak okulda, sokakta, fabrikada bunu yapacak örgütlülüğü yaratmak, güçlendirmek önemli bir yerde durmaktadır.

İ. Y. Gün


 
§