18 Ağustos 2017
Sayı: KB 2017/32

Sermaye iktidarı baskıyı yoğunlaştırıyor
Düzen partilerinin seçim hazırlıkları başladı
İşine-ekmeğine sahip çıkan herkes “terörist”
Kamu hareketinde yaşanan gelişmeler üzerine… - 1
İstanbul’da ihraçlara karşı direniş sürüyor
Birleşik Metal-İş’in MESS Sözleşme Taslağı
TİS sürecinde mevcut sendikal düzen ve sınıf mücadelesi
TİS süreçleri ve görevler
Ekim Devrimi’nde işçi sınıfının belirleyici rolü üzerine
Türk Metal “Kadın Kolları” ile neyi hedefliyor?
Göçmen çocuk emeği sömürüsü
Asya-Pasifik’te gerilim had safhada
Barzani’nin bağımsızlık referandumu üzerine
ABD müdahalesi ve Venezuela’da yol ayrımı
Büyüyen korkuları, irademizi biliyor!
“Güzel kokular saçan bir yasemin demeti”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Türk Metal “Kadın Kolları” ile neyi hedefliyor?

 

Metal iş kolunda toplu sözleşme süreci hızla yaklaşıyor. Türk Metal taslağını açıkladı. Türk Metal, Metal Fırtına’nın korkusu ile fabrikalarda anketler yaparak “demokrat” pozlar takınsa da açıkladığı taslak Türk Metal’in ihanetçi, işçi düşmanı karakterini gizleyemedi. Yapılan anketlerin amacının TİS sürecinde “işçiye sormaktan” ziyade işçilerin artan isteklerini bastırmak ve taleplerini düşürmek olduğu tekrar anlaşıldı.

Düşük zamlar, göstermelik şişirme oranlar ve samimiyetten uzak maddeler ile dolu taslakta kadın işçilerin taleplerini işleyen tek bir madde, tek bir değinme bulunmuyor. Zira, özünde kadın işçilerin haklarını koruyan ve geliştiren bir bakıştan ve de dolayısıyla pratikten uzak olan bu ihanetçi sendika düşünüldüğünde bu durum hiç şaşırtıcı değil. Toplamda metal işçilerinin hakları için mücadele etmediği gibi, bu mücadelenin önünde büyük bir engel olarak duran söz konusu sendikanın kadın işçilerin cinsel kimliklerinden kaynaklı sorunlarına eğilmesini beklemek de abes. Öte yandan metal işçilerinin çok iyi bildiği gibi boş nutuklar atmakta “usta” olan Türk Metal, kadın işçiler söz konusu olduğunda da bu marifetini fazlasıyla konuşturuyor.

Çoğu sendika gibi kadın işçilere yönelik örgütlenme bakışının bulunmadığı Türk Metal, sonuncusu 9 kadın işçinin trafik kazasında yaşamını yitirmesi sebebiyle iptal edilen 21 “Kadın İşçi Büyük Kurultayı” örgütledi. Metal Fırtına’nın ardından ise kadın kolları çalışmasını başlattı. Kadın işçilere dair yaklaşımı pratik olarak ortada olan ve “kadın işçi çalışması” yapıyor görüntüsü yaratmaya çalışan bu ihanetçi sendikanın söz konusu çalışmalarına daha yakından bakalım ve daha özel olarak soralım: Türk Metal, Kadın Kolları ile neyi hedefliyor?

Gerici propagandanın yapıldığı sosyal etkinlikler

Öncelikle basında da genişçe yer alan “kurultaylara” değinelim. Toplamda 15 bin kadın işçi üyeye sahip olan Türk Metal’in internet sayfasının “hakkımızda” bölümünde, “Türk Metal sosyal sendikacılık anlayışı çerçevesinde üyelerine her zaman sosyal imkânlar sunabilen bir sendikadır. Üye çocuklarına üniversite hazırlık, yabancı dil kursları vermekte, her yıl 8 Mart Kadın İşçiler Günü’nde kurultay düzenlemekte, şubelerinin bulunduğu bölgelerde cenaze ve ambulans arabaları sağlamakta, Çocuk Kurultayları tertiplemekte, 2500 üye-eş ve çocuklarından oluşan Aile Kurultayları düzenlemektedir. Üyelerinin hizmetine sunduğu, 5 yıldızlı otelleri mevcuttur” deniliyor.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde örgütlenen bu sözde “büyük kurultaylar” sendika tarafından sosyal etkinlik kapsamında ele alınıyor. Haliyle kadın işçilerin sorunlarının tartışılıp, taleplerinin belirlendiği ve mücadele hattının çizildiği, ancak sınıf sendikacılığı bakışı ile örgütlenebilecek bir eksenin fersah fersah uzağında kalıyor.

Kaldı ki, bu “sosyal etkinlik” gericiliğin ve şovenizmin açık kürsüsü olarak kullanılıp, kadın işçilerin sınıf bilinci karartılıyor. Türk Metal Sendikası’nın Genel Başkanı Pevrul Kavlak en son 8 Mart 2016 tarihinde yapılan kurultayda yaptığı konuşmasında “milli birlik ve bütünlük” demagojisi ile kadın işçileri “göreve” çağırdı. Metal Fırtına’nın da karalandığı aynı konuşmada işçi sınıfının haklarını bir bir elinden alan sermaye devletinin sözcüsü olan siyasal iktidarın önünde boylu boyunca eğilerek, kadın işçiler adına utanç verici bir biçimde iktidara teşekkür edildi. Aynı kürsü başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere iktidarın sözcülerine açıldı, kadına yönelik gerici-dinci propaganda bizzat “kadın işçi kurultayında” ilk ağızdan yükseltildi.

Bu arada geçerken belirtmek gerekir ki bu kurultaylarda kadın işçileri yerlere göklere sığdıramayanlar 9 kadın işçinin ölümünün ardından işçileri zorla çalışmaya devam ettirenlerdir. Kadın işçilere ve insan yaşamına verdikleri değer budur.

Kadın kolları; sosyal faaliyet kulübü

Geleneksel kurultayların dışında 2015 yılının sonunda oluşturulan kadın kolları ise kadın işçilere yönelik politik bir saldırı niteliğinde. Kadın kollarının icraatları sendikanın kadın işçi çalışması noktasında niyetlerini ve Metal Fırtına’dan duyduğu korkuyu açıkça ortaya koyuyor. Önce bu “icraatlara” bakalım.

Yaklaşık iki yıllık pratiğinde kadın kollarının imza attığı kadın işçilerin sınıfsal ve cinsel sorunlarından bihaber “icraatlar” saymakla bitmiyor. Örneğin, Bursa Büyükşehir Belediyesi ile protokol imzalayan kadın kolları, belediyenin sosyal tesislerinden üyelerinin, metal işçisi kadınların “sosyal kart”la yararlanmasını sağladı. Televizyonlarda yer alan evlilik programlarının kaldırılmasına ilişkin üyeleri arasında imza kampanyası başlattı ve 2017 8 Mart’ında gerçekleşecek olup iptal edilen 22. Kadın İşçi Büyük Kurultayı’nda toplanan imzaları Erdoğan’a teslim etme planlamaları yaptı. “Kadın eğitilirken ailenin de eğitildiğinin” her fırsatta altı çizilen eğitim programları düzenlemeye devam eden kadın kolları; kadın hastalıkları konularında seminerler veriyor. Ayrıca “Çalışma hayatında örgütsel ve kişisel dayanıklılığı sağlamak” adlı eğitim çalışmasının konu başlıkları arasında Türk Metal örgütlülüğü, doğru bilgi kaynaklarına nasıl ulaşılacağını bilmek, medyada çıkan haberleri doğru yorumlayabilmek gibi Türk Metal’e sirayet etmiş olan şovenizmi kadın işçilere aşılayan başlıklar bulunuyor. Engelli çocuklar, otizm gibi konularda da sosyal yardım projeleri gerçekleştiren Türk Metal Kadın Kolları’nın başkanı Selda Tekman verdiği bir röportajda vardiya çıkışlarında kadın işçilerle kahvaltılar örgütlediklerini ifade ederek şöyle diyor: “Kadınlarımız burada çok dinleniyorlar, eğleniyorlar, günün yorgunluğunu, hayatın stresini atıyorlar. Biz onlara en uygun ve istekleri doğrultusundaki ortamı hazırlıyoruz. Çok güzel bir tesisimiz var. Her türlü imkanı sunuyoruz.”

Kadın işçilerin sorunlarının; gece çalışması, zorunlu mesailer, nitelikli ücretsiz kreş hakkı, regl döneminde çalışma vs. kadın kollarının ilgi alanına girmiyor. Örneklerden anlaşılacağı gibi kadın kolları sendika bünyesinde sosyal yardım kuruluşu olarak çalışıyor ve verdiği eğitimler ile gericiliği kadın işçilerle buluşturuyor. Ve tüm bunları işçilerin alın teri ile yapılan “çok güzel tesislerde” gerçekleştirerek reklam yapmaktan da geri durmuyor.

Göstermelik “adımlar” ve kadın kollarının misyonu

Belirtmek gerekir ki, kreş konusunda kadın kolları bir “adım” atıyor, fakat “adım” olarak lanse edilen olgu, Bursa İş Kadınları Derneği’nin (BUİKAD) Organize Sanayi Bölgesi’nde işçi kadınların nasıl ve ne ölçüde yararlanacağının muamma olduğu kreş yapılmasına yönelik çalışmalarına alkış tutmaktan ibaret. Bir diğer göstermelik “adım” ise işçi güvenliğine dair. “Yurtdışında yankılanan proje” olarak pazarlanan çalışmada amaçlanan kadın işçilerin güvenliği değil, sonucu tiyatral bir gösteri ve rapor açıklaması ile bitecek olan akademik bir çalışmadır. Konusu ise metal iş kolunda çalışan kadınların risk faktörlerini ve güvenlik algılarını ölçmek…

Türk Metal Kadın Kolları, örgütlü olduğu fabrikalarda ücretsiz, nitelikli ve tüm çalışanların yararlanabileceği kreşlerin açılmasına yönelik bir çalışma yürütmedi. Bunun için mücadele etmedi ya da kadın işçilerin sağlığına zararlı işlerde çalışmalarını önleyerek işçi güvenliğini artıran önlemlerin alınması noktasında kadın işçiler ile birlikte bir mücadele hattı ortaya koymadı. Aynı şekilde kadın işçilerin sınıfsal ve cinsel talepleri için kılını kıpırdatmadı. TİS taslağına ilişkin olarak kadın işçilerle toplantılar yapıp kadın işçilerin taleplerini taslağa da yazmadı.

Kadın kolları tüm bunları yapmayarak misyonuna uygun davrandı. Zira misyonu metal işçisi kadınların gözlerini sosyal aktiviteler ve sosyal yardımlarla boyamak, Türk Metal’in gerici şoven propagandasını kadın işçilere taşımaktır.

Metal işçisi kadınlar bu prangayı parçalamalıdır

Metal işçisi kadınların sınıfsal bilincini karartma konusunda hummalı bir çalışma içinde olan Türk Metal’in kadın kollarını neden Metal Fırtına’nın ardından harekete geçirdiği de açıktır. Türk Metal de çok iyi biliyor ki yaşamın yarısını oluşturan kadınlar kavganın da yarısını oluşturuyor. Ve kadın işçiler atıldıkları kavga saflarında tüm işçi sınıfına örnek olacak denli cesaretli, kararlı ve militan bir mücadele veriyor. Kadın işçilerin tarihi bunun somut örnekleri ile dolu. Metal Fırtına’nın yarattığı bilinçten korkan Türk Metal, kadın işçilerin içerisinde oluşacak olan öfkenin patlamasını dizginlemek, kadın işçi üyelerini gerici çizgisinin savunucuları haline getirmek için çaba harcamaktadır. Kadın kolları çalışmaları ile hedefledikleri de budur.

Metal işçisi kadınlar Türk Metal’in oyunlarına gelmemelidir. Ayaklarına dolanan bu prangayı parçalamalı, parçası oldukları işçi sınıfının çıkarları doğrultusunda topyekûn mücadeleyi örmeli, bu mücadele içerisinde sınıfsal ve cinsel talepleri ile “ben de varım” demelidir. Taban örgütlülüklerini kurmalı, dişe diş bir mücadeleyi sınıfa karşı sınıf bilinciyle yükseltmelidir. Yaklaşmakta olan TİS sürecinde satışa karşı hazırlıklarını yapmalı, geleceğini ellerine almalıdır.


 
§