24 Kasım 2017
Sayı: KB 2017/45

Sermaye düzeni krizin faturasını emekçilere ödetmeye hazırlanıyor!
Kuklaların isyanı!
Ekim Devrimi’nin 100. yılı kutlamaları ve devrimci duruş
Kimin için “güvenlik”?
Sınıfın devrimci geleceği ve mesleki eğitim
Türkiye’de haklar kullanılmadığı sürece var!
MESS Grup Sözleşme sürecinde durum ve görevlerimiz
Posco Assan ve Birleşik Metal-İş gerçeği
İhraçlara karşı İstanbul’daki direniş 40. haftasında
Yeni Ekimler ve sosyalizm için ileri!
100. yıl etkinliğine mesajlar
Devrimci, coşkulu ve her bakımdan başarılı bir etkinlik
Ekim Devrimi’nin 100. yılı etkinlikleri ve iki yol!
Suriye’de “siyasi çözüm” mü?
Gericiliğe karşı mücadeleye!
Kadın hak ve özgürlüklerine kağıt üzerinde dahi tahammülleri yok!
Denizler ve Nazım bize aittir!
Mirabel kardeşler yol gösteriyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

100. yıl etkinliğine mesajlar

 

18 Kasım’da Almanya’nın Wuppertal kentinde yapılan 100. yıl etkinliğine parti örgütleri, komünist tutsaklar ve LSG işçilerinden gönderilen mesajlar...

Gelecek mutlak sosyalizm!

Merhaba dostlar, yoldaşlar… Partimizin Yurtdışı Örgütü’nün “Ekim Devrimi 100. Yılında! Gelecek mutlak sosyalizm!” şiarıyla gerçekleştirdiği etkinlikte emeği geçen bütün yoldaşlarımıza ve dostlarımıza başarılar diliyoruz.

Şanlı Sosyalist Ekim Devrimi’nin 100. yılında ve parti inşa örgütümüzün mücadele sahnesine çıkışının 30 yılındayız. Devrim yolunda kararlı yürüyüşünü sürdüren partimiz, Ekim Devrimi’nin deneyimi ve derslerinden faydalanmaya her dönem öncelik vermiştir. Şanlı devrim ve devrimin öncü partisinin yol göstericiliği elimizde kavga kılavuzu olmuştur, olmaya da devam edecektir.

Emperyalist saldırganlığın, kapitalist sömürünün, baskı ve gericiliğin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Her gün yeni saldırı politikaları, katliamlar ve kölelik koşullarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Dünya genelinde yaşanan saldırgan politikaların bugün en yıkıcı sonuçlarının görüldüğü bölge Ortadoğu’dur. Bölge halklarının üzerine karabasan gibi çöken emperyalist-kapitalist barbarlar her türlü gerici güç odağını kirli icraatları için kullanıyor, besliyor teşvik ediyorlar. Bölgeyi adeta yağma alanına dönüştürmüş durumdalar. Buna rağmen emperyalist metropollerde istedikleri “istikrarı” sağlayamıyorlar. Dünyanın her yanında kirli savaş ve saldırganlığın, kapitalistlerin kâr ve hegemonya krizlerinin yarattığı faturayı ödemek istemeyen emekçilerin öfkesine tanık oluyoruz.

Ülkemizde de benzer bir durum söz konusu. Dinci-gerici AKP iktidarı bir yandan kirli savaş ve saldırganlıkla yağma sofrasından daha fazla pay almak için çabalarken, diğer yandan devlet terörünü her gün arttırıyor. OHAL uygulamalarıyla işçilerin-emekçilerin en ufak hak mücadelesine dahi azgınca saldırıyor. Devrimcilere, ilerici güçlere dönük adeta bir cadı avı başlatmış bulunuyorlar. Her türlü baskı ve devlet terörüne rağmen devrimcilerin, işçilerin, emekçilerin ve çeşitli toplumsal kesimlerin mücadelesini engelleyemiyorlar ve engelleyemeyecekler.

Büyük devrimin 100. yılında dünya çapında yaşanan saldırganlık ve açığa çıkan tepkiler devrimin güncelliğinin altını daha kalınca çiziyor. Tarihsel deneyimleri ve güncel gelişmeleri Marksizm-Leninizm’in ışığında değerlendiren her gerçek devrimci parti buradan devrimci sonuçlar çıkarmalıdır. Kokuşmuş ve tükenmiş emperyalist kapitalist barbarlığa son vermek, işçi sınıfı ve emekçileri sosyalizm mücadelesine çekmek için daha yoğun bir çaba içine girmelidir. Günün en temel görevi budur. Aksi halde işçi ve emekçilerin dünya ölçeğinde belirginleşmeye başlayan tepkileri düzen kanallarına akıtılarak kontrol altına alınacaktır.

“Çabalarımız karşılıksız kalmayacak”

Ekim Devrimi’nin 100. yılında “Gelecek mutlak sosyalizm!” şiarını öne çıkaran partimiz, işçi sınıfı ve emekçilerin ileri kesimleri devrimci program etrafında birleşmeden ve bu programın yol göstericiliğinde kitlelerle etle tırnak gibi bütünleşmeden devrimin gerçekleşmeyeceğinin farkındadır.

Bu bilinç açıklığıyla hareket eden partimiz bütün görevlerini bu doğrultuda saptayarak hareket planı çıkarmıştır. Yakın zamanda gerçekleşen 30. Yıl Konferansı’nda da bu konu birçok yönüyle ele alınmıştır.

Partimiz Türkiye’de sosyalist devrimin temsilcisi olduğunu attığı adımlarla bir kere daha göstermiştir. Bizler de bu adımları güçlendirmek için canla başla çalışıyoruz. İşçi sınıfının çıkarlarından bağımsız olmayan partimizin çıkarlarını, parti programı ve çizgisini işçi ve emekçiler içinde ete kemiğe büründürmek için mücadelemizi sürdürüyoruz. Sizlerin de bulunduğunuz yerlerde aynı çabanın içinde olduğunuzu biliyoruz. Bu çabalarımızın karşılıksız kalmayacağının da farkındayız. Ve bir kere daha diyoruz ki “Gelecek mutlak sosyalizm!”

Sizleri en içten devrimci duygularımızla selamlıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.

İstanbul İl Komitesi

***

Rusya işçi sınıfının ve Bolşevik Parti’nin tarihe düştüğü not yüzyıllar boyu unutulmayacak”

Komünist hareketin 30., şanlı Ekim Devrimi’nin 100. yılında “Gelecek mutlak sosyalizm!” şiarıyla düzenlenen etkinliğimizi devrime, sosyalizme ve partimize olan inancımızla, tüm coşkumuzla selamlıyoruz. Etkinlikte emeği geçen tüm yoldaşlara, etkinliğe katılan tüm dostlara bu topraklardan yoldaşça selamlar gönderiyoruz.

Bugün bu topraklarda baskı, zor ve zulüm politikalarıyla tek adam diktatörlüğü kurulmaya çalışılmakta, buna karşı ortaya çıkan her türlü direniş odağı ezilmek, etkisiz hale getirilmek istenmektedir. Devlet iktidarını ele geçiren, ancak onu kullanmayı bir türlü beceremeyen dinci-faşist AKP, ayakta kalmak için çırpınmakta, çırpındıkça da işçilere, emekçilere, kadınlara, gençlere daha çok saldırmaktadır. Bütün böbürlenmelerine rağmen sermayenin ve emperyalist güç odaklarının pek mağrur bir uşağı dışında bir şey olmayan bu çetenin sonu her geçen gün yaklaşmaktadır. Er ya da geç bunu AKP’leri var eden, yaratan burjuva iktidarının kendisi izleyecektir.

Bugün zorbalık ile inşa edilen bu korku duvarı içinde yaşanan suskunluk ve zayıflık geçicidir. Ebedi olan işçi sınıfı ve emekçilerin eşitlik, özgürlük, barış ve adalet talepleridir. Sınıfsız ve sömürüsüz yeni bir dünya için duydukları istem ve arzunun kendisidir.

Biz Denizlerden, Mahirlerden, Habip’ten, Ümit’ten, Hatice’den, Alaattin’den devraldığımız bayrağın ezilenlerin binlerce yıllık mücadelesinin ürünü olduğunun, işçi sınıfının yüzlerce yıllık mücadelesi içinde kızıla boyanarak yenilmez hale geldiğinin gayet farkındayız. Kapitalizmin onulmaz çelişkileri derinleştikçe, insanlığı her geçen gün daha büyük felaketlere sürüklediğinin bilincindeyiz. Bu sömürü ve baskı düzeninin işçi sınıfı ve emekçilerin doğrudan eyleminin ürünü olarak hak ettiği yere, tarihin çöplüğüne gönderileceğine sonsuz bir inanç duyuyoruz. Bu inançla ve kararlılıkla yurtdışındaki yoldaşlarımızın gerçekleştirdiği 100. yıl etkinliğini selamlıyoruz.

Bugün Ekim Devrimi’nin 100. yılı vesilesiyle bir aradayız. Ekim Devrimi 20. yüzyıla damgasını vuran en önemli tarihsel olaydı. Vahşi kapitalizmin emperyalizme evrilip, dünya savaşları dönemini başlattığı, tüm insanlığın varlığını tehdit ettiği bir aşamada tarihin akışını değiştirdi. İşçi sınıfının tarihsel misyonu, yıkıcı gücü yaratma kabiliyeti bu devrimle birlikte somut bir gerçeklik kazandı. 7 Kasım 1917’de Rusya işçi sınıfının ve Bolşevik Parti’nin insanlık tarihine düştüğü not yüzyıllar boyu yaşayacak. Ve onların kendinden öncekilerden devralarak yapmaya başladıkları yapı er ya da geç tamamlanacak. Biz komünistler, 30 yıl önce “Yeni Ekimler için ileri!” şiarı ile yola çıkanlar olarak, o günler gelinceye kadar asla yılmayacağız. Asla teslim olmayacak, asla vazgeçmeyeceğiz. Er ya da geç emperyalist-kapitalist sistemi Türkiye cephesinden yaracak, yeni Ekimler yaratacağız.

Şan olsun büyük Ekim Devrimi’ne!

Şan olsun yeni Ekimlerin partisine!

İzmir İl Komitesi

***

İnsanlığın yakıcı bir biçimde yeni Ekimler’e ihtiyacı var…”

Dostlar, yoldaşlar;

“Gelecek mutlak sosyalizm!” şiarıyla örgütlediğiniz gecenizi ve tüm katılımcıları selamlıyor, başarılar diliyoruz.

İnsanlığın kurtuluşunu müjdeleyen Büyük Sosyalist Ekim Devrimi 100 yaşında! Rus proleterleri insanlığı büyük bir yıkıma uğratan, savaşların, açlığın, yoksulluğun ve insanın insan üzerindeki egemenliğinin kaynağı emperyalist-kapitalist sisteme karşı bayrak açtılar. Bolşevik Parti önderliğinde, onunla et ve tırnak misali kenetlenerek tarihin akışını değiştirdiler. Sosyalizmin gerçekliğini devrimci pratikleriyle kanıtladılar. Yok sayılan, ötekileştirilen, açlığın ve yoksulluğun girdabında üretim nesnesi haline getirilen işçi ve köylülerin devrimci kaynaşmasıyla, sömürü ve soygun düzeninde kocaman bir gedik açtılar. Tüm dünyaya yürünmesi gereken yolu gösterdiler. Bugünün kuşaklarına paha biçilmez bir deneyim ve devrimci miras bıraktılar.

İnsanlığın; yeni bir savaş ve bunalım sürecinden geçerken, her zamankinden daha yakıcı bir biçimde Yeni Ekimlere ihtiyacı var. Emperyalist-kapitalist sömürü ve barbarlık işçi sınıfı, emekçiler ve ezilen halklara savaşlarla, baskı ve zorbalıkla kabul ettirilmeye çalışılıyor. Kurtuluş arayışı ve umudu, bizzat bu kuşatılmışlık içinde alttan alta mayalanıyor. İnsanlığın önüne “ya barbarlık ya sosyalizm” ikilemi daha yakıcı bir çelişki olarak çıkıyor.

Türkiye topraklarında bu çelişkiyi çözme çabası ve kararlılığıyla güne yükleniyor, geleceği kazanmaya hazırlanıyoruz. İşçi sınıfının devrimci eylemini örgütlemeye, onun devrimci parti ile kaynaşması mücadelesini güçlendirmeye çalışıyoruz. Fabrikalarda, sanayi havzalarında ilmek ilmek işçi sınıfını devrimcileştirmeye, sınıfa ve partiye dayanarak Yeni Ekimleri inşa etmeye çalışıyoruz.

Bu sefer tamamlayacağız. Rus proletaryasının 100 yıl önce başlattığı çağı, proleter devrimler çağını sonuna ulaştıracak, kapitalizmin karanlığını dağıtarak sosyalizmin aydınlığını yaratacağız. Bu bilinç, kararlılık ve iradeyle gecenizi selamlıyor, büyük devrimin 100., hareketimizin 30. ve partimizin 19. yılını coşkuyla kutluyoruz.

Şan olsun Ekim Devrimi’nin 100. yılına! Şan olsun bu topraklarda proleter devrimin kurmayı partimize! Şan olsun Yeni Ekimler mücadelesine!..

Kocaeli İl Komitesi

***

Parti ile işçi sınıfı arasındaki açı, geçmişle kıyaslanmayacak kadar daralmıştır…”

Sevgili yoldaşlar,
değerli dostlar,

Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’nin 100., komünist hareketin 30. yıl dönümü gecesi için emek harcayan yoldaşları, geceye katılarak partimizi onurlandıran tüm dostları devrimci coşkuyla selamlıyoruz.

Sosyalizmin zaferine duyulan inanç ve umudu yansıtan gecenin başlığı hem işçi sınıfıyla emekçilerin gelecek özlemini hem bu hedefe ulaşma kararlılığını ifade ediyor.

Bu inanç ve umut temelsiz değil elbet.

100. yıl dönümünü kutladığımız Ekim Devrimi buzu kırıp yolu açarak kapitalizme mahkum olmadığımızı kanıtlamıştır. Yeni bir çağın kapılarını açan bu büyük devrim insanın insan tarafından sömürüsünün ortadan kaldırılacağı, her tür baskı, eşitsizlik, ayrımcılık ve zorbalığın son bulacağı, halkların kardeşçe yaşayacağı bir dünya kurmanın mümkün olduğunu dosta da düşmana da göstermiştir.

Komünist hareketin 30. yılında, 19. yılına ulaşan TKİP’nin Türkiye coğrafyasında sürdürdüğü mücadele, bu süreçte işçi sınıfını devrimcileştirme ve işçi sınıfıyla devrimcileşme alanında kat ettiği mesafe, ülkemizde de devrim umudunun güçlü ve ayakta olduğunu kanıtlıyor.

Kapitalist emperyalizm 100 yıl öncesine göre çok daha yıkıcı, daha vahşi, daha katlanılmaz bir evreye ulaşmıştır. Sömürüden, savaşlardan, gericilikten, kökten dincilikten, ırkçılıktan, faşizmden, kısacası her tür eşitsizlik, ayrımcılık, baskı ve zorbalıktan kurtulabilmenin tek yolu kapitalizmi yıkıp tarihin çöplüğüne atmaktır.

Bu bilinç ve umutla mücadele eden komünistler, devrimin öncü gücünün, yani Türkiye işçi sınıfının bilinç, örgütlenme ve eylemini büyütmek için güçlerini seferber ediyorlar. Devrimci bir sınıf hareketini geliştirme bakışıyla gerçekleştirilen çalışmalar sayesinde artık parti ile işçi sınıfı arasındaki açı, geçmişle kıyaslanmayacak kadar daralmıştır. İşçi sınıfının öncülerinin TKİP bayrağı altında birleşip mücadele edecekleri bir döneme doğru ilerliyoruz. Artık sosyalizmin mutlak zaferine duyulan inanç ve umut maddi sınıfsal temeline kavuşma sürecindedir. Evet, gelecek mutlak sosyalizm!

Yaşasın Ekim Devrimi!

Yaşasın TKİP!

Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

Bursa’dan komünistler

***

Gelecek her yerde sosyalizme aittir!”

Merhaba,

Dünyayı her anlamıyla yıkıma sürükleyen emperyalist kapitalist sistemin işçi sınıfı ve ezilen halklara getirdiği zulmü her gün yaşamakta, görmekteyiz. Geleceği çalınan milyonlar, artan yoksulluk, sınırsız sömürü, savaşlar, göçler, açlık... Tümü de emperyalist kapitalist sistemin insanlığa sundukları kötülüklerden bazıları sadece.

Ancak çaresiz ve çözümsüz değiliz. 100. yılını kutladığımız Ekim Devrimi gibi bir mirasa, 30 yıllık komünist hareketin birikimine sahibiz. Ve bundandır ki gelecek her yerde sosyalizme aittir!

Gecede emeği geçen tüm yoldaşları kutluyor, devrimci coşkumuzla sevgi ve selamlarımızı yolluyoruz.

Güney’den komünistler

***

Komünistlere tarihsel bir görev ve sorumluluk düşüyor…”

Sevgili dostlar, yoldaşlar...

Günümüz dünyasında, emperyalist-kapitalist sistemin tüm vahşi ve yıkıcı sonuçlarını en açık haliyle görüyoruz, yaşıyoruz. Dünyanın dört bir yanında açlık, yıkıcı/kirli savaşlar ve bunların kaçınılmaz sonucu olarak katliamlar yaşanıyor. İnsanlık, bu “çağdaş dünya” maskesinin altında, esasında tarihin en ilkel dönemlerinden birini yaşıyor. Her yanıyla çürümüş emperyalist-kapitalist sistem, dünyamızı bir yok oluşa sürüklüyor.

Türkiye ve çevresinde de emperyalist-kapitalist sistemin bu yıkıcı sonuçları kendini yakıcı biçimde gösteriyor. Coğrafyamız ateş çemberinde bulunuyor. Bu çemberin içinde yıkıcı savaşlar, yağma, azgın sömürü ve tüm bu olguların işçi ve emekçilerin karşısına gündelik olarak çıkardığı saldırılar ve acılar bulunuyor.

Dünya ve Türkiye’deki bu tablo, işçi ve emekçilerin öfkesini de mayalıyor. Görünen o ki dünyamız yeni bir devrimler dalgasına gebe bulunuyor.

100. yılını kutladığımız Sosyalist Ekim Devrimi, böylesi bir tablo içinde dünya proletaryasına ve emekçi halklarına yol göstermeye devam ediyor. Kurtuluşun, yeni bir dünyanın, yeni bir yaşamın kılavuzluğunu yapıyor.

Dostlar, yoldaşlar,

Bilimsel sosyalizm bize “geleceğin mutlak sosyalizm olduğunu”, ancak bu mutlaklığı gerçek kılabilmek için komünistlere tarihsel bir görev ve sorumluluk düştüğünü öğretiyor. İşte bu bilinçle, Türkiye Komünist İşçi Partisi (TKİP), emperyalist-kapitalist sistemi bu coğrafyadan sarsacak, yeni Ekimler’in yolunu açacak o şanlı eylemi, devrimi örgütlemek için sarsılmaz ve kararlı duruşuyla güne yükleniyor, geleceğe hazırlanıyor. Partimiz, tüm gücüyle devrime hazırlanıyor! Lenin önderliğindeki Bolşeviklerin 20. yüzyıla damga vuran ruh ve devrimci iradesi, komünist hareketimizin 30, partimizin 19 yıllık mücadele deneyimini kapsayan zaman diliminde güncel anlamını ve karşılığını buluyor.

Yoldaşlar; Sosyalist Ekim Devrimi’nin 100., yeni Ekimler’in müjdecisi partimizin 19. yılı vesilesiyle düzenlediğiniz etkinliği selamlıyor, tüm yoldaşlarımızı ve dostlarımızı kavganın sıcaklığıyla kucaklıyoruz.

Yaşasın devrim ve sosyalizm!

Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi!

Komünist basın çalışanları

***

Ekim Devrimi kızıl meşalesi Yeni Ekimler’in Partisi’yle yolumuzu aydınlatıyor!

Dostlar, yoldaşlar!

Şanlı Ekim Devrimi’nin 100., komünist hareketin 30. yıl dönümü vesilesiyle düzenlemiş olduğunuz etkinliği devrimci coşkumuzla selamlıyor, başarılar diliyoruz. Etkinlikte emeği geçen tüm yoldaşlarımıza ve bu anlamlı günde dayanışma sergileyen tüm dostlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.

Dostlar, yoldaşlar!

Özel mülkiyetin doğuşu, toplumların sınıflara bölünmesi, ezen-ezilen karşıtlığının ortaya çıkmasıyla birlikte, “insanlığın kurtuluşu sorunu” tarihte, çözümünü bekleyen en temel sorun haline gelmiştir. İnsanlığın tarihsel gelişim sürecinde sorunun çözümüne dair türlü arayışlar gündeme gelse de sonuçsuz kalmıştır. Mevcut modern toplumun bilimsel analizine dayalı olarak onun temel çelişkisini açığa çıkaran, toplumlar tarihinin devindirici güçlerine ve nesnel yasalarına işaret eden, sınıflı toplumların son halkası olan kapitalizmin neden ve nasıl aşılmak zorunda olduğunu açıklayan Marksizm ise, “insanlığın kurtuluşu sorunu”nu proletaryanın kurtuluşu sorununa bağlı olarak ele almış, binlerce yıl süren kördüğümün çözümünü ortaya koymuştur.

Marksizm tarafından ortaya konulan bu bilimsel gerçeklik, Leninizm şahsında şanlı Ekim Devrimi ile pratikte somutlanmış, buzu kırıp yolu açarak, insanlığa yeni bir çağın başlangıcını muştulamıştır. Üzerinden bir asır geçmesine ve tarihin zikzaklı ilerleyişine rağmen, Ekim Devrimi’nin kızıl meşalesi, içinde bulunduğumuz karanlık dönemde yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Sınıfsal eşitsizliğin kaldırılmasından kadın cinsinin kurtuluşuna, halkların özgürleşmesi ve kardeşleşmesinden doğanın korunmasına, bilimden kültürel ve sanatsal atılımlara kadar insanlığın yeni bir temelde gelişimine ancak proletarya iktidarı koşullarında varılabileceğini, bugün insanlığın yaşamakta olduğu trajediler döne döne kanıtlamaktadır. Tarih, tekrar ve tekrar proletaryayı siyaset sahnesine çıkmaya, devrimci rolünü üstlenmeye çağırmaktadır.

Dostlar, yoldaşlar!

Proletaryanın bu tarihsel misyonunu kavrayan, Marksizm-Leninizm’in bilimsel temelini özümseyen ve Ekim Devrimi’nin şanlı mirasını sahiplenen Türkiyeli komünistler olarak, komünist hareketin 30. mücadele yılını kutlamanın haklı kıvancını yaşıyoruz. Bu şanlı yürüyüşümüzde sınıfımızla et-tırnak misali kaynaşabilme hedefiyle, kazandığımız deneyimlerle ve ödediğimiz bedellerle zafere giden yolda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz.

Komünist tutsaklar olarak, proletaryanın tarihsel davasına sahip çıkıyor, Habipler’den, Ümitler’den, Haticeler’den ve Alaattinler’den devraldığımız kızıl bayrağımızı dalgalandırmanın onurunu duyuyor, direniş geleneğimizi sürdürüyoruz. Başta Tek Tip Elbise olmak üzere devrimci iradeyi teslim almaya yönelik tüm tecrit politikalarına karşı siyasal kimliğimizden en ufak bir taviz vermeden mücadelemizi sürdürüyoruz.

Her ne kadar “fiziken” aranızda bulunmuyor olsak da, “yaşamı köleleştirilen milyonların haklı davasını” savunanlar olarak, mücadele ateşinin yandığı, devrim ve sosyalizm idealimizin yükseldiği, partimizin kızıl bayrağının göndere çekildiği her yerde ve anda sizlerle birlikte olduğumuzu bilmenizi isteriz.

Zaferi kazanacağımıza ve özgür yarınlarda buluşacağımıza olan sonsuz inancımızla düzenlemiş olduğunuz etkinliği selamlıyor ve “gelecek her yerde proletaryaya aittir” diyoruz.

Şan olsun 100. yılında Ekim Devrimi’ne!

Şan olsun 19. yılında Yeni Ekimler’in Partisi’ne!

Yaşasın proletarya devrimi,
yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

TKİP Dava Tutsakları

***

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

Ekim Devrimi’nin 100. yılı coşkusuyla sizleri LSG işçileri adına selamlıyoruz!

Biz Frankfurt havaalanındaki LSG işçileri 2014 yılından beri sürekli saldırılarla karşı karşıyayız. Her gün bir bölüm özelleştiriliyor. İşçi arkadaşlarımız başka yerele sürülmeye çalışılıyor. Zorla birkaç kuruş verilerek kapı dışarı edilmek isteniyoruz.

Amaç daha düşük ücret, daha fazla mesai, iş saatlerinin yükseltilmesi vs.dir…

Yani büyük Ekim Devrimi’nin kazanımları tek tek elimizden alınıyor. Biz, BİR-KAR’lı arkadaşlarla birlikte, omuz omuza bu saldırılara karşı durmaya, tabandan işçilerin birliğini güçlendirmeye çalışıyoruz.

Sizleri bu mücadelede biz LSG işçilerine omuz vermeye, destek olmaya çağırıyoruz.

Yaşasın işçilerin birliği! Direne direne kazanacağız!

Hoşça kalın, yoldaşça kalın…

LSG’den işçiler

 

 

 

 

Ankara BDSP’den “Gelecek mutlak sosyalizm” paneli

 

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP), “Gelecek Mutlak Sosyalizm” şiarı ile hazırlıklarını yürüttüğü paneli 19 Kasım’da Ankara Yüksek Ticaretliler Derneği’nde gerçekleştirdi.

Etkinlik, katledilişinin 8. yılında Alaattin Karadağ ve tüm devrim-sosyalizm şehitleri adına, Enternasyonal Marşı eşliğinde saygı duruşuyla başlatıldı.

Ardından ise söz direnişçi kamu emekçisi Veli Saçılık’a bırakıldı. Çeşitli akımların Ekim Devrimi etkinliklerine değinen Saçılık, “Türkiye’de hiç Menşevik yok mu? Türkiye’nin de kendine özgü ÖDP, EMEP, ÖSP vb. Menşevikleri vardır” dedi.

Ekim Devrimi’nin Bolşevizm sayesinde başarıya ulaştığını belirterek “İşçi sınıfı içerisinde kök salmış ve sınıfa iktidar perspektifi ile giden bir parti devrimi gerçekleştirebilir” dedi.

Bolşeviklerin ‘çelik bir çekirdek’ vurgusuna karşın Menşeviklerin ise gevşek örgütlülüğü savunduğunu söyleyerek “Türkiye’de bu konuda çok olumlu sınav verilmemiştir. Ayrıca devrimci kadro açısından da Babuşkin gibi örnekler öne çıkmaktadır. Türkiye’de ise Alaattin Karadağ, İmran Aydın gibi örnekler vardır” dedi.

Saçılık’ın ardından söz alan Yüksel Akkaya, Rusya’da devrim öncesi süreçteki gelişmelere değinerek işçi sınıfındaki değişmelere ışık tuttu. Şubat Devrimi’nde ve Ekim Devrimi’nde işçi sınıfının bilinç olarak değişikliklere uğradığı ve Bolşevik Parti’de ise işçi sınıfı oranının çoğaldığı gerçeğini dile getirerek “Rusya’da çok çeşitli politik akımlar olsa da devrimci süreç işçi sınıfını bağımsız bir güç olarak ortaya çıkarmıştı” dedi.

BDSP temsilcisi ise artan baskı koşullarına dikkat çekerek sözlerine başladı. Ekim Devrimi’nin inişli çıkışlı bir sürecin ardından yaşandığını anlatan temsilci, devrimde Bolşevik Parti’nin ve partide Lenin’in tayin edici rolüne dikkat çekti. Lenin’in tutumunun kritik süreçlerde önemli bir yer tuttuğunu belirtirken Lenin’in işçi sınıfı ile sıkı bağlara sahip olmasının burada taşıdığı öneme vurgu yaptı.

Soru-cevap bölümünde ayrıntılara inen canlı tartışmaların ardından panel sona erdi.

 
§