1 Aralık 2017
Sayı: KB 2017/46

Devrimci bir sınıf hareketi!
Bu kez faturayı kim ödeyecek?
Posco Assan işçileri sermayeye tepki gösteriyor
MESS’ten işçilere kölelik dayatması ve tehdit
Kalkınma ajansları gerçeği - 1
İhraçlara karşı direniş 41. haftasında
Özelleştirmelerin yüzde doksanı AKP döneminde gerçekleşti
Erdoğan ailesinin milyon dolarlık offshore kazancı
Reza Zarrab’tan rüşvet itirafları
Zindanlarda katliam hazırlığı
Gelecek mutlak sosyalizm!
Haklarımız, eşitliğimiz ve özgürlüğümüz için mücadeleye!
Taciz ve mobbing nedir? Nasıl mücadele edilmelidir?
Almanya’da koalisyon arayışları ve tek program
Zimbabve’de ordu darbesi
Fransa’da Fete de L’Humanite etkinliği
ABD’den “askeri destek” açıklamaları
3 Aralık Dünya Engelliler Günü
Star-Socar işçilerin kanı üzerinden büyüyor
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Erdoğan ailesinin milyon dolarlık offshore kazancı

 

Erdoğan ailesinin, Man Adası ve Malta’da kurduğu şirketler aracılığıyla milyonlarca dolar kazandığı ‘Malta Belgeleri’yle ortaya çıkmıştı. 28 Kasım’da Kılıçdaroğlu’nun sunduğu ‘belgeler’, bu ilişkileri kuran, para transferini yapan bankalardaki resmi işlemlerin bir kısmından oluşuyor.

Malta Belgeleri’nde Erdoğan Ailesi

Erdoğan ailesinin milyonlarca dolarlık kazanç elde ettiğine ilişkin ‘Malta Belgeleri’ ile su yüzüne çıkanlar, The Black Sea adlı online derginin makalesinde yer aldı. Makaleye göre belgelerde, Azeri iş adamı Mübariz Mansimov Gurbanoğlu ile Erdoğan ailesi arasındaki ilişkiler öne çıkıyor.

Erdoğan ailesinin Agdash adlı petrol tankerini İstanbul’da kurulu Palmali Group’un sahibi Mansimov aracılığıyla aldıkları görülüyor. Erdoğan’ın yakın dostu SOM Petrol’ün sahibi Sıtkı Ayan’ın 2008’de Erdoğan ailesine yedi milyon, Mansimov’un ise 2008’den beri gemi için 23 milyon dolar ödediği öğrenildi.

Ekim 2008 tarihinde Erdoğan ailesinin Man Adası’ndaki Bumerz Limited şirketleri üzerinden Mansimov’un tankeri olan Agdash’ı aldığı, “Bumerz”in ise Erdoğan’ın oğlu Burak, kardeşi Mustafa ve eniştesi Ziya İlgen’in isimlerindeki harflerden oluştuğu söyleniyor.

Mansimov’dan Erdoğanlara gemi

Palmali Group’un 100’e yakın gemiden oluşan filosuyla Karadeniz’deki petrol ticaretinin üçte ikisini yaparak Mansimov’u milyarder yaptığı ifade edilirken, 2006’da Erdoğan’ın tavsiyesiyle Türkiye nüfusuna geçtiği öğrenildi. Mansimov’un Türkiye nüfusuna geçmek için hükümete rüşvet verdiği de iddia ediliyor.

Mansimov’un Agdash’ı 2007 yılında Rusya devletinin iştiraki olan United Denizcilik’e sipariş ettiği, yapım masraflarının bir kısmı için de Letonya’daki Parex Bank’tan 18,4 milyon dolarlık kredi istediği belirtiliyor. Mansimov’un krediyi o anda alamadığı söylenirken, Bumerz Limited’in aynı dönemde Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen tarafından Man Adası’na kayıt ettirildiği öğrenildi. Erdoğan ailesinin Bumerz Limited şirketi üzerinden Agdash’ın kayıtlı olduğu Malta’da kurulu “Pal Shipping Trader One” adlı şirketin tüm hisselerini alarak 2007 sonbaharına Mansimov’a teslim edilen Agdash’ı da aldığı belirtilen belgelerde, bir gün sonra Parex Bank’ın 18,4 milyon dolarlık krediyi verme kararı aldığı yer alıyor. Mansimov’un bundan sonra Agdash’ı 7 yıllığına kiralayıp krediyi de onlar adına geri ödediği, bunun için de bir sözleşme imzaladıkları belirtiliyor. Böylece Erdoğan ailesine hediye edilen tankerin bedeli Mansimov için 21,2 milyon dolar olurken, geminin kalan 7 milyon dolarlık ödemesinin de Sıtkı Ayan tarafından yapıldığı ifade ediliyor.

Mansimov Kürt petrolünü Ankara’ya taşıdı, ihaleleri aldı

Mansimov’un 2010 yılında Port Bodrum Yalıkavak’ı satın alarak süper lüks bir marina inşa ettiği, yine Bodrum’daki Tilkicik Koyu’nun özelleştirilmesi ihalesini de 370 milyon lira teklifle kazandığı yer alan belgelerde, 2008 yılında yarı hissesini satın aldığı Tekfen İnşaat’ın Bakü-Ceyhan ve TANAP boru hatlarından geçtiğimiz yıllarda büyük ihaleler kazandığı öğrenildi. TANAP ihalesinin bedelinin 500 milyon dolar olduğu söyleniyor.

2015’te Türk devletinin Barzani’den Ceyhan limanına ham petrol getirmesi üzerine, Irak hükümetinin ihracatı gerçekleştiren şirketleri kara listeye almasıyla, Mansimov’un bu petrolü taşıdığı, Palmali Group’un 2007 ve 2008 yıllarında Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattıyla Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelen tüm ham petrolü Ceyhan’dan taşıma yetkisine sahip tek şirket olmak için 10 yıllığına SOCAR’la anlaşma imzaladığı belirtiliyor. SOCAR’ın, Ocak 2017’de Erdoğan ailesinin bir başka şirketi olduğu kamuoyunca bilinen BMZ Group’a ait beş petrol tankerini satın aldığı, bu iş için Malta’taki şirketlerini kullandığı da öğrenildi. Yine, Erdoğan ailesinin SOCAR’a satılan gemilerinin Mansimov’un şirketi tarafından kiralandığı da ifade ediliyor.

Agdash’a 7 milyon dolar koyan Ayan ailesinin, 3 sene boyunca kayıtlarda görünmediği, 2011’de ise Bumerz’in hisselerinin Ayan’lar tarafından Man Adası’nda kurulan Bellway Limited’e devredildiği öğrenilirken, Agdash’ın sahibinin hâlâ Ziya İlgen olduğu ifade ediliyor. Gemi için Parex’ten alınan kredinin geri ödemesinin 2015’te bitmesinden sonra da, geminin kiracısının 2020’ye kadar Mansimov olduğu öğrenildi.

 

 

 

 

Çürümüş düzenin sefası “efendilere”, cefası emekçilere!

 

Son dönemde sıklıkla anılır olan “vergi cenneti” tartışmalarına, Binali Yıldırım ve oğullarının ardından Tayyip Erdoğan ve ailesi de dahil oldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Kasım’da partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Erdoğan’ın ailesinin Man Adası’na milyonlarca dolar para kaçırdığının belgelerini paylaştı.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının ardından sermaye hükümeti önce belgelerin “ticaret kaynaklı resmi işlem” olduğunu iddia etti, kısa süre sonra da sahte olduğunu öne sürdü ve algı operasyonuna başladı. Binali Yıldırım’ın oğullarının vergi kaçırdığına dair belgelerin yer aldığı ‘Paradise Papers’ üzerine mecliste araştırma yapılmasını engelleyen AKP, şimdi de türlü demagojiyle emekçilerin zihnini bulandırmaya çalışıyor.

28 Kasım’da kamuoyuyla paylaşılan belgeler, bilinen gerçeğin bir kez daha teyit edilmesi oldu aslında. Emekçilere her türlü vergi yükünü reva görenler; bir yandan “tasarruf edin” derken diğer yandan da “itibardan tasarruf olmaz” diyenler, milyonlarca doları kendi lüks ve sefahatleri için kaçırıyorlar. Man Adası’na milyonlarca dolar kaçırılması bir kez daha gösterdi ki, bu düzen alabildiğine çürümüştür. Sermaye düzeninin cefasını işçi ve emekçiler çekmekte, sefasını ise kapitalistler ve onlar adına devleti yönetenler sürmektedir.






Beyaz Saray’dan görüşmeye dair açıklama

 

Erdoğan ve Trump arasında 24 Kasım’da yapılan telefon görüşmesinin ardından Beyaz Saray’dan yapılan açıklama basına yansıdı.

Trump’ın; Türkiye ve ABD arasındaki “stratejik ortaklığa” vurgu yaptığı belirtilen görüşmede, BM öncülüğündeki Cenevre sürecinin işletilmesinin önemine işaret ettiği ifade edildi.

Türkiye’den yapılan “ABD, YPG’ye silah desteğini kesecek” açıklamasına ilişkin de şöyle denildi: “Artık Rakka’daki savaş bittiği ve IŞİD’in geri dönmemesini garanti altına alacak istikrar getirme sürecine doğru ilerlendiği için, geçmişteki politikalarımıza uygun olarak, Suriye’de sahadaki ortaklarımıza verilen askeri desteğe dair kararlaştırılmış düzenlemeler konusunda Başkan Trump Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bilgilendirdi.”

 
§