30 Mart 2018
Sayı: KB 2018/13

Emekçiler mücadeleye odaklanmalı!
Krizin faturasını emekçilere ödettirecekler
İşgalin acı faturası
Kirli ilişkilerin aynasında: AKP ve Demirören Holding
Birleşik, kitlesel, militan 1 Mayıs için ileri...
Şeker fabrikalarımıza sahip çıkalım!
Akkim direnişi üzerine
“Uğur Konfeksiyon’da yürüttüğümüz mücadele son bulmayacaktır”
İşçi inisiyatifi her açıdan ve her alanda güçlendirilmeli
“Hakların talep etmekle alınmadığı gerçeğini iyi biliyoruz”
Ortadoğu, Türkiye ve Kürt sorunu - III - H. Fırat
Ticaret savaşları kızışıyor
Yolunu kaybetmiş Avrupa’nın “birliği” ve karanlık geleceği
Fransa’da sular durulmuyor
Almanya’da kamu çalışanlarından uyarı grevleri
Ortadoğu halklarının düşmanı Rheinmetall
Ekim Devrimi’nin 100. yılında Kollontay’ı okurken... / 8
Heybesi barış dolu, umut dolu gelinliğiyle Pippa Bacca
Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşananlar üzerine...
Çocuk sömürüsü ile başlayan uysal toplumu yaratma organizasyonu: Çıraklık
Cesaretin ve adanmışlığın adı: Kızıldere
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Alpullu şeker fabrikası işçileri:

Şeker fabrikalarımıza sahip çıkalım!

 

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ve NBŞ bazlı şeker üretiminin önünün açılmasıyla ilgili olarak, Kırklareli’nin Alpullu ilçesindeki şeker fabrikasında çalışan işçilerle konuştuk.

“Türkiye’de pancar potansiyeli ortadan kaldırılmak isteniyor”

20 yıldır Alpullu fabrikasında çalışan Olcay Yoldaş özelleştirme saldırısı hakkında ilk olarak, “Çok genel olarak bakmak gerekirse pancar potansiyelinin yok edilmesi gibi bir şey” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de pancar potansiyeli ortadan kaldırılmak isteniyor” diyen Yoldaş, Alpullu fabrikasının atıl duruma düşürülmesi noktasında uygulanan politikayı ise şu şekilde anlattı:

Trakya’da 2000 yılındaki kota uygulaması ve 2010 yılındaki çeltik destekli dolar üzerinden fiyatlandırma uygulamalarının hepsi şeker pancarını Trakya çapında 1. üründen 4. ürüne kadar düşürdü.

Zaman içerisindeki bu geriye çekilme sonucunda kapanma pozisyonuna kadar getirildi. Şu anda fabrikanın potansiyeli kapanma pozisyonuna yakın. Üretimi ve verimliliği en düşük seviyede tutuluyor. Bu durumda da satış için en uygun durumda. Neden; çünkü 20 yıllık politikalar bu duruma getirdi.”

Bunun bilinçli bir politika olduğu noktasında ise “Bilinçli bir politika düzeneğiyle şu anda gelinen durum gerçekten verimliliğin düşürülmesi ve en sonunda bu pozisyona getirilmesi. Bir şey yok edilecekse önce düşürülüyor” dedi.

Özelleştirme ile birlikte karşılaşılan işsizlik saldırısının işçilerin aile düzenini yıktığını söyleyen Yoldaş, “İş ortamını kaybettikten sonra başka yerlerde seçim yapması gerekiyor. Bunların hepsi insanın yaşam standardında değişikliklere yol açıyor” dedi.

Yoldaş son olarak şunları dile getirdi: “Özelleştirmeye karşı; Türkiye tarihindeki diğer özelleştirmelere de baktığımızda yakın zamanda yapılanlar mevcut potansiyellerin yok edilmesi olarak yaşanıyor. Bu doğru bir davranış değil. Herkes kendi ekmeğini korumaya çalışmak zorunda.”

“Şeker fabrikalarımıza sahip çıkalım”

1926 yılında kurulan ve Türkiye’nin ilk şeker fabrikası olan Alpullu şeker fabrikasında 21 yıldır çalışan Mehmet Yanık, “Alpullu şeker fabrikası Trakya’da tek, ikinci bir fabrikamız zaten yok” diyerek bu aşamaya gelene kadar çeşitli evrelerden geçtiklerini söyledi.

Birçok kişinin bu fabrikada yıllarca çalıştığını ve emekli olduğunu belirten Yanık, kendilerinin de emekliliklerinin yaklaştığını söyleyerek “Bizden sonraki kardeşlerimizin de burada çalışmasını, buradan emekli olmasını istiyoruz” dedi.

Özelleştirme saldırısının işçilerin işsiz kalması vb. sorunlar getirmesinin yanı sıra toplum sağlığına da tehdit olduğunu şu sözlerle dile getirdi: “NBŞ’nin ne olduğunu herkes biliyor. Herkes öğrendi. Şekerin yararlarını faydalarını herkes öğrendi. Bu şeker fabrikaları kapandığında NBŞ ile kanserin yayılacağını herkes öğrendi. Bu yüzden şeker fabrikalarının kapatılmasını istemiyoruz.”

Son olarak ne söylemek istersiniz sorumuza ise Yanık, “Şeker fabrikalarımıza sahip çıkalım” çağrısıyla yanıt verdi.

“İnsanlar mağdur edilmesin, fabrikalarımız kapanmasın”

1989 yılından beri Alpullu şeker fabrikasında mevsimlik işçi olarak çalışan ve hala emekli olamayan Mehmet Doğan, Alpullu fabrikasındaki işçi sayısının azaltılması ve Trakya’daki şeker pancarı üretiminin buna bağlı seyriyle ilgili olarak şunları anlattı:

İşçiler çıkıyor yeni işçi alınmıyor, hep böyle azaldı. Kota konunca 2012 yılında çalışmamaya başladı fabrika 4,5 sene sonra çalıştı. Kota konunca insanlar vazgeçti bu işten. Zorlara sokuldu. Yok kotan yok dedi ekilmedi vs. Bu bir yanıyla bitirme. Bir sürü insan buradan ekmek yedi. Satıldığı an bir sürü insan buradan gidecek.”

NBŞ’nin yaratacağı sağlık sorunlarına dikkat çeken Doğan “İnsanlar mağdur edilmesin, fabrikalarımız kapanmasın” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

 

 

 

 

Lüleburgaz’da özelleştirmeye karşı eylem

 

AKP hükümetinin şeker fabrikalarını özelleştirme çalışmalarına karşı 25 Mart’ta Lüleburgaz’da kitlesel bir miting yapıldı.

Miting öncesi halay ve sloganlarla Eski Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan kitle, Kongre Meydanı’na yürüyüş düzenledi.

Kongre Meydanı’ndaki program Trakya Şeker Platformu adına Gürcan Kırımlı tarafından yapılan konuşmayla başladı. İki yıldır fabrikanın yeniden üretime başlamasına sevinirken özelleştirme kapsamında diğer şeker fabrikalarıyla birlikte kapatıldığını belirten Kırımlı, platform olarak yürüttükleri faaliyetleri aktardı. Nişasta bazlı şekerin (NBŞ) sağlığa yönelik tehditlerinin yanı sıra, özelleştirmenin işçileri işsiz bıraktığını da belirtti.

Şekerde özelleştirmeye karşı diğer kentlerde sergilenen direnişleri de selamlayan Kırımlı, “Selam olsun gelecek için sesini yükseltene, tek yumruk olana” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Mitingin devamında Alpullu Şeker-İş Başkanı Orhan Saltık konuştu. Daha önce bini aşkın işçi çalıştıran fabrikada bugün 120 işçi çalıştığını söyleyerek “fabrika zarar ediyor” söyleminin gerçeği yansıtmadığını belirten Saltık, pancar üretimine kota konulmasının ardından şeker fabrikalarına yeni işçi alınmadığını hatırlattı ve bugün NBŞ kotasının yüzde 5’e düşürülmesinin gerçekte bir anlam taşımadığını söyledi.

Saltık, burada çalışan işçileri başka fabrikalara göndermek istemelerine tepki göstererek “Bir yere gitmeyeceğiz” dedi. Mısıra dekar başı 100 TL destek verilirken pancar üretimine verilmediğini ve şeker fabrikalarına teknolojik yatırım yapılmadığını söyleyen Saltık, özelleştirme ve satış planından vazgeçilmesi talebiyle konuşmasını sonlandırdı.

Lüleburgaz Kent Konseyi Başkanı Dr. Bülent Önder mitingde yaptığı konuşmada nişasta bazlı şekerlerin sağlıkta yarattığı yıkıma dikkat çekti.

Mitingde konuşan CHP Milletvekili Veli Ağbaba da özelleştirme saldırısını teşhir ederken DEV TEKSTİL, MİB ve DGB de mitingde yerini aldı.

 

 

 

 

Şekerde peşkeşe polis koruması

 

Şeker fabrikalarının özelleştirilerek peşkeş çekilmesine tepkiler sürerken, sermaye devleti de şeker fabrikalarının “talipleri”ni polis korumasına aldı.

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından satışa çıkarılan 14 fabrikadan birisi olan Burdur Şeker Fabrikasının “talipleri”, sahayı polis nezaretinde gezdi.

Burdur Şeker Fabrikası için işçiler çeşitli eylemlerle tepkilerini bir ayı aşkındır sürdürüyor. En son Doğuş Grubu’nun fabrikayı incelemeye gelmesinde işçiler eylem yapmış, firma yetkililerinin sahayı gezmesine izin vermemişti. Yaşanan bu olayın ardından fabrikayı incelemeye gelen firmaların polis eşliğinde alanı gezmeleri ve basın mensuplarının içeriye alınmaması yönünde karar alındığı öğrenildi.

Geçtiğimiz günlerde fabrikayı ziyarete gelen birkaç firmanın alanı polis eşliğinde gezdiğine dair fotoğraflar sosyal medyada paylaşıldı.


 
§