28 Eylül 2018
Sayı: KB 2018/36

Kriz sizin, mücadele bizim işimiz!
Sınıfa karşı sınıf mücadelesini büyütelim!
Sermayenin “Yeni Saldırı Programı”
YEP: Krizi emekçilere fatura etme programı
EMİS krizin faturasını işçiye kesmek istiyor
Fabrikalarda işten atma ve ücretsiz izin!
Patronlardan kriz fırsatçılığı
Patronlar devlet korumasında, taleplerimiz karşılanmadı!
Greif davası bilgilendirme toplantısına çağrı
EİB Genişletilmiş Yürütmesi toplandı
Düzenin krizi ve devrimci sınıf alternatifi
Krizdeki sistemin işlevsiz örgütü
Küresel ısınma; buzullarda erime, kuraklık ve sıcaklıklarda değişim!
İlmek ilmek örülen bir fabrika deneyimi
AKP’nin öğrenci yerleştirme kaosuna çözümü mesleki eğitimi güçlendirmek
Patronlar bu kriz sizin, bedelini ödeyin!
“Kurtuluşumuz örgütlenmemize bağlı!”
Hapishanelerde işkence itirafı
Yargının bağımsızlığı?
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Greif davası bilgilendirme toplantısına çağrı

 

2014 Şubat ayında İstanbul Hadımköy’de kurulu bulunan Amerikan tekeli Greif (Sunjüt) çuval fabrikasında bir direniş yaşandı. 44 ayrı taşeron şirketin bulunduğu, 250’si kadrolu toplamda 1500 işçinin çalıştığı fabrikada işçiler taşeron sistemine ve kölece çalışma koşullarına karşı mücadele ettiler. Birlik olan ve fabrika komitelerinde örgütlenen Greif işçileri sendikal mücadele başlattılar. Fabrikadaki tüm işçiler kenetlenerek taşeronun kaldırılmasını ve tüm işçilerin kadrolu ve güvenceli çalışmasını talep ettiler. Sözleşme sürecinde talepleri kabul edilmeyen Greif işçileri fiili-meşru mücadele yolunu seçtiler ve birliklerine güvenerek direnişe geçtiler. Direniş fabrika işgaline dönüştü. Greif işgali tam 60 gün boyunca sürdü.

Direniş sürecinde DİSK’e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası bürokratları ve onların sözcülüğüne soyunanlar işçileri bölmek ve direnişi bitirmek için polis ve patron işbirliği ile çalışmalar yürüttü. 60 günlük işgal bir gece yüzlerce polisin katıldığı bir operasyon ile bitirildi. Ancak işçiler farklı yollarla mücadelelerini sürdürmeye devam ettiler.

60 günlük işgal sürecinde Türkiye’nin dört bir tarafında ve yurt dışında dayanışma ağları oluştu. Direnişi büyütmek ve güçlendirmek için onlarca işçi, kadın, genç, aydın, sanatçı birlik oldu. İşçilerin dilindeki “İşgal, grev, direniş!” sloganı pek çok işçi eyleminin sloganına dönüştü. İşgal eylemleri yıllar sonra tekrar canlandı ve pek çok direnişte meşru bir hak olarak işçilere örnek oldu.

Direnişin ardından 4 yılı aşkın bir süre geçti. Direniş sonrası açılan tüm davalar takipsizlikle sonuçlandı. Şimdi ise yeni bir dava açıldı. Tüm işçi sınıfına izlenmesi gereken yolu gösteren Greif işgali yargılanmak isteniyor. Nasıl ki bugün çalışma ve barınma koşullarının iyileştirilmesi için mücadele eden 3. havalimanı işçileri yargılanıyor ve tutuklama terörüne maruz kalıyorlarsa Greif işçileri ve destekçileri de 12 Kasım’da yargılanacak.

Bizler 7 Ekim’de gerçekleştireceğimiz Greif davası bilgilendirme toplantımızda siz emek dostlarını da aramızda görmek istiyoruz.

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası

 ***

7 Ekim Pazar saat: 14.00

İLETİŞİM: 0535 915 32 45

Yer: Divriği Kültür Derneği

Adres: Asmalı Mescit Mah. İstiklal Caddesi NO: 156 Kat: 2 Daire: 37 Beyoğlu / İSTANBUL

 

 

 

 

Son sözü direnenler söyler!

 

Merhaba arkadaşlar. Ben Greif’ta işgal sürecinde işten atılan bir işçiyim. Bugüne kadar bu işgali içine sindiremeyen Greif patronu bize karşı birçok dava açtı. Bize açılan bütün davalardan beraat ettik. Aradan geçen 4 yılın ardından bize tekrar “kamu davası” açılmak istendi ancak savcılık bu olayın “kamu davası” olamayacağını belirterek patronun talebini reddetti. Bununla yetinmeyen sermaye şimdi bir kez daha saldırıya geçti. 200’e yakın kişiye tekrardan dava açıldı.

Bu davanın açılmasının nedeni işçi sınıfının hak gasplarına karşı direniş yolunu seçen işçilerin fiili-meşru mücadelesine engeller koymaktır. Bu dava bunun için açıldı. Bu dava işçilere uzun çalışma saatleri dayatan, işçileri kölelik ücretlerine mahkûm eden patronlara karşı mücadele eden işçi sınıfının onurlu neferleri olan biz Greif işçilerine ve bizim gibi direnen tüm işçilere gözdağı vermek, bizleri korkutmaya çalışmak, yıldırmak için açılmıştır. Bizim sırtımızdan geçinen patronlara, krizi bize ödetmeye çalışan patronlar düzenine karşı gücümüzü birleştirmek ve tek yumruk olmak zorundayız.

Zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok. Üreten biziz yöneten de biz olmalıyız!

Son sözü hep direnenler söyler ve tarih her zaman direnenleri yazar.

Bir Greif işçisi

 

 

 

 

Süperpak işçileri patronun teklifini değerlendirdi

 

Selüloz-İş sendikasında örgütlü Süperpak işçileri 20 Haziran’da patronun sıfır zam dayatmasına karşı başlattıkları grevi sürdürüyor. Grevin 92. gününde patronun talebiyle sendika ve üç fabrikanın temsilcileriyle görüşme yapıldı. 3 ay süren grev sürecinde ilk kez masaya oturan Süperpak yönetimi işçilere şu talebi sundu:

01.01.2018’de başlayan 3 yıllık bir sözleşme; 01.01.2018’den itibaren ücret artışı olmadan çalışma; 01.01.2019’da enflasyon + rakam 01.01.2020’de enflasyon + rakam

Süperpak temsilcileri patronun sıfır zam teklifini direnişlerinin 97.gününde (24 Eylül) Torbalı’daki direniş alanında topluca bir değerlendirme yaptıklarını, “0” zammı kabul etmeyeceklerini, 3 yıl içinde yapılacak zam oranlarının belirleyici olacağı konusunda ortaklaştıklarını belirtti. Ancak taleplerin diğer iki fabrikanın (Antep ve Karaman) işçileriyle görüşüp ortak karara bağlandıktan sonra patrona bildireceklerini ve yeni bir görüşme sunmasını bekleneceğini aktardı.


 

BES, YEP ile 3 yıl zorunlu olacak

 

AKP iktidarının sermayeye hizmet için açıkladığı Yeni Ekonomi Programı’na (YEP) BES’in zorunlu olması ve 3 yıldan önce çıkılamamasına ilişkin madde eklendiği açıklandı.

Hürriyet yazarı Noyan Doğan; “YEP’te otomatik BES zorunlu oluyor” başlıklı yazısında şunları yazdı: “Yeni Ekonomi Programı’nda yer alan ‘otomatik BES’in yeniden yapılandırılarak daha sürdürülebilir hale getirilecek olmasından’ kasıt, uygulamanın zorunlu hale getirilmesi. Malum, otomatik katılım, zorunlu bir sistem değil; isteyen dilediği zaman sistemden ayrılabiliyor. Yeni düzenleme ile çalışanlar sistemden ayrılamayacak. Ne kadar süreyle? Öğrendiğime göre üç yıl süreyle. Daha açık bir anlatımla, çalışanlar, işverenleri tarafından sisteme dahil edilecek ve üç yıl boyunca da sistemden çıkamayacak; her ay maaşlarından belli bir miktar kesilip, tasarruf için emeklilik şirketlerine gönderilecek.”