28 Eylül 2018
Sayı: KB 2018/36

Kriz sizin, mücadele bizim işimiz!
Sınıfa karşı sınıf mücadelesini büyütelim!
Sermayenin “Yeni Saldırı Programı”
YEP: Krizi emekçilere fatura etme programı
EMİS krizin faturasını işçiye kesmek istiyor
Fabrikalarda işten atma ve ücretsiz izin!
Patronlardan kriz fırsatçılığı
Patronlar devlet korumasında, taleplerimiz karşılanmadı!
Greif davası bilgilendirme toplantısına çağrı
EİB Genişletilmiş Yürütmesi toplandı
Düzenin krizi ve devrimci sınıf alternatifi
Krizdeki sistemin işlevsiz örgütü
Küresel ısınma; buzullarda erime, kuraklık ve sıcaklıklarda değişim!
İlmek ilmek örülen bir fabrika deneyimi
AKP’nin öğrenci yerleştirme kaosuna çözümü mesleki eğitimi güçlendirmek
Patronlar bu kriz sizin, bedelini ödeyin!
“Kurtuluşumuz örgütlenmemize bağlı!”
Hapishanelerde işkence itirafı
Yargının bağımsızlığı?
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

AKP’nin öğrenci yerleştirme kaosuna çözümü mesleki eğitimi güçlendirmek

 

LGS’ye bu sene 1 milyondan fazla öğrenci girdi. Adrese dayalı okul yerleştirmesi nedeniyle 3 bin öğrenci açıkta kaldı. MEB genelge yayımladı ancak sorun genelgelerle çözülmedi. LGS’de 4’üncü nakil sonuçlarının açıklanmasının ardından merkezi olarak yapılan nakil dönemi de kapanmış oldu. LGS son nakil uygulamasında açıkta kalan öğrenci sayısı açıklanmadı. Yerleşemeyene adres olarak “komisyonlar” gösterildi. İl ve ilçelerde kurulan bu komisyonların yerleşemeyen öğrenciler için göstereceği adres açık lise olacak. Bu durumda “seçenekler” belli; ya açık lise ya imam hatip ya da meslek liseleri. Tabii bir de parası olana özel okullar var.

Eğitim ve sınav sisteminde yaşanan kaos sonrası Milli Eğitim Bakanı açıklama yaptı. Bakan, LGS’nin değişmeyeceğini ancak yerleştirme kriterlerinin değişeceğini şu sözlerle açıkladı:

Açıklayacağımız sistemle herkes çok rahat yerleşecek. Coğrafi bilgi sistemiyle derslik durumunu daha net göreceğiz, okullarımız daha rahatlayacak. Akademik olarak baktığınızda problemi bileşenlere ayıracağız. Sınavda sorular soruda bilgi mi lazım çocuğun formül ezberlemesi gerekmiyor, formülü soruda vereceğiz. Mesleki eğitimi güçlendirmeden yükseköğretim talebini düşüremeyiz. Mesleki eğitime dokunmamız lazım. Mesleki eğitim iyileşir, çocuklar orada tatmin olursa sınava ilgi düşer. Sınavın tipini değiştirmeyeceğiz, sadece adını değiştirerek sorunu çözmeye çalışmayacağız. Üç yıllık program sonunda bu konu toplum için net biçimde algılanacak. Aslında reform yapmıyoruz, yaptığımız inşa. Dünya nerede biz neredeyiz, bunu inşa etmemiz lazım.”

Milli Eğitim Bakanı’nın yaptığı açıklama aslında “adrese dayalı yerleştirme”nin amacını da içeriyor. 16 yıllık iktidarı boyunca eğitim politikaları konusunda her dönem başarısız olan AKP eğitim politikalarındaki başarısızlıklarının üzerini sürekli sistem değişikliği yaparak örtmeye çalıştı. 16 yıl içinde 6 farklı Milli Eğitim Bakanı döneminde, sadece ortaöğretime geçiş sisteminde 6 önemli sistem değişikliği yapıldı. Asıl olarak hedeflenenin öğrencilerin çoğunluğunu ya mesleki eğitime ya da imam hatiplere yönlendirmek olduğu açığa çıkıyor. Eğitim sisteminin ve sınav sisteminin nasıl verimli hale geleceği değil, sınava olan ilginin nasıl düşeceği tartışılıyor. Bu yanıyla da hem ideolojik hem de lojistik olarak istenilen kuşak tanımlanmış oluyor.

Sistem için açıkta kalan öğrencilerin ne yapacağı önemli değildir. Önemli olan, boş kalan ve tercih edilmeyen meslek liseleri ve imam hatiplerin nasıl doldurulacağıdır. MEB veliye ve öğrenciye rağmen protokol ve işbirlikleri ile imam hatiplerin ve meslek liselerinin sayısını artırıyor. Tüm bunlara rağmen ilk etapta LGS’ye giren yarım milyon öğrenci tercih hakkını kullanmadı. Yarım milyon öğrenci ve aileleri düşünüldüğünde, bunun sınav ve eğitim sistemine bir tepki olduğu görülecektir.

Tepkinin mahiyeti elbette bilinç ve örgütlü bir tutuma değil, bir nevi çaresizliğe dayanmaktadır. Bu ise eğitim sistemindeki dönüşüm gerçekleştirilse de bunun kolay kolay kabul görmeyeceğinin işaretidir.

 

 

 

 

DGB İstanbul Meclisi toplandı

 

Üniversitelerin açılmasıyla birlikte Devrimci Gençlik Birliği (DGB) İstanbul Meclisi toplandı. Canlı tartışmaların olduğu mecliste geçmiş dönem değerlendirilirken yeni döneme yönelik politikalar belirlendi.

Öncelikle geçen dönemin ‘üniversitelerin bölünmesi’ saldırısına karşı gençliğin gerçekleştirdiği eylemliliklerle bitirildiğine değinilerek başlayan meclis toplantısında, yeni eğitim yılına devletin yeni saldırılarıyla girildiği belirtildi. Devamında; içinden geçilmekte olunan siyasi atmosfer değerlendirildi, güncel siyasi olaylara dair vurgular yapıldı.

Tartışmaların devamında işçi ve emekçi çocukları olarak gençliğin de bu krizlerden payına düşeni aldığı üzerine konuşuldu. Okulların açılmasıyla birlikte yurtların ücretine, yurt ve okul yemeklerine zam yapıldığı, kağıda gelen zamdan dolayı eğitim materyallerinin pahalandığı ifade edildi. Bugün işçilerin çocuklarının okumanın yanında geçimini sağlamak için aynı zamanda çalışmak zorunda kaldığı vurgulandı. Eğitimin kapitalist sistemin ihtiyaçlarına göre şekillendirildiği belirtilirken, ihtiyaç olan mesleklerin ön plana çıkarıldığı ifade edildi. İşsizliğin yüzde 30’lara vardığı, gençliğin geleceksizlik kaygısının yüksek olduğu üzerinde duruldu. Diğer yandan dindar ve kindar nesil yaratma hedefiyle sorgulamayan, biat eden bir toplum yaratmak için de sermaye devletinin kollarını sıvadığına dikkat çekildi. Yeni dönemle birlikte yasada yapılan değişiklikle karma eğitimin kaldırılmak istendiği ifade edilerek devletin asıl amaçları üzerinde duruldu. Ancak ‘60’lardan, ‘70’lerden bu yana devletin saldırılarına rağmen gençliğin toplumsal sorunlara duyarlı olduğu, toplumun dinamik bir kesimini oluşturduğu vurgulandı.

Konuşmaların ikinci kısmında gençliğe dönük çok yönlü saldırılara karşı neler yapılabileceği üzerine tartışma gerçekleştirildi. Yaşanan sorunlara karşı gençliği mücadeleye çekmenin yol ve yöntemleri üzerinde duruldu. Her üniversite ve fakültelerin genel ve özgün sorunlarına dair uygun araçlar oluşturularak gidilmesi gerektiği, siyaset yasağının hâlâ güncel olduğu bu dönemde gençliğe ‘ayaklı bildiri’ şeklinde gidilerek gençliği politikleştirmek gerektiği kararlaştırıldı. Üniversitelerde gençlerin yaşadıkları sorunları tartıştığı, sorunlara dair çözüm ürettiği üniversite, fakülte meclislerinin oluşturulması kararlaştırılarak bu dönem gençlik içerisinde bir örgütlenme seferberliği yaratılması üzerinde duruldu. Belli zaman aralıklarıyla DGB İstanbul Meclisi’nin toplanması kararı alınarak toplantı sonlandırıldı.