İzmir’de emekçi kadınlar bir araya geldi
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL) ve Ege İşçi Birliği’nin (EİB) ortak çağrısıyla 3 Şubat’ta bir araya gelen emekçi kadınlar, 8 Mart yaklaşırken emekçi kadınların sorunlarını ve mücadelesini tartıştı.
Toplantıya ağırlıkta tekstil işçileri, belediye işçisi, eğitim emekçileri ve emekli kadınlar katıldı. Toplantıda, DİSK’in yayınladığı kadın emeği araştırmalarından faydalanarak hazırlanan, kadın işçilerin istihdamı, sendikalaşma oranları, iş yaşamında karşılaştıkları problemler üzerine sunum yapıldı.
Sunumda krizin etkileriyle güncel durum tartışıldı. Kriz bahanesiyle ilk olarak işten atılanların kadın işçiler olduğu, işsizliğin en çok kadınları vurduğu örneklerle aktarıldı.
Ardından, İşçi Emekçi Kadın Komisyonları’nın hazırladığı kadın işçilerin talepleri ve mücadele programını içeren broşürden faydalanarak hazırlanan sunuma geçildi. Burada kadının toplumsal yaşamda karşılaştığı sorunlar, temizlik, yemek, çocuk ve yaşlı bakımı gibi konular ele alındı. Bu konulara dair ortak yemekhane ve çamaşırhaneler, kreşler yapılması için mücadele edilmesi gerektiği vurgulandı.
Bir diğer sunum olarak 16 yıllık AKP iktidarı boyunca partililerin söylemleri çarpıcı bir şekilde aktarıldı ve AKP’nin kadına bakış açısı teşhir edildi.
Sunumların ardından oldukça canlı bir tartışma yapıldı. AKP’nin kadınlara yönelik söylemlerinin ardındaki dinci-gerici politikalar ve kapitalist düzenin bekası için kadınlar üzerinde oluşturulan baskı özel olarak tartışılan bir gündem oldu. Bir eğitim emekçisi, veli toplantılarına gelen kadınlarla kurduğu diyalogları aktardı. Kadına yönelik şiddetin öne çıkan bir sorun olduğu fakat kadınların kendi ayakları üzerinde durmakta zorlandığı, yalnız kaldıkları aktarıldı. Ayrıca eğitim sistemi üzerine konuşmalar yapıldı ve birçok ailenin çocukların geleceğinden endişe duyduğu söylendi. Tekstil işçisi bir kadın işyerinde yaşadıkları taciz, mobbing ve baskıları anlatarak çözümün dayanışmayı arttırmakta olduğunu vurguladı.
Tartışmaların ardından toplantının ikinci kısmında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün önemi üzerinden konuşma yapıldı. Günümüzde gericiliği, işyerlerindeki ayrımcılığı, eşitsizliği aşmanın yolunun mücadeleden geçtiği vurgusu ile neler yapılabileceği tartışıldı. Toplantıya katılan tüm emekçi kadınların öneriler sunduğu bu kısımda bir dizi karar alındı. Katılımcıların oturduğu mahallelerde ev toplantıları yapılması kararlaştırıldı. Bu toplantılara katılan kadınların sorunlarına somut öneriler verebilmenin, yalnız olunmadığının iyi anlatılabilmesi, dayanışmayı büyütmek ve sokağa çıkmakta cesaret verebilmenin önemli olduğu vurgulandı. Ayrıca 8 Mart gündemiyle 2 Mart Cumartesi günü bir etkinlik yapma kararı alındı. Etkinlikte sahnelenmek üzere iki ayrı tiyatro gösterilmesi, müzik grupları ve sanatçılarla görüşme, afiş, davetiye ve broşür gibi materyallerin hazırlanması, etkinlik salonunun düzenlenmesi üzerine görev dağılımları yapıldı. Etkinliğin çağrısının fabrikalarda çalışan işçilere ulaştırılması için geniş bir dağıtım alanı planlandı. Toplantıya katılan emekçi kadınlarla birlikte güçlü dağıtımlar yapılması kararlaştırıldı. Bir sonraki görüşme tarihi belirlenerek toplantı bitirildi.
Ocak ayında 43 kadın öldürüldü
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Ocak ayı kadın cinayetleri raporunu açıkladı. Rapora göre Ocak ayında çocuk istismarı ve cinsel şiddet devam ederken 43 kadın öldürüldü.
Raporda, Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanı Şeref Malkoç’un “Eşler tartıştığında kadın, karakola telefon açıp şikayette bulunduğunda koca evden uzaklaştırma alıyor. Bu da öfkeyi ve kadına şiddeti körüklüyor. Biz eşler ayrılsın diye kanun çıkarmışız” sözleri aktarılarak şiddetin körüklendiği ifade edildi ve şöyle devam edildi: “Kadına karşı şiddetin ve kadın cinayetlerinin artmasının sebeplerinden birisi de şikayetçi olduklarında veya karakola gittiklerinde tekrar evlerine gönderilmeleri ve hukuki işlem başlatılmamasıdır. Devletin görevi, şiddeti normalleştirmeden 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi’ni etkin bir şekilde uygulamak, geliştirmek ve şiddete maruz kalan kadını korumak ve boşanmaları zorlaştırmamaktır.”
Ocak ayı kadın cinayetlerinin 10’unun şüpheli ölüm olarak kaydedildiği, 18 kadın cinayetinin tespit edilmediği, 13’ünün de kendi hayatına dair karar almaya çalışılırken öldürüldüğünün açıklandığı raporda, kadın cinayetlerinin illere göre dağılımı şöyle yapıldı: “Adana 4, İstanbul 3, Eskişehir 3, Ankara 2, Bursa 2, İzmir 2, Konya 2, Hatay 2, Malatya 2, Edirne 2,Bartın 1, Burdur 1, Denizli 1, Düzce 1, Kayseri 1, Kırşehir 1, Kocaeli 1, Kütahya 1, Manisa 1, Muğla 1, Mersin 1, Ordu 1, Osmaniye 1,Sakarya 1, Şanlıurfa 1,Trabzon 1, Zonguldak 1.”
Raporun devamında Şule Çet’in öldürülmesine ilişkin olarak bugün başlayan davasına dikkat çekilen raporda, Ocak ayı kadın cinayetleri ve kadın cinayetleri davaları ayrıntı olarak anlatıldı.
Ocak ayında da çocuk istismarlarının sürdüğü ama somut bilgilere ulaşılamadığının belirtildiği raporda basında yer alan birkaç örnek şöyle aktarıldı: “İzmir’de üvey ağabeyinin cinsel istismarına uğrayıp hamile kalan 12 yaşındaki kız çocuğu ikiz bebek doğurdu. Malatya’da 9 yaşındaki bir kız çocuğunun 4 kişi tarafından 9 ay boyunca cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı. Hatay’da ödevini yapmadığı bahanesiyle babası tarafından dövülerek komalık olan 6 yaşındaki Mertcan yaşamını yitirdi.”
Bakanlık şiddetin istatistiğini dahi tutmamış
Kadına yönelik şiddeti körükleyen, şiddet gören kadınları “barıştırmak” için çaba harcayan dinci-gerici iktidar kadına yönelik şiddete karşı göz boyamak için uğraşırken kadınların yaşadığı şiddetin rakamlarını dahi tutmadığı ortaya çıktı.
Aile içi şiddet konusunda Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yapılan başvuruların istatistiğinin dahi tutulmadığı öğrenildi.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın aile, kadın, çocuk, engelli, yaşlı, şehit ve gazi yakınlarına yönelik hizmetlere ilişkin çağrıları değerlendirdiği ALO 183’ü arayan kişi sayısını öğrenmek için CİMER’e başvuran CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’e verilen yanıta göre 2018 yılında ALO 183 hattına 336 bin 564 başvuru geldi. Aile içi şiddet nedeniyle yapılan başvurulara ilişkin istatistiğin ise tutulmadığı bildirildi. |