1 Mart 2019
Sayı: KB 2019/09

Yerel seçimler ve devrimci sınıf tutumu
AKP şefi ve yandaşların “yalan rüzgarı”
AKP-saray rejiminin tek umudu Washington!
AKP’nin sosyal patlama korkusu
Futbol rantı, pazarı ve kirli ilişkiler
Mafyalaşmış sendika bürokrasisine karşı lastik işçilerinin birliği!
EYT’ler mücadelesi üzerine...
Fabrikada Kızıl Bayrak deneyimi
Yasadışı devrimci örgütün ustası, devrimci davanın ölümsüz neferi!
TKİP VI. Kongresi toplandı!.. / 2
Kerenski’nin 15 Temmuz’u
Emperyalist metropollerde faşist yükseliş
Emperyalistlerin “insani yardımı”
Kuralsız ve güvencesiz çalışma tüm dünyada
Kadın hareketi ve 8 Mart
8 Mart’ın tarihsel mirası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Katledilişinin 100. yılında Leo Jogiches (Tyszka):

Yasadışı devrimci örgütün ustası, devrimci davanın ölümsüz neferi!

A. Eren


Yine morgdaydım, kurşuna dizilen birini çizdim... adına LEO diyorlardı.

(Käthe Kollwitz 16 Mart 1919)

Alman Kasım Devrimi’nin önderleri, Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht, Franz Mehring ve Clara Zetkin genellikle tanınırlar, adları da çoğu kere birlikte anılır. Ya Leo Jogiches, yani Tyszka, o unutulmaz Litvanyalı devrimci? İşçi hareketi tarihinde önemli roller oynayan fakat ismi pek bilinmeyen ne çok devrimci vardır. Bertolt Brecht’in sözleriyle: Bazıları ışıkta, bazıları karanlıkta... Işıkta olanı görür insan, karanlıktakini değil!

Polonya devrimci hareketine uzun yıllar büyük emek eden, Alman Kasım Devrimi ve sonrası gelişmelerde de önemli bir rol üstlenen bu unutulmaz devrimciyi hatırlamak bugünün devrimci kuşakları için bir görevdir.

Öncelikle Leo’nun örgütçü devrimci kişiliği hakkında fikir verecek özel bir olaydan başlayalım. Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in öldürülmeleri olayı ilk günlerde tümüyle karanlıktaydı. Karşı-devrimci basın koro halinde Liebknecht’in kaçarken vurulduğunu ve Rosa Luxemburg’un ise öfkeli bir kalabalık tarafından linç edildiğini yazıyordu. SPD hükümeti ve basını da aynı ağızla aynı açıklamaları kullanıyordu. Leo Jogiches inanılmaz bir çabayla yalnızca üç hafta içinde olayı örten tüm sır perdesini yırttı. Alçakça cinayetin bütün bir içyüzünü tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkarmayı başardı. Ulaştığı sonuçları, Rote Fahne’nin 12 Şubat 1919 tarihli sayısında, “Die Tat und die Täter” (Eylem/Cinayet ve Failler) başlığı altında isimsiz olarak yayımladı.

Rosa ve Karl’ın katledilmesini teşvik eden ve katillerin özel bir çabayla kollayan Ebert-Scheidemann hükümeti, cinayeti örten sis perdesini yırtan bu başarı karşısında büyük bir şaşkınlığa düşmüşlerdi. Artık üstü kapatılamayacak bu vahşeti ortaya çıkaranı tahmin etmekte hiç de zorlanmadılar. İsimsiz makalenin yazarının Leo Jogiches olduğundan emindirler. Cinayetin iç yüzünün ve faillerinin açığa çıkarılması, SPD’nin işçi tabanı da dahil kitleler arasında büyük tepkilere yol açtı. Katillerin koruyucusu sosyal-demokrat hükümet çok zor durumda kaldı.

Alman komünistlerine yönelik kanlı katliamlara sahne olan Spartaküs Hafta sonrasında her yerde aranan bu “Yahudi Bolşevik”, buna rağmen karanlık cinayete ilişkin tüm bilgileri toplayabilmişti. Katillerin kim olduğunu ortaya çıkarmış, bu Eden Oteli çalışanları, bazı askerler ile başka bazı görgü tanıklarının ifadeleri büyük bir titizlikle belgelenmişti. Otel çamaşırhanesinde çalışan bir kadının Freikorpsların Rosa’yı darp etmelerini çığlıklar atarak nasıl engellemeye çalıştığı dahi kayıt altına alınmıştı.

Leo Jogiches Rote Fahne’de yayınlanmadan önce ulaştığı sonuçlar hakkında özel bir mektupla Lenin’i bilgilendirmişti: “Dolaysız katiller, dahası gerçek suçlular, örgütleyenler ve dramanın asıl failleri teşhir edildiler. Fakat bunlar rahat bir şekilde Ebert-Scheidemann koruması altında hareket etmektedirler.”

Belki daha çok da Rosa Luxemburg’un aşk mektuplarından tanıdığımız bu kahraman, Leo Jogiches, kimdir?

***

Bir Yahudi ailesinin çocuğu alan Leo, Çarlık Rusya’sı sınırları içinde olan Wilna’da, 17 Temmuz 1867’de doğdu. O yıllarda Wilna, Çarlık İmparatorluğu içinde önemli bir kültürel merkez konumundaydı. 1897’den itibaren sosyalist eğilimli Yahudi İşçi Birliği’nin (Bund) burada oluşması bu açıdan rastlantı değildir.

On altı yaşındaki genç devrimci Leo’nun liseyi terk ederek hayatını devrim mücadelesine adamasına yolaçan olay, 1881’de Çar II. Aleksandr’ı öldürmeyi başaran Narodnik devrimcilerin idam edilmelerine karşı duyduğu büyük öfkeydi.

Karl Radek’in ifadesiyle, Narodnaya Volya’nın devrimci tutkuları ve kahramanlıkları, yalnızca Marx ve Engels’in sempatisini kazanmamış, bir kuşağın Rus devrimcilerini de derinden etkilemiştir. ‘Rusya 1789’u yaşayacaktır’ saptaması, Marx ve Engels’in Rusya’daki devrimci dinamiği titizlikle gözlemlediklerinin açık ifadesidir. Bu küçük entelektüel grubun derin halk sevgisi, boyun eğmez kararlılıkları, davaya bağlı ikirciksiz tutumları, kendilerini feda etme tutum ve cesaretleri, temsil ettikleri ahlak ve sahip oldukları moral değerler, o dönemin genç kuşağını derinden etkilemiştir.

Jogiches 1882 yılında lise öğrencisiyken yasadışı sosyalist örgütlerle ilişki kurar. Devrimci örgütlü yaşam bu tarihten başlar ve katledildiği 52 yaşına kadar aralıksız olarak ve tempolu biçimde devam eder.

1885’te bir devrimci grubun örgütsel sorumluluğunu üstlenir. 1888’de işçiler arasında yaptığı propaganda nedeniyle zindana atılır. Her yakalanmasının ardından çok daha deneyimli olarak işçi hareketinin ön saflarındadır. Cezaevinden çıktıktan sonra Türkistan’a askerliğe gönderilir. Devrimi örgütlemek dışında bir yaşamı olmayan birini kontrol altında tutmak mümkün değildir. 1890 yılında İsviçre’ye kaçar. Doğubilimleri ve Ulusal Ekonomi bölümlerine kaydını yapar. Bunlar sadece politik faaliyetini kolaylaştıran adımlardır.

Halkçı devrimci romantizmden kopuş!

Modern işçi hareketinin ortaya çıkması ve toplumsal mücadelede ağırlık kazanması, halkçı devrimciliğin siyasal zemininin giderek zayıflamasına yol açmaktaydı. Bu tarihsel ortamda İsviçre’de Plehanov ile tanışması, Leo’nun devrim anlayışının modern sosyalizm temelinde gelişmesini kolaylaştırdı. Plehanov’un 1883’te kaleme aldığı “Sosyalizm ve politik mücadele” başlıklı broşürü, sosyalizmin bir dünya görüşü olarak işçi hareketinde yankı bulmasını sağlamıştı.

Plehanov Rusya’da devrimin temel gücünün çözülmekte olan köy topluluğu değil, fakat gelişmekte olan işçi sınıfı olduğunu söylüyordu. 1885’te yayınlanan ikinci broşürü “Fikir ayrılıklarımız”da, Rusya’da kapitalizmin rastlantısal bir olay olmadığını ve işçi sınıfının Çarlığa karşı mücadeleye önderlik edecek tek toplumsal güç olduğunu, devrimci hareketin tüm dikkatini işçi sınıfına vermesi gerektiğini vurguluyordu. Leo da artık bu düşüncelerin aktif bir savunucusuydu.

Leo Jogiches bu süreçte Polonya ve Rusya’ya birçok defa illegal yollardan girip çıkar. 1891 yılında Rosa ile tanışır ve ölünceye kadar yoldaşlıkları devam eder. Özel duygusal ilişkileri ise 1907 yıllarına kadar sürer. İkisi de devrim davasının sarsılmaz neferleri olarak işçi hareketinin en önemli önderleri arasında yerini alırlar. Jogiches, konuşma ve makaleleriyle öne çıkmasa da, Polonya ve Almanya işçi hareketi üzerinde önemli etkisi olan örgütçü bir gerçek önderdir. Ailesinden kalan tüm mirası devrim davasının hizmetine sunar. Rosa’nın yeteneklerine büyük bir hayranlığı olan Leo, onun teorik çalışmasını kolaylaştırmak için elinden gelen her şeyi yapar.

Leo Jogiches, Rosa Luxemburg, Julian Marchlewski (1866-1925) ve Adolf Warski (1868-1937), 1894’te kurulan Polonya Krallığı Sosyal Demokrasisi ve 1900 yılından itibaren Polonya-Litvanya Krallığı Sosyal Demokrat Partisi’nin (SDKPiL) kurucu merkez komitesi üyeleriydiler. Polonya o dönemde Rusya, Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorlukları boyundurukları altında üç parçaya bölünmüş bir ülkeydi. SDKPiL Polonya’nın Çarlığa bağlı bölümünde ve Çarlık sınırları içindeki Litvanya’da faaliyet gösteriyordu.

Jogiches 1893’den itibaren ilk Polonyalı sosyalist gazete Sprawa Robotnicza’nın (İşçilerin Davası) redaktörüdür ve dağıtımını koordine eder. Bu gazete İsviçre ve Paris’te basılmakta ve gizlice Polonya’ya sokulmaktadır.

Rosa Luxemburg 1898 yılından itibaren Alman vatandaşı olarak SPD’nin önemli kadroları arasında yer alır. 1899’da İsviçre vatandaşlığını alan Leo da 1900 yılından itibaren Alman işçi hareketi içinde tartışmasız bir örgütçüdür. Polonya Sosyal Demokrat Partisi’nin MK üyesi olarak Avrupa ve diğer ülkelerin işçi hareketiyle ilişki kurmak için sürekli yollardadır. Polonya solunu ve işçi sınıfı hareketini, diğer ülkelerin işçilerinin örgütlenme ve mücadele deneyimleri konusunda sürekli bilgilendirir. Onu tek ülkede tutmak mümkün değildir.

1905 Rus Devrimi patlak verdiğinde Leo, Varşova’da devrimci kitle eylemlerini yönetip yönlendiren en etkili kişidir. “Yirmi yaşında bir genç olarak kendim yaşadım: … Jogiches ile birlikte çalışmak bana,1905 Devrimi’nde olduğu gibi, devrimci kitle politikasının ne anlama geldiğini ve devrimde partinin nasıl yönetildiğini gösterdi.” (Karl Radek)

Leo Jogiches, devrimci faaliyetler içindeki ünlü ismiyle Tyszka, sadece partinin önünde duran somut politik çalışmalar ve atılacak adımlar konusunda değil, politik görevlerin hangi örgütlenme biçimlerini zorunlu kıldığı konularında da parti örgütçülerinin perspektiflerini genişletip önlerini açardı.

1950 yılının sonunda Polonyalı tarihçi Feliks Tych’in Moskova’da bir arşivde ortaya çıkardığı binin üzerindeki mektubunun yoğun politik içerikte olması kimseyi şaşırtmamıştı.

Ölümünün ardından kaleme aldığı değerlendirmesinde Karl Radek Tyszka’nın örgütçü kimliği hakkında şunları yazmıştı: “Leo Jogiches partinin güçlerini doğru kullanmakta ustaydı. Her gücün parti için nerede nasıl iyi şekilde kullanılabileceğini bilendi. Biz genç yazarlar için söylediği en ufak bir söz politik bir ders niteliğindeydi. O yazılan her satırın politik bir amaca hizmet etmesi gerektiği üzerinde titizlikle dururdu. Devrimci yazarlığın edebiyat olmadığını, tersine elinde kalemle bir mücadele olduğunu belirtirdi. Devrimci bir gazetenin makale ve notların toplandığı bir yer değil, farklı parçalarının, farklı kişiler tarafından oluşturulan, belli bir somut amaca hizmet eden bir mücadele organı olduğunu söylerdi.”

İllegal çalışmanın gerekleri konusunda her zaman titiz davranır, kuralları ihlal edenleri affetmezdi. Bu titizliğinden dolayı yoldaşları arasında “kendi ev adresini bile bilmeyen kişi” olarak anılırdı.

Mart 1906’da yakalanır ve sekiz yıllık “zorunlu çalışmaya” mahkûm edilir. Ama Leo illegal faaliyet, ilişkiler ağı kurma ustasıdır. Cezaevi çalışanlarını etkileyerek, Şubat 1907’de Berlin’e kaçmayı başarır. Polonya Sosyal Demokrat Partisi (SDKPiL) Merkez Komitesi üyesi olarak Rusya Sosyal Demokrat Partisi’nin 1907 Londra Kongresi’ne katılır. Lenin tarafından bazı yaklaşımlarından dolayı eleştirilse de, Jogiches ve Polonyalı yoldaşları Menşeviklere karşı Bolşeviklerin yanında yer alırlar.

Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht, Franz Mehring ile birlikte Leo 1914’ten itibaren artık Alman işçi hareketinin sol kanadının en önemli temsilcilerindendir. Yasadışı örgütlenmenin ustasıdır. Birinci Dünya Savaşı boyunca illegal bir politik yaşam sürdürür. 1915’te “Enternasyonal Grubu”nun aktif üyesidir. 1916’dan itibaren Spartakus Briefe (Spartaküs Mektupları) yayınlanırken, Mehring’in yanındadır. İllegal politik faaliyet ve örgütlenme deneyimi sayesinde, Almanya çapında, “Mektupların” yayılmasını sağlayacak hücre sistemine dayalı ciddi bir dağıtım ağı oluşturmuştur.

28 Ocak 1918’de savaşa karşı yüz binlerin katıldığı kitlesel işçi gösterisinin organizatörlerinden biridir. Gösteriye bir milyondan fazla işçi katılır. Bu eyleminden dolayı Leo Jogiches 23 Mart 1918’de Berlin’de tutuklanır ve hakkında “vatana ihanet”ten dava açılır. Tutukluluğu uzun sürmez. Sıcak devrim günlerinde, 9 Kasım’da, silahlı bir işçi-asker birliği tarafından tutuklu bulunduğu Berlin Moabit zindanından kurtarılır.

Yakalanması için ödül konulur

11 Kasım’da Spartakist Grubu adını Spartakist Birlik olarak değiştirir. Örgütlenmeden sorumlu kişi Leo’dur. Onun inisiyatifiyle 15 Kasım’da Rote Soldatenbund (Kızıl Askeri Birlik) kurulur. KPD’nin Kuruluş Kongresi’nde merkez komitesi üyesi olarak görev alır. 1919 ayaklanmasından sonra 13 Ocak’ta yakalanır, fakat yine kaçmayı başarır.

Rosa ve Karl’ın katledilmelerinin ardından Leo fiili olarak partinin yönetiminden sorumludur. Rosa ve Karl’ın katledilmesi onu derinden sarsmıştır. Bu alçakça katliamın nasıl geliştiğini araştırdığı süreçte görenler, onun bir anda on yıl yaşlandığını söylerler.

İşçilerin Mart ayaklanması (1919) olarak anılan yeni başkaldırısının ardından Leo 10 Mart’ta yeniden tutuklanır. Berlin Moabit zindanına atılır. İnsanlık dışı her türlü ağır işkence uygulanır. Gardiyan Tamschick, hücresine götürürken, elindeki silahı Leo’nun ensesine dayar ve ateş eder. Bu aynı faşist katil daha sonra sendika yöneticisi Sült ve “Halk denizcileri” temsilcisi Dorrenbach’ı da aynı silahla katletmiştir. Bu alçakça cinayetlerinden dolayı cezalandırılmak bir yana, dönemin sosyal demokrat İçişleri Bakanı Severing tarafından polis komiseri olarak görevlendirilir, yani ödüllendirilir.

Jogiches’in yakın çalışma arkadaşlarından Zdzis?aw Leder’in 1929’da, Leo’nun ölümünün onuncu yılında, Sovyetler Birliği’nde hazırladığı geniş biyografi, “Luxemburgizm” tartışmaları gerekçesiyle o dönemde yayınlanamadı. Karl Radek’in Mart 1919’da, Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht ve Leo Jogiches üzerine kaleme aldığı hacimli makaleleri, üç büyük devrimci hakkında en önemli bilgileri kapsayan birer belge niteliğindedir. Kendi de Polonya kökenli olan Radek Leo’yu en iyi tanıyan kişilerden biriydi ve katledilmelerini önceleyen haftalarda ve aylarda onlarla yakın ilişki içinde olmuştu. Dönemin KPD önderleri arasında Leo’nun geçmiş politik yaşamını yakından bilen pek az kişi vardı.

Polonya işçi hareketinin bu devrimci neferinin mezarı Almanya topraklarındadır.

Karl Radek, gericiliğin en karanlık bir döneminde, Leo’nun Almanya işçi sınıfı hareketine bütün bir deneyimini sunduğunu, Spartakist Hafta’nın ardından parti örgütünü yeniden toparlamak için nasıl büyük bir enerji ve fedakarlıkla çabaladığını hatırlatır ve bu büyük devrimciyi her zaman büyük bir saygıyla anacaklarını söyler.

Bu unutulmaz devrimci, tüm benzerleri gibi, dünya devrimci hareketinin bilincinde ve mücadelesinde hep yaşayacaktır. Katledilişinin 100. yılında anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.




Lenin’e son mektuptan...

Her şeye ve her şeye rağmen!

 

İliç yoldaşa...

Sevgili yoldaş! Size ve tüm eski dostlara ve yoldaşlara selam! Bize ilettiğiniz selamlarınız için teşekkür ediyoruz. Selamınız K[arl] ve R[osa]’ya ulaşamadı. Ed[uard Fuchs]’ın dönüşünden iki gün önce ortak davamız için son görevlerini yerine getirdiler. Bu dramın dolaysız ve gerçek sorumluları, katiller, örgütleri ve asıl failler deşifre edildi, fakat Ebert-Scheidemann hükümetinin koruması altında ortalıkta serbestçe dolaşıyorlar. R[osa]’nın cesedi henüz “bulunmadı.”

Gayretlerimizi onlarca kez katlayarak bu saldırıya yanıt vereceğiz. Berlin gazetemiz dünden beri yeniden çıkmaya başladı. Partinin taşradaki örgütsel aygıtı saldırıdan etkilenmedi, Merkez çalışmaya devam ediyor, bir hafta içinde daha geniş ölçekte çalışacak. Çizgimizi sürdüreceğiz- Her şeye ve her şeye rağmen!

Berlin olayları (felaket) “bir darbe” biçimini aldı. Biz buna dahil değildik ve gelecekte de böylesi bir karakterdeki “patlamaların” tekrarlanmasını engelleyeceğiz. Nesnel durum uygun, hareketimiz ve parti hızla büyüyor.

İnsanlarımıza, özellikle partinin başındakilerine ne kadar çok ihtiyaç olsa da, 14 Şubat’ta iki, en kötü ihtimalle de bir delegeyi Moskova’ya göndermeye karar verdik. Ulaşabilmeyi başarabilecekler mi, başka bir soru. Zaman çok az. Eğer mümkün ise (Moskova’da) planlanmış toplantının yaklaşık iki hafta ertelenmesi önerilir. (Sözü edilen toplantı, Komünist Enternasyonal’in kuruluşuyla sonuçlanan konferanstır- çev.)

(...)

Tyszka

4 Şubat 1919

(L. Jogiches: Brief an V.I. Lenin, 4. Februer 1919, Die Weltpartei aus Moskau- Der Gründungskongress der Kommunistischen Internationale 1919, s. 20)