15 Mart 2019
Sayı: KB 2019/11

Seçimler ve diktatörün bataklığı
Açlık grevleri eylemi ve gerici-faşist kudurganlık
Bu düzen değişmedikçe emekçiler için bir çözüm yolu yok!
Ekonomi son çeyrekte yüzde 3 küçüldü
AKP’nin seçim hileleri
297 günün sonunda Flormar…
Kayseri: Sermaye için cennet, işçi için cehennem!
Sınıftan haberler...
Direnen Kale Kayış işçileri: Kararlıyız!
Karabağlar Spor Tesisleri’nde grev sürüyor
İkinci Enternasyonal: Çürümeden çöküşe - H. Fırat
Sınıf çalışmamızın sorun alanları
8 Mart’ta on binlerce kadın sokaklara çıktı
Dünyada 8 Mart’tan yansıyanlar
Cezayir’de halk sokaklarda
Verilecek oyumuz yok, sorulacak hesabımız var!
Gen tasarımı ya da zenginler için “üstün ırk” yaratmak!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Karabağlar Spor Tesisleri’nde grev sürüyor…

“Haklarımız için grevdeyiz”

 

DİSK’e bağlı Dev Turizm-İş Sendikası’nda örgütlenen, Karabağlar Belediyesi’ne bağlı Karabağlar Spor Tesisleri’nde çalışan 20 işçi 22 Şubat’ta greve çıktılar. Grev süreci üzerine sendika çalışanı ve işyeri temsilcisiyle konuştuk.

- Greve çıkma sürecine nasıl gelindi, anlatır mısınız?

Ahmet Süzük (Sendika çalışanı): Grev sürecini anlatmadan önce, Dev Turizm-İş Sendikası yeni kurulan bir sendika olduğu için ona kısaca değinmek istiyorum. Sınıf ve kitle sendikacılığını savunan DİSK 12 Eylül’de kapatıldığında, sendikacılar idamla yargılandılar, cezaevlerine kapatıldılar. Sınıf ve kitle sendikacılığını benimseyen ve eğitimini alan temsilciler de değişik örgütlere üye oldukları iddiasıyla işkencelerden geçirildiler, ezildiler.

Bir süre sonra DİSK açıldığında, o yöneticiler, o temsilciler yoktu. İşyerlerinde ağzı laf yapan, üç kağıtçı insanlar sendikaların başına çöreklendiler. Yine 12 Eylül sonrasında OLEYİS Sendikası açıldığında, olumsuz insanlar sendikanın başına geçtiler. Devasa bir zenginlikleri vardı, bunu erittiler ve DİSK’e aidat ödeyemez hale geldiler. DİSK’in ilkelerine uymadıkları için ihraç edileceklerini anlayınca bunlar hükümetin desteği ve operasyonuyla, o dönemde iddia o ki 6 trilyon gibi bir parayla Hak-İş’e transfer oldular.

Hak-İş’e gitmeyen sendikacılar ve işçiler bir boşlukta kaldılar. O dönem DİSK’in başkanı olan Süleyman Çelebi’den bu işkolunda sendika istediler. Süleyman Çelebi de o dönemde CHP’den aday adayı olduğu için, bekleyin dedi. Sonra aday olup seçilip gidince işçiler ortada kaldı. 12 Eylül döneminde kurulmuş Bağımsız Otomobil-İş, Çelik-İş gibi sendikaların Birleşik-Metal-İş’te birleşmesinde olduğu gibi, turizm işkolunda kurulmuş Tursan-İş’ten yönetici arkadaşlar da sonra OLEYİS’te birleşmişlerdi.

OLEYİS’in akıbetinin ardından bu arkadaşlar kendi olanaklarıyla Antalya merkezli bir sendika kuruyorlar, DİSK’in de onayını alarak. Gezi olaylarının sönümlenme dönemiydi. Bir dergi okuru tarafından bir arkadaşa öneri geliyor, Turizm-İş Ege Bölgesi’ni örgütleyecek bir temsilciye ihtiyaç var diye. Ben de arkadaşa teklif ettim, o da kabul etti. 3-4 yıl sendikayı parasızlıkla, dayanışmayla, yardımlarla ayakta tuttuk. Örgütlenme çalışmaları yaptık. Yetki alma aşamasında, işkolu tespit davaları açıldığında bir kısım üye Gıda-İş’e gitti, bir kısmı da Sosyal-İş’e gidince bizim gene emeğimiz boşa gitti. Sonra Celal Atik’te Sosyal-İş’ten bize geldiler, örgütlenmeye başladık. Akvaryum Kafe’yi uzun mahkemelerden sonra kabul ettirdik, güzel bir toplu sözleşme oldu. Konak’ta İzbel şirketi var, Sema başkanın yardımlarıyla örgütledik. Karabağlar Uğur Mumcu Sosyal Tesisleri’nde örgütlendik. CHP’li belediyelerin ‘emek dostuyuz’ diye seçilip de başkan olduktan sonra sendikaları istememeleri, ayak diremeleri, mahkemeleri uzatmaları işçilerin hakları adına 2-3 yıl kayıp demek oluyor.

Şimdi burada, ilk girdiğimizde sözleşme yapmıştık. Bu sözleşmede kaybettiğimiz kayıplarımızı geri almak istiyoruz. Ve belediye başkanı bir önceki sözleşmede yaptığı aynı taktiği uyguluyor, vermeyeceğini söylüyor.

- Geçen sözleşmede nasıl bir zam alındı?

A.S.: Çok az bir para, 350 TL kadar bir zam alındı. Sosyal haklar yok. İşçinin en çok istediği şey ulaşım kartı. İşçiler “Ben işe aç da gider gelirim ama yol paramın olması lazım” diyor. Buraya bir işçi arkadaşımızın kardeşi geliyor ve Mardin Belediyesi’nde çalışan bu kardeş buraya geldiğinde bile otobüsleri ücretsiz kullanıyor. Bizim arkadaş haklı olarak, “Ben İzmir Belediyesi’nde çalışıyorum, ulaşıma para ödüyorum” diyor. Yine sözleşme görüşmelerinde işveren aynı taktiği uyguluyor “Vermem, vermem, vermem” diyor. Bu tutuma karşı işçiler teklif edilenleri kabul etmediler, olmazsa olmazımız ulaşım kartı.

Buraya sendika girmeden önce işçiler 12-13 saat çalıştırılıyorlarmış ve mesai ücreti verilmiyormuş.  Biz örgütlendikten sonra ücretsiz mesai yaptıramayacaklarını söyledik. Buna rağmen işçilere 7 ay daha mesai yaptırdılar ve paralarını ödemediler. İşçi arkadaşlarımızın geriye dönük 3.500-4.500 TL’lik mesai alacakları var. Gidip konuştuğumuzda başkan, “haklarıysa alacaklar” diyor ama bir türlü ödemeye karar vermiyorlar.

Şimdi işçi arkadaşlarımızın iki tane olmazsa olmazı var. Birincisi ulaşım kartı, ikincisi geriye dönük mesai alacakları, ondan sonra da diğer sosyal haklar.

Bugüne kadar buraya sendikalardan toplu desteğe gelen olmadı. DİSK işçinin hakkına sahip çıkmak yerine CHP’nin peşinde seçim çalışması yürütüyor. Bu, sendikaların geldiği durumu gösteriyor. Sınıf sendikacılığı lafla bol keseden atılıyor.

- Sözleşme sürecine nasıl gelindi? Anlaşma sağlanamayan noktalar nelerdi ve bundan sonraki planlamalarınız neler?

Sadullah Özmen (Karabağlar Belediye işçisi, sendika temsilcisi): İsmim Sadullah Özmen, burada çalışıyorum ve şube yönetimindeyim. 28 Ağustos’tan itibaren sözleşme görüşmeleri başladı. Toplantılar yapmaya başladık. İlk önce işverenin yaklaşımı çok kötü oldu. Sadece %15 zam vereceğini söyledi. Bizim ücretlerimiz zaten asgari ücretin altına düşmüş vaziyette. Bizim zam talebimiz ise %26 idi. Onların önerdiği zammı biz kesinlikle kabul etmedik. Özellikle istediğimiz, sosyal yardımlardı. Ayrıca ulaşım kartları istiyorduk, hiçbir şekilde bu isteğimizi kabul etmediler. Hatta her oturumda görmezden geliyorlar. Greve çıkma sebeplerimizden biri buydu.

- Sizin talepleriniz neydi?

S.Ö.: Biz enflasyon zammı oranında, %26 zam istiyoruz. İkramiye, aile yardımı ve ulaşım kartı istiyoruz. Tüm belediye işçileri ulaşım kartlarından yararlanırken bizde o da yok. Bizim taleplerimizi göz ardı ettikleri için grev kararı aldık ve 22 Şubat’tan itibaren greve çıktık. Bugün 14. günündeyiz, direnmeye devam ediyoruz.

- Çalışma koşullarınız nasıl?

S.Ö.: 8 saatlik vardiyalar halinde çalışıyoruz. Geriye dönük alacaklarımız var. Bu mesai paralarımızı 22 aydır ödemiyorlar. ‘Bugün yarın ödeyeceğiz’ dediler ödemediler. Bir de alacaklarımızın nerdeyse yarısını teklif ettiler, onu da kabul etmedik.

Kızıl Bayrak / İzmir