22 Mart 2019
Sayı: KB 2019/12

Çözümsüzlük ve çıkış yolu
Kriz karşıtı mücadeleyi büyütelim!
Seçim malzemesi yapılan katliamlar
Savaşın 8. yılında Suriye: Halk için yıkım devam ediyor
Marmaray ve tren “kazaları”
“Sınıfa karşı sınıf!”
Sendika ağaları, korkunun ecele faydası yok!
“Sandık”larından güçlüyüz!
Emek cephesinin sırtını yere sermek istiyorlar
Bir yılda 1 milyon yeni işsiz
Komünist Enternasyonal için olgunlaşan koşullar - H. Fırat
Macar Devrimi’nin 100. yılı...
Kapitalizm dinci ve ırkçı terörün kaynağıdır!
AB emperyalizmi ve yeni sömürgecilik
2019 8 Mart’ı geride kalırken…
Gençlik hareketi olarak iklim grevi ve Türkiye
Kendi keyfinde
ESKON şirketinin işçi sömürüsü
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Gençlik hareketi olarak iklim grevi ve Türkiye

 

Gençliğin iklim grevi hareketi dünyanın dört bir yanına yayıldı. Son olarak 15 Mart’ta 125 ülkede 2.083 farklı eylem gerçekleşti. 1,4 milyona yakın lise ve üniversite öğrencisinin bu eylemlere katıldığı belirtiliyor.

Öğrencilerin dünya geneline yayılan iklim grevi, 15 yaşındaki İsveçli öğrenci Greta Thunberg’in geçen yıl Ağustos ayında İsveç Parlamentosu önünde her Cuma günü tek başına yaptığı protestoyla başlamıştı. “Friydays For Future” hareketi, çok geçmeden ailelerin ve bilim insanlarının oluşturduğu organizasyonlar tarafından da desteklenmeye başlandı.

Kapitalizm insanlığı ve doğayı yıkıma sürüklüyor. Buna dair kaygı duyan çocuk ve gençler duyarlılığı yaymak için eyleme geçtiler. Bu, dünyanın her yerine yayılan bir eylem ve hareket dalgasına yol açtı. Dünya çapında gelişen süreç ve tepkisellik gençlik hareketinin yükseliş potansiyelini göstermektedir. Hareketin kendi içinde sınırları olmasına rağmen kapitalizm karşıtlığına evrilme olasılığı yüksektir. Kapitalist tekeller ve iktidarlar “iklim grevinin” kendi sınırları dışına taşmasını engellemek için, suni destekler sunuyorlar. Gerçekte eylemin altını boşaltmak, gerçek sorumluları gizlemek için egemenlerin kullandığı bir yöntem bu. Greta’ya verilmesi düşünülen Nobel ödülü de bu seremoninin bir parçası sayılır.

***

Türkiye’de ise sınırlı sayıda eylem gerçekleştirildi. İstanbul’da Atlas isimli genç, Bebek Parkı’nda, Ayvalık’ta Ege isimli genç sokakta, TED Koleji’nin ilkokul öğrencileri ise İzmir’de iklim grevine destek verdiler. Bütün sınırlarına rağmen dünyada gelişen sürece Türkiye’den yapılan katkı şimdilik yetersiz, fakat önemlidir. Türkiye’de henüz bir “orta sınıf” duyarlılığını aşamayan eylemler, dünya çapında gelişen gençlik hareketinin bugünkü ilk göstergeleridir. Bu yanıyla gençliğin politik öznelerinin müdahale etmesi, sürüklemesi ve örgütlemesi önemli bir sorumluluk olarak önümüzde duruyor. Çevre sorunu kapsamında bir duyarlılığın gençliğin yaşadığı genel sorunlarla birleştirilmesi, dünya çapındaki hareket ile birlikte geniş gençlik kesimlerinin eyleme geçmesini sağlayabilir.

Türkiye açısından dünyada yaşanan süreç aynı şekilde gerçekleşmeyebilir elbette. Yaşanan özgün koşullar, siyasal olarak içerisinde bulunulan tablo, gençlik hareketinin ve toplumsal muhalefetin içinde olduğu durum Türkiye’de yaşanan eylemlerin sınırlarını belirlemiştir. Ancak bu sınırlar bir olgu olarak önümüzde durmaktadır, gerekçe olarak değil.

Dünyada “iklim grevi” gençlik hareketi olarak öne çıksa da çevre sorununa karşı yoğun bir duyarlılık söz konusudur. Geçtiğimiz Ocak ayında ABD’de “İklim için ayağa kalk!” çağrısı ile binler bir araya geldi. Fransa’da Ekolojik ve Dayanışma Geçişi Bakanı’nı istifa ettirdi kitleler. Belçika’da, Danimarka’da kitlesel eylemler gerçekleştirildi. İsviçre’de emekçiler çevre eylemlerini emeklilik meselesi ile birleştirdiler. Bu tablo güçlü bir toplumsal muhalefetin sahiplendiği çevre sorununa gençlik hareketinin gösterdiği duyarlılık sayesinde ortaya çıktı. Greta yaktığı kıvılcım ile dünyada bir hareketi ateşlemiştir. Önümüzdeki süreçte ülkemizde de gençliği harekete geçirecek süreçler yaşanacaktır.

Ne yapmalı?

* İklim grevinin sesini her yere taşımalıyız. Dünyayı yok eden kapitalist tekelleri teşhir ederek, “İklimi değil sistemi değiştir!” çağrısını yükseltmeliyiz.

* Hareketi, muhtevasını, yaygınlığını anlatan toplantılarla dünya çapında yapılacak “iklim grevine” hazırlanmalıyız. Bu konuda duyarlı olan kişi ve kurumları yan yana getirerek çağrı yapabilmeliyiz.

* Gelişebilecek süreçte var olan sınırlarımıza takılmadan, eylem çağrıları yapabilmeliyiz. İnisiyatif ve cüret bu yanıyla önemlidir. Greta’nın, bu sorunu tek başına gündemleştirebildiğini unutmayalım.

* Çevre sorununun kaynağı olan kapitalizmi sürekli biçimde teşhir etmeliyiz. Küresel dönüşümün en önemli sebeplerinden biri, fosil yakıtların karbondioksit salınımıdır ve sanayi atıklarının da doğaya atılması sorunu iyice ağırlaştırmaktadır.

* Kapitalizmin etkin teşhiri, bu yanıyla devletlerin ve iktidarın ikiyüzlü politikalarının su yüzüne çıkması, kitlelerin politikleşmesi açısından önem taşımaktadır.

* “İklim grevi” şimdilik sınırları çevre duyarlılığı olarak öne çıksa da dünyada ve Türkiye’de gelişen süreç bunun ötesine taşabileceğini göstermektedir.

G. Umut

 

 

 

 

Düzen partilerine oy yok!

Tek yol devrim!

 

31 Mart yerel seçimlerine az bir süre kaldı. Her yerde seçim curcunası var. Liselileri zorunlu tutarak seçim mitinglerine götürdüler. Okul yurtlarını parti çalışanlarına konaklama yeri yaptılar. Her şey düzenin çarkı tıkır tıkır işlesin diye. Gericisi, din istismarcısı, sözde laiki, milliyetçisi herkes haramilerin saltanatı devam etsin diye çalışıyor.

Onlar vaatlerini sunadursunlar, bizler oğluna okul pantolonu alamadığı için intihar eden İsmail Devrim’i unutmadık. Paralı eğitim yüzünden okul harçlığını çıkarmak için birçoğumuz çalışmak zorunda kalıyoruz. Çalıştığı işyerine giderken yaşamını yitiren 16 yaşındaki Zinnur Tomay’ı unutmadık. Antalya’da mevsimlik işçi olarak ailesiyle çalışmak zorunda kalan ve yaşamını yitiren Berivan Karakeçili’yi unutmadık. 2018’in ilk 10 ayında 62 çocuk işçinin katledildiğini unutmadık.

Çocuk işçilikle mücadele yılı” ilan edip, fabrikada, atölyede 2 milyonu aşkın çocuk işçi yaratanlar bizlerden oy istiyorlar. Okulda, sokakta, stajda her gün gençler tacize-tecavüze uğruyor. Tecavüzcüler yasalarla korunuyor, bir bir aklanıyorlar. Tecavüze uğrayanlar ise tecavüzcüleriyle evlendirilmeye çalışılıyor.

Gençlik seçimini yaptı!

Geleceğimizi çalan, bizleri sömürü çarklarının içerisine hapsedenler, daha fazla sömürü, daha fazla gericilik için onları oylamamızı istiyor. Bizler bu düzen tarafından henüz katledilmeyen çocuklar olarak sesleniyoruz.

Bizden oy isteyenlerin elinde sıra arkadaşlarımızın kanı var, milyonlarca gencin çalınan geleceğinden sorumlulardır.

Bizlerden oy isteyenlerin ellerinde işçilerin, emekçilerin, ezilen halkların kanı var. Emperyalist savaşlarda katledilen çocukların sorumlularıdır, bizden oy isteyenler. Bizlerden oy isteyenler bir sınıf olarak zenginliklerine zenginlik katarlarken, biz işçi-emekçi aileler ise daha fazla yoksullaşıyoruz. Verdiğimiz her oy bu düzenin onaylanması demek oluyor. Bu düzen bizlere sömürü ve geleceksizlikten başka bir şey vaat etmiyor.

Bizlerin geleceği kurdukları yalan vaatlerle dolu seçim sandıklarına sığmaz. Geleceğimiz kendi ellerimizde. Dünyanın her tarafında gençlik sokakta, iklim için, insanca yaşanabilir bir dünya için, eğitim politikalarına karşı okul grevinden sokak eylemlerine tarafını seçiyor ve mücadeleyi yükseltiyor. Bizler de burjuvazinin sunduğu seçimi değil kendi seçimimizi yapıyoruz. Bu düzen karşısında devrimi seçiyoruz.

Geleceğimize sahip çıkmak için, karanlığa karşı liselilerin sesini yükseltmek için, mücadeleyi büyütmeye çağıyoruz.

Düzen partilerine oy verme, hesap sor! Baskının sömürünün karşısında tek yol devrim!

Devrimci Liseliler Birliği