29 Mart 2019
Sayı: KB 2019/13

Seçim oyunu hiçbir sorunu çözmeyecek…
Sosyalizme varmayan her yol çıkmaz sokaktır!
2019 yerel seçimleri ve kadınlar
“Feda eylemleri sessizliği parçalamayı hedefliyor”
Haklarımız ve geleceğimiz için ‘Sınıfa Karşı Sınıf Kurultayı’nı örgütlüyoruz!
Rant kapısı belediyeler borç batağında
Flormar Direnişi: 297 günden kalanlar...
MİB MYK Mart 2019 toplantısı sonuç metni
DEV TEKSTİL GMYK toplantısı sonuç metni
Trakya’daki işçilerden seçimlere dair…
Komünist Enternasyonal’in 100. yılı...İlk yıllar, ilk sorunlar - H. Fırat
Macar Sovyet Cumhuriyeti neden yenildi?
Ortadoğu’da yeni dengeler - E. Bahri
Emperyalist haydutluk örneği ve Golan tepeleri
Gerici kuşatmanın hedefinde kadın hak ve özgürlükleri var!
Ezilenlerin sesi Sabahattin Ali
Metal Fırtına’dan öyküler - III
On’ların kavgası sürüyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sosyalizme varmayan her yol çıkmaz sokaktır!

 

Her türlü hakkın yasaklarla engellendiği bu düzende bir tek seçimler serbest. Sömürü düzenlerine seçim sandıklarıyla meşruluk kazandırmak istiyorlar. Genelinden yereline her seçim öncesi hep aynı hayaller, hep aynı yalanlar... Tüm seçimlerde sözde seçenekler, kurtarıcı adaylar sunuluyor. İsimleri ayrı, amaçları aynı partiler şahsında sömürünün, tüm eşitsizliklerin, adaletsizliklerin kaynağı olan bu kapitalist sisteme oy isteniyor.

Kavgaları sahte, çirkeflikleri gerçek... Vaatleri yalan, zenginlikleri gerçek… “Filler tepişirken çimenler eziliyor” sadece. Onların hepsi bu düzenin bekasını koruyor. Her defasında “bu son dönemeç!” deniyor. Ama kapitalist sistemin labirentinde seçim yolları hep aynı yere çıkıyor. Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu kölelik düzeni sürsün istiyorlar.

Seçimleri demokrasinin bir göstergesi olarak sunup, diyorlar ki; “size kendimizi seçtirme özgürlüğü verdik, lütfedip önünüze sandıklar kurduk, daha ne istiyorsunuz?”

Bu düzene sığmayacak kadar çok şey istiyoruz!

Evet, çok şey istiyoruz! Onların asla vermeyecekleri şeyleri, gerçekleşmesini asla istemedikleri şeyleri istiyoruz. Çünkü onların düzenlerine, ayrıcalıklarına, zenginliklerine, çalıp çırpmalarına, toplumsal eşitsizliğe, bizi birbirimize kırdırmalarına artık son vermek istiyoruz. Çünkü sadece iki seçenek var. Ya sermaye sınıfının çıkarlarını ya da işçi sınıfının çıkarlarını savunmak dışında başka bir yol yok.

Cefasını bizim çektiğimiz, sefasını onların sürdüğü bu haksız düzeni yıkmak istiyoruz. Onların kâbuslarını, yoksulların hayallerini gerçekleştirmek istiyoruz. “Seçim-sandık” tuzaklarını ancak devrimle alt edebileceğimizi biliyoruz. Bu karanlık labirentten ancak böyle çıkabilir, bizleri sömüren asalaklardan ancak böyle kurtulabiliriz.

Evet, çok şey istiyoruz! Hakkımız olanı istiyoruz! Ürettiğimizin, toprağa ektiğimizin karşılığını istiyoruz. Küçük bir azınlığı zengin, çoğunluğu yoksul yapacak kadar değil, herkesin insanca yaşamasına yetecek kadar!

Kimsenin hakkı kimsede kalmayacak kadar eşit, herkese yetecek kadar çok! Suyun fazlasını dere yataklarında, madenlerin fazlasını toprağın altında bırakacağız. Doğaya da yer bırakacağız, yeşile de, havyana da! Tüm canlılara yetecek kadar çok şey istiyoruz.

İstiyoruz ki herkesin nitelikli sağlık, bilimsel eğitim ve barınma hakkı olsun, kimse aç açıkta kalmasın. Ne kıtlık ne lüks tüketim olsun, herkes çalışsın, insanca bir yaşamı olsun.

İstiyoruz ki çalışmak bir eziyet olmaktan çıksın, yaşamın doğal bir gereksinmesi olsun. Daha az ama daha verimli çalışalım, sanata da spora da vaktimiz olsun. Her türden ayrımcılık son bulsun, farklılıklar zenginliğimiz olsun. Ne ulus ne cinsiyet farklılığı ayrıcalık olsun.

İstiyoruz ki engellinin hayatı kolay, yaşlının ise güvencesi olsun. Çocuklar ne işçi ne gelin olsun! Çocuklar çocuk olarak kalsın, ne erken ölsün ne yoksul büyüsün.

İstiyoruz ki emperyalist kölelik son bulsun, halklar kardeş olsun. Toplumsal adalet yerini bulsun, geçmişin tüm acılarının hesabı sorulsun.

İstiyoruz ki sosyalizm olsun! Çünkü işçi sınıfının milliyeti, inancı farklı olsa da yolu aynıdır, çıkarları ve geleceği ortaktır. Üretirken yönetmek, yönetirken eşitçe paylaşmak ancak sosyalizmle mümkündür.

Nasıl mı yapacağız?

Toplumsal bir devrimle bizi mülksüzleştirenleri mülksüzleştireceğiz! Bizden çaldıklarını geri alacağız! Fabrikalar, tarlalar üzerindeki özel mülkiyeti kaldırıp, bunları toplumsal mülkiyete dönüştüreceğiz.

Üretimi kâr amaçlı değil, tüm toplumun çıkarı ve refahı için planlayacak, en temel ihtiyaçlarımızı kamu fonlarından karşılayacağız. İşte o zaman ne işsizlik ne kriz derdimiz ne de yoksulluk olacak. İşte bu yüzden tutulacak tek yol devrim yoludur.

Kurtuluşumuz sosyalizmdedir. Sömürü çarkları kırılmadan kölelik son bulmaz. Sömürü ve zulüm düzeninin adı olan kapitalist sistem içinde aranan her çözüm bir aldatmacadır. Çünkü sosyalizme varmayan her yol çıkmaz sokaktır!

 

 

 

 

MLKP Rojava Temsilcisi Bayram Namaz şehit düştü

 

Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) Rojava Temsilcisi Bayram Namaz’ın (Baran Serhat) 23 Mart sabahı TSK ve desteklediği çetelerin saldırısında şehit düştüğü öğrenildi.

MLKP Merkez Komitesi tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamada, MLKP kurucu üyesi olan Namaz’ın 1990-2006 tarihleri arasında sayısız kez işkenceli tutsaklıklar ve gözaltılar yaşadığı aktarılarak MLKP İstanbul İl Komitesi Üyesi, Adana İl Komitesi Sekreteri, İstanbul İl Komitesi Sekreteri, Kuzey Kürdistan Örgütü Sekreteri, Rojava Temsilcisi, Kürdistan Örgütü Üyesi, Merkez Komitesi Üyesi ve Merkez Komitesi Yürütme Kurulu Üyesi olarak sorumluluklar üstlendiği belirtildi. Namaz’ın Temmuz 2014’ten itibaren Rojava’da IŞİD’e karşı savaştığı kaydedildi.