12 Nisan 2019
Sayı: KB 2019/15

Güçlü ve kitlesel bir 1 Mayıs için!..
AKP’nin seçim oyunu
“AKP’nin geriletilmesi” politikasının bilançosu
ABD, işbirlikçi AKP-saray rejimine ayar çekiyor
“Reform” saldırıları ve emperyalist kölelik
Üretimde daralma, işsizlikte tırmanma…
Krizin faturasına, sömürüye, baskıya ve savaşa karşı 1 Mayıs’ta alanlara!
Birleşik, kitlesel ve devrimci bir 1 Mayıs için çağrımızdır!
TÜPRAŞ işçisi: Eylemlerimiz işçi sınıfı için kıvılcım olabilir!
Komünist Enternasyonal’in 100. yılı... Geri çekilme içinde gerileme: Birleşik İşçi Cephesi ve “İşçi Hükümeti” - H. Fırat
TKİP VI. Kongresi Belgeleri... Sınıf hareketinin son yirmi yılı üzerine
Sudan’da dinci diktatör köşeye sıkıştı!
Libya’da savaşın yeni perdesi
İÜ-Cerrahpaşa TBMYO’da gerçekleşen faşist saldırıya dair
Müşteri değil öğrenciyiz, krizin faturasını ödemiyoruz!
“Tacizci, tecavüzcü hoca istemiyoruz!”
Trakya’dan 1 Mayıs çağrıları...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

AKP’nin seçim oyunu

 

Seçim sonrasında başta İstanbul ve Ankara olmak üzere pek çok yerde AKP, seçim sonuçlarına itiraz etti. Özellikle İstanbul’da oyları tekrar tekrar saydırdı. Aynı şekilde MHP de HDP’nin kazandığı Kars ve Iğdır’da seçimlere itiraz etti. Seçimlerin öncesinde en demokratik seçimlerin Türkiye’de yapıldığını, seçimlere asla gölge düşürülemeyeceğini iddia edenlerin bu yaptıkları, sadece kendi tutarsızlıklarını daha görünür kılıyor. Bu, aynı zamanda mevcut düzende seçimlerin güç sahipleri tarafından nasıl kullanıldığının da çarpıcı bir örneğidir.

Saymakla sonucu değiştiremeyen AKP’nin İstanbul seçimlerini tekrarlamak için başvurması şaşırtıcı değil elbette. Zira Tayyip Erdoğan, 7 Haziran 2015 seçimlerini de yok saymış, arkasından yeni bir seçim yaptırmıştı.

Bu düzende seçimlerin demokratik olmasını beklemek zaten saflık olur. Ancak seçim sistemini anti demokratik zemine oturtan, her türlü hile ve algı operasyonuyla seçimleri lehlerine çevirmeye çalışanların bundan şikâyet etmeleri sadece trajikomik bir durumdur. Son olarak Büyükçekmece’de polisler seferber edilmiş, kapı kapı seçmen kontrolü yapılmaktadır. Ayrıca kimi sandık görevlileri hakkında da soruşturmalar açılmaktadır.

Oysa seçimlerden önce şimdi şikayet konusu yaptıklarına, AKP’nin herhangi bir itirazı söz konusu değildir. Günlerdir milyonlarca insan AKP’nin itirazlarını duymakta, defalarca yenilenen sayımları izlemektedir. Bu seçim düzeneğini onlar kurmuşlar ancak istediklerini elde edemeyince şikayetçi olmuşlardır. Seçim sistemi elbette adil değildir. Fakat iktidar sahipleri kazanmak için kurdukları sisteme rağmen kazanamamış olmanın verdiği hırsla kaybetmenin intikamını almaktadırlar.

İstanbul’da Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasındaki oy farkını dillendirenler, kendi kazandıkları yerlerdeki oy farkının çok daha az olduğunu çok iyi biliyorlar şüphesiz. Onlar bu tür yerlerde zafer nidaları atarken, çeşitli il ve ilçelerde kazanan muhaliflere mazbataları bile verilmiyor.

YSK’sı, AA’sı, yandaş medyası ile Erdoğan ve Bahçeli’nin Cumhur İttifakı; Türkiye’de gelmiş geçmiş en tartışmalı seçimlerden birine imza atmıştır. Öyle ki kendilerine muhalefet edenlere karşı propagandalarında hiçbir ölçü tanımıyorlar. Yeni Şafak gazetesi yazarı İbrahim Karagül, 2 Nisan’daki sosyal medya paylaşımında İstanbul’da seçimlerin yeniden yapılmasını önerirken, “Çünkü: 31 Mart’ta Türkiye’ye, seçimler üzerinden, açık bir darbe yapıldı. Bu, seçim hilesi ve yolsuzluk değil, çokuluslu müdahaledir. Operasyon FETÖ ve kripto PKK’liler üzerinden yürütüldü. Ama arkasındaki akıl, 15 Temmuz aklıdır” dedi. Star gazetesi, 3 Nisan’da “Sandıkta darbeyi kim örgütledi” manşeti attı.

Bundan önceki seçimlerde muhalefetin yaptığı itirazları sürekli reddeden YSK, bu kez farklı davrandı. 2014’teki yerel seçimlerde Mansur Yavaş’ın Ankara’yı 32 bin oy farkla kaybetmesi üzerine CHP oyların yeniden sayılmasını talep etmiş, YSK ise “somut delil ve yeterli gerekçe yok” diyerek bunu reddetmişti. Ankara’da 140 bin geçersiz oy varken oyların yeniden sayılmasını kabul etmeyen YSK, bu kez oyların sayılmasına karar verdi. Aynı YSK 16 Nisan referandumunda verdiği kararla da mühürsüz oyları geçerli saymıştı. YSK vasıtasıyla en büyük haksızlıklardan biri ise HDP’ye yapıldı. YSK, bu seçimlerde AKP lehine aldığı yeniden sayım kararlarını uygularken, HDP’nin benzer başvurularını geri çevirdi. AKP’nin çok az bir farkla kazandığı Muş, Malazgirt, Dargeçit, Tatvan, Viranşehir, Mersin Akdeniz, Şemdinli vb. yerlerde oyların yeniden sayılması talepleri reddedildi.

Burada sıraladığımız tutarsızlıklardan, hilelerden çok daha fazlası günlerdir konuşuluyor, yazılıyor. AKP’nin çirkefliği bir kez daha en bayağı haliyle görünür olmuştur. Ama hâlâ tartışma zemini seçim olmaktadır. İşçi ve emekçilere çözüm adresi olarak hâlâ sandıklar işaret edilmektedir. Çürümüş düzen ve devlet gerçeği AKP tarafından bir kez daha tüm açıklığıyla gösterilmişken, işçi ve emekçilerde hâlâ adil bir seçim sisteminin olabilirliği yanılgısı yaratılmak istenmektedir. Ancak iktidar aygıtını elinde tutanların yapabileceği keyfiliklerin neler olabileceğini 7 Haziran, referandum ve son olarak 31 Mart seçimleri tüm açıklığıyla sergilemiştir.

AKP’nin iktidarını koruma hileleri şaşırtıcı değildir. Anlaşılmaz olan, tüm tarihsel deneyimlere rağmen bu sömürü düzeninde gerçek anlamda bir demokratik seçim yapılabileceğine inananlardır. Emekçileri buna inandırmaya çalışanlar ise seçim hilelerinin figüranlığını yapıyorlar yalnızca.

 

 

 

 

Albayrak ve Kalyon grupları,
İBB ihaleleriyle büyüdü

 

AKP iktidarının İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) seçim sonuçlarına bu kadar itirazının gerisinde büyük bir rant kapısının kapanacak olması yatıyor. 34,8 milyar TL’lik bütçesi ve şirketlerinin 24 milyar TL’lik cirosuyla İBB, yandaş şirketlerin en büyük gelir kaynaklarından biri konumunda.

Albayrak Grubu’nun İBB’den aldığı ihalelerde, İSKİ ve İGDAŞ’ın sayaç okuma hizmetleri, İBB’nin araç kiralama işleri, metro ihaleleri, atık toplama, İETT’nin motor yenileme fabrikasının, Kiptaş Genel Müdürlüğü’nün ve toplu konut inşaatları göze çarpıyor.

İstanbul 3. havalimanının yüzde 40 hissesinin sahibi Kalyon Grubu da İBB’den aldığı rantta Albayraklar’dan geri kalmıyor. Dünyada en fazla kamu ihalesi alan 10 şirket arasına giren Kalyon Grubu’nun aldığı ihalelerden öne çıkanlar şu şekilde: 9 milyar TL’lik Melen projesinde İsale Hattı, 849 milyon TL’lik Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro Hattı, 52 milyon TL’lik Taksim Altgeçit ve Meydan projesi.

Seçim sonuçları belirsizliği sürerken, yatırım için 16,5 milyar TL’lik bütçe ayıran İBB’nin, diğer yandan yeni ihalelere çıktığı ortaya çıktı.

CHP milletvekili Gürsel Tekin şu bilgileri paylaştı:

Sadece [3 Nisan] çarşamba gününe kadar 5 ihale açıldı. En dikkat çekenlerden birisi de 15 Nisan’da 400 adet cep telefonu alımı için yapılacak.”