12 Nisan 2019
Sayı: KB 2019/15

Güçlü ve kitlesel bir 1 Mayıs için!..
AKP’nin seçim oyunu
“AKP’nin geriletilmesi” politikasının bilançosu
ABD, işbirlikçi AKP-saray rejimine ayar çekiyor
“Reform” saldırıları ve emperyalist kölelik
Üretimde daralma, işsizlikte tırmanma…
Krizin faturasına, sömürüye, baskıya ve savaşa karşı 1 Mayıs’ta alanlara!
Birleşik, kitlesel ve devrimci bir 1 Mayıs için çağrımızdır!
TÜPRAŞ işçisi: Eylemlerimiz işçi sınıfı için kıvılcım olabilir!
Komünist Enternasyonal’in 100. yılı... Geri çekilme içinde gerileme: Birleşik İşçi Cephesi ve “İşçi Hükümeti” - H. Fırat
TKİP VI. Kongresi Belgeleri... Sınıf hareketinin son yirmi yılı üzerine
Sudan’da dinci diktatör köşeye sıkıştı!
Libya’da savaşın yeni perdesi
İÜ-Cerrahpaşa TBMYO’da gerçekleşen faşist saldırıya dair
Müşteri değil öğrenciyiz, krizin faturasını ödemiyoruz!
“Tacizci, tecavüzcü hoca istemiyoruz!”
Trakya’dan 1 Mayıs çağrıları...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

ABD, işbirlikçi AKP-saray rejimine ayar çekiyor

 

AKP-saray rejimi dış politikayı iç politikada prim yapmanın bir aracı olarak kullandı. Zaman zaman Erdoğan emperyalist efendilerine sözde “kafa tutma”da ölçüyü iyice kaçırdı. Tribünlere vaaz verirken ABD’yi ya da AB’yi “azarlayan” AKP şefi, bu hitaplarıyla olmadık sıkıntılara yol açtı.

Sarayın görevlileri lobi faaliyetlerinde milyonlarca dolar harcayarak büyük şefin devirdiği çamları toplamaya çalıştılar. Atılan nutukların iç politika için gerekli olduğuna ikna etmeye, AKP-saray rejiminin Washington’daki efendilerine sonuna kadar sadık kalacağı güvencesi vermeye çalıştılar.

Durumun farkında olsalar da, Tayyip’in nutukları efendilerini rahatsız ediyordu. Buna rağmen dinci dikta rejiminden desteklerini esirgemediler, yakın döneme kadar tahammül ettiler. ABD ile Rusya arasındaki nüfuz mücadelelerinin açtığı alanda oyunlar çeviren saray rejiminin Rusya ile geliştirdiği ilişkiler, son dönemde Washington’daki efendileri ciddi şekilde rahatsız etmeye başladı. İçi boş nutuklar kısa sürede unutulabilirdi ama NATO’nun “düşman” kategorisinde gördüğü Rusya ile silah anlaşmaları imzalanması kabul edilecek şey değildi!

Yerel seçimlerinin ardından Washington’dan yapılan açıklamalar, bu gidişata dur deme eğiliminin ağırlık kazanmaya başladığına işaret ediyor. Ankara’daki işbirlikçilere bu alanda denizin tükendiğini hatırlatan emperyalist şefler, “artık kendinize çekidüzen verin” ültimatomu çekerek yeni bir süreci başlatmış görünüyorlar.

Seçim öncesinde AKP-saray rejimini rahat bırakan ABD, “ikili oynama” politikasına son verme zamanının geldiğini hatırlatan açıklamalar yapıyor. Tek sorun bu olmasa da, Trump yönetimi öncelikle S-400 alımının iptal edilmesini istiyor. Geçen hafta gerçekleşen NATO toplantısı ve sonrasında yapılan açıklamalar, meselenin ciddiyetini ortaya koydu.

Saray rejiminin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun S-400 konusunda “iş bitti, geri adım atmayacağız” açıklamasına anında sert bir yanıt geldi. Konuyla ilgili açıklamayı yapan ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, “Türkiye’nin S-400 alımı NATO’ya çok büyük risk arz ediyor. Eğer Türkiye S-400 alımına devam ederse F-35 programından çıkarılma riskiyle karşı karşıya kalır. Türkiye mutlaka bir seçim yapmalı. Dünya tarihindeki en güçlü askeri ittifakın kritik bir ortağı olarak mı kalmak istiyor yoksa ittifakımızın altını oyan düşüncesiz kararlar alarak bu ortaklığın güvenliğini riske mi atmak istiyor, tercih yapmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Yerel seçim hezimetinin ardından ABD’den gelen bu ültimatom, AKP şeflerinin uykularını kaçırmış olmalı. Aynı anda iki ipte cambazlık yapmaya kalkışan saray rejimi, hesap vermenin eşiğine gelmiş bulunuyor. S-400 alımında gösterilen ısrarın emperyalist efendileri fazlasıyla hiddetlendirdiği açık.

Ekonomik krizle sarsılan AKP-saray rejiminin Washington’dan gelen ültimatomlar karşısında kuyruğunu kısmak dışında bir seçeneği bulunmuyor. Seçim hezimeti işini ayrıca zorlaştırıyor. Ekonomi kriz koşullarında 450 milyar dolarlık borç batağından nasıl çıkacağını bilmeyen amerikancı rejim, her zamankinden daha çok efendilerine gebe hale geldi.

Bu arada dinci-gerici iktidarı sarsan başka gelişmeler de var. İdlib’de bulunan saray rejimi himayesindeki El Kaide artıklarına karşı operasyon hazırlıkları sürerken, Libya ve Sudan’daki AKP işbirlikçilerini zora sokan gelişmeler yaşanıyor. Libya’da Fayiz es-Serrac hükümeti için ölüm çanlarının çaldığı, Sudan’da dinci diktatör Ömer el Beşir’in tarihin çöplüğünü boylamak üzere olduğu haberleri geliyor.

***

Emekçiler, ekonomik krizle sarsılan, seçim hezimeti yaşayan, işbirlikçileri güç kaybeden, efendilerinden “iki ipte cambazlık yapmaya son ver” ültimatomu alan bir rejim gerçeği ile karşı karşıyalar. Bu sorunlar yumağı büyük bir fatura demektir. Sermayenin demir yumruğu olan dinci-faşist rejim tüm yükü işçi sınıfı ve emekçilerin sırtına yıkacaktır. Yakında seçim oyunu da olmadığına göre, her zamankinden daha hoyrat bir şekilde emekçilere yüklenecektir. Bu saldırıyı durdurmanın tek yolu, işçi sınıfı ve emekçilerin AKP-saray rejimine karşı kitlesel, örgütlü ve birleşik direnişidir!

 

 

 

 

Tecrite karşı açlık grevleri ve dayanışma

 

Abdullah Öcalan üzerindeki tecrite karşı açlık grevleri içeride ve dışarda sürüyor. 7 binden fazla tutsak tecritin son bulması için açlık grevine devam ederken, HDP Hakkari Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in açlık grevi 160’lı günlere ulaştı. Tecrite karşı mücadele dışarıda da dayanışma eylemleriyle yükseltiliyor.

6 Nisan’da 17 ilden 287 sivil toplumu kuruluşu, “Yaşam hakkını savunuyoruz” şiarıyla Diyarbakır’da açıklama yaptı. Açlık grevindekilerin durumunun kritik aşamayı geçtiğine dikkat çekilen açıklamada, “Geç olmadan iktidarı sorunu çözmeye davet ediyoruz” dendi.

HDP İstanbul İl Örgütü, 7 Nisan’da Şişli’de eylem yaptı. Tutsak yakınlarının da söz aldığı eylemde, açlık grevlerinin talebinin “devletin kendi yasalarına uyma çağrısı” olduğu vurgulandı, devlet yetkilileri derhal harekete geçmeye çağrıldı.

Tutsak aileleri 9 Nisan’da, Gebze M Tipi Kadın Kapalı Hapishanesi’nde tutuklu bulunan yakınları ile gerçekleştirdikleri açık görüş sonrası hapishane önünde nöbet eylemine başladı. Aileler polisin gözaltı saldırısıyla karşılaşsa da ertesi gün de oturma eylemlerini sürdürdü.

Elazığ’da feda eylemi

Elazığ Hapishanesi’nde tutuklu 22 yaşındaki Mahsum Pamay, tecriti protesto amacıyla 5 Nisan’da feda eylemi yaptı. Tecrite karşı feda eylemi yapan yedinci tutsak olan Pamay’ın cenazesi, ertesi gün Şırnak Cizre’de toprağa verildi. Pamay’ı uğurlama töreni polisin ablukası ve engelleri altında yapıldı. Aile dışında kimsenin mezarlığa girişine izin verilmedi.