12 Nisan 2019
Sayı: KB 2019/15

Güçlü ve kitlesel bir 1 Mayıs için!..
AKP’nin seçim oyunu
“AKP’nin geriletilmesi” politikasının bilançosu
ABD, işbirlikçi AKP-saray rejimine ayar çekiyor
“Reform” saldırıları ve emperyalist kölelik
Üretimde daralma, işsizlikte tırmanma…
Krizin faturasına, sömürüye, baskıya ve savaşa karşı 1 Mayıs’ta alanlara!
Birleşik, kitlesel ve devrimci bir 1 Mayıs için çağrımızdır!
TÜPRAŞ işçisi: Eylemlerimiz işçi sınıfı için kıvılcım olabilir!
Komünist Enternasyonal’in 100. yılı... Geri çekilme içinde gerileme: Birleşik İşçi Cephesi ve “İşçi Hükümeti” - H. Fırat
TKİP VI. Kongresi Belgeleri... Sınıf hareketinin son yirmi yılı üzerine
Sudan’da dinci diktatör köşeye sıkıştı!
Libya’da savaşın yeni perdesi
İÜ-Cerrahpaşa TBMYO’da gerçekleşen faşist saldırıya dair
Müşteri değil öğrenciyiz, krizin faturasını ödemiyoruz!
“Tacizci, tecavüzcü hoca istemiyoruz!”
Trakya’dan 1 Mayıs çağrıları...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Trakya’dan 1 Mayıs çağrıları...

 

Daha fazla birlik, mücadele, dayanışma!

Seçimler bitti ve işçiler bir kez daha umutlarını bağladıkları seçimler sonrasında yaşamın canlı gerçekleri ile karşı karşıya kaldı.

Seçimlerin ardından zamlar birbiri ardına gelmeye, krizin yükü bir kez daha emekçilerin, işçilerin omuzlarına yıkılmaya çalışılıyor. Patronlar bir kez daha krizin faturasını işçilere ödetiyor. Yaşam bize gösteriyor ki bizlerin yaşadığı hiçbir sorunun çözümü sandıklarda değildir. En sağından en soluna bu düzenin hiçbir partisi sorunlarımıza çözüm üretemez. Çünkü hiçbir seçimle değişmeyen bir gerçek vardır. O da sermaye düzeni ve devleti gerçeğidir.

Tüm düzen partileri kurulu düzene ve sermaye devletine hizmet ediyorlar. Sermaye düzeni ve devleti de bizlerin sırtından kazanılan milyonlarla, kârlarla ayakta duruyor. İşçi ve emekçiler olarak bizler çözümü sokaklarda aramalıyız.

İşçi ve emekçilere yönelik saldırıların yoğunlaştığı, elimizdeki son kırıntı hakların da yeni ekonomi programları ile elimizden alınmaya çalışıldığı bir dönemde 1 Mayıs’ı karşılıyoruz.

Bundan 133 yıl önce 8 saatlik işgünü talebi için iş durduran, grevler yapan Avusturalyalı, Amerikalı sınıf kardeşlerimiz verdikleri mücadeleler ve kararlı direniş ile 1 Mayıs’ı yarattılar. Şimdi bize düşen görev uluslararası birlik, mücadele, dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta taleplerimiz için sokakları doldurmaktır. Sokakları biz işçiler kendi taleplerimiz için doldurmadığımız sürece bu ücretli kölelik düzeni bizleri her geçen gün bir çöp gibi kenara atmaya devam edecektir.

Yaşasın 1 Mayıs!

Çerkezköy’den bir metal işçisi

***

 

Emekçi kadınlar 1 Mayıs’a!

Türkiye nüfusunun yarısını oluşturan, güzellikleri yaratan ve büyüten biz kadınlar şiddete, ayrımcılığa, tacize, tecavüze, yok sayılmaya karşı, ev işlerinin toplumsallaştırılması, eşit işe eşit ücret ve sendikal haklar için 1 Mayıs’ta alanlara çıkıyoruz. Emekçilere yönelik tüm saldırılara ve emeğinin sömürülmesine karşı gücümüzü büyütüyoruz.

Mücadelenin öznesi olan emekçi kadınları çalıştıkları fabrikalarından, ofislerinden, mağaza tezgahlarından, evlerinden; kafa, kol ya da duygusal emeklerinin sömürüldüğü her yerden 1 Mayıs’ta alanları doldurmaya çağırıyorum.

Kamu emekçisi bir kadın

***

 

1 Mayıs bir kavga günüdür!

Bir yeni güne daha kaygıyla uyanıyoruz. Varsa bir kuru ekmeğe ve bir çaya talim ediyoruz. Kimimiz fabrika yollarını, kimimiz üniversitenin yolunu tutuyoruz. Otobüste, iki koltuk arasında sıkışıp kalıyor hayallerimiz. Fabrikada daha fazla sömürülüyoruz, üniversitelerde daha fazla bir geleceksizlik bizi bekliyor. Hayatımız bir telaş, bir karamsarlık içerisinde geçip gidiyor.

Bütün bu olanlara karşı bizim de gücümüz var. Tarihten gelen kinimizle sokağa çıkıp, iki sınıfın karşı karşıya geldiği 1 Mayıs gününde öfkemizi haykırmanın tam vaktidir.

NKÜ’den DGB’li

***

 

İşçi sınıfının yanında mevzilenelim

Diplomalı işsiz sayısının 1 milyonu aştığı, iş bulanların ise düşük ücretlere mahkum edildiği krizler düzeninde, gençlik geleceksizlik ile karşı karşıya. İş bulamayıp intihar eden, farklı işlerde çalışmak zorunda kalıp iş cinayetlerinde öldürülen, beyin göçüyle yurtdışına gidenlerin ve çalıştıkları işlerden memnun olmayanların haberleriyle sıkça karşılaşıyoruz. Krizin daha da derinleşerek ilerlediği göz önünde bulundurulduğunda gençlik için tablo daha bir vahim gözüküyor. Bunun yanında bu tabloya ekonomik krizin getirisi olarak siyasal kriz de eklenince denklem daha da ağırlaşıyor.

Ülkemizde son dönemlerde pek bir karşılığını göremesek de dünya genelinde bu krizlere karşı gençlik yer yer güçlü çıkışlar yapabiliyor. Tabii mevcut durum ülkemizdeki gençlik artık ayağa kalkmayacak anlamına gelmiyor. Aksine güçlü bir gençlik hareketinin köklerini barındıran bu topraklarda gençlik hareketi tekrardan güçlü bir şekilde ayağa kalkacaktır. “Baharın gelişi”yle ve 1 Mayıs’a yaklaşırken gençliğin en acil görevi, seçimlerin yarattığı yanılsamadan kurtulup, “Sınıfa karşı sınıf!” tutumuyla alanlarda işçi sınıfının yanında mevzilenmesi ve taleplerini en gür biçimde haykırmasıdır.

Özgürlüğümüzden ve geleceğimizden vazgeçmeyelim!

1 Mayıs’ta alanlara!

NKÜ’den bir DGB’li

***

 

Gerici ve paralı eğitime karşı 1 Mayıs’a!

- Daha iyi çalışma koşulları için, okullardaki baskı ve yaptırımlara karşı, tacize tecavüze dur demek için 1 Mayıs’ta alanlarda olmalıyız. Uzun ders saatleri, branşı olmayan öğretmenlerin derslere girmesi, mevcut egemen ideolojinin bizlere dayattığı gerici eğitime hayır diyor, 1 Mayıs’ta kitlesel bir şekilde alanlara çıkmaya çağırıyorum.

- Okullardaki disiplin suçu yaptırımlarında tanıdık öğrencilere pas geçilmesine, öğle tatilinde okullardan çıkmak için 50 TL ödenmesine, kartsız olan öğrencilerin sınav başına 1 TL vermesi zorunluluğuna, yani paralı eğitime karşı, güzel bir gelecek için 1 Mayıs’ta meydanlarda olmalıyız.

Çorlu’dan DLB’liler

***

 

1 Mayıs’ta alanlara!

Ekonomik ve siyasal adalet için, ekmeğimiz, emeğimizi çalanlardan hesap sormak için 1 Mayıs’ta alanlara. İnsanca yaşamak için, güvenli bir gelecek için mücadeleyi büyütmeye, 1 Mayıs’ta alanları doldurmaya.

Çorlu’dan bir metal işçisi