19 Nisan 2019
Sayı: KB 2019/16

Yıkım saldırısını püskürtmek için 1 Mayıs’ta alanlara!
İçeride işçi sınıfına savaş ilanı, dışarıda para dilenme!
Baskı ve zorbalık seçimlerin ardından da sürüyor
İBB ihaleleri ve yandaş sermaye
Savaşın rantını zenginler yer, bedelini yoksullar öder!
“Yeni Ekonomi Programı” sosyal yıkım programıdır!
Sosyal yıkım paketi sendikaların gündeminde
Greif davasında 2. duruşma
Tuzla’dan işçiler fabrika ve ülke sorunlarını değerlendirdi
TKİP VI. Kongresi Belgeleri... Devrimci örgüt ve kadro sorunları üzerine
Üçüncü Enternasyonal ve tarihteki yeri - V. İ. Lenin
Sudan’da diktatör yıkıldı, cuntaya karşı mücadele devam ediyor
Cezayir’de eylemler büyüyerek devam ediyor
Kapitalizme köle, karanlığa teslim olma! 1 Mayıs’ta alanlara!
Sosyal yıkım paketi ve “istihdam bazlı eğitim”
Sınıfı ve devrimi örgütlemede parti kadrosunun tayin edici rolü - Hatice Yürekli
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sosyal yıkım paketi ve “istihdam bazlı eğitim”

 

Yeni Ekonomi Programı adıyla sunulan sosyal yıkım paketi, ilk olarak 2018 yılının Eylül ayında açıklanmıştı. Saldırı paketinde kıdem tazminatı, sosyal güvenlik vb. başlıklara dair hedefler yer alıyordu. Seçim sonuçlarının belli olduğu gece ise TÜSİAD iktidara seslenerek “yapısal reform” istedi. Damat Albayrak’ın geçtiğimiz günlerde sunduğu “Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2009” paketi, tam da TÜSİAD’ın açıklamasındaki beklentiler üzerine kuruludur. Bu sosyal yıkım paketi emekçilerin sırtındaki yükün artmasına, zenginlerin ise ferahlamasına hizmet etmektedir.

Sosyal yıkım paketi birincisi, Bireysel Emeklilik Sistemi; ikincisi, kıdem tazminatının gaspı, üçüncüsü ise işçi ücretlerinden kesintiyle oluşturulan fonların yağması yoluyla sermayeye peşkeş çekilmesi olmak üzere üç ayak üzerine kuruludur.

Kıdem tazminatının fona devredilerek ortadan kaldırılmak istendiği biliniyor. BES uygulaması ile zaten işçilerin düşük olan ücretlerinden yeni bir kesinti yapılacaktır. Albayrak’ın basın toplantısında ifade ettiği biçimi ile “sistemde biriken fonlar reel sektöre kanalize edilecek ve şirketlere ucuz finansman kaynağı sağlanacak.” Yani işçilerden gasp edilen kaynaklar, ucuz kredi olarak sermayeye peşkeş çekilecek.

Ekonomik krizin faturasının giderek artması, sanayi üretiminde yaşanan daralma ve bu daralmanın devam edeceğine ilişkin veriler ekonomide bir küçülmeyi işaret etmektedir. Küçülmenin emekçilere yansıması ise işsizliktir. İşsizlik resmi rakamlar düzeyinde yüzde 14,7’ye yükseldi. DİSK-AR verilerine göre, geniş tanımlı işsiz sayısı 7 milyon 552 bine yükseldi. İşsizlik oranı yüzde 22,1 olarak hesaplandı. Ocak 2019’da geniş tanımlı işsiz sayısı 1 milyon 150 bin arttı. Geçen yıla kıyasla genç işsizliği 6,8 puan artarak yüzde 19,9’dan yüzde 26,7’ye yükseldi. Kadın işsizliği 3,1 puan artışla yüzde 13,4’ten yüzde 16,5 seviyesine çıktı. Tarım dışı kadın işsizliği ise yüzde 20’ye tırmandı.

Berat Albayrak açıklamasında “İstihdam Bazlı Eğitim Planlaması”na da değinerek, kurumlardaki eğitim ve istihdam verileri entegre edilerek, eğitim programı ve meslek bazında arz talep dengesi oluşturulacağını, böylece eğitim ve istihdamın uzun vadeli perspektifle planlanacağını söyledi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, bu programı Eylül’de açıklayacağını bildirdi.

Ayrıntılara dair açıklamayı sonraya bıraksalar da istihdam bazlı eğitim mesleki eğitim demektir. Uzun bir süredir eğitim sanayinin ihtiyaçları çerçevesinde yapılandırılıyor. TÜSİAD 15 Temmuz darbe girişimi ardından yaptığı açıklamada da bu konuya değinmiştir. Sanayi ile MEB’in ortak yürüttüğü, projeler ortaya koyduğu, anlaşmalara vardığı bir süreci geride bıraktık. Mesleki eğitim, işgücünün eğitim masraflarından sermayenin payına düşen kısmın, sermayenin sırtından alınması anlamına gelmektedir. Ucuz işgücünün sanayiye hazır olarak gitmesinin yanı sıra eğitim alanlarındaki üretimden de kâr elde edilmektedir. Nereden bakılırsa bakılsın mesleki eğitim kapitalistler için can simidi olmaya devam etmektedir.





ODTÜ’lüler ‘Devrim’i bırakmadı: Şenlik ODTÜ’nün, ODTÜ bizimdir!

 

ODTÜ’de bahar şenliklerinin yasaklanmak istenmesine karşı öğrencilerin eylemleri sonuç verdi, ODTÜ Rektörü geri adım attı. ODTÜ 33. Bahar Şenlikleri yine Devrim Stadyumu’nda yapılacak.

ODTÜ Rektörlüğü; “ekonomik sıkıntı” bahanesini öne sürerek 33. bahar şenliklerinin iptal edildiğini duyurmuş sonrasında ise ODTÜ’lü öğrencilerin ve kamuoyunun basıncıyla Devrim Stadyumu dışında şenliğin yapılacağını açıklamıştı.

16 Nisan’da binlerce ODTÜ öğrencisinin rektörlük binası önünde, Devrim Stadyumu’nun 33. Bahar Şenliği programında yer alması talebiyle yaptığı eylemler karşısında rektörlük geri adım atmak durumunda kaldı. Şenliği düzenleyen Uluslararası Gençlik Topluluğu (UGT) temsilcileri ile toplantı yapmayı kabul eden rektörlük, 17 Nisan günü saat 12.15’te öğrencilerle görüşme gerçekleştirdi.

İki saatten fazla süren toplantı sonrasında, daha önce şenlik programına dahil edilmeyen Devrim Stadyumu’nun programa dahil edildiği duyuruldu.

24-26 Nisan tarihlerinde üç gün yapılacak Bahar Şenliği’nde Devrim Stadyumu’nun kaç gün kullanılacağı ise sanatçıların katılım durumuna göre belirlenecek.

Toplantı sonrasında rektörlük önünde bekleyen öğrencilere UGT Yönetim Kurulu Başkanı Anıl Şimşek, “Devrim Stadyumu, her zaman olduğu gibi hepimize açık. Sanatçılarla anlaşıp anlaşamamıza göre gün sayısı değişecek ama kesinlikle Devrim sahnemiz olacak” dedi.