28 Ağustos 2020
Sayı: KB 2020/Özel-11

Kriz derinleştikçe zorbalık tahkim ediliyor
1 Eylül’e anlam katmak...
Sermaye iktidarının “gaz zinciri”
İşçi ve emekçiye sunulan seçenek: “Ya öl ya öl”
“Hastalık kontrolden çıkmış bir şekilde yayılıyor”
Pandemide eğitim: Her şey kâr için!
Fabrikalar salgının merkezi olmaya devam ediyor...
Kapitalistler işçinin alınteri ve kanıyla büyüyor
Sınıftan haberler
Sungurlar Fabrika Direnişi 45 yaşında!
Barış sorunu - V. İ. Lenin
Akdeniz’de savaş provokasyonları...
Afrika kıtası: Kapitalist barbarlığın gerçek yüzü
Avrupa işçi sınıfı mücadele silahlarını kuşanmalı!
Bielefeld Rise Up deneyimi üzerine…
Dünyada pandemi süreci
İtalya’da kürtaj düzenlemesi
Gelecek ellerimizde, özgürlük sosyalizmde!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Sermaye iktidarının “gaz zinciri”

 

AKP şefinin üfürdüğü “müjde balonu” günlerdir ülkenin gündemini meşgul ediyor. Burjuvazi adına yönetenlerin “müjde balonu” şişirmeleri adettendir. Yine de önceki hükümetlerin hiçbiri bu konuda AKP’nin eline su dökemez. Bu rejimin büyük vaatlerde bulunması ama kısa süre sonra kendi vaatlerini unutturması, diğer pek çok kepazelik gibi “sıradan vaka” sayılıyor.

Kapitalist sınıflar adına devleti yönetenlerin döne döne bu rezilliklere başvurmaları tesadüf değil. Çünkü rejimlerinin işçilere, emekçilere sunabileceği olumlu bir şey yok. Pratikte kitlelere ancak sömürü, baskı, işsizlik, sefalet sunabilen rejim, kitleleri oyalamak için büyük yalanlar uydurmak durumunda kalıyor. 

Ülkenin bir yerlerinde doğalgaz, petrol ya da değerli bir madenin bulunmasına sık rastlanır. Egemenlerin verdikleri “müjde”lerin çoğu bu tür “keşifler”le ilgilidir. “Yeni keşifler” manşetlere konu edilir. “Uzman” sıfatlı bir takım şahıslar konuyla ilgili “derin analizler” yapar. Aradan birkaç gün geçer, o “büyük buluş”tan söz eden kalmaz. Bulunan “gaz” kısa sürede buharlaşır, her şey kaldığı yerden devam eder.

Gaz keşfetmek, toplumu gazla gazlamak AKP’nin ilk yıllardan bu yana vazgeçemediği “büyük yalanlar” zincirinin esas malzemesidir. AKP şefinin bir “dini seremoni” havasında şişirdiği son “müjde balonu” doğal ki, gazlama zincirinin önceki halkalarına bakmayı zorunlu kıldı. Bu konuda çalışan basın emekçileri “zengin” bir liste çıkarmaya muvaffak oldular.

Çıkan listenin uzunluğu çarpıcıdır. Zira 2003’ten bu yana en az 30 kez doğalgaz ya da petrol bulunduğuna dair “müjde” vermişler. O kadar çok petrol o kadar çok doğalgaz bulunmuş ki, memleketin gazda boğulmaması büyük bir şans sayılabilir. 

“Keşifler” listesi

İlk doğalgaz keşfi, 9 Eylül 2004’te Akçakoca’da yapılmış. Sermaye rejiminin o tarihte başlayan “keşifler” macerası, AKP şefinin son şişirdiği balonla doruğa çıktı. “Keşifler listesi”nin bir kısmı şöyle sıralanıyor:

Akçakoca’da doğalgazdan sonra petrol umudu (26 Kasım 2006).

Karadeniz doğal gazı devreye girdi (20 Mayıs 2007).

Karadeniz’de petrol ağa takıldı (26 Ağustos 2007)

Sakarya’da doğalgaz bulundu (15 Mayıs 2009).

Yeni doğalgaz rezervi bulundu (17 Haziran 2010).

Bakan Yıldız: Petrol bulduk ama çıkaramıyoruz (25 Ağustos 2012)

Karadeniz, petrol ve doğalgazda yeni merkez (10 Mart 2013).

Bakan Dönmez: Akçakoca’da bir doğalgaz keşfi oldu (29 Haziran 2020).

Liste uzayıp gidiyor. Aynı konuda bu kadar çok yalan söylenmesi, yalanın döne döne topluma “umut” diye sunulması, iktidarın ne kadar arsız olduğunu ispatlıyor. Dikkat çekici olan “buluşlar”ın çoğunun seçimlerin hemen öncesinde gerçekleşmiş olmasıdır. Yani hayatın akışının “olağan” olduğu dönemlerde pek buluş olmuyor.

T. Erdoğan’ın müjdesini verdiği “son büyük buluş” da “olağan” koşulların ürünü değil. Tersine, söz konusu “buluş” beka sorunu yaşayan rejimin histerik hallerine ışık tutuyor. Bu rezil seremoni güya rejimi destekleyen kitleyi motive edecek, toplumun en azından bir kesimini ise AKP-MHP rejiminin kuyruğuna takacaktır.

Cuma namazının ardından dünyaya ilan edilen “büyük buluş” beklenenin aksine pek heyecan yaratamadı. Zira emekçilerin yaşam koşulları, “müjde balonu” ile oynamaya artık elvermiyor. Dolayısıyla kitle desteğini arttırma bağlamındaki beklentinin gerçekleşmesi olası değil.

Öte yandan her “müjde balonu” kirli bir şeyleri örtmenin aracı olarak da kullanılıyor. Toplum oyalanıp dikkatleri farklı yönlere çekilirken, hazır bekletilen kirli manevralar da gerçekleştiriliyor. Örneğin bu son büyük balon şişirilirken AKP şefi üç önemli kararnameye imza attı. 1. İstanbul’da doğrudan merkeze bağlı ikinci bir polis teşkilatı kurulması kararını AKP şefi imzaladı. 2. Kariye Müzesi kararı (ikinci Ayasofya vakası) onaylandı. 3. Kişisel verilerin yurt içinde ve dışında başka kurumlara (kişi haberdar edilmeden) kullandırılması kararı resmiyet kazandırıldı.

Görüldüğü gibi iktidarın pazarladığı müjde kepazeliğinin birden fazla hedefi var. Oluşan hayhuy içinde AKP şefi üç kararnameyi imzalamış bile. Bu şaşalı gösterilere rağmen, gazın rejimin ömrüne ömür katması olası görünmüyor.

 

 

 

 

 

Saray rejiminin ‘ayrıcalıklılar zümresi’

 

İşçi ve emekçiler pandeminin ‘insafına’ terk edilip ölümle burun buruna çalıştırılıyor. Risk altında çalıştırılmalarına rağmen ancak hastalık semptomları ortaya çıktığında test yaptırabiliyorlar. Test sonuçları açıklanana kadar da çalışmaya zorlanıyorlar. AKP’li milletvekilleri ve patronlar ise işçi ve emekçilerin ulaşamadığı tüm olanakları pervasızca kullanıyorlar. Öyle ki, son dönemde basına yansıyan bilgiler AKP şeflerinin de dahil olduğu “düzenli test yaptıranlar zümre” olduğunu gözler önüne serdi.

İlk falsoyu bir ayda 8 defa test yaptırdığını açıklayan AKP Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu yaptı. Tepkilere konu olan bu açıklamanın ardından ortaya çıkan gerçekler, Türkoğlu›nun tek olmadığını gösterdi.

Eski THY Genel Müdürü, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil›in de düzenli test yaptıranlar arasında olduğu ortaya çıktı. Kotil, Covid-19 test sonucunun pozitif olduğunu duyururken “düzenli olarak” test yaptırdığını da açıkladı. Karantinada olan Kotil, paylaşıma gelen tepkiler sonucunda açıklama yaparak falsoyu düzeltmeye çalıştı. Sade üç kez test yaptırdığını söyleyen Kotil, test yaptırma sebebinin, “seyahatlerin getirdiği zorunluluklar ve doktorların talebi” olduğunu iddia etti.

Öte yandan Meclis›te de Covid-19 testleri için yüzbinlerce dolar harcanarak satın alınan özel PCR testi cihazı kurulmuş durumda.

“Düzenli test yaptıranlar zümresi” oluşmuş

Ölümle burun buruna çalışan işçi ve emekçilere test yaptırtmayan AKP-MHP rejiminin şefleri ile kapitalistler ise “düzenli test” yaptırıyor. Bu pervasızlığa tepki gösteren Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman; “Biz özellikle Covid-19’la birebir mücadele eden sağlık çalışanlarına haftalık test yapılmasını istedik. Sağlık Bakanlığı bu hayati talebi dahi kabul etmemişken, hastalarla teması olan sağlık çalışanlarına, ‘Semptomunuz varsa gelin, test yapalım’ denirken, bu şekilde düzenli testler yapılması sağlık çalışanlarını hayal kırıklığına uğratıyor” dedi. Adıyaman ayrıca “Sağlık emekçilerine düzenli test yapılmazken düzenli test yaptıran AKP milletvekili ile Kotil’in ayrıcalığı nedir?” diye sordu.

TTB Merkez Konseyi eski başkanı Raşit Tükel ise “Düzenli test yaptıranlar diye ayrı bir zümre oluştu. Testleri pozitif çıktığında kendilerini ifşa ediyorlar. Temaslılara, risk gruplarına test yok oysaki. Test yapılma kriterlerinde gizli ajanda var!” diyerek tepkisini dile getirdi.

İşçi ve emekçiler test yaptıramıyor

Fabrikalarda pozitif vakalar çıkmasına rağmen işçiler hastalık belirtileri görülmediği sürece çalışmak zorunda bırakılıyor. Ayrıca test sonucu pozitif çıkan emekçilerin ailelerine de test yapılmıyor.

Covid-19 bulaşısının en yüksek olduğu sağlık alanında ise ön safta çalışan emekçilere “düzenli” test yapılmıyor. Belirti göstermediği takdirde sağlık emekçileri de testlere ulaşamazken en son Manisa’da gündeme geldiği gibi testleri pozitif çıkan emekçilere “neden pozitifsiniz” soruşturması açılabiliyor.

Güncel verilere göre hastalanma sayısı en çok fabrikada çalışan işçiler ve sağlık emekçileri arasında görülüyor. Kokuşmuş saray rejimi toplum sağlığı için çalışan emekçilerle hayatın çarklarını döndüren işçilere test yapmazken, bir kene gibi halkın sırtını yapışan “ayrıcalıklı zümre” mensuplarına düzenli test yaptırıyor.