28 Ağustos 2020
Sayı: KB 2020/Özel-11

Kriz derinleştikçe zorbalık tahkim ediliyor
1 Eylül’e anlam katmak...
Sermaye iktidarının “gaz zinciri”
İşçi ve emekçiye sunulan seçenek: “Ya öl ya öl”
“Hastalık kontrolden çıkmış bir şekilde yayılıyor”
Pandemide eğitim: Her şey kâr için!
Fabrikalar salgının merkezi olmaya devam ediyor...
Kapitalistler işçinin alınteri ve kanıyla büyüyor
Sınıftan haberler
Sungurlar Fabrika Direnişi 45 yaşında!
Barış sorunu - V. İ. Lenin
Akdeniz’de savaş provokasyonları...
Afrika kıtası: Kapitalist barbarlığın gerçek yüzü
Avrupa işçi sınıfı mücadele silahlarını kuşanmalı!
Bielefeld Rise Up deneyimi üzerine…
Dünyada pandemi süreci
İtalya’da kürtaj düzenlemesi
Gelecek ellerimizde, özgürlük sosyalizmde!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

İtalya’da kürtaj düzenlemesi

 

İtalya’da Sağlık Bakanı 8 Ağustos’da kadınların kürtaj hakkına erişimini kolaylaştıracak yeni düzenlemeyi duyurdu. Düzenlemeye aşırı sağcılar ve Katolik Kilisesi karşı çıkıyor.

İtalya’da kürtaj hakkı

İtalya’da kürtaj 1978 yılında “194 yasası” adlı bir yasa ile kadınlar tarafından kazanıldı. Kürtaj hakkı için mücadelede 1970’ler boyunca Komünist Parti›ye yakınlığı ile bilinen İtalyan Kadınların Birliği  ile çeşitli çevrelerce desteklenen Kadınların Özgürlük Hareketi ve Kadın İsyanı gibi örgütlenmeler aktif olarak rol oynadılar.

Yasada hamileliğin 90. gününe kadar isteğe bağlı kürtaj hakkı tanınırken 90 günün sonrasında kürtaj hakkı fetüsün ve annenin sağlığının tehlikede olduğu durumlarla sınırlandırılıyor. Yasada, doktorlar ve sağlık emekçilerine “vicdani olarak kürtaj yapmayı reddetme” hakkı da tanınıyor.

Kürtaj hakkı var ancak erişim çok zor

Kürtaj karşıtı hareket yıllar içerisinde yasayı hedef alan söylemlerini sürdürdü. 1981 yılında biri Radikal Parti diğeri ise Katolik Kilisesi tarafından iki referandum yapıldı. Her iki referandum da başarısızlıkla sonuçlandı. Kürtaj yasasının yürürlüğe girdiği dönem Papa VI. Paul kürtaj yapan doktorları “büyük bir günah işlemekle” suçladı. 10 Ocak 2018’de ise Papa Francis kürtajı “kiralık katil tutmak” olarak tanımladı.

Katolik Kilisesi’nin doktorlar üzerinde kurduğu basıncı anlatan bu sözler kadınların kürtaj hakkına erişimini sınırlandırmada önemli bir rol oynadı. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, kendisini “vicdani redçi” olarak tanımlayan doktorların oranı 2005 yılında yüzde 59 iken 2017 yılında yüzde 68,4’e yükseldi. Ülkenin bazı bölgelerinde kürtaja erişim zorlaştı.

İtalya’nın güneyinde bu oran yüzde 80-90’lara ulaştı. Bağımsız İtalyan Jinekologlar Derneği Başkanı, sağlık emekçilerinin siyasilerden ve Katolik Kilisesinden etkilendiğini söylüyor. Kadınlar “vicdani red” nedeniyle ülkeyi bir baştan bir başa geçmek zorunda kalabiliyorlar.                                             

194 yasası zaman içerisinde revize edildi. 2009 yılında “farmakolojik kürtaj”, yani kürtaj ilacının kullanımı yasalaştı. Sözkonusu ilacı gebeliğin 7 haftası içinde alabilen kadınların üç gün hastanede kalmaları gerekiyordu.

Yeni düzenleme kürtaj hakkına erişimi kolaylaştırıyor

Kürtaj hakkına erişim bu denli zorken, pandemi koşulları bu süreci daha da zorlaştırdı. Hastanelerin “Covid-19 hastanesi” ilan edilmesi ve vaka sayılarından kaynaklı çoğu hastanenin kürtaj operasyonlarını iptal ettiği için kürtaj hakkına erişim daha da kısıtlandı.

Ancak 8 Ağustos’da Sağlık Bakanı attığı tweet ile ilaç alım yoluyla kürtaja erişimin önündeki engelleri kaldıracak bir düzenlemeyi duyurdu. Yeni uygulama ile, gebeliğin sonlandırılması işleminin bilimsel kanıtlar üzerine, günübirlik hastanede yapılabileceğini ve bu işlemin gebeliğin 9. haftasına kadar uygulanabileceğini paylaştı. Böylece kadınlar yarım saatlik bir gözlem eşliğinde ilacı alabilecekler, 48 saat sonra bir sonraki dozu alabilecekler.

İlaç alımı ile kürtaj için önceki düzenlemede var olan 7 haftalık sürenin 9 haftaya çıkarılması ve 3 gün hastanede yatma şartının kaldırılması, kürtaj hakkına erişimi kolaylaştıracak. Ancak doktorlara tanınan “vicdani red”, bu hakkı sınırlandırmaya devam edecek. Muhafazakarlar ve Katolik Kilisesi yeni düzenlemeye karşı da itirazlarını sürdürüyorlar.

Z. Kaya

 

 

 

 

 

Brezilya’da yasal kürtaj hakkı için eylem

 

Brezilya’da kadın örgütleri 24 Ağustos Pazartesi günü Rio de Janeiro kentinde yasal kürtaj hakkı için eylem düzenlediler. Kadın, Aile ve İnsan Hakları Bakanı Damares Alves’in istifasını isteyen eylemciler “Dameres dışarı” şiarlarının bulunduğu dövizler taşıdı.

10 yaşındaki çocuğa kürtaj tartışması

Brezilya’da bir savcının altı yaşından bu yana amcası tarafından tecavüze uğrayan ve tecavüz sonucu hamile kalan 10 yaşındaki bir çocuğun kürtaj olmasına izin vermesi tartışmalara neden oldu.

Koyu bir evanjelik* olan gerici aile bakanı Damares Alves, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda 10 yaşında tecavüz sonucu hamile kalan bu çocuğun kürtaj yapılabilmesi için mahkemenin verdiği kararı üzüntüyle karşıladığını duyurmuştu. Brezilya Devlet Başkanı faşist Bolsonaro’nun taraftarları ve gerici evanjelik siyasetçiler de çocuğun kürtajını engelleyebilmek için hem mahkeme hem de kızın ailesi üzerinde baskı kurmaya çalıştılar.

Tartışma, eyalet başkenti Vitoria’daki bir kamu hastanesinde çalışan doktorların, mahkemenin kararına karşın 14 Ağustos’ta kürtaj yapmayı reddetmeleriyle daha da büyüdü.

Kürtaj karşıtı olan evanjelikler kürtajı dava yoluyla engellemeye çalıştı, sokaklara çıkarak kürtaj karşıtı gösteriler düzenlediler.

Faşist bir aktivistin çocuğun ismini ve kürtaj olacağı hastaneyi sosyal medyada duyurması üzerine, hastane önünde toplanan faşist dinci gruplar kürtaj için 1.500 km uzaktaki Recife kentindeki hastaneye polis eşliğinde getirilen çocuğa “katil” diye bağırdılar, hastaneye girmeyi denediler.

Brezilya’da kürtaj sadece annenin hayatı tehlikedeyse yasal. Kadın örgütleri uzun yıllardır yasal kürtaj hakkı için mücadele ediyorlar.

* Evanjelizm, Amerika’daki Hristiyan toplumunun en tutucu ve radikal dinci kanadıdır.

 

 

 

 

 

İki kare ve “gelmekte olan”

 

İki kare yan yana gelince dikdörtgen olur.

Oysa “bu bir döngü”,

Karanlıkları döndüren, ışıkları söndüren bir olgu.

Olguları vaka diye adlandırmaya başlayalı,

Kelime dağarcığımız genişliyor,

Virüs, salgın, entübe…

Sayılar artıyor, insanlığımız azalıyor,

Sayısız göçe tanıklık ettik, taşı taşa vurduk,

Çakan kıvılcımlardan ateş yaptık,

Şimdi bu iki karede karşımıza çıkan,

Bu bir ayıp,

Doğruları tersyüz eden,

felsefeyi amacından uzaklaştıran,

işçileri silahsızlandıran…

Bir kamyon ve göç edemeyenler,

Onları sulayan resmi görevliler.

Her şey yerli yerinde(!)

Ne kadar “merhametli” onları sulayan,

Ne kadar “merhametsiz” onları susuz bırakanın köhnemiş duvarlarını koruyan…

Her şey yerli yerinde(!)

Ne kadar çaresiz bir kamyonun arkasında giden,

Ne kadar güçlü kamyonun arkasında gidenlerin düzenini var eden…

Sınırları, koruyucuları, havlayan köpekleri, dikenli telleri,

Yıkılacak bu köhnemiş düzenleri,

Yıkılacak bu köhnemiş düzenleri,

Çürüyen ahlakları, çürüten bakışları…

Baharı yeşerten bakışları bir annenin gözlerinden alıp

Oklar fırlatmasına sebep,

Hem çaresiz, hem üzgün, hem bıkkın,

Hem sorumlu, hem suçlu, hem suçsuz…

Neyin uzmanı, kimin çavuşu?

Yıkılacak bir köhnemiş düzenin, çürüyen ahlakının

Hem çavuşu hem uzmanı…

Hiçbir şey yerli yerinde değil işte,

Yıkılacak bu köhnemiş düzen…

G. Umut