İçindekiler:

9 Temmuz 2021
Sayı: KB 2021/Özel-26

Toplumsal çürümenin panzehri...
Kazanmak için fiili-meşru mücadele!
Kadınlar fesih kararını reddetti!
Nefessiz bırakılan haber alma hakkı
İzmir’de “Bir nefes!” mitingi
MESS Grup TİS’leri...
Salgından en çok işçiler etkilendiler
Sinbo direnişi İŞKUR önünde
Çankaya Belediyesi işçileri iş bıraktı
Devrimci madenciler hayatını kaybetti
14 Temmuz 1789 / Büyük devrimin yıldönümü...
Avrupa’da polis devletine geçiş hazırlığı
Emperyalist zirveler ve ABD’nin hesapları
Kanada’da “Yatılı Kilise Okulları”...
İklim değişikliği ve kimi sonuçları
Geleceği kazanmak için mücadeleye!
“6. Filo defol!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Fabrikalardan...

Salgından en çok işçiler etkilendiler

 

Kayseri’de korona salgınından en çok işçiler etkilendiler. Sadece benim çalıştığım Yataş’ta dört yüze yakın işçi etkilendi. Hemen her fabrikada onlarca işçi hastalandı. Bazı arkadaşlarımız günlerce yoğun bakımda kaldılar. Buna rağmen patronlar canımız pahasına bizleri çalıştırdılar. İşimizi kaybetmemek için baskılara boyun eğmek zorunda kaldık.

Salgının yükü sırtımıza bindirildi. Bu da yetmedi, ücretsiz izin dayatmalarına maruz kaldık. Fırsatçı davranan patronlar işlerine geldiği gibi bizleri çalıştırdılar. Kimi zaman salgına rağmen gece gündüz çalıştırıldık, kimi zaman ise haftalarca süren ücretsiz izin dayatıldı.

Salgından en çok küçük ve orta büyüklükteki fabrikaları etkiledi. Buralarda tam bir can pazarı yaşandı. Bu fabrikalarda patronlar işçiye maskeyi bile çok gördüler. İşçiler kendi ceplerinden para ödeyerek maske aldılar. Yemekhaneler gerekli fiziki mesafeye uygun düzenlenmeler yapılmadı.

Bu ağır tabloya rağmen biz işçiler ailemizin ihtiyaçlarını karşılamak için çalıştık. İşsizlik korkusu nedeniyle çalışma dayatmasına boyun eğdik. 30 Haziran’da hepimizin aşı olacağını söylediler ama mobil aşılama dedikleri şey tam bir eziyetti. Sırf zaman kaybı olmasın, patronun karı azalmasın diye bizleri fabrikada sıraya sokup aşıladılar. Aşıdan sonra ara vermeden çalışmaya devam ettik.

İnsani koşullarda, sağlıklı şekilde çalışmak için bile biz işçi ve emekçilerin birleşmesi, örgütlenmesi gerekiyor.

Yataş’tan bir işçi

 

Kumtel’de çalışan yaklaşık dört bin işçi kardeşinizden biriyim. Tam rakamı bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa hepimiz salgından etkilendik. Buna rağmen çalıştırdılar bizleri. Örneğin bizim iki bandın ustalarının korona testleri pozitif çıktı ve evlerinde karantina altına alındılar. Ardından onlarca işçinin testi pozitif çıktığı için onları da karantinaya almak zorunda kaldılar. Salgın tüm fabrikaya yayıldı. Buna rağmen çarklar dönmeye devam etti. Hatta Kumtel yönetimi korona konusunda konuşmamızı yasakladı. Fabrika girişinde işçilerin ateşlerinin ölçülmesi ve günde bir maske verilmesi dışında hiçbir şey yapılmadı. 

Peki üyesi olduğumuz sendika ne yaptı? Kötü çalışma koşullarına ve salgına rağmen devam eden yoğun çalışma temposuna en çok destek sunan, patronların icazetiyle yetki alan Türk Metal oldu. Sendikanın başına çöreklenenler bizlerin tepkilerine rağmen patrona hizmet etmeyi sürdürdüler.

Salgın koşullarında sadece Kayseri İşçi Birliği yanımızda oldu. Yüzlerce işçi gibi biz Kumtel işçileri de Kayseri İşçi Birliği’nin sosyal medya hesaplarından sözümüzü söyledik, tepkimizi dile getirdik.

AKP iktidarı her zaman olduğu gibi salgında da biz işçilerin yanında olmadı. Kurtuluşumuz ellerimizdedir. Yeter ki biz işçiler bulunduğumuz her yerde saldırılara karşı bir ve bütün olalım. Çünkü ancak ve ancak birleşen işçiler karşısında patronlar boyun eğerler.

Kumtel’den bir işçi

 

Ben Aksaray’da çalışan bir işçiyim. Benden yazı istendiğinde önce irkildim. Yazabilir miyim diye düşündüm. Sonra Korona salgınına rağmen Aksaray’ın en büyük fabrikası olan Mercedes’te çoluk çocuğum için gece gündüz çalıştığım aklıma geldi. Fabrikada ben dahil 360 işçi koronaya yakalandık. On gün evde kal dediler. Sonra test bile yapmadan bize çalışmayı dayattılar. Yeter ki Mercedes’in karı düşmesin! İşçilerin hayatının onlar için ne önemi var. Karları düştüğü gerekçesiyle 50 arkadaşımızı işten attılar. Yeni aldıkları işçiler, işsizlik maaşı almak için sigortasız çalışmaya onay vermek zorunda kaldılar.

Salgın yetmezmiş gibi temel tüketim maddelerine gelen zamlar nedeniyle belimiz büküldükçe büküldü. Borcumuz katlandı. Yaşam koşulları zorlaştıkça zorlaştı. 1 Haziran’da aşı olacaksınız dediler. Nerede aşı olacağız diye birbirimize bakarken, yemekhanenin yolunu gösterdiler. Yarım günde, çarklar bir saniye bile durmadan gayri insani koşullarda bizi aşıladılar.

Tüm bunlar olup biterken Türk Metal bizim yanımızda hiç mi hiç durmadı. Bırakalım korona nedeniyle işçiyi ücretli izine gönder demeyi, Aksaray Türk Metal Şube Başkanı Muhterem efendi korona diye bir şey olmadığı yalanını gözümüzün içine baka baka söyledi. Onlarca arkadaşımız karantinadayken ise ortalıkta gözükmedi. Patronun da, patron yalakası sendikanın anlayacağı tek dil biz işçilerin mücadele dilidir.

Aksaray Mersedes fabrikasından bir işçi

 

 

 

 

 

Nedex Kimya grevine ziyaret

 

İnsanca ve Onurlu Bir Yaşam İnisiyatifi Kocaeli Bileşenleri ve TOMİS üyesi Sinbo direnişçisi Dilbent Türker grevde olan Nedex Kimya işçilerini ziyaret etti.

“Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “Pandeminin ve krizin faturasını ödemeyeceğiz”, “Genel grev genel direniş” yazılı ortak dövizler ve sloganlarla yürüyüşle gelinen grev alanında  konuşmalar gerçekleştirildi.

Sinbo direnişçisi Dilbent Türker, Ücretsiz izin saldırısını direnişle püskürtmelerini ve ardından gelen Kod-29 saldırısına karşı direnişine devam ettiğini anlattı. Direnişlerin ve hak mücadelesinin kazanması için birleşmenin gerekliliğini ifade etti. Grevci İşçiler, “Sinbo işçisi yalnız değildir!” sloganı ile konuşmaya karşılık verdiler.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu adına konuşma gerçekleştirildi. BDSP konuşmasında pandemi ve kriz döneminde artan hak gasplarının yoğunlaşarak devam ettiği, direniş ve grevlerle yanıt veren işçilerin mücadelesinin yol gösterdiği ifade edildi. Saldırıları püskürtmek ve sermayenin sömürüsünü parçalamak için birlikte mücadele etmenin önemi vurgulandı.

Birleşik İşçi Kurultayı temsilcisi, tek tek direnişlerin ve grevlerin önemli olduğunu ama sonuç almak için “yumruk olmayı” bilmek gerektiğini belirten bir konuşma yaptı.

Birleşik Mücadele Güçleri adına yapılan konuşmada, grev ve direniş alanlarındaki mücadelelerin süreklileşmesinin ve yaşamın her alanına taşınmasının önemi söylendi.

Devrimci Gençlik Birliği temsilcisi, üniversitelerde yaşanan sorunlardan ve verilen mücadeleden bahsederek mücadele eden işçilerin yolundan yürüdüklerini ifade etti.

Konuşmaların ardından çadırda sohbetler edilen ziyaretin devamında halaylar çekilip hep beraber sloganlar atıldı. Ek olarak grevdeki işçileri Umut-Sen de ziyaret etti.

Kızıl Bayrak / Gebze