İsviçrede ÖÖ ile dayanışma yürüyüşü... F tipi hücrelere karşı Türkiye cezaevlerinde süren direnişin başlangıcından bu yana İsviçrede
çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Başka kentlerde sorunla karşılaşılmazken,
Basel yönetimi ve polis yetkilileri oldukça saldırgan bir tutum sergilediler.
DETUDAKın yapmak istediği bir yürüyüş yasaklanırken, bir diğeri
provoke edilerek, yabancı düşmanı kampanyalara alet edilmek istendi.
Bu gerici tutum karşısında geri adım atmadık. Bu tutumu teşhir ettik
ve siyasi tutsakların sesi ve soluğu olmaya devam ettik. Ulaşabildiğimiz
ölçüde İsviçreli örgüt ve kuruluşları biraraya getirerek, hem bu gerici
tutumu teşhir etmek ve hem de 150. günlere gelen Ölüm Orucu Direnişini
desteklemek kararı aldık. 24 Mart için İsviçreli dostlarımız yürüyüş izni için başvuruda bulundular.
Bu defa yürüyüşe izin vermek zorunda kaldılar. Çünkü daha önceki yürüyüş
yasaklaması, yasalara aykırı olduğu için halen mahkemelikti. Ve bu defa
Türkiyeli örgütler yalnız değillerdi. Yürüyüş izni alınır alınmaz DETUDAK
ve İsviçreli örgüt ve kişilerden oluşan yürüyüş komitesi faaliyetlerini
hızlandırdı. Gazetelere ilanlar verildi. Almanca ve Türkçe bildiriler,
ilanlar, afişlerle yaygın bir çalışma yapıldı. Bu arada oldukça işimize
yarayan bir gelişme oldu. 24 Mart aynı zamanda Baselde uluslararası
ziynet ve süs eşyaları fuarına denk geliyordu. O gün bütün dünya basını
orada olacaktı ve oldukça kalabalık bir turist akını bekleniyordu. Böyle
bir dönemde yürüyüş yapmamız Basel Ticaretdasının işine gelmiyordu. Yürüyüşten 4 gün önce polise başvurulup yürüyüşün yasaklanması talep
edilmişti. Bunun mümkün olmadığı görülünce yürüyüşten vazgeçmemiz için
bizimle ilişkiye geçildi. Tabii ki bu talebi reddettik. Bunun üzerine
basın toplantısı yaparak polisi böyle bir yürüyüşe izin vermekle, düzenleyicileri
de fırsatçı olmakla suçladılar. Ardından televizyon kanalları, radyolar,
gazeteler, röportaj için düzenleyicileri aramaya başladılar. Bu olanağı
en iyi biçimde kullandık. Sermayenin insan hayatını hiçe saydığını,
sadece kârlarını düşündüklerini açıkladık ve kitleleri 150 günlerde
olan Ölüm Orucu Direnişine destek vermeye çağırdık. Bin kişinin üzerinde insanın katıldığı yürüyüşte İsviçreli dostlarımız
hatırı sayılır bir kalabalıkla katılmışlardı. Yürüyüşe ilgi oldukça
büyüktü. Medyanın yanısıra çarşıda olan insanlar ilgiyle izliyor, konuşmaları
dinliyor, anlamaya çalışılıyordu. Çarşının en kalabalık yerinde yürüyüş
durduruldu ve DETUDAK adına Almanca bir konuşma yapıldı. Yürüyüş boyunca
susmayan sloganların yanısıra İsviçreli dostlarımızın Almanca konuşmalarıyla
sesimizi binlerce insana duyurmuş olduk. Yürüyüşün bitim yerinde inşaat ve ilaç sektöründe yetkili olan GBI
sendikası sekreteri kitleyi coşturan bir konuşma yaptı. Türk devletini
ağır dille eleştiren sendikacı, İsviçre devletini de sessiz kalmak ve
Türkiye ile en iyi ekonomik ve diplomat ilişkileri sürdürerek katliama
ortak olmakla suçladı. Ardından konuşmalara devam edildi ve yapılan
saygı duruşuyla yürüyüş sona erdirildi. Bir basın toplantısı yaparak,
direniş devam ettiği sürece eylemlerimizi sürdüreceğimizi açıkladık. Bir-Kar/İsviçre
Güney Kore: Güney Korenin başkenti Seulda, 1 Nisan Pazar günü, devletin
ekonomi politikalarına ve kitlesel işten çıkarılmalara karşı protesto
yürüyüşü gerçekleştirildi. İşçiler yine polisle militanca çatıştılar.
KCTUnun (Kore Demokratik Sendikalar Konfederasyonu) diğer muhalefet
hareketlerinin de desteğini alarak yaptığı yürüyüşe 5 bin işçi ve öğrenci
katıldı. İşçi ve öğrenciler esas olarak, Inchondaki Daewoo Motor işletmesinde
1700 işçinin işten atılmasını protesto ettiler. Daewoo işçileri aylardır
grevler ve yürüyüşlerle işten atılmalara karşı direniyorlardı. Protesto
yürüyüşüne katılanlar ayrıca cunta döneminden kalan ve her fırsatta
sendikalı işçilere ve sosyal hareketlere karşı kullanılan Milli Güvenlik
Yasasının da derhal iptal edilmesi taleplerini yükseltirken, ABDnin
roket koruma programına karşı da sloganlarını haykırdılar. Güney Korenin ikinci büyük otomobil tekeli Daewoonun ana
işletmesi aşırı borçlanma nedeniyle Kasım ayında iflas ettiğini açıklamıştı.
Hükümetin satışa sunulan işletmeyi yabancı tekellere satma eğilimi var.
Diğer tekellerin geri çekilmesi ile talepliler arasında şu an sadece
General Motor bulunuyor. İhale görüşmelerinin sürdüğü bir süreçte işçilerin
işten atılmalarının, bu Amerikan tekelinin şartları arasında olduğu
tahmin ediliyor. İşten atılmalara karşı işçiler Şubat ayı sonunda işyerini işgal etmişlerdi.
Polis işyerini ancak işçilere vahşice saldırarak boşaltabilmişti. Bunun
üzerine işyeri çevresinde iki haftayı aşan süre sokak çatışmaları yaşandı,
Inchon ve komşu kent Seulde pek çok sayıda yürüyüş gerçekleşti. Cumartesi günü kamu sektörü ve ulaştırma sektöründe çalışan işçiler
de ekonomide planlanan yapısal değişikliği protesto yürüyüşü yapmışlardı
ve yürüyüşe 8 bin emekçi katılmıştı. Ancak, Daewoodaki işten atılmalara karşı verilen mücadelenin
giderek hızını kaybetmekte olduğu gözleniyor. İşten atılmayan işçiler
8 Mart tarihinde üretime yeniden başladılar. Böylece işten atılan işçilere
en büyük darbeyi vurdular. Cumartesi günkü yürüyüşe 20 bin kişi beklendiği
halde bu düzeyde bir katılımın sağlanamaması bununla bağlantılı. Bunun yanısıra, diğer muhalif kesimler ve öğrencilerden gelen dayanışma
eylemleri bugüne kadar görülmemiş bir çeşitlilik kazanıyor ve artıyor.
Venezuellada onbinlerce işçi greve
gitti... Venezuellada petrol işçileri greve çıktılar. Diğer yandan öğrenciler
ve yaşlılar da protesto eylemleri gerçekleştirdiler. Petrol sektöründeki greve 52 bin işçi katıldı. Bu sayı sektörde çalışan
işçilerin % 92sini oluşturuyor. Perşembe günü sona eren 48 saatlik
grev sonunda işçiler, bunun, protestolarının başlangıcı olduğunu vurguladılar.
Grev komitesi gerekli makamlarla diyalog kurmaya çalışırken, işçi temsilcileri
her an süresiz greve gidebilecekleri açıklamaları yapıyorlar. Sektör, ülkenin asıl döviz kaynağını oluşturmasından dolayı önemli
bir yere sahip. Büyük bir telaşa kapılan hükümet grevi illegal ilan etti ve grevdeki
işçilerin üzerine paramiliter Ulusal Muhafız Birliklerini gönderdi.
Birliğin görevi kamu düzenini sağlamaktı! Ulusal Muhafız Birliği komutanı,
eylemcilerin ana yolları veya kamu binalarını işgale yönelmesi durumunda
saldıracaklarını açıklayarak, gözdağı verdi. Petrol işçileri grev süresince akaryakıtın diğer işyerlerine gönderilmesini
engellemeye çalıştılar. Venezuellada şu an sadece petrol işçileri değil barikatların
arkasında olanlar. Orinocoda, ülkenin tanınmış dökümhanelerinde
çalışan işçilere de grev çağrısı yapıldı. Çağrıya uyan 6 bin işçi, yani
çalışanların % 90ı greve gitti. Ülkenin güneyinde ise elektrikçiler
fitili ateşlediler. Diğer yandan yaşlılar protestolarıyla başkent merkezini
geçici olarak zaptettiler.
Bangladeşde genel grev... Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasinanın istifa etmesi istemiyle 3
gün süren grevde polisin saldırması sonucu 4 kişi öldü, 300ü aşkın
kişi yaralandı. Yüzlerce insan gözaltına alındı. Tepkilerin temel nedeni
Hasine hükümetinin yolsuzluk ve muhalefete saldırgan tavır takınması. |
|||||