İMFnin özelleştirme dayatmasının gerekleri yerine getiriliyor...
Kamu bankalarında büyük tasfiye İMF kamu bankalarının özelleştirilmesini dayatıyor. Bunun için de sözkonusu bankalar herşeyiyle özelleştirmeye hazır hale getiriliyor. Geçen yıl Şubat krizinden sonra girişilen bankaların yeniden yapılandırılması operasyonunun en önemli ayaklarından birini kamu bankalarının adım adım tasfiyesi oluşturuyor. Ziraat Bankasının 675 şubesi kapatıldı Bu bankalardan en büyüğü Ziraat Bankası. Çiftçilere kredi desteği vermek için kurulan Ziraat Bankası şimdi tarımda yıkım ve kamuda tasfiye politikaları gereğince yeniden yapılandırılıyor. Ziraat Bankası Genel Müdürü Niyazi Erdoğanın yaptığı açıklama, yeniden yapılanma adı altında yürütülen tasfiye ve kıyımın boyutlarını da ortaya koyuyor. Geçen yıl Nisan ayı başında Ziraat Bankasının 1673 şubesi olduğunu, bugüne kadar bunlardan 675inin kapatıldığını, şu an 1298 şubelerinin kaldığını söyleyen Erdoğan, nihai hedefin 1165 şube olduğunu söyledi. Yani kısa zaman içinde 133 şube daha kapatılacak. Böylelikle Ziraat Bankasının her 3 şubesinden biri kapatılmış olacak. Şubelerin kapatılması buralarda çalışan emekçilerin de işten atılması anlamına geliyor elbette. Açıklandığına göre, Emlakbankın geçen yıl Ziraat Bankası tarafından devralınmasının ardından bankanın personel sayısı 45 bin 132 olmuştu. Fakat şubelerin kapatılmasıyla birlikte bu rakam hızla düştü. Bankada çalışanların sayısı 2001 yılı sonunda 31 bine düştü. Son 5 aydır 3 bin kadar emekçi daha işten atıldı ve Ziraat Bankasının şu an 27 bin 825 çalışanı var. Şubelerin kapatılmasına paralel olarak bu sayının da 21 bin civarına indirilmesi hedefleniyor. İMFye verilen niyet mektubunda bu tasfiye işinin 2002 sonuna kadar tamamlanacağı sözü verildiğine göre, önümüzdeki 3-4 ay içinde 6-7 bin banka çalışanı daha kapının önüne konulacak. Halkbankta sözleşmeli statüye geçme dayatması Halkbank da tasfiyesi planlanan kamu bankalarından. Bu çerçevede çalışanlara sözleşmeli statüye geçmeleri dayatılıyor. Banka yönetiminin hedefi 8 bin 500 kişilik bir sözleşmeli kadro oluşturmak ve geri kalanları sokağa atmak. Fakat banka emekçileri şimdiye kadar yönetimin bu isteğine karşı direnme yolunu seçtiler. Sözleşmeleri imzalamadılar. Yönetimin açıklamasına göre, şimdiye kadar 12 bin kişiden sadece 6 bin 500 kişi sözleşmeli statüye geçmeyi kabul etti. Çalışanlar ise, gerçekte sözleşme imzalayanların sayısının çok daha az (3-4 bin civarında) olduğunu söylüyorlar. Bu durumun içinden çıkamayacağını gören banka yönetimi şimdi bir genelge yayınlayarak, 20 Mayıs tarihine kadar bu sözleşmelerin imzalanması gerektiğini, sözleşmeyi imzalamayan herkesin bu tarihten itibaren işine son verilerek Devlet Personel Başkanlığına devredileceklerini açıkladı. Devlet Personel Başkanlığı emrine aktarılan personelin bir daha bankaya dönemeyeceği de özellikle vurgulandı. Sonuç olarak Halk Bankası yönetimi 8 bin 500 kişilik norm kadro kapasitesi dışında kalan tüm personeli tasfiye etmeye girişmiş bulunuyor. Bu da 3-4 bin civarında çalışanın açığa alınması demek oluyor. Bankacılık sektöründe şu ana kadar onbinlerce emekçi işini yitirdi. Ziraat ve Halk Bankasında yürütülen tasfiye operasyonlarıyla bu sayı daha da kabaracak. Bu tasfiyenin tamamlanmasının ardından Ziraat Bankası ve Halkbankın emperyalistlerin ve sermaye çevrelerinin yağmasına açılması hedefleniyor. Her alanda olduğu gibi bankacılık sektöründe de oyunun bozulması işçi ve emekçilerin emperyalist sömürüye karşı yükseltecekleri mücadeleye bağlı. |
|||||