devrimci tavır 16. Geleneksel İTÜ Şenliği 2-9 Mayıs tarihleri arasında yapıldı. Devrimci ve muhalif öğrencilerin ortak örgütlediği geleneksel şenlik olumlu bir ortaklaşmayı sağladı. Bu olumluluğa rağmen, bu yılki etkinliklere geleneksel devrimci hareketin olumsuzlukları da yansıdı. Şenliğin örgütlenmesinde pek çok sıkıntı yaşandı. Örgütleme çalışmalarının geç başlaması, hazırlık çalışmalarının dar bir zamana sıkışması, kitle çalışmasının eksik kalması bu sıkıntılara neden oldu. Kitleye dönük tek çalışma açık bir toplantı oldu. Doğal olarak bu durum, şenliğin dar siyasetler çerçevesinde gelişmesine, kısır tartışmalarla gereğinden fazla vakit kaybedilmesine yol açtı. Geçen seneki şenlikten kalma siyasetler arası sorunlar bu şenlikte de tartışmalara konu oldu. Ancak sorunlara uygun bir çözüm üretmeyi başardık. Şenlik kısa bir süre önce yapılan afiş çalışması ile duyuruldu. Buna rağmen beklediğimizden daha yoğun bir katılım gerçekleşti, yaklaşık bin kişi katıldı. Şenlik 7. Bedri Karafakioğlu çadır kampının kurulmasıyla başladı. Açılış, coşkulu atılan sloganlar ve halaylarla yapıldı. Yoğun bir programla devam etti. İlk gün emperyalist savaş ve Ortadoğu gündemli bir panel yapıldı. Haftasonu ise çadır kampının oturması ve insanlarla kaynaşmaya yönelik faaliyetler organize edildi. Pazartesi günü F tipleriyle ilgili bir panel ile Sessiz Ölüm filminin gösterimi gerçekleşti. Ardından filmin yönetmeni Hüseyin Karabey ve Ölüm Orucu gazileriyle sohbet edildi. Salı günü anadilde eğitim konulu bir panel ve sıra gecesi yapıldı. Çarşamba günü yeni YÖK yasa tasarısı ve üniversite sorunları gündemli bir panel yapıldı. Ardından halk oyunları gösterimi gerçekleştirildi. Kapanış şenliği oldukça coşkulu gerçekleşti. Yaşanan teknik sorunlara rağmen katılım beklediğimizin oldukça üzerindeydi. Kapanış şenliğine yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Şenlikte düzenli bir görev dağılımı ve paylaşım organize edilemedi. Kolektif yaşamı örgütleme noktasında da bazı sıkıntılar yaşandı. Ortak akşam yemeği çıkarılması olumlu bir adım olmakla birlikte yetersizdi. Biz Ekim Gençliği okurları olarak şenliğin örgütlenmesinde ve her aşamasında aktif olarak yer aldık. Kendi içimizde kolektif yaşamı örgütlemeyi zaman zaman küçük aksaklıklar olsa da başardık. Aynı zamanda şenliğin ortak işlerine tüm gücümüzle katıldık. Akşamları Kızıl Bayrak gazetesinin orta sayfa yazılarından yaptığımız derlemelerle devrimci kimlik üzerine tartışma programı organize ettik. Dört gün boyunca sürdürdüğümüz bu tartışmalardan oldukça verimli sonuçlar elde ettik. Şenliğin kendi içerisinde yaşanan sorunlar son gün iyice hissedildi. Kapanış şenliğinde siyasetlerin masa açmasına, şenliği organize eden siyasetlerden üçü karşı çıktı (İstanbul Öğrenci Koordinasyonu, İYÖ-DER, SDH). Biz, Özgür Gençlik, Partizan Gençlik, Yurtsever Gençlik bu tavrı eleştirdik ve masa açılması yönünde baskı yaptık. Gazete ve kitap masaları bizim devrimci faaliyetimizin bir parçasıdır ve kitlelere ulaşmada kullanılabilecek temel araçlardan birisidir. Bu aracı kullanmayı ve kullandırtmayı reddedenlerin gerekçesi ise, şenliğin kitlelerden kopuk olması ve kitleleri ürkütmemek gerektiği idi. Şenliğin kitlelerden kopuk olması organizasyondaki zayıflıkla ilgili bir sorundu ve bir gerçekliği yansıtıyordu. Ama kitleleri ürkütmemek adına alınan tutum ibret vericiydi. Ardından masaarın getireceği teknik sorunları bahane ederek açılmaması gerektiğini söylediler. Biz, politik sorunlar ile teknik sorunları birbirine karıştırmamak gerektiğini vurguladık ve masaların teknik işlerini üzerimize aldık. Gazete ve dergi masalarının açılmasını kabul ettirdik, ama bu masalara kitap konulmasını kabul ettiremedik. Çünkü toplatılmış kitaplar olabilirmiş ve kitleler bundan ürkebilirmiş! Kapanış günü kitap meselesini tartışmak için bu siyasetleri tekrar toplantıya (ÖG, PG ve biz) davet ettik. Bu davetimiz İYÖ-DER tarafından kaba bir tarzda geri çevirildi. Bahane olarak, şenliğin işlerini, hatta kendilerinin kitap getirmemiş olmalarını öne sürebildiler. Önümüzdeki yıllarda da şenliğin kazanımlarına sahip çıkacak, onları daha da geliştirmeye uğraşacağız. Her zaman dönüştürücü ve ileriye götürücü bir misyonu yerine getirmek için çaba harcayacağız. Bu şenliği kitlelere mal etmek, dar siyasi kaygılarından arındırıp kitlelerle devrimci buluşma işlevini yerine getirmesini sağlamak, önümüzde duran bir görev ve sorumluluk. Ekim Gençliği/İTÜ
Ankaradaki eyleme bini aşkın kişi katıldı... Bu yasa meclisten geçmeyecek!.. Yeni YÖK yasa tasarısına karşı öğrencilerin eylemleri devam ediyor. Saat 12:00de Toros Sokakta toplanan kitle Abdi İpekçi Parkına doğru yürüyüşe geçti. Gençlik İnsiyatifi (Zonguldak, Samsun, İstanbul gibi illerden) eyleme merkezi olarak katıldı. YÖK Yasa Tasarısı Meclisten Geçmeyecek! şiarının yer aldığı ortak pankart arkasında Ankaradaki üniversite öğrencileri yürüdüler. Ankaranın farklı üniversitelerinden devrimci öğrenciler ise YÖK yasası meclisten geri çekilsin! yazılı imzasız bir pankartla ve Yeni YÖK yasasına, emperyalist savaşa hayır/ODTÜ Paralı Eğitime Hayır Platformu imzalı bir pankartla eyleme katıldılar. Devrimcilerin kortejinde Ekim Gençliği imzalı dövizler ve Özgür Gençlik yazılı flamalar açıldı. Yanı sıra Emek Gençliği, KESK Şubeler Platformu, Eğitim-Sen Ankara Şubeleri ve Öv-Der de eylemde pnkartlarını açtılar. Bini aşkın öğrenci ve emekçinin katıldığı eylemde yeni YÖK yasası, paralı eğitim, savaş ve hücre karşıtı sloganlar atıldı. Yürüyüş boyunca sıkça atılan sloganlar şunlar oldu: Bu yasa meclisten geçmeyecek!, Sermaye defol, üniversiteler bizimdir!, YÖK, polis, medya, bu abluka dağıtılacak!, YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!, YÖKe hayır!, Yaşasın halkların kardeşliği!, Filistin halkı yalnız değildir!, Savaşa değil eğitime bütçe!, Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!. Eyleme katılan kitle canlı ve coşkuluydu. Sanatçı Sevinç Eratalay şarkı ve marşlarıyla eyleme destek verdi. Çekilen halayların ardından eylem sona erdi. Ekim Gençliği/Ankara
Beytepede eylem ve panel Sermaye devletinin üniversiteleri sermayenin çıkarları doğrultusunda yeniden yapılandırmaya yönelik hazırladığı YÖK yasa tasarısının meclisten geri çekilmesi talebiyle 18 Mayıs günü Kızılayda yapılacak eyleme Beytepe YÖK Yasa Tasarısı Karşıtı Öğrenciler olarak katılmaya karar verdik. Kampüste eylemin duyurusunu yapmak ve güçlü bir katılım örgütlemek için 16 Mayıs günü bir eylem gerçekleştirdik. Öğlen saatlerinde Edebiyat Fakültesi önünde toplanarak alkış ve sloganlarla Biyoloji binasının önüne kadar yürüdük. Burada elele tutuşup bir zincir oluşturarak saldırı karşısında örgütlü duruşun gerekliliğini anlattık. Ardından zincirin sonunun dayandığı kütüphane önünde yapılan açıklama ile tüm öğrenciler 18 Mayısta Kızılaya çağrıldı ve eylm bitirildi. Saat 14:30da ise Kültür Sanat ve Çevre Kulübü tarafından düzenlenen ve Eğitim-Sen Başkanı Alaaddin Dinçer ile AÜ EBF öğretim üyesi Ramazan Güdülün konuşmacı olarak katıldığı YÖK yasa tasarısı paneli gerçekleştirildi. Yaklaşık 70 kişinin katıldığı panele öğrencilerin yanı sıra eğitim emekçileri de katıldılar. Yasanın ve neo-liberal saldırıların anlatılmasının ardından söz alan öğrenciler, Eğitim-Senin bu konuda kişisel değil örgütlü bir çıkış yapması gerektiğini belirttiler. Ekim Gençliği/Hacettepe |
|||||