Rektörler ve öğrenciler alanlardaydı!
Ne YÖK, ne AKP
özerk-demokratik üniversite
25 Ekim günü Türkiyenin dört bir yanından rektör ve öğretim görevlileri Ataya Saygı yürüyüşünde buluştular. Bir yandan statükolarını korumaya çalışanlar, diğer yandan ise üniversitelerde kadrolaşma derdinde olanlar. Ne YÖK ne de AKP! diyen genç komünistler de aynı gün alanlardaydı.
Ekim Gençliği, İstanbul Beyazıt Meydanında 25 Ekim günü saat 14.00de bir basın açıklaması eylemi gerçekleştirdi. Yaplan açıklamada, AKP ile rektörler aynı taraftadır. İkisi de neoliberal eğitim politikalarının ve GATSın uygulayıcısıdır. İki taraf da üniversitelerin sermaye tarafından işgali konusunda aynı şeyleri düşünmektedir denildi. Basın açıklaması sırasında sık sık, Ne AKP ne YÖK üniversiteler bizimle özgürleşecek, YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!, Irakta işgalci okulda müşteri olmayacağız! sloganları atıldı. Ne AKP ne YÖK; özerk demokratik üniversite! şiarı yazılı pankart açtılar.
AKP ve ÜAK arasında yapılan görüşme sonucu YÖK Yasa Tasarısı için bir yeni çerçeve üzerinde uzlaştılar. Komünistler üniversite açılış töreninde yükselttikleri Sizler neoliberal eğitim politikalarının uygulayıcısısınız! şiarı bu çatışmanın ortasında gerçeği ortaya çıkarmak işlevi kazanmıştır. 30 kişinin katıldığı açıklamanın sonunda kampanyalarından bahseden komünistler 100 bin imza hedefine her geçen gün yaklaşıyoruz! Sözümüzün arkasında duracağız! dediler.
Rektörlerin yürüyüşüne protestolar bununla kalmadı. Diğer öğrenci grupları da bu taraflaşmanın karşısında yer aldıklarını belirterek alanlara çıktılar. Aynı tarihte Özgür Gençlik okurları Ne AKP ne YÖK; özerk demokratik üniversite! pankartı ve 15 kişilik grubuyla Taksimdeydi.
Rektörlerin yürüyüşüne karşı öğrenciler yürüdü
28 Ekim günü İstanbul Beyazıt Meydanında saat 13.00te bir araya gelen Ekim Gençliği, Öğrenci Koordinasyonu ve Öğrenci Konseyi, ortak bir basın açıklaması yaptı. Eylemin yapıldığı saatlarde İstanbul Üniversitesi Merkez Binası Atatürk Anıtı önünde 29 Ekim vesilesiyle bir tören gerçekleştiriliyordu. İçeriden çıkan öğrenciler burada durarak sloganlarını daha gür atmaya başladılar. Bir arkadaşımız kısa bir konuşma yaparak bu törenin anlamsızlığını dile getirdi: Bugün rektörler ve YÖK üniversitelerimizi sermayeye peşkeş çekme hazırlıkları yapıyorlar. Bir yandan da burada cumhuriyetlerini kutluyorlar. Tüm saldırılara karşı üniversiteleri savunacaklarını söyleyen öğrenciler de şu an buradalar. Bizler de AKPden, rektörlerden ve YÖKten hesap soracağız! Şimdi sesimiz daha bir gür, yumruklarımız daha bir sıkılı haykıralım YÖKe hayır!
Konuşmanın ardından yürüyüşe geçildi. Ne AKP, ne YÖK; üniversiteler bizimle özgürleşecek!/Üniversite Öğrencileri pankartının açıldığı eylemde Beyazıt Meydanını özgürleştiren yaklaşık 100 öğrenci AKPnin ve rektörlerin bir orta oyunu sergilediğini dile getirdi. Ajitasyon ve propaganda özgürlüğü olmadığı gerekçesiyle bazı gruplar eylemden çekildi. Buna rağmen başarılı ve etkili bir eylem gerçekleştirildi.
Rektörlerin yürüyüşüne karşı daha kitlesel bir eylem için bir araya gelmesi gereken öğrenci gençlik asıl yanıtını 6 Kasımda verecektir. 6 Kasımdaki tablo öğrenci gençliğin mücadelesini mayalayacaktır!
Kampanya çalışmalarımızdan...
Gençliğin sözü söz!
kampanyası hız kazanarak sürüyor
Gençliğin sözü söz! kampanyası tüm hızıyla yayılarak devam ediyor. Üniversitelerin açılmasıyla birlikte devam eden kampanya çalışmamızı, Özgür Üniversitenin düzenlediği 10. yıl Şenliğine taşıdık. 25 Ekim günü yapılan şenliğe 1000 civarında bir katılım oldu.
Yaptığımız planlama ve işbölümü ile şenliğe katılanlardan hem söz aldık, hem de dergimizin satışını gerçekleştirdik. Birçoğuyla Türkiyenin ve dünyanın mevcut durumu, gençliğin sorunları üzerine konuşmalar yaptık. Şenliğe katılan sanatçılarla ve yazarlarla konuşma imkanı bulduk. Konuştuğumuz herkesten kampanyamızı destekleme sözü aldık.
Şenlik boyunca yaptığımız röportaj ve konuşmalarla aldığımız bazı mesajları aşağıda sunuyoruz:
Savaşa karşı çıkmak bir insanlık borcudur!
Savaşa karşı çıkmak bir insanlık borcudur. Toplulukların karşısına çıkabilecek, bu tür durumlarda insanları etkileyebilecek insanlar gerekiyor. İnsanlığın hayvanlığa dönüşmemesi için insanlık borcunu yerine getiren insanların yetişmesi, kendi çıkarları için başka insanları öldüremeyecek düzeyde bir kültürün oluşturulması gereklidir. (Alaeddin Şenel)
Bu savaş haksız bir savaştır!
Amerikanın Irakı işgaline kesinlikle karşıyım. Türkiyenin bu işgale ortaklığına ve asker göndermesine de karşıyım. Yürütülen bu savaş haksız bir savaştır. Aslında bir savaş değil, tamamiyle Amerikanın başka bir devleti işgalidir. (Fikret Başkaya)
Özgürlük savaşının yanındayım!
İşgale karşıyım. İşgale tezkereyle destek veren bu ülke hükümetine de karşıyım. Özgürlük savaşının yanındayım ama emperyalist savaşlara karşıyım. Umarım kampanyanız kağıtta ve sözde kalmaz. (Ahu Sağlam)
İşgal en büyük sömürgecilik politikalarından biridir!
İşgal bütün dünyanın gözü önünde olmasına rağmen kimsenin ses çıkartmadığı tarihimizin en büyük sömürgecilik politikalarından biridir. Dünyada yaşayan herhangi biri olarak bu durumdan utanç duyuyorum. (Ahmet Şaylan)
Savaşa kesinlikle karşıyım!
Üniversiteler özerk olmalıdır. YÖKe yapısı ve uygulamaları yüzünden karşıyım. Yapılan yeni tasarı ve tartışmalarla daha geri bir konuma getirilmeye çalışılıyor. Elbette buna da karşıyım. Savaş konusunda ise kesinlikle karşıyım, böyle birşey düşünemeyiz. (Nejat Yavaşoğulları)
***
Başka bazı sanatçılarla röportaj yaptık ve mesaj aldık. Şenliğe katılan insanlarla yaptığımız konuşmalarla insanların üzerindeki durgunluğu bir nebze de olsa atmayı başardık. Ancak yine de toplumun geneline hakim olan durgunluk burada da karşımıza çıktı. Yürüttüğümüz kampanya çalışmasıyla insanlardaki bu durgunluğu atmak için biz genç komünistlere görev düşüyor.
Irakta işgalci, okulda müşteri olmayacağız!
Onlar Cumhuriyetleri için
bizler kampanyamız için alanlardaydık!
Kampanya çalışmamız İstanbulda tüm hızıyla sürüyor. Bildiri dağıtımı, afiş çalışması ve toplantılarla gençlikten söz alma faaliyetimiz ivmelenerek ilerliyor.
Son olarak genç komünistler afiş çalışması ile İstanbulun dört yanını donattılar. Irakta işgalci, okulda müşteri olmayacağız! şiarlı afişlerimizi Cevizlibağ, Topkapı, Aksaray, Haşim İşcan, Eminönü, Karaköy, Beşiktaş bölgelerinde yaygın bir şekilde kullandık. Sabah saatlerinde başladığımız afiş çalışması akşam 17:30da sona erdi. Bu süre zarfında 1000in üzerinde afişi işçi ve emekçilerin geçtiği güzergahlarda kullandık. İstanbuldaki Cumhuriyet kutlamaları çalışmamıza engel olamadı. Çalışmalarımız devam edecek.
|