Birkaç gündür televizyon ve yazılı basında sol içi çatışma gibi yansıyan olaylar aslında ADKF adı verilen MGK güdümlü çetenin devrimci öğrencilere karşı başlattığı bir provokasyondur. Polis eliyle zemini hazırlanan olaylar 30 Nisan Çarşamba günü başladı. 30 Nisan günü, İÜ Edebiyat Fakültesi ve YTÜde rektörlük tarafından sabahın erken saatlerinde okula sokulan Türk Solu çetesi, her iki okulda da devrimci ve demokrat öğrencilerin afiş astıkları yerleri tamamen kapatmış, afiş asacak yer bırakmamışlardı.
Yaşanan gergin ortamda İÜ Edebiyat Fakültesinde devrimci birkaç grup ile ADKF arasında ufak çaplı bir çatışma yaşanmıştır. Ardından toplanarak YTÜye giden ADKFli grup, Yıldızdaki öğrencilerin kararlı duruşu nedeniyle saldırmayı göze alamamıştır. YTÜ de yapılan toplu çıkışın ardından dışarıda bekleyen ADKFli grup, okula girmiş, kantini basarak okulda kalan arkadaşlarımızı tehdit etmiş ve afişlerimiz parçalamıştır. 1 Mayıs öncesi bu yapılanların provokasyon olduğu değerlendirilerek okulda tekrar bir çatışmaya girilmemiştir.
2 Mayıs Cuma sabahı saat 06:00da ellerinde sopalar ve satırlarla okula giren ADKF çetesi, polisle beraber okulu işgal etmiştir. Kapının önüne yığılan çevik öğrencileri teker teker içeri alırken, içeride bekleyen 50ye yakın sivil polis ve ADKF kapıda kimlik kontrolü yapmış, sivil polisin gösterdiği devrimci öğrencileri öldüresiye dövmüş, bir öğrenciyi yalnızca Kürt olduğu için döverek hastanelik etmiştir. Kapıda bekleyen ambulans olayların ne kadar planlı gerçekleştiğinin göstergesi olmuştur. Olayların sonunda 8 öğrenci hastanelik olmuş, 2si beyin kanaması geçirmiştir. ADKF çetesi, okul içerisinde kantin ve yemekhane konuşmaları yaparak, okula bölücü ve terörist olarak niteledikleri böyle siyasetleri sokmayacaklarını açıklamış, insanları sorguya çekmişdevrimciler aleyhine Hergele Meydanında bir forum düzenlemiştir. Kapıda bekleyen çevik kuvvet yüzünden okula devrimci öğrenciler müdahale edememiştir. Dışarıda bekleyen 300 kadar öğrenci, bazı siyasal yapıların gerekli iradeyi gösterememesi yüzünden olaylara seyirci kalmıştır. Olaylar karşısında alınan bu geri tavır daha sonra değerlendirilecektir.
5 Mayıs pazartesi günü saat sabah 07:00de İÜde bir fakültede toplanan devrimci öğrenciler İÜ Edebiyat Fakültesi Fakültesine girmek için hazırlık yaptığı sırada ADKF çetesinin okula girmeye çalıştığı ama içeri alınmadığı, bunun üzerine çetenin topluca Beyazıtı terk ettiği haberi gelmiş, bunun üzerine İÜ Fen-Edebiyat Fakültesine giderek alana tekrar giren öğrenciler, ADKFlilerin nerede olduğuna dair diğer üniversitelerden gelecek haberler beklenmeye başlamıştır. ADKFlilerin YTÜye gittiği haberinin ardından alanı savunacak kadar gücü İÜde bırakılarak YTÜye gitmişlerdir.
Bu sırada YTÜye gelen ADKF çetesi başta sayıları az olan devrimci öğrenciler tarafından karşılanmış, dışarıdan gelen devrimci öğrencilerin desteklemesiyle 100 kişilik bir grup ADKFyi püskürtmüştür. Araya giren çevik kuvvet ADKFyi koruma altına almış, daha sonra çevik otobüsüne bindirerek dışarı çıkartmış ve tekrar saldırabilmeleri için bir durak yukarıda ellerindeki sopalar ve satırlarla bırakmıştır. Bu sırada İÜden gelen grup ile karşılaşan ADKFliler saldırmış ve arkadaşlarımız yaralamışlardır. YTÜdeki öğrencilerin dışarıdaki öğrencilere katılmasıyla ADKF çetesi Barbaros Bulvarı boyunca iki durak kovalanmıştır. Yarım saat boyunca olayları seyretmekle yetinen polis, ADKFlileri kurtarmak için gaz bombalarıyla saldırmış, sokak aralarında ve tedavilerini yaptırmak için hastaneye ve eczanelere giden insanları gözaltına aıştır. Ayrıca YTÜdeki kantini de basmış, kantindeki tüm öğrencileri gözaltına almıştır. Onlarca arkadaşımız bu çatışmada satır, çivili sopa, demir sopa ve atılan taşlarla yaralanmıştır.
Yaşanan bu olaylar üzerine 6 Mayıs günü can güvenlikleri olmadığı için, okula toplu girmek isteyen arkadaşlarımız gözaltına alınmıştır. Gözaltılarının sayısı ilk gün alınanlarla birlikte 200e yaklaşmıştır. 25 arkadaşımız halen TMŞde gözaltında tutulmaktadır.
Yaşanan provokasyon sonucunda İÜ ve YTÜde polis ablukası nedeniyle devrimci, demokrat ve yurtsever öğrenciler okula alınmamaktadır. Tüm bu saldırılara rağmen devrimci faaliyetimizi engellemeye hiçbir güç yetmeyecektir. Ne İÜ gibi devrimci geleneğin taşıyıcısı olan bir okul, ne de Ümit Altıntaş yoldaşımızın koridorlarında dolaştığı YTÜ polise ve faşist çetelere bırakılmayacaktır.