28 Mayıs 2005
Sayı: 2005/21 (21)


  Kızıl Bayrak'tan
  Her yerde devlet terörü ve her yerde saldırı!
  Ordu buyurdu, cüppeliler ipi çekti,
Eğitim-Sen’e kapatma kararı verildi
  Yargıtay'ın Eğitim-Sen kararı; İnkar politikasına devam!
  Eğitim emekçilerinin eylemlerinden
  Kapatma kararına karşı eğitim emekçileri alanlarda
  Seydişehir direnişi
  İSDEMİR’de TİS kazanımla sonuçlandı
  Kamu TİS görüşmeleri başladı
  İşten atılan Coca-Cola işçileri direnişte!
  AKP hükümeti Beyaz Saray yolunda...
  Yeni Türk Ceza Kanunu 1 Haziran’da yürürlükte
  Derviş evine döndü!
  Güney Kürdistan sorunu üzerine
tamamlayıcı düşünceler/2
(Orta sayfa)
  KESK Kongresi/Yüksel Akkaya
  Arap halkı Sünni-Şii çatışmasına
sürüklenmek isteniyor
  Caferi’yi ağırlayan işbirlikçiler
Washington’daki efendilerine
yaranmaya çalışıyor

  Kontra şefleri koruyan Bush yönetimi Havana ve Caracas’ta protesto
edildi

  Özbekistan; Emekçi halkların örgütlü gücü
zorba diktatörlerden hesap soracaktır!
  Almanya’da eyalet seçimleri ve SDP’nin çöküşü
  Bir kez daha “savaş” üzerine
  İ.Ü.'’nde militan yaz okulu eylemi
  Sakarya’da faşist saldırılara karşı yürüyüş
  19 Aralık davası
  İşçi Kültür Evleri; Etkin bir kampanya hazırlığı
içindeyiz
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

İstanbul Üniversitesi'nde militan yaz okulu eylemi

İstanbul Üniversitesi öğrencileri 24 Mayıs günü yaz okullarının paralılaştırılmasına karşı bir basın açıklaması gerçekleştirmeyi planlamıştı. Tüm İstanbul Üniversitesi kampüsleri Beyazıt Meydanı'nda buluşup basın açıklaması yaptıktan sonra Rektörlüğe yürünecek, dilekçeler toplu bir biçimde verilecekti. Ancak eylem, polis ve idare işbirliği sonucu planlanan biçimiyle değil ama kitlesel ve militan bir biçimde, üstelik tüm engelleme çabalarını boşa düşürerek gerçekleştirildi.

Merkez Kampüs, Fen-Edebiyat Kampüsü, Avcılar Kampüsü, Orman Fakültesi ve Cerrahpaşa ve Çapa Tıp Fakültesi'nde toplanan 12 bin dilekçe rektörlüğe verilecekti. Merkez Kampüs dışında tüm fakülteler Fen-Edebiyat Kampüsü'nde buluştu. 200 öğrenci İstanbul Üniversitesi ana kapısına doğru yürüyüşe geçti. Merkez Kampüs öğrencileri ise 300'ü aşkın bir kitleyle ana kapının arkasında diğer fakültelerin alana girişlerini bekledi. Rektörlüğün inatçı ve saldırgan tutumu sonucunda ana kapının açılmayacağı ve eğer açılmasına dönük fiili müdahale yapılırsa dışarıda bekleyen gruba müdahale edileceği açıklandı. Çevik kuvvetin hazırlıklarını tamamlayarak beklemeye başlaması kitlenin öfkesini ve kararlılığını artırdı. Görüşmeye giden öğrenciler rektörlükten, “Bugün bu kapıdan merkez kampüs öğrencileri dışında kimseyi almayacağız. Dilekçelerinizi de her kampüsten bir kişi yollarsanız alırız. Toplu olarak gelemezsiniz” yanıtını aldı.

Temsilci yollanmaması, iki kitlenin birleştirilerek basın açıklaması yapılması, dilekçelerin verilmemesi kararı alınmışken ve pazarlıklar sürerken, bir saati aşkın bir süredir bekleyen eylemciler kapılara yöneldiler. Kapıların kırılmasıyla birlikte 500 kişilik kitle rektörlüğe doğru yürüyüşe başladı. Sloganlar eğitimin paralılaştırılması, yaz okulu sorununu aştı. Öğrenciler militan bir adım atmış olmanın coşkusu ve kararlılığıyla, üniversitedeki polis-idare işbirliğini teşhir eden, kitlenin kararlılığını ifade eden sloganlarla yürüdü.

Rektörlüğün önüne gelindiğinde ÖGB'ler büyük bir panikle kapıları kapattılar. Öğrenciler rektörün aşağı inmesi için sloganlar atarken, öğrencilerin karşısına muhatap olarak emniyet müdür yardımcısı ve bir sürü sivil polis çıktı. Burada tartışmalar sürerken, ki hiçbiri henüz kapıların kırılmasının şaşkınlığını üzerlerinden atamamıştı, çevik kuvvet ekipleri de üniversitenin içine kadar sokuldu. Kitleyi dağıtmaya dönük tartışmaların yapıldığı süre boyunca, öğrenciler bu kez “Burası bizim üniversitemiz, polis istemiyoruz” diye bağırmaya başladı. Sloganlarla polis-idare işbirliği teşhir edildi.

Tüm bu gerilimlere karşın eylem kitleselliğinden ve coşkusundan bir şey kaybetmedi. Aksine kitlenin kararlılığı ve coşkusu arttı. Rektörün aşağı inmeyeceği kesinleşince eylem bitirildi ve dilekçeler kapının önüne atıldı. Dışarıda faşistlerin grup halinde dolandığının haberinin gelmesi üzerine 500'ü aşkın kitle toplu çıkış gerçekleştirdi.

Merkez Kampüs'te 3 bin, Fen-Edebiyat Kampüsü'nde 2900, Avcılar Kampüsü'nde 4 bin, Cerrahpaşa ve Çapa Tıp Fakülteleri'nde 1700 ve Orman Fakültesi'nde 400 dilekçe toplanmıştı. Rektörlük tüm bu iradeyi çekinmeden hiçe saydı. Ancak öğrencilerin yanıtı gerçekten tok ve güçlüydü. Kapıları kıran irade, rektörlüğe her koşulda kafa tutmaya hazır, çevik kuvvetle karşı karşıya gelmekten çekinmeyen bir iradeydi.

Bundan sonra her gün düzenlenen alkışlı protestolar ve toplantılarla süreç devam edecek.

Ekim Gençliği/İstanbul Üniversitesi

-------------------------------------------------------------------------------------------

İstanbul Üniversitesi faşistlere mezar olacak!

16 Mayıs günü İstanbul Üniversitesi'nde faşistler devrimci bir öğrenciye pusu kurarak ciddi bir biçimde dövmüştü. 17 Mayıs sabahı olayı yönlendirdiği ve arkadaşımızı daha önce tehdit ettiği bilinen faşist okulda cezalandırılmıştı. Bu sırada faşist öğrenci hedefli bir biçimde silah çekerek ateş etmişti. Bunun üzerine devrimci ve demokrat öğrenciler 80 kişiyle bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Basın açıklamasında olayın teşhiri yapılırken, bundan sonra yaşanacak olayların sorumluluğunun taşınmadığı ifade edildi. Basın açıklaması oldukça kararlı ve coşkulu bir atmosferde gerçekleşti.

18 Mayıs günü Edebiyat Fakültesi'nde faşist saldırılara karıştığı bilinen bir faşist cezalandırıldı. Aynı gün devrimci, demokrat öğrencilerin düzenlediği toplu çıkışın ardından faşist güruh 8 arkadaşımıza farklı farklı yerlerde satırlarla pusu kurdu. Bu saldırıların ardından üniversite yakınlarında görülen bir faşist cezalandırıldı.

Faşistlerin saldırıları karşısında sonuna kadar mücadele edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Onların saldırganlıklarına pabuç bırakmayacağız. Artık saldırının kapsamı devrimci, demokrat öğrencileri aşmış, tüm üniversite öğrencilerini hedefleyen bir hal almıştır. Yurtlarda Penguen dergisini okuyanların dövülmesi ya da sırf sol görüşlü öğrencilerin arkadaşı olmaları dolayısıyla satır darbelerine maruz kalınması, doğum günü kutlamasını “örgüt etkinliği” diyerek basmalara kadar varan bu saldırılar açık ki yanıtsız kalmayacaktır.

Bu hafta en sınırlı toplu çıkışlar dahi 250 kişiyle gerçekleştirildi ve her çıkış bir eyleme dönüştürüldü.

Ekim Gençliği/İstanbul Üniversitesi

-------------------------------------------------------------------------------------------

Formasyon hakkı engellenemez!

İstanbul Üniversitesi'nde 17 Mayıs günü formasyon hakkını savunan öğrenciler taleplerini rektörlüğe taşıdılar. Saat 11.30'da Edebiyat Kampüsü bahçesinde başlayan sloganlı ve alkışlı protesto, fakültenin tüm katlarının gezilmesinin ardından Fen Fakültesi'ne taşındı. Yaklaşık 150 kişilik kitle daha sonra Beyazıt Kampüsü'nün dış yollarını alkış ve sloganlarla gezerek Eğitim Fakültesi'ne yöneldi. Beyazıt ana kapıya giden kitle orada Merkez Kampüs öğrencileri ile buluşarak basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında formasyon haklarının gaspını anlatan öğrenciler, sorunun bununla da sınırlı kalmadığına, atama sorunu ile bir kez daha geleceksizliğe mahkum edildiklerine vurgu yaptılar.

Eylem boyunca “Formasyon hakkımız, söke söke alırız!”, “Formasyon haktır, engellenemez!”, “Öğrenciyiz, haklıyız, kazanacağız!” sloganları atıldı.

Daha sonra rektörlükle görüşmeye giden eylemciler, birbuçuk haftadır süren eylemlerin sonucunda taleplerinin kabul edildiği bilgisini aldılar. Ancak kontenjan konusunda uzlaşma sağlanamadı. Formasyon hakkını savunan öğrenciler bu bilginin alınmasından sonra rektörlüğe, verilen bilgi resmi bir biçimde kendilerine sunulana kadar eylemlerini sürdüreceklerini bildirdiler.

Alkış, davul, düdük sesleri, sloganlarla Edebiyat Fakültesi'ne dönüldü. Üniversitenin içinde halaylar çekildi ve öğrencileri sorunlarına sahip çıkmaya davet eden bir konuşma yapıldı.

Ekim Gençliği/İstanbul Üniversitesi