9 Mayıs 2008 Sayı: SİKB 2008/19

  Kızıl Bayrak'tan
  İşçi sınıfı ve emekçilerin öfkesini büyütelim!
   Kandil’in bombalanmasıyla ABD planı yeniden yürürlükte!
1 Mayıs Taksim direnişi ruhunu kuşanalım!
1 Mayıs direnişi ve CHP’nin hesapları!
1 Mayıs eylemlerinden...
Devrimci 1 Mayıs Platformu’ndan açıklama:
  Zulmün borazanı dinci–gerici medyanın
1 Mayıs’a kin kusma ayini!
  Denizler’i savunmak, devrimi savunmaktır!
  Devrimci mirası yaşatmak,
daha ileriye taşımakla mümkündür!
  Taksim kararlılığının kazanımları
  1 Mayıs gözlemlerinden...
  Faşist zorbalardan hesap sorma zamanı…
  Gençlik hareketinden...
  Adana Sanayi İşçileri Kurultayı Sonuç Bildirgesi...
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Dünyadan...
  1 Mayıs: İslami faşizmin turnusol kağıdı
Yüksel Akkaya
  1 Mayıs 2008’in öğrettikleri
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Üç yiğit devrimcinin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz!..

Denizler’i savunmak, devrimi savunmaktır!

6 Mayıs 1972… Üç Darağacı... Üç kızıl karanfil… Deniz, Yusuf, Hüseyin... Onlar, 36 yıl önce bugün, 12 Mart cuntasının kararı ve düzen partilerinin parlamentodaki temsilcilerinin onayıyla idam edildiler. Sermaye devleti, 6 Mayıs sabahı bu üç yiğit devrimciyi katlederken, devrimci mücadeleyi boğma hesapları yapıyordu. Üçü de sehpaya çıkarken, bir korku izi belirsin yüzlerinde diye iğrenç bir umutla baktılar onlara...

Ama yanıldılar! Karşılarında gördükleri çelik gibi bükülmez devrimci irade ve kararlılık onyıllarca sürecek bir geleneği başlattı... İdam sehpasından cellâtlarına küçümsemeyle bakan ve son anlarında bile devrimci inançlarını haykırmaktan geri durmayan bu üç yiğit militan, bize büyük bir onur ve mücadele geleneği bıraktılar. Onlar, bize nasıl yaşanacağını, ne için yaşanacağını göstermekle kalmadılar, nasıl ölüneceğini de gösterdiler. Bu ülkenin devrimcileri ve komünistleri ölüme gülerek gitmeyi onlardan öğrendiler, onlardan devraldıkları bayrağa leke sürmediler.

6 Mayıs 1972, Türkiye devrimci hareketinin tarihinin dönüm noktalarından biridir. Bu tarih, ne “haksız yere verilmiş bir ceza” ne de “iyi gençlerin yanlışlıkla öldürülmesi” olarak asla ele alınamaz. Böyle ele almak, inançları uğruna ölümü göze alan ve bir direniş destanı yaratan bu yiğit devrimcilere en büyük saygısızlıktır.

Dünya ölçeğinde ‘68 baharında esen devrimci rüzgâr, egemen sınıfları ve onlarla uyum içinde olan reformist akımları fena halde sarsmıştır. Türkiye toplumu da aynı yıllarda toprak ve fabrika işgalleriyle, 15-16 Haziran Direnişi’yle ve “emperyalizmi ülkelerinden kovmak için” üniversiteden dağlara çıkmayı göze alabilen genç insanların coşkulu mücadeleleri ile sarsılmış ve daha önceleri hiç yaşamadığı bir atmosferi solumuştur. Çürüyen bir düzenin yıkılıp, yerine yeni bir dünya kurulabileceği inancı bu dönemi yaşayanların hissettikleri güçlü bir duyguydu. Bu coşkulu ruh haline eşlik eden toplumsal uyanış doğal olarak egemen sınıfların buna karşı şiddeti ve baskıyı yoğunlaştırmalarını da beraberinde getirdi.

Bu dönemde “Denizlerin idamı” ve sermaye devletinin genç devrimcilere dönük acımasızlığı toplumsal hafızaya kalıcı bir biçimde kazınmıştır. Devrimci oldukları için katledilen Yusuf Aslan, Deniz Gezmiş ve Hüseyin İnan’ın yanı sıra, giriştikleri devrimci mücadelede ölümsüzleşen Sinan Cemgil, Kadir Manga, Alparslan Özdoğan, Ulaş Bardakçı, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya ve daha niceleri büyük sempatiyle karşılanmış, adlarına türküler yakılmış ve doğan binlerce çocuğa onların isimleri verilmiştir.

Onlar sahip çıktıkları devrimci değerlerle mücadelenin simgesi olmuşlardır. Onlar ‘60’lı yılların kitle hareketi içinde gençlik hareketinin militanları olarak yetiştiler. Düzenin icazet alanında mücadelenin reddi olarak ortaya çıktılar, devrim yolunu seçtiler. Burjuva reformizminden kopuşun, düzene karşı militan ve ödünsüz bir başkaldırının temsilcisi oldular. Bu özellikleriyle, kendi kuşağının devrimcileriyle birlikte bir döneme damgalarını vurdular. Geleceğe silinmez bir mesaj bıraktılar.

Dün Denizler’in yolunu parlamentoya çıkaranlar ve Taksim’de ısrarı anlamsız bularak sermaye devletine soldan destek verenler ile Denizler’in önüne Dolmabahçe’de barikat kuran reformist-parlamentarist TİP aynı kumaştan dokunmuşlardır. Dünün ve bugünün reformistlerinin zerrece Denizler’in mirasına sahip çıkmaya hakkı yoktur. Liberal reformist takımının bu yiğit devrimcilerin adlarına sahip çıkması tam bir samimiyetsizlik örneğidir. Bu, kokuşmuş düzenin geçmişin devrimci birikiminin ve mücadele içinde yaratılmış değerlerinin içini boşaltma çabasına hizmet etmektedir. Deniz Gezmiş ve yoldaşlarının hayatlarını ortaya koyarak gelecek kuşaklara bıraktıkları devrimci mirası siyasal içeriğinden soyutlayıp duygusal bir anıya dönüştürmekte, böylece ‘71’in devrimci direniş geleneğini ehlileştirme operasyonuna soldan destek vermektedirler.

Ama tüm bu çabalar boşunadır. Onlar dün olduğu gibi bugün de ölümüne direnişin, davaya adanmışlığın simgesi olarak anılmakta, bu özellikleriyle yeni kuşak devrimcilere yol göstermektedirler.

İnsanlık tarihi hep onlar gibi, davaları uğruna ölümü tereddütsüzce göğüsleyenler tarafından yazılmış, devrim ve sosyalizm davası sınırsız bir fedakârlıkla direniş bayrağını yere düşürmeyenlerin omuzlarında büyütülmüştür.

Bugün işçi sınıfı, emekçiler ve devrimcilerin Taksim kararlılığı ve son zamanlarda kendini hissettiren sınıf cephesindeki hareketlilik, onların fedakârlıklarının boşa gitmediğinin en somut kanıtıdır. Onlar kendilerinden sonraki kuşaklara umutsuzluğu, teslimiyeti ve ihaneti değil, emekçilerin davası uğruna ölümüne direnmeyi miras bırakmışlardır.

Onlar, devrime ve sosyalizme aittirler! Bıraktıkları direniş mirasıyla bugünkü mücadeleyi beslemekte, bu mücadele içinde yaşamaktadırlar. Onların izlediği mücadele çizgisinin ideolojik-politik açıdan kusurlu olan yönleri büyük ölçüde geride kalmıştır. Onlardan bugüne kalıcı olarak yaşayan ve geleceğe aktarılacak olan, devrim davasına ölümüne bağlılıktır. Her yeni devrimci kuşak onları bu yanıyla tanıdı, bu yanıyla örnek aldı.

Devrimci yiğitlikleri, kararlılıkları ve adanmışlıklarıyla yeni kuşaklara örnek olan bu başeğmez devrimciler, parti, devrim ve sosyalizm mücadelemizde yaşıyorlar, hep yaşayacaklar!..


 

Lozan’da Denizler anması...

Onlar kavgamızda yaşıyorlar!

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan 12 Mart faşizmi tarafından katledildiler. Katledilişlerinin 36. yılında bu yiğit devrimcileri anma etkinliği düzenledik. Onların kahramanlıklarını ve devrim davasına sarsılmaz bağlılıklarını 5 Mayıs günü düzenlediğimiz etkinlikle genç devrimcilere aktardık.

Bu yıl ki anma toplantımıza tiyatroyu da ekledik. Denizler’in mahkeme savunmalarını ve infaz gecesini anlatan bir tiyatroyu titizlikle ve ciddiyetle hazırladık, onların adına yakışacak bir şekilde oynadık.

Tiyatromuzu çok kısa bir zaman içinde hazırlamak durumunda kaldık. Teknik alt yapısıyla birlikte mümkün olduğunca aslına uygun hazırladık. Daha açık bir ifadeyle, 9 Ekim 1971 Ankara sıkıyönetim askeri faşist mahkemesini ve Denizler’i salona taşıdık. Yine infaz gecesini de titizlikle ve başarıyla oynadık. Teknik malzemenin aslına uygun hazırlanması daha başında, oynayanlara bir ciddiyet ve sorumluluk yükledi. Böylelikle oyunumuzun başarısını da güvencelemiş olduk. İzleyenlerin coşkulu alkışları ve oynayan arkadaşların gurur ve coşkuyla birbirine sarılıp birbirilerini kutlamaları sağlanan başarının götergesiydi.

Tiyatro çalışmasında yeralan on kişilik ekibin bu alanda hiçbir deneyimi olmamasına rağmen, elde ettiğimiz sonuç gerçekten profesyonelce oldu.

Programımızın diğer bölümlerini de dinamik, özlü ve etkili bir şekilde sunduk. Etkinliğimize 60 kişi katıldı.

‘71 devrimci önderlerin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Onlar Türkiye halklarının devrim ve sosyalizm mücadelesinde hep yaşayacaklar.

BİR-KAR / Lozan




Denizler ülkenin dört bir yanında anıldı...

“Emperyalizme, faşizme, şovenizme karşı Deniz olunmalı!”

Ankara’da Denizler anması!

Devlet tarafından katledilen üç yiğit devrimciyi, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı anmak için 6 Mayıs günü Karşıyaka Mezarlığı’nda anma etkinlikleri yapıldı.

İlk anma etkinliği saat 11.30’da gerçekleştirildi. Bu etkinlikte Karşıyaka Mezarlığı miting alanına çevrildi. Alanda bulunan ses aracından Halit Çelenk, Mustafa Yalçıner ve “Hatırla Sevgili” dizisinde Deniz Gezmiş’i oynayan oyuncu konuşma yaptılar. Mitingin içeriği devrimci bir yaklaşımdan çok uzaktaydı. Özellikle Mustafa Yalçıner tarafından dillendirilen “yasalar çerçevesinde demokratikleşme mücadelesi”nin Denizler’in sergilediği düzene karşı kararlı mücadeleyle hiçbir ilgisi yoktu.

Mitingin bir diğer çarpıcı yanı da “Hatırla Sevgili” dizisinin oyuncusunun kürsüden sarfettiği sözler oldu. Devrimle, mücadeleyle hiçbir ilgisi olmayan bir şahsın kürsüden çıkıp sadece kendi popülaritesi üzerinden sözler sarf etmesi, böyle birine kürsüden söz verilmesi, ödenen bedellerin, uğrunda savaşılan değerlerin hiçe sayılmasından başka bir anlam taşımıyordu. İçerik yönünden oldukça zayıf geçen eyleme katılımsa oldukça kitleseldi. Darbe Karşıtı Platform tarafından düzenlenen mitinge katılan kurumlardan bazıları, EMEP, SDP, TKP, EHP, ODAK, Halkevleri, SHP, ÖDP, Kaldıraç, Tüm-İGD, ESP, Partizan’dı.


Komünistler Denizler’in mezarı başında!

Mezarlıktaki ikinci anma etkinliği ise BDSP tarafından gerçekleştirildi. “Emperyalizme, faşizme, şovenizme karşı Deniz olunmalı!/ BDSP” imzalı pankart taşıyan komünistler, mezarlık girişinden Denizler’in mezarına kadar “Denizler yaşıyor, komünistler savaşıyor!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganlarını haykırdılar.

Deniz Gezmiş’in mezarının başına gelindiğinde, ilk olarak BDSP temsilcisi tarafından bir konuşma yapıldı. Denizler’in düzen karşısında baş eğmeden, kararlı bir şekilde sergilediği duruşun anlamına değinildi. Bugün devrimci mirasımızın, değerlerimizin içini boşaltmaya çalışan yaklaşımlar teşhir edildi ve Denizler’in şahsında anılması gerekenin devrim ve sosyalizm mücadelesi olduğu vurgulandı. Komünistlerin bu bayrağı kararlılıkla taşıyacakları bir kez daha ifade edildi.

Konuşma esnasında “Partiyi kazandık, partiyle kazanacağız!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganları coşkuyla atıldı. Nazım Hikmet’in dizelerinin okunmasının ardından Ekim Gençliği adına da kısa bir konuşma yapıldı. Konuşmada, Denizler’den devralınan bayrağı genç komünistlerin daha da yukarılara taşıyacakları ifade edildi. Son olarak mezarın başında devrimci marşlar hep bir ağızdan söylendi. Sloganlarla mezarlıktan çıkıldı.

Komünistlerin gerçekleştirdiği eylem hükümetten demokrasi dilenenlerin karşısında Denizler’in mirasını devrim ve sosyalizm mücadelesinde somutlayan anlamlı bir alternatif oldu. BDSP pankartının arkasında 100 kişi yürüdü.

Kızıl Bayrak / Ankara

 

Adana’da Denizler anıldı!

Adana’da ilerici ve devrimci kurumlar 6 Mayıs günü İnönü Parkı’nda gerçekleştirdikleri bir eylemle Deniz, Yusuf ve Hüseyin’i andılar. Denizler’in fotoğraflarının yer aldığı pankartın açıldığı basın açıklamasında, onların mücadelesini anlatan şiirler okundu.

Ardından kurumlar adına hazırlanan ortak basın metni okundu. Denizler’in yaşamlarına ve kimliklerine vurgu yapılarak yürüttükleri haklı ve meşru mücadeleye değinildi. Onlara dönük saldırılar ve bugün içini boşaltmaya dönük manevralar teşhir edildi. İşçi ve emekçilerin yoğun saldırılar altında olduğu ve kölelik koşullarına mahkum edilmek istendikleri belirtildi. “Mücadelemiz devrim ve sosyalizm mücadelesidir. Kazanacağız” sözleriyle biten basın metninin ardından eylem sloganlarla sonlandırıldı.

Emek Gençliği, Yurtsever Gençlik, SGD, Devrimci Liseliler, Kurtuluş, Partizan, ÇHKM, Alevi Gençlik Örgütleri, ÖGD, EMEP, ÖDP, DTP, SDP ve ESP’nin ortak örgütlediği eyleme yaklaşık 150 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / Adana


Eskişehir: “Binlerce Deniz alanlarda!”

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan katledilişlerinin 36. yılında Eskişehir’de anıldılar. 6 Mayıs günü eylemi örgütleyen kurumlar “Emperyalizme ve devlet terörüne karşı Deniz olunmalı!” pankartı arkasında flama ve dövizleriyle yerlerini aldılar.

Sloganlarla Hamam Yolu Yediler Parkı girişinden başlayan eylem, Adalar Migros önünde yapılan basın açıklaması ve söylenen marşlarla sonlandırıldı.

Basın açıklamasında Denizler’in mücadelesi anlatılarak, onların başkaldırının simgesi olduğu vurgulandı. Açıklama şu sözlerle son buldu: “Üç fidanı idam edenler onları asmakla bu mücadelenin biteceğini sandılar ama aradan 36 yıl geçmesine rağmen binlerce, onbinlerce Deniz, Yusuf ve Hüseyin mücadele meydanlarında onların mücadelesini devam ettiriyor.”

BDSP, DPG, ODAK, Halkevleri, ÖDP, SDP, TKP, EHP ve EMEP’in örgütlediği eyleme DGH, SGD, Eskişehir Gençlik Derneği ve İHD katılarak destek verdi. Eyleme yaklaşık 400 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / Eskişehir


İstanbul/Esenyurt: “Kavgamızda yaşıyorlar!”

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan sermaye devleti tarafından idam edilişlerinin 36. yıldönümünde Esenyurt Depo Durağı’nda gerçekleştirilen bir eylemle anıldılar.

Eylem 8 Mayıs akşamı saat: 20:00’de başladı. Eylemde “Deniz, Yusuf, Hüseyin kavgamızda yaşıyor!” pankartı açıldı ve Denizler’in resimleri taşındı. Fırın Caddesi’nde gerçekleştirilen yürüyüş boyunca “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Emperyalistler işbirlikçiler 6. Filo’yu unutmayın!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganları atıldı. Çevre sakinleri eylemi alkışlarla destekledi.

Yapılan basın açıklamasında, Denizler’in anti-emperyalist mücadele yürüttükleri, sömürü ve kölelik düzenini yıkmak istedikleri için katledildikleri belirtildi. Halkların kardeşliğini savundukları ve sömürüsüz bir dünya kurmak istedikleri için katledildikleri vurgulandı. Denizler’i, Mahirler’i ve İbolar’ı bugüne taşıyanın onların kararlı duruşları, devrimci kimlikleri, bükülmez iradeleri ve devrime olan inançları, insanın insan tarafından sömürülmediği bir ülke kurabilmek için hiç tereddütsüz yaşamlarını feda etmeleri olduğu belirtildi. Onların gerçek mirasçılarının ise bugün hala bu mücadeleyi kararlılıkla sürdüren devrimciler olduğu vurgulandı.

Burjuvazinin devrimci değerlerin içini boşaltmaya yönelik olarak burjuva medya aracılığıyla psikolojik bir saldırı yürüttüğü dile getirildi. Çeşitli televizyon dizileriyle Denizler’in devrimci kimliklerinden soyutlanarak sadece “iyi çocuklar” olarak lanse edilmeye çalışıldığı, “masumlukları” üzerinden devrimci kimliklerinin gölgelenmeye çalışıldığı vurgulandı.

Eylem, şiir ve marşlarla sona erdi. BDSP, Proletaryanın Kurtuluşu, Halk Kültür Merkezleri, Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği’nin ortak örgütlediği eyleme yaklaşık 120 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / Esenyurt


Kırşehir’de 6 Mayıs anması...

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan sermaye devleti tarafından idam edilişlerinin 36. yıldönümünde Kırşehir’de de anıldılar.

6 Mayıs günü saat 21.00’de düzenlenen anma gecesine Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu’nun da (BDSP) aralarında olduğu devrimci kurum, ilerici siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri katıldı. Yaklaşık 100 kişinin katılımıyla gerçekleşen etkinlik, Denizler şahsında tüm devrim şehitleri için yapılan saygı duruşuyla başladı. Ardından Denizler’in anısına bir konuşma yapıldı. Konuşmada Denizler’in sarsılmaz direnişçi kimliği ve uğruna şehit düştükleri mücadelenin önemi vurgulandı.

Gecede yerel sanatçılardan Ali Akbulut ve Cemal Topçu sahneye çıktı. Denizler anısına türkü ve marşlar söylediler. Türkü ve marşların büyük bir kısmına ağırlığını gençlerin oluşturduğu kitle de katıldı.

Kızıl Bayrak / Kırşehir


Kayseri’de 6 Mayıs anma etkinliği!

Kayseri İşçi Kültür Evi’nde 4 Mayıs günü 6 Mayıs şehitleri anıldı.

Etkinlikte, devrim ve sosyalizm yolunda düşenler için yapılan saygı duruşunun ardından dünya ve Türkiye’deki devrimci mücadele, bunun ışığında ‘68 dönemi ve anti-emperyalist gençlik mücadelesini ele alan bir metin okundu.

Daha sonra müzik ve şiir dinletisine geçildi. Dinletiden sonra sohbet gerçekleştirildi. Denizlerin ehlileştirilemeyeceğinin vurgulandığı ve devrimci kimliğin canlı bir şekilde işlendiği sohbet bölümünün ardından etkinlik sona erdi. Etkinliğe 30 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / Kayseri


MBP: “Deniz olunmalı!”

Mücadele Birliği Platformu 4 Mayıs günü Kadıköy İskele Meydanı’nda Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı anma etkinliği gerçekleştirdi.

“Denizleşenlerimizle yürüyoruz!/ Mücadele Birliği”, “Yaşasın Kürt-Türk halklarının mücadelesi!” /DİK, “Denizleri anmak demek devrim ve sosyalizm mücadelesini yükseltmek demektir!/ DÖB ve Ayışığı Sanat Merkezi’nin pankartlarının açıldığı eylemde “Deniz olunmalı” dövizleriyle taşındı. Basın açıklamasından önce Nurettin Güleç, Emeğe Ezgi ve Grup Denize Ezgi şarkı ve marşlar söylediler. Gündoğdu Marşı hep bir ağızdan yumruklar havada söylendi. Daha sonra Nazım Hikmet’ten şiirler okundu.

Mücadele Birliği Platformu adına yapılan açıklama sona erdikten sonra kolluk güçleri ortalığı terörize ederek provokasyon yaratmaya çalıştı. Kitle polisin tutumunu alkışlarla ve sloganlarla protesto ederek dağıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


İÜ: “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”

Denizler’in idamının 36. yıldönümünde, 6 Mayıs günü, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bahçesinde üniversite öğrencileri olarak bir anma gerçekleştirdik. Denizler’in mücadelesinin sona ermediğini, devrimci mücadeleyi durduramayacaklarını yaptığımız anmayla bir kez daha vurguladık.

Anma, Hergele Meydanı’nda sloganlarla başladı. Yemekhane, kantin ve bahçe dolaşılarak, Denizler’in mücadelesini anlatan ve anmaya çağrı yapan konuşmalar yapıldı. Okul içerisinde yaptığımız yürüyüşte birçok öğrencinin alkışlarla eyleme destek vermesi, sloganlara katılması ve anmaya gelmesi oldukça anlamlıydı.

Edebiyat bahçesinde toplanıldıktan sonra kısa bir konuşma yapıldı. Konuşmanın sonunda üç devrimci şahsında devrim davasında yaşamını yitirmiş devrimciler için saygı duruşu gerçekleştirildi. Şiirler ve müzik dinletisiyle anma devam etti. Anma boyunca “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Yusuf, Hüseyin, Deniz! Sürüyor, sürecek mücadelemiz!”, “Faşizme karşı omuz omuza!” sloganları atıldı.

Anma sırasında tüm özel güvenliklerin bahçeye toplanması ve Fen Fakültesi kapısında çevik kuvvet ekiplerinin beklemesi anmayı diğer öğrencilerden yalıtma çabalarıydı. Ancak birçok öğrencinin atılan sloganlardan sonra alkışlaması bunu başaramadıklarının göstergesiydi.

İstanbul Üniversitesi Ekim Gençliği


Bursa: “Emperyalizme, faşizme karşı Deniz olunmalı!”

Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Deniz Gezmiş 6 Mayıs günü Bursa’da yapılan yürüyüşle anıldı. “Emperyalizme, faşizme karşı Deniz olunmalı!” pankartı açılarak, Setbaşı-Mahfel önünden Heykel AVP önüne kadar bir yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüş boyunca sloganlar gür bir şekilde atıldı.

Heykel-AVP önünde devrim ve sosyalizm yolunda şehit düşenler için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Ardından yapılan basın açıklamasında şunlar söylendi: “Bugün 6 Mayıs. Üç yiğit devrimci önderin 36 yıl önce darağacında yükselen sesleri bugünlere ulaştı. Egemenler bugün hala onların isimlerini dahi duymaktan korkmaktadırlar.”

Genç komünistler eyleme, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya’nın fotoğraflarının olduğu dövizlerin yanısıra “Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!” ve Habip, Ümit ve Hatice’nin fotoğraflarının olduğu “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” yazılı dövizlerle katıldılar.

Ekim Gençliği, SDG, SGD, DGH, Emek Gençliği, Devrimci Liseliler, TKP, Genç- Sen, tarafından örgütlenen eyleme KESK Şubeler Platformu, Bursa Tunceliler Derneği, YDG, SDP, Sosyalist Parti Girişimi destek verdi. Eyleme 200’ü aşkın kişi katıldı.

Bursa Ekim Gençliği


Kartal İLGP Denizler’i andı...

İLGP olarak 6 Mayıs’ta Kartal’da bir okulun sınıfında yaptığımız anmayla coşkulu bir etkinlik gerçekleştirdik. Okul içindeki çağrımızda ‘68 gençlik hareketinin devrimci önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın sermaye devleti tarafından idam edilişlerinin 36. yılında liseli gençlik çalışması ve devrim mücadelesi açısından önemine vurgu yaptık. 25 kişiyle gerçekleştirdiğimiz anmamız saygı duruşuyla başladı. Bir yoldaşımız yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Denizlerin mirası şu an biz liselilerin elindedir. Onları sahiplenmenin kendisi devrim mücadelesini sahiplenmektir. Biz bu yolda şehit düşenlerin ardından ağıt yakıp ağlayamayız. Denizler’den aldığımız bayrağı daha yukarıya taşımalıyız.”

Kartal İLGP


YC’li Öğrenciler: “Deniz, Yusuf, Hüseyin aramızda!”

Yurtsever Cepheli Öğrenciler, 6 Mayıs günü Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı andılar. İÜ Beyazıt Merkez girişi önünden Dolmabahçe’ye yürüdüler. Saat 14.00’te gerçekleştirilen basın açıklamasının ardından başlayan yürüyüşte, “Deniz, Yusuf, Hüseyin aramızda!/ TKP’li Öğrenciler” pankartı açıldı. Deniz Gezmiş’in fotoğrafının taşındığı yürüyüşte “Denizlerin yolunda bağımsızlık için yürüyoruz!”, “Ne ABD ne AB bağımsız Türkiye!” vb. dövizler taşıdılar. Basın açıklamasından sonra kaldırımdan tek sıra halinde marşlar ve sloganlarla Dolmabahçe’ye yürüdüler.

Yurtsever Cepheli Öğrenciler, Dolmabahçe’ye geldiklerinde Beyazıt, Gündoğdu marşlarını söylediler. Can Yücel’in “Mare Nostrum” şiiri okunduktan sonra devrim şehitleri için saygı duruşuna geçildi ve yeniden basın metni okundu. Eyleme 400’ü aşkın kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul