Mücadeleci Kadınlar Konferansı yapıldı
Bu yıl 9.’su düzenlenen Mücadeleci Kadınlar Konferansı (Fraun Ratschlag) 1-3 Ekim tarihleri arasında Düsseldorf Heinrich Heine Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Bu sene konferansa dört kıtadan 31 uluslararası delege katıldı. Konferansa katılımın sayısı üç gün boyunca 1500’ü buldu. Türkiyeli ve Kürt kadınlarının katılımı oldukça dikkat çekiciydi.
2011 yılında Venezüela’da düzenlenecek olan Dünya Kadınlar Konferansı’na ön hazırlık niteliğinde örgütlenen etkinliğin ilk günü, uluslararası delegelerin kendilerini tanıtmalarıyla başladı. 30 ayrı ülkeden gelen delegelerin tanıtımlarının ardından, delegelerin ülkelerindeki kadın sorununa ilişkin verdikleri bilgi doğrultusunda hazırlanan sinevizyon gösterimi izlendi.
Öğleden sonraki bölümde çeşitli konularda forumlar düzenlenirken, aynı zamanda uluslararası delegelerin kadın sorununa bakışlarını ve çözüm önerilerini dile getirdikleri geniş bir toplantı gerçekleştirildi.
Uluslararası delegelerin de yer aldığı genel toplantı, konferansın ikinci gününde sabah saatlerinde gerçekleştirildi. 9.30-12.30 arasında gerçekleştirilen toplantıda öncelikli olarak Dünya Kadın Konferansı’na yönelik hazırlıklar değerlendirildi. Daha sonra öneri ve kararlar bölümüne geçildi.
Dünya Kadın Konferansı’nın da tartışma konuları arasında yer alan; “Kadın üzerinde çifte sömürü”, “Kadın ticareti”, “Göçmen kadın ve ırkçılık”, “Kadın hareketi”, “Savaş ve özgürlük mücadelesinde kadının rolü”, “Çalışan kadın ve ayrımcılık”, “İşçi kadın”, “Aşırı üretim dünyasında çevre, sağlık, tarım, açlık ve yetersiz beslenme” gibi başlıklı forumlar iki gün boyunca yapıldı.
BİR-KAR Kadın Komisyonu, konferansın ön çalışmasında yürüttüğü etkin çalışmayı Politik Kadın Konferansı’na da yansıttı. Komisyon, Hollanda ve Almanya’dan iki delegeyle konferansa katılım sağladı. BİR-KAR Kadın Komisyonu, konferanstan, oldukça önemli, olumlu deneyimler kazanarak çıktı. Yerli kadın örgütleriyle farklı düzeyde ve alanlarda çalışma imkanı bulabildi.
Bu konferansta dikkat çeken gelişmelerden biri de, Hollanda’dan delege olarak gelen Türkiyeli bir kadının milliyetçi ve ırkçı söylemleri oldu.
Dünya Kadın Konferansı’nda temsil edilecek 5 delegenin seçimi yapıldı. Bir sonraki, 2012 tarihinde gerçekleştirilecek olan Politik Kadın Konferansı’nın Hazırlık Komitesi belirlendikten sonra konferans programı, “Yaşasın enternasyonal dayanışma!” sloganıyla son buldu.
BİR-KAR Kadın Komisyonu
Stuttgart S21 eyleminde polis terörü
Almanya’da tarihi Stuttgart tren garının yıkılmasını içeren “S21” adlı yıkım projesine karşı gerçekleştirilen protesto gösterisinde 30 Eylül günü polis terör estirdi. Garın hemen yanındaki Schlosspark Meydanı’nda geceli gündüzlü nöbet tutan kitleyi ziyarete gelen 1000 kişilik öğrenci grubuna polis saldırdı.
Meydanda bulunan kitleye yaşlı, kadın, çocuk demeden saldıran Alman polisi bir taraftan göz yaşartıcı gaz kullanırken diğer yandan da tazyikli su, cop ve sopalarla saldırarak terör estirdi.
Sermayenin kolluk güçlerinin saldırısı sırasında 10-15 yaş arası yaklaşık 100 çocuk yaralandı. 1 eylemci kafatasına aldığı darbe nedeniyle yaralanırken 1 eylemci de gözünden ağır yaralandı. Yine, polis saldırısı sonucunda onlarca kişi vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralanarak hastaneye kaldırıldı.
Eylemciler, kesilecek yüzlerce ağacın üzerinde yuva kurarak nöbet tutarken Alman polisi ise yıkılacak ağaçların bir bölümünü 30 Eylül günü demir bariyerlerle çevirdi.
Ağaçların üzerindeki eylemciler, vinçlerle zor kullanılarak aşağıya indirildi ve gözaltına alındı. Bu haberi duyan Stuttgart halkı Schlosspark’a akın etti. Binlerce yaşlı, genç polisin saldırısına karşı tepkilerini gün boyu sürdürerek geç saatlere kadar alandan ayrılmadı. Eylemciler, sabahlamak üzere bekleyişlerini sürdürdüler.
Tüm bunlar yaşanırken, aylardır kürsülerden nutuk atan partilerden (SPD, Yeşilciler-Sol Parti) ses çıkmadı.
1 Ekim günü ise S21 projesine ve polis terörüne karşı onbinlerce Stuttgart`lı alanlara çıktı. Schlosspark Meydanı’nda toplanan kitle öfke doluydu. Alanı dolduran emekçiler, gençler, çocuklar ve kadınlar canlı sloganlarla hükümeti ve polis terörünü lanetledi. Eyalet Başkanı Mappus’un derhal istifa etmesi istendi. Eylemdeki konuşmalar polis terörünü hedef aldı. Kitlenin yürüşe geçmesiyle Stuttgart sokakları tam bir karnaval alanına dönüştü. Her ulustan insanların içinde olduğu yürüyüşte zaman zaman “Yaşasın enternasyonalizm!” sloganları atıldı. Alman ilerici grupların oluşturdukları güçlü kortejler ve taşıdıkları düzeni hedefleyen pankartlar dikkat çekti. Kitle yoğun “güvenlik” önlemlerinin alındığı parlamento binasına yürüyerek hükümeti ve polis terörünü protesto etti. Binlerce polisin geri çekilerek beklemesi ve yıkıma ara vermesi ise dikkati çekti.
Kızıl Bayrak / Stuttgart
"Nükleer santraller kapatılsın!"
Almanya'da nükleer santrallerin kapanma sürelerinin uzatılma kararına karşı Stuttgart şehrinde 6 Ekim günü bir eylem gerçekleştirildi.
Çevre dernekleri, nükleer karşıtları ve sol siyasi partinin desteklediği eylem Schlossplatz'da başladı. Yapılan konuşmalarda, yönetimde bulunan hükümetin (CDU-CSU ve FPD) istifası ve nükleer santrallerin derhal kapatılması istendi.
Ardından meclise doğru yürüyüşe geçen 7 bini aşkın kişi, meclisin etrafında zincir oluşturdu. Kitle sık sık Baden Württemberg Başbakanı Stefan Mappus'un istifasını, nükleer santrallerin derhal kapatılmasına yönelik sloganlar attı. Saat 19.00'a kadar süren eylem tam bir karnaval havasındaydı.
Avrupa’da ırkçılık yükseliyor
Resmi ırkçılığı ve yabancı düşmanlığını körükleyen yasal düzenlemelerin gündemde olduğu Fransa’da, Romanların sınırdışı edilmesini sağlayacak olan yeni bir yasa tasarısı onaylandı. Bununla da yetinmeyen Fransız sermaye devleti bugünden itibaren Bulgaristan ve Romanya’ya sınırdışı edilen Romanların parmak izlerini alacak.
Göçmenlerin vatandaşlıktan çıkarılmasını kolaylaştıran yasa tasarısının kritik bir maddesini onaylayan Fransız Meclisi, tasarının tamamını 12 Ekim’de görüşecek. Tasarı, Senato’dan onay almasının ardından yasalaşacak. Genel Kurul’daki oylamada “güvenlik güçlerini ve yargı mensuplarını öldürmek suçlarından mahkum olan ve 10 yıldan az süredir vatandaşlık statüsüne sahip göçmenlerin bu hakkının elinden alınmasını öngören madde” 57’ye karşı 75 oyla kabul edildi. Tasarı, Senato’dan onay almasının ardından ise yasalaşacak.
Diğer yandan Fransa Göçmenlik Bakanlığı, bugünden itibaren Bulgaristan ve Romanya’ya sınırdışı edilen Romanların parmak izlerini alacaklarını duyurdu.
Fransız bakanlık yetkilileri, “kendilerine vaat edilen bir miktar parayı alarak Fransa’dan ayrılan Romanların, bir süre sonra tekrar bu ülkeye dönerek bir kez daha ayrılma parası almasını önleme” adı altında ırkçı-ayrımcı uygulamalarından birine daha imza attı.
“Özgürlükler ülkesi” ve “sosyal demokrasinin beşiği” olarak nitelendirilen İsveç’te ırkçılık ve yabancı düşmanlığının yükselişe geçmesi burjuva demokrasisi altında ırkçı-faşist eğilimin her an güçlenebileceğini gösterdi.
İsveç’te yapılan seçimlerde yüzde 5.7 oy alarak, barajı aşan yabancı karşıtı İsveç Demokrat Partisi’nin, ilk kez meclise girmesi protestolarla karşılandı.
Irkçı partiye üye 20 milletvekilinin yemin töreni öncesi İsveç’in başkenti Stockholm’deki Sergel Meydanı gösterilere sahne oldu. Yaklaşık 5 bin kişi ırkçılığı protesto etti.
“Kahrolsun ırkçılık, İsveç’te ırkçı partilere yer yok, İsveç Demokratları defol” sloganları atan protestocular Göteborg ve Malmö kentlerinde de gösteriler düzenlediler.
|