05 Kasım 2010
Sayı: SİKB 2010/43

 Kızıl Bayrak'tan
Sınıfın birleşik mücadele ihtiyacı ve
bazı girişimler üzerine
Kürt sorununa düzen içi çözüm arayışları sürüyor
Ankara’daki işbirlikçiler emperyalist/siyonist güçlere ‘kalkan’ olma yolunda
Sermayeye kaynak emekçiye
sefalet bütçesi!.
“Alaattin’i katledenlerden
hesap soracağız!”
Polis katlediyor
yargı aklıyor!.
İzmir Sendikalar Birliği Çalıştayı gerçekleşti
İzmir Sendikalar Birliği ve hareketin ihtiyaçları
Katılımcılarla sınıf hareketi ve İzmir Sendikalar Birliği
üzerine konuştuk
Akdeniz Çivi işçileri sendika hakkı için direnişte!.
Mutaş’ta fabrika işgali sona erdi!
Satışa geçit vermemek için mücadele barikatlarına!
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu Kasım Ayı
Toplantısı Sonuçları
BETESAN işçisi
direnişin simgesi..
BETESAN direnişinin sesi Taksim’de yankılandı
İşçi ve emekçi hareketinden..
Zam soygunu toplu taşımayla devam ediyor
6 Kasım eylem ve
etkinliklerinden.
YTÜ’de yaşananlar üzerine..
BP’nin suç ortağı Halliburton.
Türban, kadınlar üzerinde baskı ve köleliğin simgesidir…
“Zorunlu din dersleri
Hapishaneler düzenin aynasıdır
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mutaş’ta fabrika işgali sona erdi!

Kocaeli’nin Gebze ilçesinde kurulu Mutaş Demir Çelik’te, onuru ve hakları için 27 Ekim günü 03.00 sıralarında fabrika işgali başlatan Mutaş işçilerinin eylemi sona erdi.

“İşe geri dönme” ve “sendika hakkı” talebiyle eylem yapan işçiler, 28 Ekim gecesi Birleşik Metal-İş Sendikası yöneticileri, DİSK ve Mutaş patronu arasında varılan anlaşma sonucunda eylemlerini sona erdirdiler. Anlaşmaya göre; Mutaş işçileri sadece, normal şartlar altında da almaları gereken kıdem ve ihbar tazminatlarını alabilecekler.

Bekleyiş sırasında Mutaş işçilerinin aileleri ve destek veren güçler işgal eylemini sürdüren işçileri yalnız bırakmadı. Gebze’de 4 günlük işgal eylemiyle haklarını söke söke alan ÇEL-MER işçilerinin yolundan ilerleyen Mutaş işçilerinin işgal eylemi, sonucu ne olursa olsun işçi sınıfının mücadele hanesine artı olarak yazıldı.

İşgal eylemi, başta Birleşik Metal-İş üyeleri olmak üzere ilerici ve devrimci güçlerin desteğini alırken 28 Ekim günü fabrika önüne destek için yüzlerce işçi geldi. Ağırlığını Petrol-İş Sendikası üyesi işçiler ve Birleşik Metal-İş üyelerinin oluşturduğu kitle iki gün boyunca işçilere tam destek verdi.

28 Ekim sabahı saat 10.30 sıralarında, fabrika önündeki bekleyişlerini sürdüren işçi aileleri Mutaş Demir Çelik fabrikasının giriş kapısına yürüyerek patronu protesto ettiler.

Mutaş işçileriyle dayanışma amacıyla fabrika önüne İstanbul Tabip Odası ve Kocaeli Tabip Odası üyesi doktorların, içeride bulunan işçileri sağlık kontrolünden geçirme talebi de reddedildi. Fabrikada işgal eylemini sürdüren Mutaş işçilerinden ikisi öğle saatlerinde fabrikanın çatısına çıkarak ellerindeki metal parçalarıyla dışarıda bekleyen kitleye seslendi.

Saat 15.20 sıralarında gerçekleşen polis saldırısı karşısında geri adım atmayan kitle dağılmadı. Biber gazı sıkarak ailelere saldıran polis kitleyi dağıtmak istedi. Saldırı sonucunda gazdan etkilenen ve yaralanan 10 kişi hastaneye kaldırıldı. Polis ise saldırının ardından fabrika içerisine geri çekildi.

Saat 16.30’da DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin katılımıyla gerçekleşecek eylem öncesinde ilk olarak, fabrika önüne getirilen vinç kitlenin üzerine sürüldü. Fabrika önünde sayısı gittikçe artan kitlenin bekleyişine tahammül edemeyen sermayenin kolluk güçleri tekrar saldırdı.

Saldırının ardından açıklamalar yapan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, polis saldırısını kınadılar. Fabrika önündeki bekleyişe TÜMTİS üyesi UPS Kargo işçileri ile BETESAN direnişçisi Zeynel Kızılaslan da katıldı. Metal İşçileri Birliği, BDSP, UİD-DER, Eğitim Sen ve diğer güçler de fabrika önündeydi. Çelebi, Birleşik Metal-İş yöneticileri ve CHP milletvekillerinden oluşan heyet fabrika kapısından içeri girerek Mutaş patronu ve emniyetle görüşmelerde bulundu.

Saat 18.00’de ise ÇEL-MER işçileri coşkulu sloganlarla fabrika önüne geldi.

Yaklaşık 2 saat süren görüşmelerin ardından Adnan Serdaroğlu ve Süleyman Çelebi, Mutaş patronuyla yapılan görüşmeye ilişkin işçi ailelerine bilgilendirmede bulundular. Görüşmeden net bir şey çıkmadığını, eylemin bir süre daha böyle devam edeceğini belirten Serdaroğlu’yla paralel açıklamalar yapan Çelebi de “birtakım gelişmeler var, durumu değerlendireceğiz” demekle yetindi. İşgal eyleminin devam etmesi beklenirken yapılan görüşmelerin kokusu gece geç saatlerde ortaya çıktı. Sendika yöneticileri ve Mutaş patronu, işgal eyleminin sona erdirilmesi konusunda anlaşmaya vardı. Varılan anlaşmadan; Mutaş işçilerinin yasal hakkı olan “kıdem ve ihbar tazminatlarının işçilere ödenmesi” kararı dışında elle tutulur herhangi bir sonuç çıkmadı.

İçerideki işçiler kendi aralarında oylama yaparak gece saat 01.30’da işgali bırakma kararı aldılar. Avukatlar gelmeden vinçten inmeyeceklerini söyleyen işçiler avukatların gelmesinin ardından tazminat tutarlarının hesaplanmasıyla saat 03.00’te işgali sona erdirdiler. İşçiler, ifadeleri alınmak üzere çevik kuvvet otobüsleriyle karakola götürüldüler.

Kızıl Bayrak / Gebze


 

 

Sincan’da UPS işçilerine çağrı

Ankara Sincan’da UPS işçilerinin hazırladığı “UPS’de ağır çalışma şartları uygulanıyor. Çalışma saatlerinin düzenlenmesini, 8 saatlik iş yasasının uygulanmasını istiyoruz” şiarlı pul ve “UPS’de baskılara son” şiarlı ozalitler kullanıldı. İşçiden İşçiye UPS özel sayısı servis noktasında UPS işçilerine verilip işçilerle uzun sohbetler gerçekleştirildi. Sendika üzerine konuşmalar yapıldı. Ayrıca süren UPS direnişleri anlatıldı.

Alınan bilgilere göre serviste ve aktarma merkezinde işçiler arasında bu dağıtım yoğun bir ilgiye konu oldu. Dağıtılan bültenin etkisiyle UPS yönetimi kendi arasında toplantı alırken taşeron firma da işçilerle toplantı yaptı. Sınıf devrimcilerinin çalışmaları çeşitli araçlarla devam edecek.

Kızıl Bayrak / Ankara


 


Kardemir’de sendikal çetelerin
rant dalaşı

Karabük’te geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen iki miting bu şehirde aylardır iki ihanetçi sendika arasında süren gerici rant kavgasının gerçek yüzünü bir kez daha ortaya serdi.

İşbirlikçilikleriyle ve işçilere eylem yaptırmamakla övünen Türk Metal ve Çelik-İş ağaları Kardemir’in rantı sözkonusu oluduğu için işçileri alet ederek karşılıklı birçok eylem gerçekleştirdiler. Bu eylemlerin sonuncuları ise geçtiğimiz hafta resmi yetkinin Çelik-İş’te kalmasının ardından gerçekleşti.

Önce 28 Ekim’de Çelik-İş ağaları yetkiyi kazanmış olmalarından dolayı bir kutlama mitingi yaptılar. Miting öncesinde ve miting sırasında yaşananlar ise sadece Çelik-İş yöneticilerinin sahip olduğu ihanetçi sendikacılık anlayışını değil, Kardemir’de yaşanan yetki savaşının da içyüzünü bir kez daha ortaya serdi.

Miting için Karabük’e gelen Hak-İş Başkanı Salim Uslu ve ekibi mitingden önce Kardemir yönetim kurulu üyelerini ziyaret etti. Aslında sadece bu pratikleri bile bu ihanetçilerin gerçek kimliklerini ortaya sermaye yetiyordu. Çünkü onlar bu ziyaretleri ile giriştikleri yetki savaşında verdikleri destek için Kardemir yönetimine teşekkür ediyorlardı. Zira bilindiği gibi Türk Metal ve Çelik-İş arasında süren yetki savaşında Kardemir yönetimi de çok özel bir rol oynamıştı. Türk Metal, Kardemir’de üyeliklere başladığı ilk evrede Çelik-İş-Kardemir ortaklığı ile 100’ün üzerinde işçi işten atılmış, sonrasında ise yetkinin kaybedilme riski nedeniyle 1000 civarında yeni işçi işe alınarak Çelik-İş’e üye yaptırılmıştı.

Ama Çelik-İş ağaları sadece Kardemir yönetimine teşekkür etmekle kalmadılar. İşçileri de kullanarak bir gövde gösterisi yapmayı ihmal etmediler. İşte 28 Ekim günü gerçekleştirdikleri mitingin asıl amacı da buydu. Bu nedenle mitingde hem Çelik-İş hem de Hak-İş adına yapılan konuşmalarla sermaye sınıfı ile her cephede girilen işbirliği ibretlik bir şekilde büyük bir övünç kaynağı olarak anlatıldı.

Mitingde ilk konuşmayı yapan Çelik-İş Başkanı Ferudun Tankut bir sendika yöneticisinden daha çok Kardemir yöneticisini andırıyordu. Yaptığı konuşmada Kardemir’in nasıl kar eden bir işletme haline geldiğini ballandıra ballandıra anlatan Tankut, Kardemir işçisine fedakarlık adı altında ödettiği bedellere dair güzellemeler yaptı. İşçi, sendika, yönetim ve halk dayanışmasından dem vurarak Türk Metal’in buradaki huzuru bozmak için Karabük’e geldiğini iddia etti. Ancak Tankut’un yaptığı konuşmanın en ibretlik yanı Türk Metal’in Karabük’e geliş amacının sendikal mücadele değil, şirketi ele geçirmek olduğunu söylemesiydi. Bu ifade ile Türk Metal’in kirli emelini teşhir etse de Ferudun Tankut özünde Kardemir’de kendilerinin de işçileri temsilen değil, şirketin emrinde hizmet için bulunduklarını itiraf etmiş oluyordu.

Bir sendika yöneticisi değil, Kardemir’in patronu gibi konuşan Tankut’un ardından konuşan Salim Uslu’nun Ankara’da sermaye hükümeti ile kurduğu derin bağlantılarla övündü. Türk Metal’in referandumla birlikte gündeme gelen birden fazla sendikaya üye olabilme imkanını kullandığını dile getiren Uslu, Türk Metal’in eski başkanı Özbek’in Ergenekon bağlantılarına gönderme yaparak “O dağlara kar yağdı. Ankara’da Hak-İş var, Hak-İş!” dedi. Böylece Hak-İş’in AKP Hükümeti ile içinde bulunduğu yakın işbirliği en yetkili ağızdan bir kez daha itiraf edilmiş oldu.

Çelik-İş ağalarının elde ettikleri yetkiyi kutlamak için gerçekleştirdiği miting böyle bir atmosferde, suç secereleriyle övündükleri bir ibretlik gösteri haline geldi.

Çelik-İş’in bu şovuna Türk Metal çetesinin de vakit geçirmeden, hem de TİS’in en hareketli günlerinde bir mitingle yanıt verdiğini düşünürsek Kardemir’deki rant savaşının önümüzdeki günlerde de devam edeceğini söyleyebiliriz. Yani her iki ihanetçi çetenin reisleri kendi çıkarları için giriştikleri bu rant kavgasında işçilerin tepki ve öfkelerini kullanmaya devam edecekler.