02 Nisan 2010
Sayı: SİKB 2010/14

 Kızıl Bayrak'tan
1 Mayıs yolunda ayrışma ve
birleşme ekseni
TEKEL işçilerinin 1 Nisan eylemi..
Faşist baskı ve terör sökmedi, sökmeyecek!
Anayasa tartışmaları ve emeğin sömürüsünün meşrulaştırılması
TEKEL işçilerinin
1 Nisan buluşması...
BDSP’den yaygın 1 Nisan çağrısı
İşçi ve emekçi hareketinden..
EKK’dan direnişteki TÜBİTAK işçisi
Aynur Çamalan’a..
Adana BDSP’den
TEKEL gündemli toplantı
Sınıf hareketi yeni bir dönemin başında / EKİM
Yolsuzluk düzeni kapitalizme karşı mücadeleye!
Avukatlar sömürüye karşı birleşti
Kusursuz cinayet ve
çıplak gerçekler
Kızıldere şehitleri
katliamın 38. yıldönümünde anıldı
Gençliğin Kızıldere anmalarından...
“Hayatımız sınav” raporunun verilerinin gösterdikleri...
Genç-Sen’den geleceksizlik karşıtı faaliyetler...
Irak halklarının sorunları
birleşik direnişle çözülebilir!
Arap Birliği’nin Sirte Konferansı…
Almanya’da ırkçılık ve faşizm devlet eliyle örgütleniyor
Türkiye’de demokratikleşme
sorunu hakkında kısa notlar…- 6 -
M. Can Yüce
Polis terörüne son!
Hasta tutsaklar için
eylemler sürüyor.
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ankara’da ulaşım hakkı mitingi

Ulaşım Hakkı Ortak Mücadele Grubu tarafından 27 Mart günü Ankara’da gerçekleştirilen mitingle Türkiye’deki en pahalı toplu ulaşım ücret tarifesinin Ankara’da uygulanması protesto edildi.

Tüketici Dernekleri Federasyonu’na (TÜDEF) bağlı Tüketici Hakları Derneği (THD) ve Tüketici Koruma Derneği (TÜKODER) ile KESK, DİSK, TMMOB, ASKİ Su ve Kanal Çalışanları Derneği (ASKİ SUKA-DER), Ankara Mali Müşavirler Muhasebeciler Birliği Derneği (AMMMB), Halkevleri, TKP, ÖDP, EMEP, BDP ve ESP’nin katılımı ile gerçekleştirilen miting, bileşenlerin Kolej Kavşağı’nda toplanmasıyla başladı.

Gerçekleştirilen yürüyüşün ardından Kızılay Meydanı’na açılan Ziya Gökalp Caddesi üzerinde toplanıldı.

Burada yapılan konuşmalarda Melih Gökçek ve ulaşım politikaları eleştirildi. Ulaşım Hakkı Ortak Mücadele Grubu adına bir konuşma yapan Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Başkanı Ali Çetin, konuşmasına Ankara Valiliği’nin mitingi yasaklama girişimini kınayarak başladı.

Çetin şunları söyledi: “Ucuz ulaşım hakkı talep eden bizleri Gökçek komünistlikle suçlamakta, Başbakan ise bizim için illet ifadesini kullanmaktadır. ‘Bedava ulaşım nerede var?’ diye sormaktadırlar. Evet, sağlığın, eğitimin, ulaşımın; yani temel ihtiyaçların bedava olduğu bir başka sistem var. Biz başka bir dünyanın mümkün olduğunu biliyor ve istiyoruz. Sizler istemez misiniz her gün soyulmak yerine parasız sağlık, parasız eğitim ve parasız ulaşım hakkını? Bunu yapamazlarmış. Biz yapabiliriz. Dikili’ye baksınlar, sembolik fiyatla temel hizmet nasıl veriliyor, görsünler. Küba’ya baksınlar, parasız eğitim, parasız sağlık nasıl oluyor görsünler. Üstelik son derece kısıtlı bütçelerle. Ama bunlar göremezler, çünkü gözleri dolar yeşilinin ışığında kör olmuş. Bunlar bilemezler, çünkü beyinleri kafataslarının içinde değil, başkalarının ellerinde.”

Çetin, ulaşım hakkına sahip çıkma çağrısıyla konuşmasını bitirdi.



“Akdağ, darbecilerle aynı “şerefi” paylaşabilir”

Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın meslek odalarını hedef alan söylemleri 31 Mart günü Türk Tabipleri Birliği ve Türk Diş Hekimleri Birliği tarafından İstanbul Tabip Odası’nda gerçekleştirilen basın toplantısıyla protesto edildi.

Recep Akdağ, 7 Mart günü MÜSİAD’ın Samsun Şubesi’nde gerçekleştirdiği toplantıda meslek odalarını tehdit etmiş, birliklerle ilgili kanunları iptal ederek odaların kapatılabileceğini söylemişti.

Açıklamada Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy şunları söyledi: “Ayrıca görülmektedir ki, hükümetin Türkiye’yi 12 Eylül Darbe Anayasası’ndan kurtarıp, demokratik bir anayasayla buluşturma çabalarından bahsettiği bu günlerde Sayın Bakan’ın sarf ettiği bu cümleler ileride yaşayacaklarımızın önemli ipuçlarını vermektedir. Türk Tabipleri Birliği 12 Eylül döneminde bir defa kapatıldı. Bakan bu iki üç maddeyi de çıkartıp Birlikleri tekrar kapatarak 12 Eylül darbecileriyle aynı “şerefi” paylaşabilir.”

 

 

 

Marmara’da dilekçe eylemi

Marmara Üniversitesi’nde yürürlüğe giren yaz okulu uygulamasına karşı biraraya gelen hukuk fakültesi öğrencileri, 25 Mart günü bütünleme sistemini geri istediklerini talep eden dilekçeleri bir eylemle Hukuk Fakültesi Yazı İşleri’ne verdiler.

Dilekçelerin kuyruk oluşturularak bırakıldığı eylem, 350’yi aşkın öğrencinin katılımıyla gerçekleştirildi. Kuyruğa girmeden dilikçe veren öğrencilerle birlikte toplam sayı 450’yi geçti. Eylem sırasında önümüzdeki süreçte de mücadelenin devam etmesi gerektiğine ilişkin konuşmalar yapıldı.

Başını TKP’li öğrencilerin çektiği bir grup öğrenci ise dilekçe eyleminin yapıldığı saati bilmelerine rağmen, 1 saat öncesine eylem koydular.

Ekim Gençliği / Marmara Üniversitesi

 

 

 

Liselerde eğitimin ticarileşmesinde
son nokta...

Gün geçmiyor ki, eğitimin ticarileşmesi olgusu kendini yeni adımlarla göstermesin. Bugüne kadar harç, katkı payı, aidat vb. adlarla soyulmaya alıştığımız okullarımızda artık iş iyice çığrından çıkmış durumda.

Gençliğin geleceğinin ellerinden alındığı eleme sınavlarının yaklaşması sonucunda öğrencilerin yaşadıkları sıkıntıları bir koza dönüştürmeye çalışan okul yönetimleri şimdi de “uygun aidat miktarları” karşılığında mazeretsiz izin vermeye ya da izinleri dolan öğrencilerin devamsızlıklarını silmeye başladılar!

Adana’da ATO, ÇEAŞ, Piri Reis, Seyhan Anadolu ve Adana Anadolu Liseleri başta olmak üzere birçok okulda yaşanan bu durum eğitimin ticarileşmesinin ulaştığı noktayı göstermesi bakımından oldukça dikkate değer. Bu okullarda müdür ya da müdür yardımcıları sınıfları dolaşarak açıktan bunun pazarlığını yapıyor, ödenen miktara göre izin veriyor ya da fazla devamsızlıklar siliyorlar.

Öğrencileri bu pervasızlığa rağmen söz konusu paraları ödemeye mecbur bırakan ise ön günlerine geldiğimiz eleme sınavlarının yarattığı basınç ve artan geleceksizlik korkusudur. Birçok öğrenci, bu paraları ödeyip okula gitmekten kurtularak sınava daha fazla çalışabileceğini düşünmektedir.

Ama bizler biliyoruz ki, bu sorunun çözümü ne daha fazla rüşvet verip bu soyguna razı olmak ne de kafamızı kitaplara gömüp asıl yol olan mücadeleyi unutmaktır. Yapmamız gereken, geleceğimizi ellerimizden alan bu düzene karşı mücadele etmektir. Bu yüzden Devrimci Liseliler Birliği olarak tüm gençliği geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Adana Devrimci Liseliler Birliği