05 Ağustos 2011
Sayı: SİKB 2011/30

 Kızıl Bayrak'tan
Anayasa değişikliği tartışmaları ve devrimci tutum
“Açılım” sirkinin yeni cambazı Burkay - Z. Us
Generallerin “emeklilik kararları” ve YAŞ’tan yansıyanlar
Dinci partinin gücü ve pervasızlığı nereden geliyor?
Kapitalizm yeni bir krize hazırlanırken…
“İşsizlik fonu kıdem gaspına malzeme yapılıyor”
Birleşik Metal-İş 1 No’lu Şube
Genel Kurulu’nun ardından…
Mersin’de liman işçileri direnişte!
Güvencesiz çalışmaya karşı mücadele sempozyumu
PTT’de direniş çadırı kalktı, mücadele sürecek!…
Tunus-Mısır
dersleri - H. Fırat
TC’nin transformasyonu,
GOP ve hegemonya savaşları -
Volkan Yaraşır
“Kontrollü bir deneme mi?”
DTK direnişe çağırdı
Emperyalistlerle işbirlikçileri
Sudan’ı parçaladı ...
Somali’de resmi açlık ilanı...
S21 Projesi: Kavga
devam ediyor!
Kadın cinayetleri tırmanıyor
Hüsnü Yıldız’ın avukatı Taylan Tanay ile konuştuk...
Bertolt Brecht’i ölümünün 55. yılında saygıyla anıyoruz
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mersin’de liman işçileri direnişte!

“Haklarımızı almak için kapıdayız”

Mersin Limanı’nda faaliyet gösteren Nuri Çiftçi (NÇ) Denizcilik’te işten atılan Liman-İş üyesi 35 işçinin Liman A Kapısı önünde başlattığı direniş sürüyor. Direnişin 12. gününde görüştüğümüz işçiler, işten atılma süreçlerini ve mücadelelerini gazetemize anlattılar.

NÇ Denizcilik, taşeronun taşeronu

NÇ Denizcilik, Mersin Limanı’nda faaliyet yürüten MIP firmasına bağlı UĞURSAN Denizcilik’in alt taşeronu olarak çalışıyor. Firmanın sahibi Nuri Çiftçi. UĞURSAN Denizcilik bünyesinde yaklaşık 250 işçi çalışıyor. NÇ Denizcilik ise Aypar Denizcilik, Kardeşler Denizcilik gibi UĞURSAN bünyesindeki alt taşeron bir firma. UĞURSAN Denizcilik patronu örgütlenmenin önüne geçebilmek ve yükümlülüklerinden kaçmak için limanda aldığı işi birçok taşeron firmaya paylaştırmış durumda.

Yoğun iş kazaları, ağır çalışma koşulları...

NÇ Denizcilik’te kimyevi madde yükleme ve boşaltımı yapılıyor. Burada işçiler yağ, asit, çimento, petrokok vb. maddeler yüklüyor. Şimdiye kadar birçok iş kazası yaşanan işletmede işçiler patronun şahsi arabalarıyla hastanelere götürülüyor ve trafik kazası vb. yalan ifadelerle rapor aldırılıyor. Şimdiye kadar yaklaşık 60 işçi de iş kazaları sonrası işlerinden oldu. Bir işçinin üzerine sülfürik asit döküldü. Asgari ücret ile 900 TL arasında değişen maaşlar alan işçilerin sigortaları asgari ücret üzerinden yatırılıyor. NÇ Denizcilik işçileri 8 saat çalışma haklarının kağıt üzerinde kaldığını ve zaman zaman eve gitmeden 2 gün boyunca çalıştırıldıklarını belirtiyorlar. Haftalık izin hakkı işin durumuna göre belirleniyor. İşçiler ancak cenaze, düğün gibi yalanlar söyleyerek izin alabiliyorlar. Bu durumda bile her an telefonla işyerine geri çağrılabiliyorlar. Angarya işlerin de çok olduğunu belirten işçiler TOKİ inşaatında bile çalıştırılmışlar.

NÇ Denizcilik bünyesinde çalışan 35 işçi Liman-İş üyesi. İşçiler Ortaçağ’da bile bu koşulların olduğunu sanmıyoruz diye yakarışta bulunuyor. Liman-İş Sendikası daha önce işyeri ile yapılan görüşmelerde toplu sözleşme talebini öne sürerek 2 Ağustos’ta greve gidileceğini belirtti. Greve yaklaşık 10 gün kala 21 Temmuz günü gece vardiyasına gelen işçilerden 22’sinin iş kartları iptal edildi. Bunun üzerine diğer 13 işçi de arkadaşlarına destek olmak için dışarıya çıkarak beklemeye başladı. Liman-İş üyesi 35 işçi Liman A Kapısı önüne 23 Temmuz günü çadır kurarak direnişe geçti.

İşçilere destek geliyor

İşçiler masa sandalye gibi konularda Akdeniz Belediyesi’nden yardım aldıklarını ifade ediyorlar. Belediyenin, desteğini esirgemediğini söylüyorlar. Geceleri çadır nöbeti tutmak için 5-6 kişilik gruplar oluşturan işçiler günlük nöbet değişimi yapıyorlar. 2 yıl önce limanda direniş deneyimi yaşayan TÜMTİS üyesi AKAN-SEL işçileri de direnişçi işçilere destek oluyorlar. NÇ Denizcilik işçileri geçmiş deneyimlerin de gösterdiği gibi direniş olmadan kazanım olmayacağının farkındalar. Bu bilinçle kararlılıkla sonuna kadar direneceklerini söylüyorlar. Direnişten rahatsız olan patron işçilere direnişi bitirmeleri halinde halde, bağda, bahçede iş bulacağı vaadinde bulunuyor. Fakat NÇ Denizcilik işçileri “yalanlara karnımız tok” diyorlar ve sonuna kadar direnişin süreceğini belirtiyorlar.

- Direniş süreci nasıl başladı anlatır mısınız?

Cevat Erdem: 21 Temmuz’da işe geldiğimizde 22 işçinin iş kartlarının iptal edildiğini öğrendik. Nedenini sorduğumuzda NÇ Denizcilik’in zarar ettiği bu yüzden işi bırakacağı söylendi. Biz de bunun üzerine 35 işçi kapı önüne toplandık. Direnişe başladık.

Ömer Balcı: 22 işçi arkadaşımızın kart girişi iptal edildi. Biz de onlara destek vermek için dışarı çıktık bizim de kartlarımız iptal edildi. Sigorta girişlerimiz devam ediyor ama içeri girişimiz yasaklandı. 35 işçi işe tekrar alınmayı bekliyoruz.

Mehmet Balcı: İşçi arkadaşlarımız işten çıkarılınca biz de onlara destek vermek için dışarı çıktık. O arkadaşlarımız kapıdaysa biz de kapıdayız. 35 işçi bir bütünüz.

Ömer Eroğlu: Gece vardiyasına geldiğimizde iş kartlarımız iptal edildi. Biz de bundan dolayı direnişe geçtik.

- İşten atılmaların gerçek nedeni nedir?

Cevat Erdem: Bu tamamen sendikalaşma ve örgütlenmeye sekte vurmak için yapılmıştır. Greve bir hafta kala zarar ettiklerini söylüyorlar. Neden diğer taşeronlar kazanırken NÇ Denizcilik zarar ediyor. Bu doğru değil.

Ömer Balcı: Sendikayla toplu sözleşmeye 5 gün kala firma zarar ettiğini söyledi ve bizi işten çıkarttı. Nedeni toplu sözleşmedir. Sendikalı olmamızdır. Bize direnmeyin ben sizi tarlada bahçede işe alacam diyor. Biz dik durarak bunların üstesinden geleceğiz.

Mehmet Balcı: Patron zarar ettiğini söylüyor bence bu doğru değil. Biz sendikaya üye olduğumuz ve haklarımızı talep ettiğimiz için ve 2 Ağustos’ta greve çıkacağımız için işten çıkarıldık.

Ömer Eroğlu: Biz sendikal örgütlülüğümüzden dolayı işten atıldık. Zarar edildiği yalandır.

- Direnişe çıktığınızda sendikanın tutumu ne oldu?

Cevat Erdem: İlk bir haftalık süreçte sendikanın desteğini alamadık. Ardından destek olmaya başladılar.

Ömer Balcı: İlk 1 hafta sendikadan destek göremedik. Biz direnince ve telefonla ağır konuşunca 1 hafta sonra geldiler. Telefonda kendilerine biz direnirken sizin tatil yapmanız doğru değil dedik. Halen yeterli desteği alamıyoruz.

Mehmet Balcı: Önce bize destek vermedi. Sonra UĞURSAN işçisi olarak hepimizi kapıda görünce destek oldu.

Ömer Eroğlu: İlk zamanlar destek görmedik ama şimdi yanımızdalar.

- Liman A kapısında direniştesiniz. Bu süreç nasıl geçti sizin için? Bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz?

Cevat Erdem: Bizim direnişimiz sonuç alana kadar sürecek. Biz sonuç alacağımıza inanıyoruz. Bütün emekten yana olan güçlerin desteğini bekliyoruz. Birkaç gün sonra sesimizi daha çok duyurmak için basın açıklaması yapacağız. Bu açıklamaya herkesi bekliyoruz. Sadece kendimiz için değil diğer işçi arkadaşlarımız ve çocuklarımız için de direniyoruz.

Ömer Balcı: 12 gündür yılmadan usanmadan bir lokma ekmeğimizi bir paket sigaramızı paylaşarak yasal prosedürün işlemesini bekliyoruz. Elimizden geldiği kadar kimse zarar görmeden bir an önce işimizin başına dönmeyi istiyoruz.

Mehmet Balcı: 12 gündür birlik beraberliğimizi kaybetmedik. Ne kadar ailemizden uzak olsak da ekmeğimiz için direnişteyiz. Tekrar işimize dönüp haklarımızı almak için kapıdayız.

Ömer Eroğlu: 12 gün direnişle geçti. Biz biliyoruz ki mücadele olmadan hiçbir şey olmaz. Direnişimiz sonuna kadar sürecek.

Kızıl Bayrak / Mersin


“TİS’ler başarıyla tamamlandı”

Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS); Gaziantep, Mersin, Ankara, İzmir, Bursa, Balıkesir, Eskişehir ve İstanbul şubelerine bağlı ambar işyerlerini kapsayan toplu iş sözleşmelerinin başarıyla tamamlandığını duyurdu.

2011-2013 döneminde, patronların, genel ekonomik kriz, sektörün içinde bulunduğu durum gibi gerekçelerle kazanılmış haklara göz diktiği, sıfır zam dayattığı koşullarda başlayan görüşmelerde kazanılmış haklardan taviz vermediğini belirten sendika % 20’lere varan oranlarda ücret artışları sağladığı bilgisini verdi.

Bağıtlanan TİS’ler ile üyelerinin ücret ve sosyal haklarında % 9 ile % 20 arasında artışlar sağlandığını duyuran TÜMTİS Merkez Yönetim Kurulu, işyeri toplantıları ve genel üye toplantıları ile toplu sözleşme sürecine hazırlanan sendikanın, üye, temsilci ve yöneticileriyle kenetlenmiş, her tür mücadeleye hazır görüntüsüyle bu sürecin de başarıyla sonuçlanmasını sağladığını ifade etti.