16 Kasım 2012
Sayı: SİKB 2012/12 (45)

 Kızıl Bayrak'tan
Büyük metal hareketliliği ve Renault deneyimi
Açlık grevindeki tutsaklar ölüm sınırında!
Açlık greviyle eylemli dayanışma büyüyor
HDK 2. Genel Kurulu üzerine
Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu
Kandil çok soğuktu!
DHF’den açıklama
Kiğılı davasında ilk duruşma
Türk Metal’e Renault’da büyük öfke
Oyak-Renault’da
yaşananların gösterdiği
Metal işçisinin MESS-Türk Metal ittifakını yıkmaktan başka çaresi yoktur!
Ankara’da 25. yıl coşkusu
Geceye gelen mesajlardan
Katledilişinin 3. yıldönümünde komünist işçi Alaattin Karadağ’ın devrimci anısına
İzmir İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Gecesi üzerine
"TOHUM" şöleni gerçekleşti
Suriye’ye yönelik gerici ablukaya karşı anti-emperyalist
mücadeleyi yükseltelim!
Avrupa’da şalterler indi hayat durdu
Avrupa’da açlık grevi ile dayanışma eylemleri
YÖK düzeni yeni taslağı piyasaya sürdü
Gençlik faşist baskılara boyun eğmeyecek!
50’li yıllar İstanbul’unda
“gurbet kuşları”
Taksim yalanı
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Katledilişinin 3. yıldönümünde komünist işçi Alaattin Karadağ’ın devrimci anısına...

25. yılda “parti, sınıf, devrim” davası şimdi daha güçlü!

D. Çağlar

 

19 Kasım 2009’da İstanbul’un işçi semtlerinden Esenyurt’ta polisle girdiği çatışmada şehit düşen TKİP militanı Alaattin Karadağ’ın katledilişinin 3. yıldönümündeyiz. Alaattin Karadağ, partili ismiyle Nurettin yoldaş, tıpkı Habip, Ümit ve Hatice yoldaşlar gibi yaşamını parti ve devrim davasına adayarak, bu uğurda nice zorlu sınavlardan geçerek, partinin değerlerini her zaman yükseklerde tutarak, son nefesine kadar devrimin çıkarlarına bağlı kalarak, örnek bir komünist olarak adını parti ve devrim şehitleri arasına yazdırmıştır. İşçi sınıfının bir sıra neferi olan Alaattin’den TKİP militanı örnek bir komünist olan Nurettin yoldaşı vareden mücadele yaşamı, tüm partili militanlara ve devrim davasına yürekten bağlı samimi devrimcilere ışık tutuyor. 

Habip, Ümit, Hatice ve Alaattin gibi komünistlerin yetişmesinde komünist hareketin rolü ne olduysa, komünist hareketin partileşmesi ve bugünkü konumuna gelebilmesinde bu yoldaşlarımızın parti ve devrim davası uğruna gösterdikleri çaba ve fedakârlıklar da önemli bir rol oynamıştır. Bu açıdan diğer şehit yoldaşlarımız gibi Alaattin yoldaşın da göze çarpan belirgin özelliği, partinin ve devrimin çıkarlarını her şeyin üzerinde tutması, yaşamını bir bütün olarak parti ve devrim davasına adamasıdır.

Her partili militan ve örgütlü komünist için bu değerlerin sınandığı alan ise örgütlü pratik yaşamdır. Parti çalışmasında üstlenilen sorumluluklardan alınan görevlerin yerine getirilişine, zorluklar karşısında gösterilen iradeden çalışmada sergilenen devrimci enerjiye kadar birçok noktada açığa çıkan bu pratik, devrimci misyon duygusunun, parti ve devrim davasına duyulan bağlılığın en somut göstergeleridir.

Alaattin yoldaş, kesintisiz olarak sürdürdüğü mücadele yaşamında örgütlü bir komünist olarak parti faaliyetinin birçok alanında görev ve sorumluluklar üstlenmiş, varolanla yetinmeyip hep daha ilerisini hedeflemiştir. Örgütlü yaşamının daha ilk adımlarında illegal ihtilalci çalışmada yer alarak, bugün sadece TKİP şahsında ısrarla sürdürülen devrimci örgüt geleneği içerisinde pişerek yetişmiştir. Bir parti neferi olduğu kadar yeri geldiğinde örgütlü bir komünist işçi olarak fabrikalarda, üretim alanlarında çalışarak devrimci sınıfın bir neferi olduğunu ispatlamıştır. Birçok zorlu sınavdan alnının akıyla çıkmasında, kesintisiz ve örnek bir mücadele yaşamını sürdürebilmesinde devrimci teoriyle donanma çabası önemli bir rol oynamıştır.

Şüphesiz nesnel koşullar da partili bir militan olarak Alaatin yoldaşın devrimci kimliği ve kişiliğine doğrudan etkilerde bulunmuştur. Sol hareketin devrimci mücadelede ısrarını iyi kötü koruduğu ‘90’lı yılların ardından gelen tasfiyeci süreçlerde yaşanan savrulmalara ve liberalizme kayışlara karşı duyduğu öfkeyi illegal ihtilalci çalışmayı daha da sahiplenerek göstermiş, böylelikle partisinin çağrısına da yanıt vermiştir. Gözaltında işkence karşında gösterdiği militan tutumla, zindanlarda Ölüm Orucu’nda yer alarak sergilediği direnişle, düzenin mahkemelerinde yaptığı siyasi savunmayla bütünlüklü bir komünist kimliğe sahip olduğunu gösteren Alaattin yoldaş, partisinin direnişçi geleneğine leke sürdürmemiş, onu daima yükseklerde tutmasını bilmiştir.

Partisine ve devrime olan bağlılık Alaattin yoldaşın yer aldığı tüm çalışmalarda kendisini göstermiştir. Yoldaş, en basitinden en zor görünenine kadar her türlü parti faaliyetine büyük bir özveriyle sarılmıştır. Üstlendiği görevleri iddiasına uygun bir ciddiyet ve titizlikle yerine getirmeye çalışmıştır. Kimi zaman yayınlara katkıda, kimi zaman pratik faaliyetlerin örgütlenmesinde, kimi zaman maddi imkânların yaratılmasında, kimi zaman ise kitle çalışmasının örgütlenmesinde bunu görmek mümkündür. Alaattin için ortada yapılması gereken bir iş, üstlenilmesi gereken bir sorumluluk var ise, bunun partinin çıkarlarına en uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekirdi, ki çabası hep bu yönde olmuştur.

Alaatin yoldaşın parti ve devrim davasına bu içten bağlılığı, onun kısa sürede partisiyle daha ilerden bütünleşmesini, daha ileri sorumlulukların altına girmesini sağlamıştır. Yaşamını tümüyle devrim davasına adamış bir devrimci olarak düzen kültüründen gelen alışkanlıklara, küçük-burjuva zaaflara karşı hep tepki duymuştur. Örgütlü yaşam içerisinde ısrar edilen küçük-burjuva tutum ve alışkanlıklara karşı tahammülsüz olabildiği gibi, yoldaşlarına karşı derin bir sevgi ve bağlılık içerisinde olmasını da bilmiştir. Yardımseverliği, kolektivizmi ve fedakârlığıyla, bulunduğu her ortamda, çalıştığı fabrikalarda, konumlandığı mekânlarda işçi ve emekçiler tarafından sevilen ve sayılan bir devrimci olmuştur.

Alaattin’in edindiği bu kimlik ve kişilik, elbette savunduğu dünya görüşünü, Marksizm-Leninizmi hayatının tüm alanlarında uygulama ve partinin ideolojisini kendi kimliğinde cimsileştirme çabası sonucudur. Söz ve eylem birliği ilkesini, parti faaliyetinin tüm alanlarında olduğu kadar bizzat kendi yaşamında da uygulamıştır.

O düşündüğü ve inandığı gibi yaşamış, yeri geldiğinde parti ve devrim davası uğruna canını feda etmekten sakınmadığını ortaya koyarak, tüm yoldaşlarına ve partisine saygıyla anılacak bir miras bırakmıştır.

Alaatin yoldaşın, Habip, Ümit, Hatice ve Hüseyin yoldaşların bizlere bıraktığı miras günden güne büyüyecektir. Komünist hareketin 25. yılı’nda şehitlerimizin bizlere devrettiği bayrak daha da bir kızıllaşmakta ve daha yükseklerde dalgalanmaktadır. Sınıfın ve devrimin partisinin “25. yıl: Devrime hazırlanıyoruz!” şiarıyla devrim davasını güçlendiren adımları, dünden bugüne devrim davası uğruna tereddütsüzce canını vermiş tüm devrimcilerin yarattığı değerlerin yegane güvencesinin TKİP olduğunun göstergesidir.

Komünist hareket 25. yılında, sarsılmaz dünya görüşüne dayanan devrimci sınıf çizgisi, programı ve illegal ihtilalci örgütsel yapısıyla devrimci iktidar mücadelesini büyütme çağrısı yapmaktadır. Tüm komünistlerin önünde duran görev, bu çağrıya yanıt vererek, parti, devrim ve sosyalizm davası uğruna yükseltilen bayrağı kapitalizmin burçlarına dikene kadar seferber olmaktır. Tıpkı Alaattin yoldaşın yaptığı gibi.