16 Kasım 2012
Sayı: SİKB 2012/12 (45)

 Kızıl Bayrak'tan
Büyük metal hareketliliği ve Renault deneyimi
Açlık grevindeki tutsaklar ölüm sınırında!
Açlık greviyle eylemli dayanışma büyüyor
HDK 2. Genel Kurulu üzerine
Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu
Kandil çok soğuktu!
DHF’den açıklama
Kiğılı davasında ilk duruşma
Türk Metal’e Renault’da büyük öfke
Oyak-Renault’da
yaşananların gösterdiği
Metal işçisinin MESS-Türk Metal ittifakını yıkmaktan başka çaresi yoktur!
Ankara’da 25. yıl coşkusu
Geceye gelen mesajlardan
Katledilişinin 3. yıldönümünde komünist işçi Alaattin Karadağ’ın devrimci anısına
İzmir İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Gecesi üzerine
"TOHUM" şöleni gerçekleşti
Suriye’ye yönelik gerici ablukaya karşı anti-emperyalist
mücadeleyi yükseltelim!
Avrupa’da şalterler indi hayat durdu
Avrupa’da açlık grevi ile dayanışma eylemleri
YÖK düzeni yeni taslağı piyasaya sürdü
Gençlik faşist baskılara boyun eğmeyecek!
50’li yıllar İstanbul’unda
“gurbet kuşları”
Taksim yalanı
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Avrupa’da şalterler indi hayat durdu

 

“Avrupa Eylem ve Dayanışma Günü”nde işçiler grev, genel grev ve eylemlerle burjuvazinin kapitalist sistemini protesto ettiler. Emperyalist-kapitalist sistemin temel kurumları olan AB, AMB ve İMF’den oluşan “Troyka” protestoların merkezinde duruyordu.

İspanya ve Portekiz’de genel grev erkenden, gece yarısıyla birlikte başladı. 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı’ndan sonra, Avrupa’da ilk defa eş zamanlı ve ortak hedeflere karşı genel grevler yapıldı. Genel grevlerin yanı sıra, yarım günlük iş bırakma ve kimi iş kollarında tüm gün süren grevler yapıldı. İşçi sınıfının üretimden gelen toplumsal gücü olanca ağırlığıyla kendisini ortaya koydu. Kendisi için sınıf olarak toplumsal arenaya çıkacak olan proletaryanın, dize getiremeyeceği hiç bir gücün olmadığını dosta düşmana ispatlandı. Düşmanlarına boyun eğdirdi.

Şalterleri indiren, alanlara çıkan, devletin silahlı güçlerine karşı çatışan proleterler tek başlarına olmadıklarını biliyorlardı. Aynı anda ve aynı amaçlarla dilini bilmediği, hiç tanımadığı proleter kardeşinin de alanlarda yürüyor olmasını bilmek, işçi sınıfı için büyük bir moral ve güç kaynağıydı. İşçi sınıfı gerçek proleter enternasyonalizmi bu eylemlerde öğreniyor, eğitiliyor ve silahlanıyor. Büyük amacın insanları, sınıfı olmak onları birbirine kaynaştırarak, birleştiriyor. Eminiz ki, gerek eylem anında ve gerek eylemden sonra işçilerin kulağı diğer işçi kardeşlerinin yaptıklarını ve başarılarını gururla ve onurla öğrenmek olmuştur.

İspanya

İspanya’da bu yılın ikinci genel grevi yapıldı. Genel grev 24 saat sürdü. Kapitalist ekonominin bütün alanları genel grevin kapsamındaydı. Ulaşım ve nakliyat durdu. VW/Seat, Opel, Ford ve Nissan gibi otomotiv tekellerinde firesiz iş bırakıldı. Kapıları kilitli kaldı, bantlar dönmedi. Sendikalar, ülke genelinde işçi ve emekçilerin yüzde 80’inin genel grevde yer aldıklarını açıkladılar. Başta Madrid ve Barcelona olmak üzere bir çok şehirde polis yürüyüş yapan kitleye saldırdı, gaz bombası ve plastik mermi kullandı. 70’ten fazla eylemci gözaltına alındı ve 34 insan yaralandı.

Portekiz

Portekiz’de ulaşım, toplu taşımacılık ve hizmet sektöründe genel grev yapıldı. Metro, otobüs ve demiryolları durdu. Hava taşımacılığında ise uçuş ve inişler yarım kapasiteyle çalıştı. Hastanelerde iş bırakma yüzde 90’ı buldu. Posta çalışmadı. 40 değişik merkezde yürüyüş ve mitingler yapıldı. ‘Troyka defol!’ en çok atılan slogan oldu.

İtalya

Ülkenin en büyük sendika konfederasyonu CGIL genel grev çağrısı yaptı. Ülke genelinde yüze yakın merkezde yürüyüş ve mitingler yapıldı. Birçok işletmede işin bırakıldığı bildiriliyor. Stuttgart’ta yapılan mitingde Florans’taki mitingle kurulan bağlantıda, İtalya’nın birçok işletmesinde işin bırakıldığı ve mitinglerin yapıldığını Florans’taki eylemciler söylediler.

Yunanistan

Geçtiğimiz hafta sonunda parlamentonun yeni tasarruf önlemlerini kabul etmesi üzerine yapılan 2 günlük grevin ardından Yunanistan’da 14 Kasım günü, sendikalar 12.00-15.00 saatleri arasında grev, yürüyüş ve miting çağrısı yaptılar. Okullar ve resmi kurumlar bu saatler arasında kapalı kaldılar. Radyo ve televizyonlar yalnız haberleri ve Avrupa’daki eylemleri duyurdular. Başta Atina ve Selanik olmak üzere, bir çok merkezde yürüyüş ve mitingler yapıldı.

Belçika

Başta demiryolları ve Bürüksel’deki AUDİ olmak üzere bazı işletmelerde iş bıraklıdı. Ford’un Genk işletmesinde çalışan işçiler miting yaptılar. Avrupa Sendikalar Birliği’nin (EGB) çağrısıyla Bürüksel’de miting ve Avrupa Komisyonu önünde oturma eylemi yapıldı. Avrupa Komisyonu önünde yapılan oturma eyleminde, ‘’Satılık: Atom, Eyfel kulesi, Akropolis” yazılı afişleri açtılar.

Fransa

Sosyalist(!) Hollende hükümetinin yarattığı beklentinin etkisine rağmen, birçok şehirde yürüyüş ve miting yapıldı. Hollende’a yakın sendikalar grev kırıcılığı yaparak, aktif çağrı yapmadılar. Marsilya’da yapılan yürüyüş ve mitingde süresiz iş anlaşmaları, emeklilik yaşının 60’a indirilmesi ve ücret artışı taleplerini dile getirdiler.

Polonya-Bulgaristan

Polonya ve Bulgaristan’da da yürüyüş ve mitingler yapıldı. Bulgaristan’da sol partilerin ve bağımsız sendikaların yaptığı grev çağrısı bazı iş kollarında etkili oldu. Transport ve sağlık hizmetlerinde oldukça etkili olan çağrı, tekstil ve madencilikte de karşılığını buldu.

Almanya

Berlin, Hamburg, München, Köln, Stuttgart, Bochum, Duisburg, Gelsenkirchen, Mannheim, Frankfurt, Nürnberg, Düsseldorf ve Lübeck gibi önemli sanayi, ticaret ve liman kentleri başta olmak üzere 24 değişik merkezde sendikaların ve yerel komitelerin çağrısıyla yürüyüş ve mitingler yapıldı.

Genel grev, grev, yürüyüş ve mitinglerde milyonlarca işçi, emekçi ve gençlik ortak taleplerle ve ortak düşmana karşı alanlara çıktılar. Kapitalist sistemin krizinin en yıkıcı sonuçlara yol açtığı ülkelerin emekçileri 14 Kasım’da daha kitlesel ve militan bir duruş ortaya koydular. Düzenin devlet terörüne boyun eğmediler. AB’ye ve emeğin, işçi sınıfının enternasyonalist dayanışmasını ortaya koyarak cevap verdiler. Kapitalist sitemin yüreğine korku saldılar.

Avrupa Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Bernadette Segol, eylemlere ilişkin olarak: “Biz ‘tasarruf politikası’ denen belli bir türdeki politikayı protesto ediyoruz. Ücretler düşürülüyor. Yapılanlar sosyal barışa ve sosyal güvenliğe yönelik bir saldırıdır, çünkü sendikalar ile şirketler arasındaki ilişki bozuluyor. Bu sadece Güney Avrupa ülkelerinin sorunu da değil, er ya da geç bu gelişme bugün herhangi bir sorunu olmayan Almanya gibi ülkeleri de etkisi altına alacaktır. Bizim zorluklarla ulaştığımız Avrupa sosyal modeli mahvediliyor” derken, efendileri adına onların korkularına tercüman oluyordu. Sendika bürokrasisinin bütün gerici çabalarına ,hedefi bulandırma çırpınışlarına karşın işçi sınıfı bu mücadelelerden öğrenerek, hedefini daha net olarak belirleyecektir. Almanya’nın eski başbakanı Helmut Schmidt ‘Avrupa devrim arifesindedir’ derken de aynı korkuyu dile getiriyordu.

Kimin kazanacağı sorunu çözülmemiştir ve bu sorunun çözümünü işçi sınıfının hazırlığı belirleyecektir. Komünist partiler, devrimciler ve sınıf bilinçli işçiler tarihsel görev ve sorumlulukla karşı karşıyadır.